Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Osmanlı Edebiyatı ve Kuramsal Yaklaşımlar Üzerine | Mehmet Kalpaklı


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 28.07.2008 tarihinde Sema tarafından, Türk Edebiyatı ve Edebi KiÅŸilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 363 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Osmanlı Edebiyatı ve Kuramsal Yaklaşımlar Üzerine

Osmanlı edebiyatı uzun bir zaman yalnızca fakültelerin Türk dili ve edebiyatı bölümlerinin ilgi alanı olarak kalmış, yapılan akademik çalışmalar da metinlerin yorumlarından çok, nüshalarının tespiti, transkripsiyonu ve kelime listelerinin hazırlanması ile sınırlanmıştır. Edebiyat eleÅŸtirisinde en önemli malzeme metnin kendisidir. Bu anlamda, uzun yıllardır yapılagelen ve metinleri yazma kitaplar arasındaki esaretlerinden kurtarıp üzerlerinde araÅŸtırmalar yapılmaya hazır hale getiren bu önemli “metin neÅŸri” çabasını takdirle karşılamak gerekir. Metin tenkidi de denilen ve metinlerin yazma nüshalarının karşılaÅŸtırmalı olarak deÄŸerlendirildiÄŸi ve yazarın ya da ÅŸairin elinden çıkmış asıl nüshayı (veya ona en yakın metni) ortaya koymayı hedefleyen bu bilimsel uÄŸraÅŸ, sanılan ve tahmin edilenin çok ötesinde metodik bir çalışma, araÅŸtırma yetisi ve bilgi gerektirir. Osmanlı edebiyat metinlerinin, özellikle Divanların neÅŸri söz konusu olduÄŸunda akla gelen ilk isim Prof. Dr. Ali Nihad Tarlan’dır. Onun oluÅŸturduÄŸu metin tenkidi metodu öğrencileri tarafından geliÅŸtirilip devam ettirilmiÅŸtir. Günümüz Türkolojisinin metin neÅŸri metodu, temellerini az çok Ali Nihad Tarlan’ın ortaya koyduÄŸu sistemin bir devamı niteliÄŸindedir. Bununla birlikte, Osmanlı döneminde üretilmiÅŸ metinlerin çokluÄŸu ve çeÅŸitliliÄŸi, sanki bu metin yayımı faaliyetinin sonunun gelmeyeceÄŸi izlenimini vermektedir. Özlemini duyduÄŸumuz, metinler üzerine yapılacak analizler, karşılaÅŸtırmalı çalışmalar ve yorumlar adeta metin neÅŸri faaliyetlerinin sona ermesini beklemektedir. Bu yüzden, günümüzde Divan edebiyat araÅŸtırmaları maalesef, metinlerin hazırlanması ve neÅŸri safhasında tıkanıp kalmaktadır. Bu metinler üzerine yapılan az sayıdaki çalışmalar da, daha çok metin merkezli eleÅŸtiriler olarak, eski ÅŸerh geleneÄŸinin devamı niteliÄŸindedir. Osmanlı edebi metinlerinin birbirleriyle olan iliÅŸkilerini ve göndermelerini, kelimelerin anlamlarını ve anlam katmanlarını esas alan bu tahlil metodu, metni yakın okuma, içerden okuma esasına dayanır. Ancak, metinlerin aslında birer baÄŸlamlarının olduÄŸu, her üretilen ve tüketilen metnin güncel, siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik vs. baÄŸlamlarının bulunduÄŸu, dahası metni üreten ile onu okuyarak ya da dinleyerek tüketen kiÅŸi/kiÅŸilerin bizzat kendileriyle ilgili anlam düzeylerinin var olduÄŸu çoÄŸu kez gözardı edilir.


Ä°ÅŸte tam bu noktada, metni açmaktan bahsetmek yerinde olacaktır. Geleneksel yorum metoduna “ÅŸerh” yani “açmak” denir. Günümüz kuramlarıyla yapılan da aslında metinleri “açmak”tır. Ya da, daha doÄŸru bir deyiÅŸle, metinleri anlamaya giden yeni yolları açmak. Bugün, Osmanlı edebiyatı artık sadece edebiyat çalışmalarının ilgi alanı olmaktan çıkmıştır. Özellikle son yıllarda Osmanlı ÅŸiiri ve kültürü üzerine yapılan kuramsal çalışmalar, Osmanlı edebiyatını üniversitelerin eski Türk edebiyatı ana bilim dalı uzmanlarının tekelinden kurtarıp daha geniÅŸ bir ilgi alanının merkezine çekmektedir.

Osmanlı’ya dair daha kapsamlı bir bakış için gerekli malzemelerin en önemlileri arasında edebi metinler vardır. Ä°ÅŸte, akademik ve kültürel çevrelerde, özellikle son yıllarda artan Osmanlı edebiyatı ve kültürü ilgisinin sebebi burada yatmaktadır.

KarşılaÅŸtırmalı edebiyat, kültürel çalışmalar, tarih, antropoloji, edebiyat eleÅŸtirisi, siyaset bilimi tarihi, sosyoloji ve felsefe uzmanları da artık Osmanlı edebiyatı ile ilgilenmeye baÅŸlamışlardır. Walter G. Andrews’un Osmanlı ÅŸiiri çalışmalarına büyük bir açılım getiren, o çok önemli kitabı Åžiirin Sesi, Toplumun Åžarkısı’nın (Ä°letiÅŸim Yayınları, 2000) eski Türk edebiyatı uzmanlarından çok yukarıda sıraladığım alanlarda çalışanlar tarafından ilgi görmesinin asıl sebebi de budur. Nihayet son zamanlarda yapılan (hem bazı Türkologlar hem de alan dışı araÅŸtırmacılar tarafından) çalışmalarla Osmanlı edebiyatının kültürel kodları üzerine düşünülmeye ve fikir üretilmeye baÅŸlanmıştır. Bu önemli bir geliÅŸme sayesinde bir kuÅŸak önce marjinal sayılan konular ve metinler de gün ışığına çıkmaktadır. Osmanlı kültür ve edebiyatının anlaşılmasında ve yorumlanmasında büyük önem taşıyan bu metinler ve çalışmalar kültürü bir bütün olarak kavrayan yaklaşımlarla daha sahih bir Osmanlı kurgusuna imkân saÄŸlamaktadır.


Günümüzde, Osmanlı edebi metinlerini üretildikleri çağın ÅŸartlarında (dönemin edebiyat anlayışı, estetik kuralları, o devrin dünya görüşü vs.) deÄŸerlendirebilecek yeterli bilgi birikimine sahip kiÅŸiler yok denecek kadar azalmıştır. Dilinin eskiliÄŸi ve kapalılığı, beyitlerde ifade edilen anlamdaki çok katmanlılık, kelimeler arası çaÄŸrışımların tespitinin zorluÄŸu gibi pek çok sebepten ötürü Divan ÅŸiiri metinleri sadece uzmanlarının anlamlandırabileceÄŸi bir alan farz edilmektedir. Bununla birlikte, ilk Türkologlar kuÅŸağı ve onların yetiÅŸtirdiÄŸi günümüz Divan edebiyatı uzmanları, bu metinleri yüzeysel anlamıyla düzyazıya çevirmek, beyitlerde geçen kelimelerin anlamlarını sıralamak, veznini ve edebi sanatlarını göstermek gibi çok basit bir ÅŸerh/yorum metodunu kullanmaktan öteye pek geçmemiÅŸlerdir. Divan ÅŸiiri metinlerinin eleÅŸtirisinde Tahir Olgun’un daha 1930’larda uyguladığı ÅŸablonu kullanmaktan ileriye gitmeyen, edebiyat kuramlarını sadece Batı edebiyatının malı ve yorum aracı olarak gören bu zihniyetle, kendi içine kapalı, çoÄŸu kez sadece uzmanları tarafından okunan çalışmalar yapmakla, Osmanlı edebiyatının da dünya edebiyatının bir parçası olduÄŸunu anlatmak zordur. Kuramın, edebiyatın içinde üretildiÄŸi tarihi ve kültürü doÄŸru yansıtmadığı yolundaki yanlış ve saçma yargıdan vazgeçmemiz ve teorik yaklaşımlardan “iÅŸimize geleni”, metnimize uygun gördüğümüzü seçerek Osmanlı edebi metinlerini günümüzün çaÄŸdaÅŸ okuruna yorumlamamız gerekir. Bu tür yeniden okuma ve teorik temellendirmelerle Osmanlı edebiyatının daha geniÅŸ bir perspektif kazanacağı kuÅŸkusuzdur. Böylece bu edebi gelenek de daha kapsamlı ve kavrayıcı bakış açılarıyla ele alınmaya baÅŸlanabilir.

Bir metin, yazarının kasdettiğinden bağımsız olarak kendinden önceki metinlere açık ya da kapalı birtakım göndermeler, belli belirsiz alıntılar ve çok çeşitli etkilenmeler ile doludur. Dolayısıyla, hiçbir metnin tek bir anlamı, tek bir doğrusu yoktur. Osmanlı devrinde üretilmiş bir metnin (diyelim bir gazelin) o devrin bir şiir eleştirmeni, bir tezkire yazarı tarafından yorumlanması (mesela 16. yüzyıl tezkire yazarı ve eleştirmeni Âşık Çelebi tarafından) ile bir batılılaşma dönemi aydını, şiir eleştirmeni (diyelim, Namık Kemal) tarafından yorumlanması daha farklı olur. Aynı metnin, Cumhuriyet projesinin önde gelen savunucusu bir edebiyat araştırmacısı (Fuad Köprülü mesela) tarafından yorumlanması çok daha farklı olabilir/olmuştur. Bunun sebebi tek bir metne, farklı kuramsal çerçevelerden (burada kuramsal çerçeve kavramının içinde edebiyat teorisi kadar siyasi yaklaşım da girer) bakıyor olmalarıdır. Aslında, kuram olmadan edebiyat hakkında konuşmak mümkün değildir. Kuram bir metni yorumlarken ayaklarımızın sağlamca yere basmasını sağlar. Burada, kuramsal dilin nasıl olduğu, kaba, kuru bir teorik çerçeveyi okura sunan örneklerin çokluğu yüzünden edebiyat teorisinin suçlanamayacağını da belirtelim. Öte yandan, eleştiri yazılarını kuram şablonundan kurtarmak zorundayız. Öyle ki, günümüz edebiyat eleştirisinde, pek çok edebiyat kuramının birer şablon haline getirilerek uygun olsun olmasın her türlü metne uygulandığına çok sık rastlamaktayız.

Kuram, edebi metni açmak için vardır, içinden çıkılmaz ve anlaşılamaz bir hale getirmek, onu kapatmak için deÄŸil. Edebiyat kuramları konusunda pek fikri olmayanların sıkıca sarıldıkları bir konudur, bu anlaşılmazlık meselesi. Nedense bizim edebiyat tarihçilerimiz ve araÅŸtırmacılarımız, o çok emek ve zaman harcadıkları klasik eleÅŸtiri metodları yanında bir-iki edebiyat kuramı öğrenmeye pek yanaÅŸmazlar. Ãœstelik günümüzde bu teorik kitapların çoÄŸu Türkçeye çevrilmiÅŸken. Aslında, kuram karşıtı edebiyat eleÅŸtirmenlerinin bile sonuçta bir kuram üzerinden konuÅŸtuÄŸu gerçeÄŸi gözardı edilmemeli. Günümüz Divan ÅŸiiri uzmanlarının çok sevdikleri ve kullandıkları klasik ÅŸerh geleneÄŸinin, Aristo’dan beri kullanılmakta olan hermeneutik (yorumsamacılık) kuramının hemen hemen aynısı olduÄŸunu da ekleyelim.

Aslında kuram, metnin gerçeğini bulmak için bir araç değildir, ona değişik yaklaşımların yolunu gösterir. (Zira, edebi metnin tek bir gerçeği yoktur.) Kuramsal yaklaşımla açılan bu yeni yol, yeni bakışlar, yeni boyutlar, birtakım önyargılardan arınmaya yarayan yeni düşünceler üretmeye yarar.

Bugünün araÅŸtırmacıları olarak bizler ÅŸanslı sayılırız. Çünkü, bilgisayar teknolojisi emrimizdedir. Bugün biz, eskilerin, metinlerin yorumu için hafızalarından binbir güçlükle bulup çıkardıkları anlamları ve anlam katmanlarını, kelimelerin birbirleriyle olan iliÅŸkilerini bulmak için birkaç düğmeye basıyoruz, sadece. Öte yandan, unutmamamız gereken önemli bir nokta var: incelemek üzere ele aldığımız bu tarihi metinler üretim ve tüketim baÄŸlamlarından neredeyse tamamen soyutlanıp yazma kitapların içine adeta hapsedilmiÅŸlerdir. Bir divanda harf sırasına göre dizilmiÅŸ gazellerin içinden bir tanesini ele aldığımızı düşünelim. O metnin, o gazelin üreteni olan ÅŸair ve tüketeni olan dinleyenlerle/okuyanlarla hiçbir bağı yoktur, artık. Bilemiyoruz, o gazelin hangi ÅŸiir meclisinde okunmak için yazıldığını, kimler arasında okunduÄŸunu, nasıl karşılandığını… Åžairin, belki de gazelin muhataplarından biri için yaptığı bir imayı, bir göndermeyi asırlar sonra kavramamız, anlamamız olanaksızdır. Artık, bizler, o metnin birincil okuru olamayız. En iyi ihtimalle ikincil okur sayılırız. Ä°ÅŸte karşımızda duran bu metinler yığınını bir edebiyat geleneÄŸinin içine oturtabilmek ve bu kapalı metinleri açmak için anahtarlara ihtiyaç duyuyoruz. Bu anahtarlar da metodik yaklaşımlar, kuramsal açılımlardır. Modern çağın bize direttiÄŸi kavrayışlarla, Osmanlılar gibi düşünmemiz, onların içinden bir kuram üretmemiz mümkün deÄŸildir. Metnin kendi baÄŸlamını bilmemize çoÄŸu kez imkân olmadığına ve sadece o metinler için evrensel bir kuram üretmek olanaksız olduÄŸuna göre, mevcut kuramları orasından burasından bükerek, deÄŸiÅŸtirerek, gerekirse çarpıtarak, üzerinde çalıştığımız metinlere daha uygun bir okuma aygıtı haline getirmekten baÅŸka yolumuz yoktur.

Klasik şerh metodu ile şairinin ne söylediğini bir dereceye kadar anlamak, tahmin etmek mümkün olabilir. Beyit içindeki bilgi, ve hatta bir ölçüde şairin ifade etmeye çalıştığı anlam kavranabilir. Ancak, bir edebiyat metni aynı zamanda bir sanatsal bütünün parçasıdır. Bu metinler büyük bir edebi geleneğin içinde varolmuştur ve o edebi geleneğe yaslanmaktadır. Dolayısıyla, metinlerin şiir sanatındaki ve genel büyük hikâye içindeki yerini, bağlarını, dille ilişkisini ve dahası, benzer metinlerle oluşturduğu bütün bir edebi kanonu görebilmek için kuramsal okumalara ihtiyaç vardır.

Beyitlerin tek tek açıklamasına yönelen günümüz yorum metodu, önce metnin yapısal bir bütün olduğunu sonra da o metnin de içinde yer aldığı edebi geleneğin daha geniş yapısal bütünlüğünü ıskalamaktadır. Bu nedenle, Osmanlı edebiyatı metinlerinin şimdilik birkaç eleştirmenle sınırlı kalan kuramsal okumalarının daha da artmasına şiddetle ihtiyacımız vardır.


Mehmet Kalpaklı

(Visited 8 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 28.07.2008 tarihinde Sema tarafından, Türk Edebiyatı ve Edebi KiÅŸilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 363 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 5 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Osmanlı Edebiyatı ve Kuramsal Yaklaşımlar Üzerine | Mehmet Kalpaklı orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleKorkularla Nasıl BaÅŸ Edilir | Psikolog Elif Kandaz Sonraki MakaleTıpta Uzmanlık Sınavı | Tıpta Uzmanlık EÄŸitimi GiriÅŸ Sınavı -TUS - TUS Soruları Nasıl Hazırlanıyor?

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz