Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

[Sosyoloji] Saharasya Kuramı Nedir? | Kuramın Temelleri Ve Çıkış Noktaları – Patrist/Matrist Åžema – Antropoloji Ve Ä°klimbilimin CoÄŸrafi Yön..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 15.07.2008 tarihinde Hale tarafından, Felsefe - Sosyoloji - Hukuk Konu Anlatımları bölümünde paylaşılmıştır ve 332 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Saharasya Kuramı

Kuzey Afrika, Yakın DoÄŸu, ve Orta Asya’yı kapsayan aşırı kurak çöl kuÅŸağı ve bu kuÅŸağın temsil ettiÄŸi kültür yapısı. Bu kültür, çocuk ve bebeklerin travmatize edilmesi, cinselliÄŸin baskı altına alınması kadınların toplumdaki düşük konumları ve ÅŸiddete eÄŸilimlilik ile karakterize edilir. (James DeMeo, 1990, Kyoto)


Saharasya kuramı, antropolog ve sosyologlar tarafından yaygın ÅŸekilde kullanılan Murdock EtnoÄŸrafik Atlası’ndaki 1170 topluma ait antropolojik verilerin James DeMeo tarafından haritalandırılması ile ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda, ana-çocuk ve kadın-erkek bağını engelleyen, baskıcı, acı verici, travma yapıcı, ÅŸiddet dolu ve kiÅŸilik zırhlı davranış biçimi ve sosyal kurumlarının en ÅŸiddetlisinin bu çöl kuÅŸağında olduÄŸu görüldü. James DeMeo bu davranış biçimine Ä°ngilizce ataerkil, “patriarchal” kelimesinden türetilen “patrist” adını vermiÅŸtir. Arkeolojik ve tarihi verilerin sistemli bir ÅŸekilde incelenmesi sonucu patrizmin, yaklaşık olarak MÖ 4000 sonrasında, yağışlı bir sistemden kurak çöl koÅŸullarına geçiÅŸ sırasında Saharasya bölgesinde ortaya çıktığı görülmüştür. Patrizmin bu bölgenin dışında görülmesini anlayabilmek için ise patrist halkların anavatanlarından dışarıya göç ediÅŸleri ve yerleÅŸimleri incelenmiÅŸtir. Patrizme karşılık olarak “matrizmin” insanlığın en eski, orijinal ve doÄŸal davranış ve toplumsal örgütlenme ÅŸekli olduÄŸu, patrizmin ise travma yaratıcı toplumsal kurumlarla desteklenip sürdürülerek, ilk önce ağır çöl koÅŸulları, açlık, ve göç baskısı altında Saharasya halkları arasında geliÅŸtiÄŸi öne sürülmektedir.

Kuramın Temelleri ve Çıkış Noktaları

Wilhelm Reich’ın psikoanalizden geliÅŸen teorisine göre insan türünün yıkıcı saldırganlığı ve sadistik ÅŸiddeti, tam solunumun, duyguların özgürce ifadesinin ve zevk amaçlı güdülerin travma yoluyla kronik bir ÅŸekilde engellenmesinden (inhibisyon, tutulma) kaynaklanan anormal bir durumdur. Bu görüş açısına göre engelleme, acı verici ve zevk-engelleyici rituel (adet) ve toplumsal kurumlarla birey içerisinde kronik hale getirilir ve ana-çocuk, kadın-erkek bağı ile bilinçli ya da bilinçdışı ilgi kurarak bunları bozar. Bu rituel ve kurumlar, en ilkellerinden, teknolojik olarak en geliÅŸmiÅŸlerine kadar bütün toplumlarda bulunabilir. Bazı örnekleri: yenidoÄŸanlara ve çocuklara bilinçdışı veya rasyonalize edilmiÅŸ nedenlerle çeÅŸitli ÅŸekillerde acı verilmesi; bebeklerin annelerinden ayrılarak izole edilmesi, aÄŸlamalarına aldırış etmeme, hareketsiz hale getirme, düzenli bir ÅŸekilde kundaklama, yeterli ÅŸekilde emzirmeme ve sütten erken kesme, genelde cinsel organlar olmak üzere etlerini kesme, travmaya neden olacak ÅŸekilde tuvalet eÄŸitimi, maddi cezalar ve tehditlerle korkutarak sessiz, meraksız, ve uysal olmasını istemek olarak sayılabilir. DiÄŸer toplumsal kurumlar çocuÄŸun geliÅŸen cinselliÄŸini kontrol etmeye ve ezmeye çalışır, örneÄŸin ataerkil tanrılara tapan bütün toplumlarda olduÄŸu gibi kızlardan istenen bekaret tabusu, ve suçluluk duygusu destekli mecburi evlendirme gibi. Acıya dayanıklılık, duyguların bastırılması, “büyüklere” itaat gibi talepler, bu toplumsal kurumların ayrılmaz bir parçasıdır. Bu tür gelenekler toplumdaki ortalama birey tarafından, acı verici, zevk engelleyici veya hayatı tehdit edici sonuçlarına aldırış edilmeksizin “iyi”, “karakter geliÅŸtirici” veya “geleneÄŸin bir parçası” tecrübeler olarak desteklenir ve savunulur. Wilhelm Reich’a göre, acı verici ve bireyi ezen bu toplumsal kurumların sonucu, insan davranışının nörotik, psikotik, kendini yıkıcı, sadistik bileÅŸenleri ve bireyde oluÅŸan fiziksel ve duygusal “zırh”tır.


James DeMeo’ya göre, acı verici ve zevk engelleyici bu tür gelenek ve kurumlar, geçmiÅŸte ve günümüzde pek çok toplumda bulunmasına raÄŸmen, hiçbir zaman evrensel deÄŸildirler. Azınlıkta olmakla birlikte, bu tür gelenek ve kurumların bulunmadığı toplumlar da vardır. Ä°lginç ÅŸekilde bunlar aynı zamanda ÅŸiddetten uzak, saÄŸlam tek eÅŸli evililiklerin ve samimi dostça iliÅŸkilerin hüküm sürdüğü toplumlardır. Bu tür topluluklara ilk iÅŸaret eden Trobriand adalarındaki araÅŸtırması ile etnoÄŸraf Malinowski olmuÅŸtur. Daha sonra bunlara Elwin (1947,1968), Hallet & Relle (1973) ve Turnbull’un (1961) Afrika ve Hindistan’daki tanıklıkları eklenmiÅŸtir. Kültürlerarası çalışmalar çocuk ve gençlerini travmatize edip cinsel baskı altına almayan sorunlu/ÅŸiddete eÄŸilimli herhangi bir topluluk bulmanın imkansız olduÄŸunu göstermiÅŸtir. DeMeo’ya göre dünya tarihinin sistematik bir araÅŸtırması bu buluÅŸları destekler, yani savaşçı, despotik, otoriter merkezi devletlerle, çocukluk travmaları, cinsel baskı, aile içi ÅŸiddet ve erkek egemenliÄŸi arasında belirgin bir korelasyon sözkonusudur.

Patrist/Matrist Åžema

DeMeo, Taylor’un (1953) patrist/matrist kavramlarını Reich’ın anlayışına göre geliÅŸtirerek aÅŸağıdaki ÅŸemayı oluÅŸturmuÅŸtur:


Klinik, kültürlerarası ve tarihsel literatür araştırmaları, yetişkin şiddetinin kaynağı olarak erken çocukluktaki travma ve cinsel baskıyı gösterdiğine göre doğal olarak ortaya çıkan soru, bu travma-şiddet-baskı kültürünün (patrizm) ilk önce ne zaman belirli toplumlarda kültürün bir parçası haline geldiğidir. Patrizmin insan doğasının bir parçası olmaması bunu gerektirir.

DeMeo yukarıdaki sorunun cevabını küresel antropolojik, arkeolojik kayıtlarda bulmuÅŸtur. Belirli bölgelerin en derinlerindeki, yani en eski arkeolojik tabakalarındaki veriler barışçı/matrist yaÅŸam koÅŸullarına iÅŸaret ederken, daha sonraki dönemlerde ÅŸiddete ve erkek egemenliÄŸine bir geçiÅŸ gözlenir. Bazı araÅŸtırmacılar bu bulguları inkar edip görmezden gelirken, artan sayıda çalışma, eski zamanlardaki barışçı, demokratik, eÅŸitlikçi koÅŸullardan sonraki zamanlarda erkek egemen ve savaÅŸa, ÅŸiddete eÄŸilimli bir yapıya geçiÅŸi göstermektedir. (Bell 1971; Eisler 1987a, 1987b; Huntington 1907, 1911; Gimbutas 1965, 1977, 1982; Stone 1976; Velikovsky 1950, 1984.) Bu tür bulguların sistematik incelemesinin ortaya çıkardığı sonuçların en önemlisi, Kuzey Afrika, Yakın DoÄŸu ve Orta Asya’da matrizmden patrizme geçiÅŸin iklimsel deÄŸiÅŸimlerle, yani nemli koÅŸullardan, kurak çöl koÅŸullarına geçiÅŸle aynı zamana denk düşmesi idi. Bunu göç ve istilalarla baÄŸlantılı olarak, hemen yakın çevredeki geçiÅŸler takip ediyordu.


(Visited 1 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 15.07.2008 tarihinde Hale tarafından, Felsefe - Sosyoloji - Hukuk Konu Anlatımları bölümünde paylaşılmıştır ve 332 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

[Sosyoloji] Saharasya Kuramı Nedir? | Kuramın Temelleri Ve Çıkış Noktaları - Patrist/Matrist Şema - Antropoloji Ve İklimbilimin Coğrafi Yönleri - Patrizmin Saharasya\'nın Kıyı Bölgelerine Yayılması orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleOsmanlı NümismatiÄŸinin Büyük Problemi - Ä°ÅŸaret Harfler | Sultan Mustafa II’nin Saltanatı Sırasında Osmanlı Paraları Ãœzerinde Bulunmas Sonraki MakaleAtatürk Günlüğü - Today | 21 Mart - March

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz