Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Osmanlı Nümismatiğinin Büyük Problemi – İşaret Harfler | Sultan Mustafa II’nin Saltanatı Sırasında Osmanlı Paraları Üzerinde Bulunmas


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 19.04.2009 tarihinde Hale tarafından, Büyük Osmanlı İmparatorluğu bölümünde paylaşılmıştır ve 332 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Osmanlı Nümismatiğinin Büyük Problemi

İşaret Harfler


Sultan Mustafa II’nin saltanatı esnasında (1106-1115 H) 1108 veya 1109 yıllarında, Osmanlı Paraları üzerinde bulunması lâzım gelen tuğra, tarih, darphanenin bulunduğu yer vs. dışında, sikkelerin çeşitli yerlerine basılı bir takım harf ve işaretlerin ne işe yaradığı 18. yüzyıl, hatta bütün Osmanlı nümismatiğinin, en büyük problemlerinden birini teşkil eder.

Birçok yazarlar bunlardan, “Başlangıç harfleri”, “Anfangsbuchstaben ”, “initial letters 14,16”, “numerals ”, “işaretler”, “marks ” diye bahs ederlerse de, Türkçede başlangıç harfleri deyimi, isimlerin ilk harfleri olduğunu pek belirtmediğinden, yetersiz kalmakladır. Osmanlı sikkelerindeki bu işaretler aynı zamanda harflerden de oluştuğundan Prof. Dr. Tevfîk Seno Arda’nın “işaret harfler” deyimi daha doyurucu olmaktadır .

İşaret harflerin Osmanlı sikkelerine ne için basıldığı hakkında şimdiye kadar yazılı bir belge ele geçmemiştir. Böyle olunca da bunların nedeni hakkında birçok teoriler ortaya atılmıştır: William Marsden, “sikke işaretleri”nden; Lane-Poole, “darphane idarecilerinin işaretleri”nden; Samuel Barnard, “sorumlu kişilerin işaretleri”nden, örneğin: valilerin, beylerin, paşaların işaretlerinden; Oliver Codrington ise bunların “paralardaki metal kalitesine” işaret ettiğini yazarlar 14. Bizzat Lachman da adı geçen eserinde 14, bu işaretlerin “ihtiyat tedbiri, valilerin, darphane direktörlerinin, memurlarının veya memuriyetlerinin işaretleri” olduğunu yazar. Görüldüğü üzere bü­tün bu teoriler sikkenin metal kalitesinden veya sorumlu kişilerden bahsetmektedirler.


Para tarihi incelendiği zaman görüldüğü üzere, sikkelerin üzerindeki her türlü işaretler, harfler bu paraları kullananlara bir takım bilgileri iletirler. Bir çok ülkelerde darphanelerde basılan paralar hakkında düzenli notlar tutulduğundan, kısaltmaların açılışı bilindiğinden ve kâfi derecede literatür bulunduğundan bunların üzerindeki işaretler hakkında kesin bilgi edinmek olanağı vardır. Buradan yola çıkarak Osmanlı sikkeleri üzerindeki işaret harflerin ne sebep ile basıldığını arayalım. Bilindiği gibi Osmanlı nümismatiği, Avrupa nümismatiği ile yakından ilgilidir. Osmanlılar Venedik duka altınları üzerine “sahh” damgasını vurarak bu altınları uzun zaman kullanmışlar ve Livorno’dan gelen Mustafa Ağa da mangır basımının öncülüğünü yapmıştır . Bu bakımdan Avrupa nümismatiğinde ortaya çıkan olumlu gelişmelerin Osmanlı nümismatiğine yansıdığını kabul etmek lazımdır. Yukarıda belirttiğimiz gibi sikkelerin üzerindeki her çeşit harfler, işaretler bunları kullananlara bir takım bilgileri iletirler. Osmanlı sikkelerindeki işaretlerin de bir takım bilgileri, bir takım alâkadar kimselere ilettiği muhakkaktır.

Acaba diğer devletlerin sikkelerindeki işaretler bu paraları kullananlara veya bu ibaretlerle alâkadar kimselere ne gibi bilgileri iletirler? Eski Yunanistan’da basılmış bir sikke, sadece o paranın kıymetini bildirmiyor, aynı zamanda onun darphanesini, dolayısı ile hangi şehir veya bölge için basıldığını, hangi sahib-i ayar’ın (ayar koruyan) sikkelerin bu baskısından sorumlu olduğunu, ilâhların isimlerini bildiriyordu .

Eski Roma Cumhuriyeti’nde sahib-i ayarlar, İsa’dan önce 2. yüzyılda kendi devrelerinde darp edilen sikkelere, önceleri, isimlerini kısaltma olarak (işaret harf), sonraları ise isim ve soyadlarını tüm olarak basıyorlardı. Roma İmparatorluğu zamanında sikkeler, senatonun teorik olarak verdiği yetki ile basıldığından, paralar üzerine “SC” (Senatus Consulto) işareti darp ediliyordu (Geld). Bu işaretler aynı zamanda halkta güven uyandırma gayesi de güdüyorlardı. Diokletianus’un yaptığı reformda, darbedilen her sikkeye darphane ismi ve sorumlu büronun işaretinin darp edilmesi öngörülüyordu .

Merovenj’ler (Franklar) zamanında, takriben 400-700 yıllarında, sahib-i ayar isimlerine sikkeler üzerinde çok rastlanıyordu. Bu kimseler sorumluluklarını bilen kişilerdi. Merovenj’lerden sonra gelen, yine Franklar’dan, Karolenj’ler zamanında, takriben 700-1000 yıllarında, sadece darphanenin bulunduğu yer ismi sikkeler üzerine basılıyordu. Sahib-i ayar isimlerine ise az rastlanıyordu. Çünkü sikkenin tipinden, ağırlığından ve gümüşün alaşımından sorumlu sahib-i ayarın kimliği belli oluyordu, bundan dolayı da ayrıca işaret konmağa lüzum görülmüyordu. 14. yüzyıldan itibaren ala­şım nispetleri kanunen belirlendiğinden dolayı sahib-i ayarların işaretlerinin darbedilmesi lüzumu hasıl oldu.

1. Gratiano Gonzalo’nun işareti, 1589-1598, darphane: Marienfaurg.

2. Bartholomaeus Triangel’jn işareti, 1664-1665, darphane: Neuburg a. Inr.


3. Hans Stockart’ın işareti, 1454-1461, darphane: Leipzig.

4. Nickel Streubel’în işareti, 1539-1545, darphane: Annaberg.

5. Wilhelm Quandel’in işareti, ?, darphane: Lützen 1621.

6. Stockholm şehrinin işareti, 1556-1558.

7. Heinrich Stein’ın işareti, 1499-1511, darphane: Annaberg.

8. Ulrich Gebhart’ın işareti, 1518-1532, darphane: Leipzig.

9. Tobias Gebhart’ın işareti, 1578-1583, darphane: Prag.

10. Kopenhag darphanesi işareti.

11. Nicolaus Wonnemann’ın işareti, 1763-1796, darphane: Kampen.

12. Augustin Horn’un işareti, 1478-1501, darphane: Zwickau.

13. Christoph Margalik’in işareti, 1655-1670, darphane: Prag.

14. Wolf Hünerkoph’un işareti, 1633-1539, darphane: Annaberg.

15. Friedrich Ulm’un işareti, 1621, darphane: Naumburg.

16. Johann Conrad Ricüthausen’in işareti, 1658-1659, darphane: Viyana.

17. Peter Hema’nın işareti, 1621, darphane: Olmütz.

18. Kaspar Hase’nin işareti, 1655, darphane: Osterode.

19. Hans Stockart’ın işareti, 1457, darphane: Leipzig.

(Das Buch der Zeichen und Symbole. 1980, Verlag für Sammler, Graz-Avusturya)

Yazılardaki tarihler sahib-i ayarların darphanelerde çalıştıkları zamanları gösterir.

Bu işaretler, Levha I, Şekil 17’de olduğu gibi ismin kısaltılmışı veya Şekil 18’de olduğu gibi ismi belli eden semboller (sahib-i ayarın soyadı “tavşan”) veya amblemlerden oluşurdu. İsimlerinin tümünün yazılışına ise ender rastlanıyordu. Yeni zamanlarda ise sahib-i ayarların işaretlerinin yerini, darphanenin bulunduğu yerin kod işareti aldı. Bu işaretler önceleri bilgileri ileten gizli noktalar (points secrets) halinde iken, daha sonraları harfler haline dönüştü . Örnek olarak; Almanya’da “D” Münih; “F” Stuttgart; “G” Karlsruhe; Fransa’da “A” Paris; “B” Rouen; “BB” Strasbourg; Birleşik Devletler’de “D” Dever; “S” San Fransisko darphanelerinin kod işaretleridir.

İspanya’da Ferdinand ve Isabella 13.06.1947 tarihinde çıkardıkları bir emirname ile daha önce basılmış olan paraları tedavülden kaldırmışlar ve yeni bir sistem ortaya koymuşlardır. Bu emirnameye göre sahib-i ayarlar kendi zamanlarında darp edilen sikkelerin vezin ve ayarından sorumlu tutulmuşlardı. Sorumlu kişiyi tespit edebilmek için de her sikkeye darphane ve sahib-i ayarın işaretinin basılması zorunluluğunu koymuşlardır.

Fransa’da Francois I (ölümü 1547) darphane organizasyonunda mühim yenilikler yapmıştır. Çıkarılan kraliyet emirnamesinde bütün sikkelerin, sadece darphanenin değil, ağırlık ve ayardan sorumlu sahib-i ayarın da işaretini (Signum) taşıyacağı bildiriliyordu .

Almanya’da 1379 yılında Lübeck, Hamburg ve Wismar şehirleri arasında para birliği kuruldu. Her şehir bastıkları paralarda aynı ağırlığı koruyacak, sikkelere her şehir kendi amblemi ile ortak bir işaret (yıldız) basacaktı.

Yukarıdaki örnekler, Eski Yunanistan’dan beri her devletin darphane ve sahib-i ayarın işaretlerinin para üzerine basılmasına büyük önem verdiğini göstermektedir. Çünkü para basılacak madenin ağırlığında ve ayarında yapılacak her değişiklik, sikkede değer değişmesine yol açıyor ve bu da ekonomik hayata yansıyordu. Meydana gelebilecek değişiklikleri önlemek için, bu değişiklikleri yapabilecek kimse veya kimselerin işareti paralar üzerine darp ediliyor böylece, devrelerinde basılan paralarda meydana gelen değişikliklerden bu şahıslar sorumlu tutuluyorlardı. Sikkeler üzerine isim değil, işaret harf konması, yer darlığı ile açıklanabilir. Ancak Osmanlı sikkelerinde ismin tümünün yazıldığı durumlarda vardır: “Ali”, “Ragıb”, “Bekir” gibi (Levha II, Şekil XXIII, XXXVI gibi).

Osmanlıların, İstanbul’da (Konstantaniye, İslambol) basılan paralarında bu işaret harfler, yukarıda da bahsettiğimiz gibi, Sultan Ahmed II’nin saltanat) esnasında sessizce meydana çıkmışlar ve son alarak ta Sultan Mustafa III’ün saltanatının 1. yılında basılan sikkelerle yine sessizce kaybolmuşlardır. Mısır’da bu işaretlere ilk olarak Sultan Ahmed III adına basılan sikkelerde, son olarak ta Sultan Selim III’ün paralarında rastlanır. Tunus, Cezayir ve Trablus darphanelerinde basılan sikkelerde bu işaretler yoktur.

Saltanatları esnasında basılan sikkelerde işaret harfler bulunan padişahlar şunlardır: Mustafa II, 1106-1115 (1695-1703); Ahmed III, 1115-1143 (1703-1730); Mahmud I, 1143-1168 (1730-1754); Osman III, 1168-1171 (1754-1757); Mustafa III, 1171-1203 (1774-1789); Seljm III, 1203-1222 (I789-1807). Lachman tarafından bu padişahların saltanatları esnasında basılan paralarda 45 çeşit işaret harf tespit etmiştir. Chester Krause ve Clifford Mishler de aynı neticeye varmışlar, yani onlar da Lachman gibi 45 işaret harf tespit etmişlerdir (Levha II). Lane-Poole 54 işaret bildirmekledir. Lachman yukarıda adı gecen eserinde, Lane-Poole’un yeni baskı Kataloğunda 102 işaret harf bulunduğunu yazar. Jem Sultan, yüze yakın işaret harf göstermektedir.

İşaret harflerin sikkeler üzerindeki yerleri için Krause-Mishler 4, Lachman 15, Pere Sultan Mustafa II için 2 ve Sultan I. Mahmul için 2, Jem Sultan ise bu işaret harfler için 12 pozisyon göstermektedir.

İşaret harflerin meydana çıkış sebebini daha iyi anlamak için o devrin Osmanlı ekonomisine bakmak icap eder. Sultan Murad III’den beri devamlı olarak bozulan Osmanlı ekonomisi, sikkelerin de kötüleşmesine yol açıyordu 20. Sultan Mehmed IV zamanında üç cephede devam eden savaşlar neticesi hazinede para kalmadı, kıtlık başladı. Sultan Süleyman II devrinde para basacak altın ve gümüş bulunmaması yüzünden askere cülus ikramiyesi verilemedi. Saraydan 800 okka (1 okka=1.250 gr.) gümüş, 150 okka altın darphaneye gönderilerek para basıldı . Bu da yetmeyince Livorno’dan gelen Mustafa Ağa adlı birisi hezarfen tayin edildi. Mangır para basımı onun tarafından düşünüldü . Mangır para basımı ile devlet enflasyon denemesine girmiş bulunuyordu . Bütün enflasyon devirlerinde olduğu gibi, bu defa da hırsızlık vs. gibi olaylar çoğalmış idi. Bir takım kişiler şerifi altınının etrafını kırparak altın çalıyorlar, böylece İstanbul’a ayarı eksik ve kesik sikkeler geliyordu. Eyaletlerin hiç birisinde para işleri yolunda gitmiyordu. Darphanenin sahib-i ayarları bazı kimselerle birleşerek halka değeri düşük para sürüyorlardı . Zaten darphanelere para basılması için gelen madenden çalmak hem normal, hem de sık rastlanan olaylardandı . Sultan Mustafa II zamanında da bu gibi hırsızlıklar vs. devam etmiş, paradaki bozukluklar ekonomiye tesir ederek, hayatı adeta felce uğratmıştı, İstanbul’da basılan şerifi altınları ile Kahire’de basılan şerifi altınları arasında hem vezin, hem de ayar bakımından büyük farklar vardı. Bunun neticesi ayarı bozuk, vezni bozuk Mısır Şerifi altınları İstanbul altınlarının yerini alıyordu. İstanbul, Mısır şerifi altınları ile dolmuştu. Bu durumu önlemek için İstanbul altını vezin ve ayarında, fakat tuğralı altın bastırılmasına karar verildi (1108 H). Bu zamana kadar tuğra sadece gümüş paralara basılıyordu. “Tuğra, altınların vezin ve ayarının tam olduğuna dair sanki bir teminattı”; yani tuğra, altın sikkeleri kullananlara, ayar ve vezin hakkında bilgi iletiyordu. Osmanlı altınlarının ayarını bozmak suçu ile Kahire darphanesinde nasır (sahib-i ayar) olan Çavuşlar Kethüdası Yusuf Ağa İdam edildi .

Olaylara yukarıdan bakarsak şöyle bir durumun ortaya çıktığını görürüz: İşaret harfler hicrî 1108 veya 1109 yıllarında ortaya çıkıyor. 1108 yılında altınların vezin ve ayarının tam olduğuna teminat olarak altın sikkelere tuğra basılmasına başlanıyor. Yine bu zamanda altınların ayarını bozduğu gerekçesi ile Kahire darphanesi nazırı idam ediliyor. Padişahın çıkardığı “Fi evahırı z 1108” tarihli fermanla Mısır devlet ricaline şöyle söyleniyor: “…gümüş ve altının ayarında bozukluk zuhur etliğinden gümüş ve altının (sikkenin) ayarını muhafaza için damga vurulması kabul olunarak, kabul edilen vezin ve ayarda kesilmek sureti ile fesatçıların ellerinden kurtarmak ve ayarın bozulmak yolu kapanıp… 27”. Altın ve gümüş sikkelerin vezin ve ayarının tam olmasını sağlamak ve fesatçılardan korumak için onlara damga basılacağı padişah fermanı ile belirleniyor. Ancak, şu ana kadar şimdiki bileziklerin ayarını gösteren damgaya benzer herhangi bir baskıya o zamanki paralar üzerinde rastlanmamıştır. Fakat bu fermanın çıktığı tarih ile beraber işaret harfler paralar üzerinde görülmeğe başlamıştır. Bundan da anlaşılıyor ki işaret harfler sikkelerdeki vezin ve ayar hırsızlıklarını önlemek, para basımındaki sorumluyu tesbit etmek için sikkelere basılmıştır.

Sultan Mustafa III’ün saltanatının birinci yılından itibaren sikkelere cülus yılları yanında, darp yıllarının da rakam ile basılmağa başladığını görmekleyiz. Bu devirde darphane nazırları bir yıl vazifede kalıp sonra eski görevlerine döndükleri için, sikkelerin vezin ve ayarında yapılabilecek olumsuz değişikliklerdeki sorumluların tespitinde bir zorluk olmaması gerekir. T. S. Arda’nın yazısında incelenen 10 Paralardan ikisi padişahın tahta çıkışının birinci yılında basılmışlardır. Birisinin üzerinde işaret harf olarak “sad”, diğerinde ise sikkenin darp yılı rakamla gösterilmektedir. Artık işaret harflere ihtiyaç kalmamıştır, geldikleri gibi sessizce tarihin sahifeleri arasında kayıp olabilirler.

Kenan KERESTECİOĞLU

Kaynaklar:

1- Samuel Lachman, The Initial Letters on Ottoman Coins of the Eighteenth Century.

2- Hans Joachim Funk, Geld. Edition Deutsche Bank.

3- Chester L. Krause and Clifford Mishler, Standard Catalog of World Coins.

4- Jem Sultan, Coins of the Ottoman Empire and the Turkish Republic. California, 1977.

5- Tevfik Seno Arda, Sultan III. Mustafa Dönemi İstanbul Baskılı Gümüş 10 Paralar Üzerinde Bir İnceleme. TND Bülteni, No: 14.

6- Hans Wilski, Venedik Duka Altınlarına Osmanlılar Tarafından Vurulan Sah Damgası. TND Bülteni, No: 13.

7- Karabacek, Wiener Nümismatische Monatshefte. 1876, Band III.

8- Elvira und Vladimir Clain-Stefanelli, Das Euch der Münzen und Medallien. Günter Schön, Büchergilde Gutenberg.

9- John Porteous, Münzen. Ariel Verlag.

10- Deutsches Münzsammler-Lexikon. Münzmeisternamen und zeichen bahsi. Battenberg Verlag München.

11- Uzunçarşılı, Cilt III, I. Kısım, 2. baskı.

12- Halil Sahillioğlu, Bakır Para Üzerinde Bir Enflasyon Denemesi. TND Bülteni, No: 10.

13- İbrahim ve Cevriye Artuk, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Teşhirdeki İslamî Sikkeler Kataloğu. Cilt II.

14- Ekrem Kolerkılıç, Osmanlı İmparatorluğundan Para. Ankara, 1958.

(Visited 22 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 19.04.2009 tarihinde Hale tarafından, Büyük Osmanlı İmparatorluğu bölümünde paylaşılmıştır ve 332 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Osmanlı Nümismatiğinin Büyük Problemi - İşaret Harfler | Sultan Mustafa II’nin Saltanatı Sırasında Osmanlı Paraları Üzerinde Bulunması Lâzım Gereken İşaretler orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleAtatürk'ün Yakınları | Afet İnan (1908-1985) Sonraki Makale[Sosyoloji] Saharasya Kuramı Nedir? | Kuramın Temelleri Ve Çıkış Noktaları - Patrist/Matrist Şema - Antropoloji Ve İklimbilimin Coğrafi Yön..

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz