Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Ses Temelli Cümle Yöntemi | Yöntem Konusunda Günümüzdeki GeliÅŸmeler – Ãœlkemizde Kullanılan Yöntemler


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 15.06.2008 tarihinde Hale tarafından, Güzel Türkçe'miz | Türkçe Dilbilgisi bölümünde paylaşılmıştır ve 1155 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Ses Temelli Cümle Yöntemi

Prof.Dr. Firdevs GÃœNEÅž
(A. Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi)


Kaynak:Milli EÄŸitim Dergisi

Günümüzün ve geleceÄŸin öğrencilerinin yetiÅŸtirilmesinde, ilk okuma-yazma öğretiminin amacı; sadece okuma ve yazma gibi becerilerin kazandırılması deÄŸil, aynı zamanda düşünme, anlama, sıralama, sorgulama, sınıflama, iliÅŸki kurma, analiz-sentez yapma ve deÄŸerlendirme gibi zihinsel becerilerin de geliÅŸtirilmesini içermektedir. Bu süreçte Türkçe’yi doÄŸru, etkili ve güzel kullanma, iletiÅŸim kurma, problem çözme, karar verme, öğrenmeyi yaÅŸam boyu sürdürme gibi becerilerin de geliÅŸtirilmesi beklenmektedir. Buradan hareketle, ilköğretim birinci sınıftan itibaren etkili bir okuma-yazma öğretimini gerçekleÅŸtirmek; düşünen, anlayan, sorgulayan, öğrenmeyi öğrenen, bilgiyi kullanabilen ve sorun çözebilen bireylerin yetiÅŸmesi için ilk adımı atmak demektir.

Ãœlkemizde Çoklu Zekâ, Yapılandırmacı Yaklaşım, Beyin Temelli Öğrenme, Öğrenci Merkezli Öğrenme, Bireysel Farklılıklara Duyarlı Öğretim gibi yaklaşım ve modeller çerçevesinde geliÅŸtirilen yeni Türkçe Öğretim Programı’nda ilk okuma ? yazma öğretimine ayrı bir önem verilmiÅŸ ve yöntem olarak Ses Temelli Cümle Yöntemi’nin kullanılması ön görülmüştür.


Dünyamızda okuma-yazma öğretimi alanında günümüze kadar kullanılan 50′ den fazla yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler sentez, analiz ve karma yöntemler olmak üzere üç ana grupta toplanmaktadır. Sentez yöntemler; harf (alfabe), ses (fonetik), fonomimik, fonoscript, psiko-fonetik, laubach, hece (syllabique), mixte, bak-söyle, Beacon vb. yöntemlerden oluÅŸmaktadır. Sentez yöntemlerinde ağırlıklı olarak parçadan bütüne gidilmektedir. Analiz yöntemleri ise 1900’lü yıllardan sonra gündeme gelmiÅŸtir. Bu yöntem grubu, global, kelime, cümlecik, cümle ve hikâye yöntemlerinden oluÅŸmaktadır. Özellikle cümle yöntemi Gestalt ekolüne dayalı olarak geliÅŸmiÅŸtir. Analiz yöntemlerinde verilen her öge okunarak anlamı üzerinde durulmakta ve çözümlemesi yapılmaktadır. Karma yöntemler ise analiz ve sentez yöntemlerinin karıştırılmasından oluÅŸan yöntemlerdir. Karma yöntemler; karışık, seçkin (eklektik) ve bilinçlendirme yöntemleri olmak üzere üç alt gruba ayrılmaktadır. Karışık yöntemler; harf-fonetik, fonetik-hece, cümle-harf, kelime-hikâye-cümle gibi analiz ve sentez yöntemlerinin harmanlanmasından oluÅŸan çok sayıda yöntemi içermektedir. Seçkin (eklektik) yöntem ise analiz ve sentez yöntemlerin bütün aÅŸamalarını içinde barındırmaktadır. Bilinçlendirme yöntemi ise ağırlıklı olarak bilinçlendirmeyi ele almaktadır.

Bir ülkede okuma-yazma öğretim yöntemi seçilirken, ülkede kullanılan dilin yapısı, dilin yazı sistemi, eğitim-öğretimle ilgili araştırmalar, teoriler, uygulamalar, çocuğun gelişim özellikleri, ülkede kullanılan materyal vb. gibi hususlar belirleyici olmaktadır (Güneş, 1997, 137-155).

Yöntem Konusunda Günümüzdeki Gelişmeler

Dünyamızda okuma-yazma öğretim yöntemlerine iliÅŸkin son yıllarda önemli geliÅŸmeler olmaktadır.Bu geliÅŸmeler daha çok PISA ve UNESCO araÅŸtırmalarından sonra hız kazanmıştır. PISA araÅŸtırmalarına göre okuma alanında ülkeler arasında en yüksek baÅŸarıyı Finlandiya göstermiÅŸtir. Kore, Kanada ve Avustralya bu ülkeyi takip etmektedir. En alt sırada ise Tunus bulunmaktadır. Türkiye projeye katılan ülkeler içinde, Uruguay ve Tayland’dan farklı olmayan bir performans sergilemiÅŸtir (MEB,2004, 1-6). Yine bu verilere göre Fransa, ABD, Danimarka, Almanya, Ä°talya, Lüksembourg, Ä°spanya, Portekiz gibi ülkeler iyi sıralarda yer alamamışlardır.

Bu sonuçlar üzerine çoğu ülkede bir yandan okullardaki okuma öğretim yöntemleri ile geliştirilmesi gereken beceriler sorgulanmaya başlanmış, bir yandan da başarılı olan ülkelerin durumları incelenmeye alınmıştır. Bu konuda ilk çalışmalar üniversitelerden gelmiştir. Çeşitli üniversitelerde okuma öğretimi alanında çalışan uzmanlar; ilk okuma-yazma öğretiminde analiz (kelime, cümle, cümlecik gibi) yöntemlerin çok etkili olmadığı konusunda görüş birliğine varmışlardır. Diğer taraftan İngiltere, Fransa, Lüksemburg, İspanya gibi ülkelerde çocukların okuma becerilerinin geri olmasının altında yatan en önemli neden; ilk okuma-yazma öğretiminde kullanılan yöntem olarak açıklanmıştır. Yöntem değişikliği çalışmalarına başlanmıştır.

Diğer taraftan UNESCO tarafından yapılan çeşitli araştırmalarda dünyamızda okuma-yazma bilmeyenlerin hızla arttığı, bunun okuma-yazma öğretim yöntemleriyle de ilişkili olduğu açıklanmıştır. Bu konuda UNESCO Genel Direktörü Koichiro Matsuura, 13 Şubat 2003 , 8 Eylül 2003 ve 8 Eylül 2005 tarihli mesajlarında:

Okuma-yazma öğrenmeyi öğrenme sürecinin merkezine oturtacağız. Okuma-yazma; her bireyin gelişimini, kapasitesini sonuna kadar geliştirmesi ve hür bir yaşam sürdürmesi için gereklidir. Bunun için önümüzdeki 10 yıl boyunca yeni yöntemler bulunmalıdır. Çünkü okuma-yazma öğrenme sürecinde artık eski yöntemler artık geçerli değildir.


Öğrenme sürecinde tek bir okuma-yazma öğretim yöntemi üzerinde durmayacağız. Dikkat çekici daha farklı yöntemler ve çözümler üretmeye çalışacağız. Ulusal düzeyde hükümetlerin çabalarını dikkate alarak 10 yıl içerisinde yerel düzeyde yeni yöntemlerin gelişimine ortam hazırlayacağız (UNESCO, 2003-2005)? şeklindeki açıklamalarıyla okuma-yazma öğretiminde yeni yöntemlere geçilmesi konusuna dikkat çekmiştir.

Ülkemizde Kullanılan Yöntemler

Ãœlkemizde Cumhuriyetin ilk yıllarında harf yöntemi kullanılmıştır. Daha sonra cümle yöntemine geçilmiÅŸtir. Ses Temelli Cümle Yöntemi ile birlikte 1948’den bu yana kullanılan cümle yönteminden vazgeçilmiÅŸtir.

Harf yöntemi ile okuma-yazma öğretiminde; öğrencilere ?a? harfinden ?z? harfine kadar alfabedeki bütün harfler sırasıyla öğretilir. Bütün harflerin büyük ve küçük yazılışları iyice öğrenilinceye kadar sayısız tekrar yapılır. Daha sonra iki harf birleştirilerek heceler yapılır. Giderek diğer heceler ve hece tablosu öğretilir. Hecelerden kelimelere, kelimelerden de cümlelere geçilir. Bu yönteme çeşitli eleştiriler yapıldığından günümüzde fazla kullanılmamaktadır.

Cümle yöntemi ile okuma-yazma öğretimi; Ali bak, Ali ata bak,Emel eve gel, Emel bal al, Işık ılık süt iç, İpek ipi tut, İpek topu at, Ömer mısır sever, Ömer mısır yer, vb. cümlelerle yapılmaktadır. Bu cümleler daha sonra sırasıyla kelimelere, hecelere ve harflere bölünmektedir. Her aşamada bölünen ögeler birleştirilerek yeni kelime ve cümleler yapılmaktadır.

Çeşitli araştırmalarla cümle yönteminin yetersizlikleri şöyle belirlenmiştir:

Okuma-yazma öğretimi ortalama 40 cümle ve 120 kelime ile yürütülmektedir.

Cümleler sırasıyla kelimelere, hecelere ve harflere ayrılmaktadır. Her aşamada elde edilen ögelerle yeni kelime ve cümleler üretilmelidir. Bu sıra çok iyi izlenmelidir.

Öğrencilere aynı anda analiz ve sentez öğretilmektedir. Bu durum öğrencinin süreci karıştırmasına neden olmaktadır.

Kelimeler bölündüğünde ortaya çıkan hecelerin işlek olmaması, yeni kelime ve cümle oluşturmayı zorlaştırmaktadır. (Emel-mel, Işık-şık, ılık-lık, İpek-pek, Ömer-mer, mısır-sır, vb. gibi)

Okula yeni başlayan öğrencilerin dikkat genişliği (birden fazla konu yada nesneyi aynı anda algılayabilme ve hatırlayabilme becerisi), 3-4 harfli bir kelimeyi öğrenecek düzeyde olduğundan, öğrenciler ?Işık ılık süt iç.? gibi verilen bir fiş cümlesinin tamamını öğrenememektedirler. Fiş cümlelerinin ilk kelimelerini öğrenmekte diğerlerini ezberlemek zorunda kalmaktadırlar. Dolayısıyla bu yöntem çocukları okula başladıkları ilk günden ezbere alıştırmaktadır.

Bu yöntemle yeni kelime ve cümle oluşturma sınırlı olduğundan öğrenciler hep benzer cümleleri okuyup yazmaktadırlar. Aynı cümlelerin sürekli tekrar edilmesi, defalarca okunup yazılması, öğrencilerin hem ezberlemesine hem de monoton tekrarlar yapmasına neden olmaktadır. Bu durum giderek konuşmaya ve yazmaya da yansımaktadır.

Cümle öğretilirken cümlenin anlamı öğretilmektedir. Cümlelerin kelimelere ve hecelere bölünmesi sürecinde anlam ikinci sırada kalmakta ve anlamsız çok sayıda hece ile çalışma yapılmaktadır. Dolayısıyla anlama düzeyinde gelişme geç olmaktadır.

Öğrencilerin çoğu okula harfleri öğrenerek gelmektedir. (Cep telefonu, bilgisayar, televizyon, vb.) Bu durum cümle yöntemini zorlaştırmaktadır.

Belirli ve kalıplaşmış cümlelerle öğretimin yapılması öğrencinin yaratıcılığına ve aktif olmasına engel olmaktadır (Güneş,2005).

Ses Temelli Cümle Yöntemi

Ses Temelli Cümle Yöntemi’nde, ilk okuma-yazma öğretimine seslerle baÅŸlanmaktadır. Anlamlı bütün oluÅŸturacak birkaç ses verildikten sonra seslerden, hecelere, kelimelere ve cümlelere ulaşılmaktadır. Ä°lk okuma-yazma öğretimi, cümlelere kısa sürede ulaşılacak ÅŸekilde düzenlenmektedir.

Bu yöntemle:

1. Okuma-yazma öğretimi çok sayıda hece, kelime ve cümle ile gerçekleştirilmektedir.

2. İşlek ve anlamlı heceler kullanılmaktadır. Kelime ve cümle üretmek daha kolay olmaktadır.

3. Öğrencilere cümleler ezberletilmemektedir.

4. Ağırlıklı sentez kullanılmaktadır.

5. Öğrencilerin önceden öğrendikleri harfler öğrenmeyi hızlandırmaktadır.

6. Öğrencinin yaratıcılığını ve aktifliğini desteklemektedir.

7. Metin oluşturmak daha kolay olmaktadır.

8. Anlamlı hece ve kelimelerle çalışıldığından öğrencilerin anlama düzeyi yükselmektedir.

9. Yöntemin uygulanması ve izlenmesi kolaydır.

10. Türkçenin ses yapısına uygundur.

11. İlerleme kolaydan zora aşamalı olarak gitmektedir.

12. Öğrencinin dikkat düzeyine ve genişliğine uygun bir yöntemdir.

13. Monoton tekrarlardan kaçınılmaktadır. Monoton tekrarlama çabuk ezberlemeyi getirmektedir. Bu durum giderek konuşmaya ve yazmaya da yansımaktadır.

Ses Temelli Cümle Yöntemi ve bitişik eğik yazı; 2004-2005 öğretim yılında 120 pilot okulda denenmiştir.

Ses Temelli Cümle Yöntemine göre ilk okuma – yazma öğretiminde öğrencilerin:

Grup hâlinde ve kısa sürede okuma-yazma öğrenmeye geçtikleri,

Düzgün el yazısı yazdıkları,

Dikkat düzeylerinin arttığı,

Anlama düzeylerinin arttığı,

Öğrenme sürecinde aktif oldukları,

gözlenmiştir.

KAYNAKÇA

GÜNEŞ, F. (1997). Okuma Yazma Öğretimi ve Beyin Teknolojisi . Ankara: Ocak Yayınları

GÜNEŞ, F. (1999). Hızlı Okuma Teknikleri . Ankara: Ocak Yayınları.

GÜNEŞ, F. (2005). Türkçe Öğretim Programının Yenilikleri , Artı Eğitim Dergisi, Sayı:2.

MEB. PISA Projesi 2003 , Ankara 2004

MEB.TALİM VE TERBİYE KURULU BAŞKANLI/I. (2005). İlköğretim Türkçe Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu , Ankara: MEB Basımevi.

UNESCO, Koichiro Matsuura’nın 13 Åžubat 2003 tarihli mesajı

UNESCO, Koichiro Matsuura’nın 8 Eylül 2003 ve 8 Eylül 2005 tarihli mesajları.

(Visited 23 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 15.06.2008 tarihinde Hale tarafından, Güzel Türkçe'miz | Türkçe Dilbilgisi bölümünde paylaşılmıştır ve 1155 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Ses Temelli Cümle Yöntemi | Yöntem Konusunda Günümüzdeki Gelişmeler - Ülkemizde Kullanılan Yöntemler orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleAtatürk Ve Subaylık | Atatürk'e Göre Subaylık Nedir? Atatürk'e Göre Subay Nasıl Olmalıdır? Atatürk'ün Subayın YetiÅŸtirilmesi Konusund.. Sonraki MakaleAtatürk'ün Antalya Gezisinden FotoÄŸraflar | Çankaya Köşkü Atatürk Albümü

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz