Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Atatürk Ve Subaylık | Atatürk’e Göre Subaylık Nedir? Atatürk’e Göre Subay Nasıl Olmalıdır? Atatürk’ün Subayın Yetiştirilmesi Konusund..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 10.03.2009 tarihinde Hale tarafından, ATATÜRK'ün Hayatı ve Hakkında Yazılanlar bölümünde paylaşılmıştır ve 1157 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Atatürk Ve Subaylık

“Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.”


”Kendi kaderinizi çizecek kadar güçlü değilseniz, birileri sizin için kaderinizi çizer, ve buna itiraz edemezsiniz. ”

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK


Atatürk’e Göre Subaylık Nedir?

Atatürk’e göre “Subaylık demek can ve tüm varlığını kesinlikle göze almış olmak demektir. Bir subay sanatı adına yaşam ve varlığına hiç önem vermeyecektir. Hayat ve rahatın hiç düşünülmemesi gerektiğinde, subay hayatını ve rahatını feda etmeyi şeref bilecektir. Namusun gereği budur.”

Atatürk’e Göre Subay Nasıl Olmalıdır?

Atatürk’e göre “Subay, kendi emir ve komutası altındaki insanlar için en güvenilir örnektir. Subay, kendi bilim ve yeteneğinden komuta ettiği insanları yararlandırabilmek için, komutası altındaki insanların dayanıklılık ve yiğitlikleri toplamından fazla bir dayanıklılık ve yiğitliğe sahip olmalıdır.

İşte bu yüksek vasıflara sahip olan subaylar, emir komutalarına emanet edilmiş olan millet çocuklarının önüne geçip onları ateşe ve ölüme göndermek hak ve yetkisini kendilerinde bulabilirler.”

Atatürk’e göre bir subayda bulunması gereken en önemli vasıf; “canını hiçe sayma ve özveri duygusu” dur.

Genç subayın gerektiğinde görevi uğrunda akıtacağı kanın bedeli, askerliğin ücreti olan belirli miktardaki bir paranın karşılığı değildir. Bu kan, parayla ölçülmek durumundan çok yüksek bir duygu olan, vatan ve milletin kollanması ve korunması gibi şerefli bir amaç için akıtılacak kandır. İşte bu fedakarlıktır, özveridir ve canını hiçe saymadır.


Atatürk’ün Subayın Yetiştirilmesi Konusunda Düşünceleri

Atatürk’e göre Harp Okulundaki öğretim, subaylığın temel görevlerini, subayın ruhuna sokacak kadar yeterli değildir. Okuldaki konu ve kapsamları ne kadar genişletilse, yine de beklenen hedeflere tam olarak ulaşılamayacaktır. Bu nedenle, gerçek bilgiyi verecek asıl okul, kıtalardır(gemilerdir).

Harp okulundan alınan diploma, genç teğmenin eğitim alanına girebileceğini gösteren bir belgedir. Genç teğmen askerlik sanatının ruhunu, kıtalarda(gemilerde) öğrenecek ve sonra öğretecektir.

“Benim emirlerim mutlaka yapılır, çünkü ben yapılmayacak emir vermem.” Diyen Atatürk’ün, askerliğin esas unsurunu teşkil eden insan sevk ve idaresi konusundaki görüşleri şöyledir;

“Askerlik, işlerin yürütülmesi değil, insanların sevk ve idaresi sanatıdır.”

“İnsanlar ancak umutları, düşünceleri doğrultusunda sevk ve idare edilebilirler. Dünyayı istediği gibi kullanan güç, düşünce ve bu düşünceleri tanıyan ve yayan kimselerdir.”

“Subay, ordu makinesini oluşturan parçaların beyinleridir. Beyinlerde bilgi, düşünce, anlayış ve kavrama olmazsa, makine durur ve hiçbir kuvvet onu işletemez.” diyerek, emir komuta ettiğimiz insanları aynı hedefe yöneltmenin inceliklerini ortaya koymuştur.

“Komutanlar astlarından yüksek ve bilgili olmalıdırlar” diyen Atatürk, genç subaylık yıllarında askerliğe dair eserler hazırlamıştır ve sadece fikir üretmenin yeterli olmayacağı düşüncesiyle, fikirlerini süratle uygulama alanına dökmeyi esas almıştır. Bu konuda verilebilecek bir örnek şöyledir;

Mareşal Von der Goltz, 1911 yılında Makedonya‘daki Türk ordusuna garnizon tatbikatı yaptırmak için gelecektir. 3. Ordu karargahında görevli bulunan Kur.Yzb. Mustafa Kemal, Selanik bölgesinde icrasının uygun olacağını değerlendirdiği bir tatbikat meselesi hazırlar ve bunun Mareşal’e takdimini talep eder.

Ancak, “Buraya gelecek olan Goltz, bizden ders almak için değil, bize ders vermek için geliyor” gerekçesiyle teklifi kabul edilmez.

Mustafa Kemal, fikrinde ısrar eder ve şu öneride bulunur;

“Büyük alim ve filozof olan Goltz’un fikirlerinden faydalanmak, üzerinde durulacak önemli bir noktadır. Ancak Türk komutan ve kurmaylarının, kendi vatanlarını korumanın lüzumunu gösterebilmeleri düşüncesi ondan daha çok önemidir. Ayrıca benim hazırladığım meseleyi Mareşal’e arz etmenin bir sakıncası yoktur. Benim eserim Mareşalin fikrine uygun düşmez veya Mareşal benim eserime ilgi göstermez ise, kendi istediğini tatbik ettirmek onun elindedir. Fakat tüm Makedonya’yı savunmakla görevli büyük bir Türk ordusunun komuta ve kurmay heyetinin hiçbir şeyi düşünemez ve hiçbir savunma tertibatı alamaz insanlardan teşekkül ettiği fikrini onda uyandırırsak, işte asıl Türklüğe ve Türk askerliğine yakıştırılmayacak hareket bu olur.”

Sonuçta Kur.Yzb. Mustafa Kemal‘in hazırladığı tatbikat meselesi Mareşal Von der Goltz‘a takdim edilir ve Mareşal planı çok beğenir. Müteakip gün Vardar Nehri kıyısında planın tatbikatı yapılır ve tatbikat da plan gibi başarılı olur.

Atatürk’ün genç subaylık yıllarına rastlayan bu örnek incelendiğinde şu sonuçlar elde edilebilir;

a) Mustafa Kemal, okuyan, eser hazırlayan, yenilikleri takip eden ve dünyanın modern ordularındaki gelişmeleri milli fikir ve dokümanlar haline getiren bir subaydır.

b) Sadece fikir üretmekle yetinmeyip, aynı zamanda fikirlerini her fırsatta ve ortamda uygulama alanına koymaktadır.

c) Ayrıca uygulamalarda görülen hata ve noksanlıkları bir faaliyet sonu incelemesi zihniyeti içinde yazılı raporlar haline dönüştürmekte ve bunları büyük bir cesaret ve kararlılıkla ilgili komuta kademelerine ulaştırmaktadır.

“Şu veya bu yolda bir takım kimselere kendinizi beğendirme hevesine düşmeyiniz. Bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur. Her zaman içinde bulunduğunuz durumu tetkik ediniz. En başta biraz feragat sahibi olmak lazımdır. Şunun veya bunun sizi yüzünüze karşı gereğinden çok övmesinden kuvvet almaya tenezzül etmeyiniz. Büyüklük odur ki hiç kimseye eğilmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, ülke için hakiki amaç ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Asla irkilmeyeceksin. Önüne sayısız engeller yığacaklardır. Kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Ondan sonra da sana büyüksün derlerse bunu söyleyenlere güleceksin…”


Kurmay Yüzbaşı
Mustafa Kemal
1907

(Visited 53 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 10.03.2009 tarihinde Hale tarafından, ATATÜRK'ün Hayatı ve Hakkında Yazılanlar bölümünde paylaşılmıştır ve 1157 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Atatürk Ve Subaylık | Atatürk\'e Göre Subaylık Nedir? Atatürk\'e Göre Subay Nasıl Olmalıdır? Atatürk\'ün Subayın Yetiştirilmesi Konusunda Düşünceleri orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleAtatürk Günlüğü - Today | 6 Nisan - Aprıl Sonraki MakaleSes Temelli Cümle Yöntemi | Yöntem Konusunda Günümüzdeki Gelişmeler - Ülkemizde Kullanılan Yöntemler

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz