Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu Döneminde Önemli KiÅŸiler – Kronolojik Sıralama


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 02.06.2008 tarihinde patriot34 tarafından, Büyük Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu bölümünde paylaşılmıştır ve 918 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


ABAZA PAŞA (Sultan Birinci Mustafa dönemi isyancılarından)

Abaza PaÅŸa, asi Halep Valisi CanbolatoÄŸlu’nun hazinedarı iken onun yenilgiye uÄŸraması sırasında yakalanmış, ancak Yeniçeri AÄŸası Halil AÄŸa’nın aracılığı ile bağışlanmıştı. 1621 yılında Erzurum Beylerbeyi olan Abaza PaÅŸa, Sultan Ä°kinci Osman’ın öldürülmesi üzerine yeniçerileri padiÅŸah katili ilan etti. Etrafına topladığı sekbanlarla Erzurum’da yeniçerileri ortadan kaldırmaya çalıştı.


Yeniçeri Ocağı aleyhine Ä°stanbul ve Anadolu’da ortaya çıkan hareket dolayısıyla askerler arasında büyük bir huzursuzluk baÅŸlamıştı. Abaza PaÅŸa bir yandan sancaklara kendi adamlarını tayin ederken, diÄŸer yandan da halktan vergi toplamaya baÅŸladı. Kısa zamanda çevresine 30.000 kiÅŸi toplamayı baÅŸaran Abaza PaÅŸa, ele geçirdiÄŸi yeniçeri, topçu, cebeci ve acemi oÄŸlanı gibi ocak mensuplarını öldürttü. Åžebinkarahisar ve Sivas’ı ele geçirdi. Daha sonra da Ankara üzerine yürüdü ve ÅŸehri kuÅŸattı.

Osmanlı kuvvetleri, Sultan Dördüncü Murad’ın tahta çıkmasından sonra Abaza PaÅŸa’yı Kayseri yakınlarındaki Karasu mevkiinde maÄŸlup etti. Abaza PaÅŸa, bu yenilgiden sonra Erzurum’a dönerek kalesine sığındı. Abaza PaÅŸa yeniçeri düşmanlığından vazgeçmiyordu. Sadrazam Hüsrev PaÅŸa, 1628 yılında düzenlediÄŸi sefer sonunda Abaza PaÅŸa’yı teslim aldı. Sultan Dördüncü Murad tarafından affedilen Abaza PaÅŸa, Bosna valiliÄŸine tayin edildi. Ancak tekrar isyan etmek gibi bir niyeti olduÄŸu söylentileri padiÅŸah tarafından duyulunca 1634 yılının AÄŸustos ayında idam edildi.

ABDÃœLMECÄ°D EFENDÄ°


Son Halife Abdülmecid Efendi 1868 yılında Ä°stanbul’da doÄŸdu. Sultan Abdülaziz’in ve Hayrandil Kadının oÄŸlu Abdülmecid Efendi, Sultan Abdülhamid döneminde sarayda kapalı ve kontrol altında yaÅŸadığı için güçlü bir öğrenim göremedi. Ancak resime meraklıydı ve oldukça baÅŸarılı tabloları vardı. MeÅŸrutiyet döneminde bunlar sergilenirdi. Mehmet Vahidettin 1918’de tahta geçince, Abdülmecid veliaht ilan edildi. 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılınca da Abdülmecid, 18 Kasım 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce Halife seçildi. Bu görev, Cumhuriyet’in ilkeleriyle baÄŸdaÅŸamayacağından, TBMM 3 Mart 1924’te HalifeliÄŸin de kaldırılmasına ve Osmanlı hanedanının Türkiye sınırları dışına çıkarılmasına karar verdi. 1944 yılında Pariste ölen Abdülmecid Efendi’nin kemikleri 1954’te Medine’ye nakledilerek Haremi Åžerif’e gömüldü.

ABDÃœLHAK HAMÄ°D TARHAN

19. Yüzyıl sonu ve 20. Yüzyıl başı edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen ÅŸair ve oyun yazarı. Türk edebiyatına Batı etkisini getirmiÅŸtir. Abdülhak Hamid Tarhan, 2 Ocak 1852 günü Ä°stanbul’da doÄŸdu.

Hekimbaşı Abdülhak Molla’nın (1876-1853) torunu, tanınmış tarihçi ve Tahran büyükelçisi Hayrullah Efendi’nin oÄŸluydu. Bir yandan mahalle mektebine ve rüştiyeye giderken, bir yandan da Yanyalı Tahsin Hoca ile Edremitli Bahaeddin Efendi’den özel dersler aldı. 1862’de, 10 yaşındayken aÄŸabeyi Nasuhi Bey ile birlikte Paris’te bulunan babasının yanına gitti ve bir süre orada okuduktan sonra 1864’te Ä°stanbul’a döndü. Yaşının küçüklüğüne karşın Babıali Tercüme Odası’nda çalıştı. Bir yıl sonra, Tahran BüyükelçiliÄŸine atanan babasıyla birlikte Ä°ran’a gitti. Orada Farsça öğrendi. Babasının ölümü üzerine Ä°stanbul’a dönerek, 1867’de Maliye Mühimme Kalemi’ne girdi. Åžura-yı Devlet ve Sadaret kalemlerinde çalıştı. 1871’de Fatma Hanım’la evlendi. 1876’da Paris BüyükelçiliÄŸi ikinci katipliÄŸine getirildi. 1878’de Paris’te yayımlanan, Nesteren adlı oyununda halkın zalim bir hükümdara baÅŸkaldırmasını anlatmasından rahatsız olan II. Abdülhamid’in emriyle görevden alındı. 1881’de Gürcistan’da Poti, 1882’de Yunanistan’da Golos, 1883’te Bombay baÅŸkonsolosluÄŸuna atandı. Bombay’dan gemiyle Ä°stanbul’a dönerken uÄŸradıkları Beyrut’ta eÅŸi Fatma Hanım öldü (1885) ve orada gömüldü.

Abdülhak Hamid, bu beklenmedik ölümün sarsıntısıyla ünlü eseri Makber’i (1886, 1948) yazdı. Ä°stanbul’a döndü. 1914’te Meclis-i Ayan üyeliÄŸine getirildi. Ä°stanbul’un Ä°tilaf kuvvetlerince iÅŸgali üzerine Viyana’ya gitti (1920). Burada büyük maddi sıkıntı içinde yaÅŸadı. Daha sonra Ankara Hükümeti’nce yurda dönmesi saÄŸlandı. 1928’de Ä°stanbul milletvekili olarak TBMM’ye girdi; bu görevi ölümüne deÄŸin sürdü.

Abdülhak Hamid ÅŸiir yazmaya 1870’lerde baÅŸladı. Bu dönemde Ebüzziya Tevfik, Recaizade Mahmud Ekrem, Namık Kemal gibi Tanzimat döneminin yeni edebiyatçıları arasında yer aldı. Gerek yabancı dil bilmesinin, gerekse yurtdışındaki görevlerinin saÄŸladığı olanaklarla Batı edebiyatının Shakespeare, Corneille ve Racine gibi yazarlarını yakından tanıdı ve yapıtlarının etkisinde kaldı.

Dize ve uyak düzenlerinde deÄŸiÅŸiklikler yaptı, heceye önem verdi. Divan ÅŸiirindeki belirli konuların sınırını aÅŸmaya çaba gösterdi. Tema olarak günlük yaÅŸamı, doÄŸa ve insan iliÅŸkilerini de iÅŸledi. Lirik, epik ve felsefi ÅŸiirler yazdı. Tiyatro alanında Namık Kemal’in, daha sonra Batılı yazarların oyunlarını örnek aldı.


Abdülhak Hamid yaÅŸadığı dönemde, Türk edebiyatının en büyük ÅŸairi sayıldı ve bu nedenle “Åžair-i Azam” ya da “Dahi-i Azam” diye anıldı. 12 Nisan 1937’de Ä°stanbul’da öldü.

Önemli Yapıtları; “Ölü” (1886), “Hacle” (1886), “Bir Sefilenin Hasbihali” (1886), “Bla’dan Bir Ses” (1911), “Validem” (1913), “Ä°lham-ı Vatan” (1918), “Tayfalar Geçidi” (1919), “Ruhlar” (1922), “Garam”ı yazdı (1923). Oyunları, “İçli Kız” (1874), “Sabrü Sebat” (1875), “Duhtr-i” Hindu (1875), “Nazife” yahut “Feda-yı Hamiyet (1876, 1919), Tarık yahut Endülüs Fethi (1879 – 1970), EÅŸber (1880, 1945), Zeynep (1908), Macera-yı AÅŸk (1910), Ä°lhan (1913), Tarhan (1916), Finten (1918, 1964). Ä°bn Musa (1919,1928), Yadigar-ı Harb (1919), Hakan (1935).

ABDULLAH BÄ°N HÃœSEYÄ°N

Bağımsız Ãœrdün’ün ilk Kralıdır. Mekke’de doÄŸdu. Hicaz Emiri Hüseyin bin Ali’nin oÄŸludur. Ä°stanbul’da öğrenim gördü. 1908 Jön Türk hareketine katıldı. II. MeÅŸrutiyet’in ilanından sonra kurulan Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na Hicaz temsilcisi olarak girdi ve aynı anda Mekke ÅŸerifliÄŸine atandı.

1920’de Åžam’da toplanan Arap Ulusal Kongresi, Abdullah’ı Irak Kralı, kardeÅŸi Faysal’ı da Suriye Kralı seçti. Emir Faysal, Suriye’de Fransız etkisini istemiyor ve bu yolla Ä°ngiltere’den teÅŸvik görüyordu. Ama, aynı yıl Fransızların Åžam’ı kuÅŸatması, Arapların planlarını bozdu. Abdullah bin Hüseyin, Ãœrdün’ü ele geçirdi ve Suriye üzerine saldırma tehdidinde bulundu. Bunun üzerine Ä°ngiltere, Ãœrdün’de kendi mandası altında bir Arap hükümeti kurulmasına razı oldu. KardeÅŸi Faysal’a yardım etmekten vazgeçen Abdullah, Ãœrdün’ü içine alan bir Arap krallığı kurmak istiyordu. Bu amacını gerçekleÅŸtirmek için II. Dünya Savaşı’nda Ä°ngilizlerin yanında yer aldı. Ordusu 1941’de Ä°ngilizlerin Suriye ve Irak’ı ele geçirmesinde önemli rol oynadı. Ä°ngiltere, 1946’da Ãœrdün’e bağımsızlık verdi ve bir anayasa kabul edildi. Aynı yıl taç giyen Abdullah bin Hüseyin bağımsız Ãœrdün’ün ilk kralı oldu.

BirleÅŸmiÅŸ Milletler 1947’de, ikiye ayrılan Filistin’e bir Yahudi devleti kurulması konusunda karar aldı. Abdullah, bu kararı onaylayan tek Arap önderi oldu. Ancak, 1948’de Ä°srail’e karşı yürütülen savaÅŸta Ãœrdün ordusu, Batı Åžeria’yı iÅŸgal ederek Kudüs’ü aldı. Ä°ki yıl sonra Abdullah, Batı Åžeriya’yı Ãœrdün Krallığı’na kattığını ilan etti. Bu durum, Batı Åžeria’da bağımsız bir Filistin Devleti kurulmasını isteyen öbür Arap ülkelerinde ve kendi ülkesinde geniÅŸ tepkilere yol açtı. Ä°ngiltere’ye karşı yürüttüğü uzlaÅŸmacı politika da eleÅŸtirilere neden oluyordu. Filistinli bir milliyetçi tarafından Kudüs’te öldürüldü. Yerine büyük oÄŸlu Tallal geçti.

ABDULLAH CEVDET KARLIDAÄž

Abdullah Cevdet 1869 yılında Arapkir’de doÄŸdu. Arapkirli tabur imamı Hacı Ömer Efendi’nin oÄŸludur. Elazığ Askeri Ortaokulu’ndan ve Kuleli Askeri Lisesinden mezun olduktan sonra, Askeri Tıbbiyeyi bitirdi (1888-1894). Okul sıralarında edebiyata merak saran Abdullah Cevdet, Abdülhak Hamid’in isteÄŸine u***** ÅŸiirlerini kitap haline getirdi. “Hiç” (1890), “Türbe-i Masumiyet” (1890), “Tulüat” (1891), “Masumiyet” (1896), ilk mensur eseri “Ramazan Bahçeleri” (1891) ve ilk düşünce eserleri “DimaÄŸ” (1890), “Fizyolacya-i Tefekkür” (1892) hep bu dönemde yayımlandı. “Ömer Cevdet” adıyla yayımladığı bu ilk eserlerinde özellikle Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamid ve Halit Ziya’nın etkileri sezilir. 1894’ten sonra Ä°ttihatçı gençlerin, özellikle Ä°ttihat ve Terakki kurucularından olan yakın arkadaşı Ä°brahim Temo’nun etkisiyle, siyasi sorunlara eÄŸildi. Ä°ttihatçıların faaliyetlerine katıldı. Tehlikeli olmaya baÅŸladığı anlaşılınca, 1895’te tutuklanarak Ä°stanbul’dan uzaklaÅŸtırılmak amacıyla, Trablusgarp Merkez Hastanesi’nin göz hekimliÄŸine getirildi. Fakat Cemiyet adına çalışmalarına orada da devam etti. Fizan’a sürüleceÄŸini anlayınca, önce Tunus’a kaçtı, oradan Fransa’ya geçti (1897). Daha sonra da Cenevre’ye yerleÅŸerek, Tunalı Hilmi ve Mehmet ReÅŸit’in orada kurdukları Osmanlı Ä°tilaf Fırkasına katıldı. Ä°shak Sukuti ile birlikte derneÄŸin yayın organı olan Osmanlı Gazetesini çıkardı. Cenevre’de iken “Fünun ve Felsefe” (1897), “Kahriyat” gibi ÅŸiir kitaplarını yayımladı.

Weber’den “Asırların Panoraması”nı, Gustave Le Bon’dan “Asrımızın Hususu Felsefiyesi”ni ve Hayyam’ın “Rubaiyat”ını çevirdi. “Mevlana’nın Divanından Seçmeler”i yayımladı. Cumhuriyet devrinde de bu tür çalışmalarını sürdürdü. Özellikle Gustave Le Bon’un eserlerini dilimize aktardı; “Dün ve Yarın” (1921), “Ä°lm-i Ruh-i İçtimai” (1924), “Ameli Ruhiyat” (1931). Abdullah Cevdet, II. MeÅŸrutiyet’ten sonra geliÅŸen batılılaÅŸma akımının baÅŸlıca temsilcilerinden biriydi. Abdullah Cevdet 1932 yılında Ä°stanbul’da öldü.

ABDULLAH BEYEFENDÄ° DÃœRRÄ°ZADE

Abdullah Beyefendi 1867 yılında Ä°stanbul’da doÄŸdu. Atatürk ve Milli Mücadele’ye katılanlar için idam fetvası veren Osmanlı Åžeyhülislamıdır. Rumeli Kazaskeri olan Vezir Dürrizade Mehmed Dürri Efendi’nin oÄŸludur. Müderris olduktan sonra Fetva Dairesi Kalemi’nde katipliÄŸi’e atandı. 1897’de Haremeyn, 1900’de Anadolu payelerini aldı. 1910 – 1912 yılları arasında Anadolu kazaskerliÄŸinde bulundu. 1912’de Ä°ttihatçılar tarafından görevden uzaklaÅŸtırıldı. 5 Nisan 1920’de kurulan 4. Damat Ferid PaÅŸa kabinesinde Åžeyhülislam oldu. Damat Ferid PaÅŸa’ya, Milli Mücadele’ye katılan asker ve sivil yöneticileri vatan haini sayan, onların idamını isteyen ünlü fetvasını verdi. Ferid PaÅŸa’nın 30 Temmuz 1920’de görevden ayrılmasıyla, Åžeyhülislamlığı sona erdi. Milli Mücadele’nin baÅŸarıya ulaÅŸması üzerine önce Rodos’a, daha sonra Hicaz’a gitti ve Åžerif Hüseyin’in yanına sığındı. 1923’de orada öldü.

ABDURRAHMAN GAZÄ°

Abdurrahman Gazi, Osmanlı Devleti’nin ilk kuruluÅŸ yıllarında gösterdiÄŸi yararlılıklarla ün kazanmış bir komutandır.

Abdurrahman Alp diye de tanınan Abdurrahman Gazi, Ertuğrul Gazi döneminde şöhret buldu. Osman Gazi ve Orhan Gazi dönemlerinde çeşitli savaşlara katıldı ve Aydos kalesini fethetti.

Yakın arkadaşı Akçakoca ile birlikte Kocaeli ve Yalova’nın alınması sırasında büyük baÅŸarılar gösterdiler. Abdurrahman Gazi 1329 yılında vefat etti.

ABDURRAHMAN ÅžEREF

Hükümet adamı ve Son Osmanlı Saray tarihçisidir (vakanivüs). Ayan Meclisi BaÅŸkanlığı ve Maarif Nazırlığı görevlerinde bulundu. Bu arada sarayın vakanivüsü olarak çalıştı. Anadolu’ya geçerek KurtuluÅŸ Savaşı’na katıldı ve TBMM’ye ikinci dönem milletvekili olarak girdi. 1925 yılında öldü.

AHMED HULUSÄ° EFENDÄ°

Amasya’ya göç eden Åžirvanlı Åžeyh Siraceddin Ä°smail Efendinin oÄŸlu ve Sadrazam Åžirvanızade Rüştü PaÅŸanın kardeÅŸidir. 1874’de Ä°stanbul Kadısı oldu, Anadolu KazaskerliÄŸi payesini aldı. Meclisi Tetkikatı Åžer’iye BaÅŸkanı iken Afganistan’a gönderildi (1877). II. Abdülhamid’in namesini Afganistan emiri Åžir Ali Hana hediyeler ile verdikten sonra Ä°stanbul’a döndü. Ãœmit edilen sonucun elde edilemediÄŸi bu sefaret görevinden dönüşte Ä°stanbul’a gelmedi, Diyarbakır Kadılığında bırakıldı. Daha sonra da Amasya’da oturmaya memur edildi.

AHMED Ä°ZZET PAÅžA

Sadrazamlığı sırasında Mondros AteÅŸkes AntlaÅŸması’nı imzalayan Ahmet Ä°zzet PaÅŸa, Ahmet Tevfik PaÅŸa kabinesinde Dahiliye Nazırı olarak görev aldı. Mustafa Kemal ile Bilecik görüşmesini yaptı. Bilecik’ten Ankara’ya gelen PaÅŸa, Mustafa Kemal’e, daha sonra kurulacak olan Ä°stanbul Hükümetlerinde görev almayacağına dair söz vermesine raÄŸmen sözünde durmadı. Ä°ki tarafı memnun etmeye çalıştığını sanan PaÅŸa, halife taraftarlığını hayatının sonuna kadar korudu.

AHMED RESMÄ° EFENDÄ°

1700 yılında Girit’te doÄŸan Ahmed Resmi Efendi, Osmanlı Devlet adamı ve tarihçisidir. Ä°stanbul’daki Reisülküttablardan Tavukçubaşı’nın damadı Mustafa Efendi’nin yanında yetiÅŸti ve daha sonra onun damadı oldu.

Devlet hizmetine girerek bazı görevlerde bulunan Ahmed Resmi Efendi, Sadrazam Ragıb Mehmed PaÅŸa tarafından, Sultan Üçüncü Mustafa’nın tahta geçiÅŸini bildirmek üzere Şıkk-ı sani defterdarlığı payesi ile elçi olarak Avusturya’ya gönderildi. ÇeÅŸitli elçiliklerde bulunmaya devam eden Ahmed Resmi Efendi cavuÅŸbaşı, madbah, tersane emini, rüznamçeci oldu. Avrupa’yı yakından tanıyan Ahmed Resmi Efendi, 1771 yılında sadaret kethüdalığına getirildi.

Küçük Kaynarca AntlaÅŸması görüşmelerine de katılan Ahmed Resmi Efendi, 31 AÄŸustos 1783 tarihinde vefat etti. Ãœsküdar’da Karacaahmed mezarlığına defnedildi.

(Visited 2 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 02.06.2008 tarihinde patriot34 tarafından, Büyük Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu bölümünde paylaşılmıştır ve 918 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 15 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Önemli Kişiler - Kronolojik Sıralama orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleGlisemik Ä°ndeks - GI | Besinlerin Glisemik Ä°ndeks Tablosu - Glisemik Ä°ndeks Ve SaÄŸlığa Olan Etkileri - Glisemik Ä°ndeks Diyetimizde Nasıl Yer A.. Sonraki MakaleOsmanlı BaÅŸkentleri | Bursa, Osmanlı'nın 1. BaÅŸkenti - Tarihçesi - Yapıları - Camiileri - Sivil Mimarisi - Okulları - Ä°pek BöcekçiliÄŸi -..

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz