Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Ortaçağda Cadılar Ve Kocakarı İlaçları


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 18.05.2008 tarihinde Esesli tarafından, SaÄŸlık Dünyası | Alternatif Tıp | Ä°lk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 328 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Mistik açıdan Zararlı büyü, saÄŸaltma ve üretkenlik/bereket büyüsünün tersi olarak alınırsa, cadının karşısında da bilge kadın veya iyilik perisi yer alır. Ä°kisi de büyülü güçlere ve gizemli/gizli bilgiye hükmedebilirler Cadı, kelimelerin ve iÅŸaretlerin gücüyle Ä°nsanlara, hayvanlara ve bitkileri.’ zarar verirken, bilge kadın bu gücü baÅŸkalarına yardım etmek için kullanır.


Cadı kendi ihtiyacı için insanların yiyeceklerini (süt, tereyağı, tahıl vb.) ve yaÅŸam (saÄŸlık) güçlerini çalarken, iyilik perisi insanlara bunları hediye eder; cadının hasta ettiÄŸi insanları saÄŸaltır; cadının afsunladığı insanları kutsayarak yaÅŸama döndürür. Ä°yilik perisi cadının kullandığı, onu var edeni büyü gücünü iyi tanır. Büyünün temel prensiplerine göre, bu sanal niyete göre yararlı olmak veya zarar vermek amaçlarıyla kullanılabilir. Ä°ki farklı kadın kimliÄŸi aynı gücün birbirine tamamen zıt kullanımlarını temsil ederler: yardım eder veya zarar verirler. Prensiplere göre, büyü yoluyla gelen hastalıkları veya diÄŸer zararlı büyüleri ancak büyüyü yapan cadı saÄŸaltabilir veya kaldırabilir. Cadı tarafından insanlardan çalınan bir ÅŸeyi yine cadının kendisi geri verebilir. Buradan ‘Çalınan Erkeklik Organı’nın öyküsü daha iyi anlaşılabilir; hatırlanacağı üzere çalınmış, erkeklik organını geri alabil inek için, aynı (çalan) cadıya ricada veya tehditte bulunulur.

Bilge kadınlar, saÄŸaltıcı (Hederin), falcı (VC’almagerin) ve kutsayıtı (Segnerin) olarak göz gönül-baÄŸlama büyüsü, üretkenlik/bereket büyüsü yaparak musibeti defedebilirler. Bilge kadınlar, kabiliyetlerine göre üç gruba ayrılır; birinci grup organik maddelerin etkilerini iyi tanır; bitkilerden, hayvanlardan ve insanların vücut parçalarından (tırnak, saç, kemik, kan vb.) yararlanır. DiÄŸer grup, vaftizde, afsun duasında ve ruh çağırmaların düşüncelerin, kelimelerin, iÅŸaret ve mimiklerin gücünden yararlanır. Son grup falcılıkta uzmanlaÅŸmıştır. BaÅŸkaları tarafından geçmiÅŸte yaÅŸanmış, ancak görülmemiÅŸ olayları anlatabilme, gelecekte yaÅŸanacak olayları önceden görebilme, okuyabilme yeteneÄŸine sahiptir.

Sağaltma bilgesi-otacı kadınlar yada iyilik perileri birçok nedenden dolayı cadı olarak tanınmışlardır. Büyünün iki yönlü kullanımı, sağaltmak Veya zehirlemekte kullanılan maddenin dozunun belirleyici olması, onlan ince bir çizgi üzerinde yürümeye zorlamıştır. Yöntemleri ve pratikleri şeytan işi olarak yorumlanmıştır. Sağaltıcı —bilge— kadının tedavi etmeye çalıştığı insan ve hayvanları kurtaramaması, başarısız olması soru işaretlerini de beraberinde getirdiği için, cadılıkla suçlanması kaçınılmaz olmuştur. Şifalı bitkilerin dozunun dalgınlıkla yüksek verilmesi insanların ve hayvanların zehirlenmesine yol açarken, düşük doz şifa vermeye yetmez ve hasta ölür. Ortaçağın halk hekimliğinde hastanın sağalması veya ölmesi birbirine çok yakındır. Katolik kilisesi büyü kullanarak insanları ve hayvanları tedavi etmeyi günah saydığı için, bu günahı işleyenler büyücülük yapmak ve büyücü olmakla suçlanmışlardır.


Bu noktada ak büyü (ıveisse Mugie) ile kara büyüyü (schıvarze Magie) birbirinden ayırmakta zorluk çeken kilisenin tehlikeyi savuÅŸturabilmek için toptancı bir yaklaşım içinde olduÄŸunu söylemek pek mümkün deÄŸildir. 9. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlığın büyüye bakışı, büyü zararlı olmadığı takdirde hoÅŸgörülü olmuÅŸtur denebilir. Hatta kilisenin dönem dönem gösterdiÄŸi hoÅŸgörü teologlar ve ruhban kesimi nezdinde tartışma yaratacak boyutlara ulaÅŸmıştır. Kırsal kesimde insan ve hayvan saÄŸlığından ve gündelik yaÅŸama iliÅŸkin birçok konudan halk hekimlerinin sorumlu olması, doÄŸal olarak ak büyünün uygulanmasına zemin hazırlayarak, saÄŸaltıcı bilgelerin varlığını da meÅŸru kılmıştır. Bu meÅŸruluk, ak büyü/kara büyü pratiklerinin son tahlilde aynı kaynaklardan beslenmeleri nedeniyle birbirlerine karıştırılmaları, giderek ayırt edilemez hale gelmeleri, daha da önemlisi Waldesçiler, Katharosçular ve Bogomiller gibi heretik grupların kâfirlikle suçlanmaları nedeniyle illegaliteye dönüşmüştür. Oldukça karmaşık olan bu sürecin geliÅŸiminde Katolik kilisesinin tavrı, Reformasyon dönemine kadar pek net olmamakla birlikte, yine de gerektiÄŸi kadar müdahaleci olarak nitelendirilebilir. 15. yüzyılın ilk yarısında baÅŸlayan cadı takibinin, 16. yüzyılın ikinci yansından itibaren bir ‘sürek avı’na dönüşmesi ve Hıristiyanlığın reforme edildiÄŸi bir dönemde, kontrolün kilisenin elinden sivil otoriteye geçmesi, aynı zamanda yararlı-zararlı tüm büyü pratiklerinin cadılık eylemi içinde eridiÄŸine, tek ve amansız bir düşman olarak sadece cadı kimliÄŸinde birleÅŸtirildiÄŸine iÅŸaret etmektedir.

Büyüyle saÄŸaltımın günah olması, saÄŸaltım pratiklerinin önünde önemli bir engel oluÅŸturmamıştır; bilakis ruhban sınıfına mensup taÅŸra papazlarının ve gezici rahiplerin saÄŸaltıcı bilgelerin yardımına sıklıkla baÅŸvurdukları bilinen bir gerçektir. Yine de, büyükle uÄŸraÅŸan kadınlar mevcut önyargılar nedeniyle- erkeklere göre daha sıkı kovuÅŸturulmuÅŸlardır. Bildikleri saÄŸaltma yöntemleri ‘kocakarı yöntemleri’ olarak nitelenmiÅŸ ve cadılık yapmakla eÅŸdeÄŸer, kriminal bir suç olarak görülmüştür. Bu “öğüt vericiler (Ratgeberirmen) kilise tarafından, ‘yaÅŸlıorospu’, ‘deli karı1 yada tümüyle ‘sahtekârlar’ veya ‘cadılar’ olarak kabul edilmiÅŸtir. EÄŸitimli doktorlar erken yeniçaÄŸda sadece büyük kentlerde ve saraylarda çalışmaktaydı; küçük ÅŸehirler, kasabalar ve tüm kırsal kesim insanları ve hayvanlan tamamıyla büyü yoluyla saÄŸaltmaya çalışan halk hekimlerine kalmıştı. Hekimlik bilgilerini insanların ve hayvanların anatomileri ve vücut fonksiyonlarından tecrübe ile öğrenmiÅŸ bu gruba hamamcılar, cellatlar, mezarcılar ve çobanlar da dahildir.

Günümüzdeki yaygın inanışın aksine, özellikle de 15. yüzyıla kadar cadılık suçlamasıyla yargılanan kadınların çoÄŸunluÄŸunu ‘bilge’ kadınlar oluÅŸturmamaktadır. YaÅŸadıkları bölgelerde cadılar ‘bilge” kadınlar olarak deÄŸil, bilakis “kötü” kadınlar olarak tanınmışlardır. Bilge kadınlar cadıların karşı kutbunda kimi zaman bilerek ve isteyerek yer almışlardır. Bilgi’ kadınlar, kendilerinin de büyü çözücü yetenekleri olması nedeniyle, cadı inanışından ve cadı korkusundan zaman zaman kârlı çıkmışlardır. Bilge kadınların varlığını çoÄŸu zaman zararlı bulan kilise, onları da cadı kimliÄŸinin bir parçası olarak görse de, konumlarının çok önemli olmadığımı bilincindedir. Bu hoÅŸgörü, bazı istisnalar dışında, ‘Cadı Avı Çağı’na kadar süregelmiÅŸtir.

(Visited 1 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 18.05.2008 tarihinde Esesli tarafından, SaÄŸlık Dünyası | Alternatif Tıp | Ä°lk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 328 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Ortaçağda Cadılar Ve Kocakarı İlaçları orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleAtatürk’ün Ä°ngiliz Kralı 8. Edward Ä°le Madam Simpson’a Ait Kehaneti | KurtuluÅŸ Savaşı Sonrası Kehanetleri Sonraki MakaleAtatürk Günlüğü - Today | 6 Mart - March

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz