Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Ä°slam Mimarisi | Ä°slam Mimarisinin Kaynağı Kuran-ı Kerim Dilidir – Ä°slam Medeniyetinin DerinliÄŸi Ve ZenginliÄŸini Maneviyat Çerçevesinde Yans..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 04.09.2008 tarihinde Hale tarafından, Camilerimiz | Åžehir Åžehir Cami ArÅŸivi bölümünde paylaşılmıştır ve 2610 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Ä°slam Mimarisi

Ä°slâm mimarîsi, malzemeyi olduÄŸu gibi, niteliklerini inkâr etmeden ve önemine aşırı bir vurgu yapmadan neyse o olarak kullanır. Benzer düşünceler, teknoloji kullanımında da gözlemlenebilir. Ä°slâm mimarîsi, olaÄŸanüstü teknolojik bir baÅŸarıyı, örneÄŸin bir yapının olaÄŸandışı bir aydınlığa kavuÅŸturulması gibi bir ÅŸeyi amaç edinmez. Aksine, Ä°slâm’da teknoloji, sadece kendi önem hiyerarÅŸisine göre gerçek ihtiyaçları karşılamak amacıyla kullanılır. Bu, malzemelerin kullanımında Ä°slâm mimarîsinin hâkim bir özelliÄŸi olan “teknik”e karşı tabiî bir tutumu temsil eder. Tahta ile taÅŸ yahut maden ile çini gibi farklı malzemelerin bir arada kullanılmasında amaç, basit ve ilkel zıt ifadeler yaratmak yerine, birbirine saygılı güzellikleri, bireysel güzellikleri vurgulamaktır.


Ä°slam mimarisi bir ‘irade’ yahut ‘kudret’ sembolü deÄŸildir. BaÅŸka bir deyiÅŸle bir fetiÅŸ (ÅŸirk) nesnesi haline gelmemiÅŸtir… Makineyi, verimliliÄŸi, konforu, tekniÄŸi, malzemeyi insanı kurtaracak temel ilgi alanları zannetme ve öze eriÅŸim amacıyla baÅŸvurulan epistemolojiye dayalı rasyonalizm ve deneycilik yönündeki fetiÅŸistik yaklaşımları reddeder.

Kararların ürünü olarak yalnızca maddi, teknolojik ve biyososyal varlık düzeyleriyle sınırlı olan bir bina, teknolojik muvaffakiyetlerin bir ürünü olmaktan öteye geçemez ve bir mimari eser hüviyetini kazanamaz. Çünkü mimari varlığın bütün yönlerini kucaklayan bir disiplindir… Mimari beÅŸeri çevrenin bütünüyle yani varlığın bütünüyle alakalı problemleri çözen bir sanattır. Zira Ä°slâm’daki tezyinilik, aÅŸkın (transcendental) kozmolojik idrakin objektif varlık üzerine, inÅŸa edilen dünya üzerine yansımasıdır… Ä°lave alabilen kümülatif birliÄŸi oluÅŸturan aÅŸkın, tezyini tektonikler Ä°slâm mimarisi ve sanatının üslüp özellikleridir.

Renkli, aydınlık ve ümitvar ifadesiyle Ä°slâmi tezyinilik, Ä°slâm’daki Rahman, Kadir-i Mutlak, her yerde hazır ve nazır ve herÅŸeyi bilen (Alim) Allah telakkisinin yansıması olan zevkli bir niteliÄŸe sahiptir. Bu zevkli niteliÄŸiyle Ä°slâmi tezyinilik benzersiz bir ilahi güzellik ve sükun duygusu geliÅŸtirmiÅŸtir. ÇaÄŸlar boyunca; bunun insanlık tarihinde baÅŸka bir örneÄŸi de yoktur.


Turgut Cansever, Ä°slam’da Åžehir ve Mimari, Tanıtım yazısı

Edirne Selimiye Camii ana kubbenin içerden görünüşü

İslami mimari Kuran-ı Kerim dilinden kaynaklanan bir sanattır ve İslam medeniyetinin derinliği ve zenginliğini maneviyat çerçevesinde yansıtır. Bu sanatta tevhit inancı, İslam dininin güzellik tanımının simgesi olarak tecelli bulur.

İslam’dan önceki dönemden geriye kalan işaretler, insanoğlunun binlerce yıl önce de sanatı tanıdığını ve günümüzde soyları yok olan hayvanların resimlerini duvarlara çizerek sanat alanındaki yeteneklerini mağaraların duvarlarına yansıttığını gösteriyor.Gerçekte sanat insanoğlu için hatta dil ve edebiyattan önce bir nevi iletişim aracıydı.

Medeniyetler ortaya çıktıktan sonra var olan yeteneklerde de büyük bir sıçrayış yaşandı, öyle ki bu sıçrayışın izlerini İslami ve İslami olmayan tüm ülkelerde görmek mümkün. Bu alandaki eserlerin bazıları milattan önce 7. milenyuma kadar uzanıyor. Ancak sanat alanlarında en çok insanoğlunun ilgisini çekenler mimari ve el sanatlarıydı ki bu el sanatları da gerçekte daha çok eşyalar veya binaların üzerindeki işlemeler şeklinde kendini göstermeye başladı.

Mimari renk, kimlik ve kültür çeşitlilikleri yansıtmanın yanı sıra sözü edilen işlemelerde de kendini gösteren güzel sanatlardan biriydi. Emevilerin döneminde inşa edilen köşkler ve saraylarda çok güzel oymalar ve diğer kabartma işlemelere rastlıyoruz.


El yazıları, çanak çömlek ve diğer ev eşyaları, üzerlerine işlenen motifler ve renk çeşitliliği bakımından büyük önem arz ediyor ve hepsi de insanların sanata olan ilgisini yansıtıyor. Dolaysıyla mimari ve mimari sanatı arasında bir farklılığın söz konusu olduğu ve bu ikinin tamamen iki farklı kavram olduğunu söylemek de mümkün.

Mimaride amaç sosyal görev ve hizmet doÄŸrultusunda bir takım inÅŸaat çalışmalarında bulunmaktır. ÖrneÄŸin konutlar, ibadet mekânları veya eÄŸitim amaçlı inÅŸa edilen binalar gibi. Ancak mimari sanatında en çok duvarlar, çatılar, sütunlar, pencereler ve kaplar ve hatta bahçelerde kullanılan süs anlayışıdır, öyle ki bu anlayış ve zevk mimari sanatı ile bütünleÅŸerek binanın güzelliÄŸine güzellik katıyor. Ä°slami mimari sanatında ise usta mimarlar kiÅŸisel zevk ve yetenek ve yaratıcılık güçleri ile bu sanatı geliÅŸtirmeye büyük özen gösterdiler ve gerçekte bu yetenekleri de dini inançlarından kaynaklanıp bu inançla bütünleÅŸiyordu. Bu durum tabi ki Ä°slami mimari sanatında büyük çeÅŸitlilik ve güzelliÄŸe sebep de oldu ve Ä°slami mimari Kuran’ı Kerim öğretilerinden kaynaklandığı için Ä°slam medeniyetinin zenginliÄŸi ve derinliÄŸini manevi boyutu ile yansıtıyordu.Mimari ve mimari sanatı arasındaki fark itibarı ile Ä°slami mimari de kendine özgü simgelerle baÅŸka mimari sanat tarzlarından ayrılıyor.

Bu simgeler ve göstergeler kullanılan tarzın geometrisi ve sanatsal boyutudur ki mimarın da dününcesi ve manevi inancını yansıtır. Gerçekte müslüman mimarın kullandığı tarz daha önce var olmayan ve bizzat söz konusu müslüman mimarlar tarafından yaratılan tarzlar olup İslam öğretileri ve tevhid inancından kaynaklanan tarzlardır.

Tevhid inancı tüm sanatların yanı sıra mimari sanatında da müslüman mimarlarca sıkça kullanılmıştır. İslami mimari sanatı sadece camiler gibi dini mekanlarda değil aynı zamanda okullarda, saraylarda ve hatta evlerde ve hamamlarda da kullanılmıştır.

Bu sanat alanında matematik ve geometri bilimleri sıkça kullanılırken yaşamının zirvesinde olduğu dönemlerde ise insanların manevi ihtiyaçlarına uygun biçimde insanların sosyal yaşamında da hizmet sunmuştur. Dolaysıyla İslami mimari sanatının İslam medeniyetinin ruhu ile uyum içinde varlığını sürdürdüğü söylenebilir.

İslami mimari kimliği tüm dünyada ve dil ve medeniyet çeşitliliğine karşın aynı tarzda idi ve bu durum Çin topraklarından Atlas okyanusuna kadar uzanan alanda geçerli olup çeşitli kültürlerde göze çarpmaktadır. Gerçi Romalılar ve diğer medeniyetler de mimarı tarzına sahipti, ancak İslami mimari sanatı kendine özgü bir sanat tarzı idi. İslami mimari sanat tarzının özelliklerinden çatıların ve tavanların süslenmesi idi ki bu alanda ilk İslami eser olarak Mescid-ül Nebi bu özelliği taşıyor. Gerçi Hz. Resulüllah (sav) döneminde çatılar hurma ağaçlarının yapraklarından olup süs unsuru olarak kullanılmazdı, ancak Velid Bin Abdulmelik döneminde İslami mimari çeşitli renkler ve motifler taşıyan fayansları kullanmaya başladı.

Ä°slami mimari sanatında en çok Kuran’ı Kerim ayetleri duvarlarda ve tavanlarda kabarık yazı olarak kullanıldı.
Bu alanda ilk örneklerden Kubbet’ul Sahra’nın içinde kullanılan ve Kufi hattı ile yazılan Kuran’ı Kerim ayetlerine deÄŸinebiliriz. Ä°slami mimarinin en önemli özelliÄŸi belki de tüm çeÅŸitliliÄŸine karşın üniter olmasıdır. Bu üniterlik Ä°slami mimarinin geliÅŸmesinde büyük rol ifa ettiÄŸi söylenebilir. Şöyle ki Ä°slam ülkelerinde Ä°slami mimarinin çeÅŸitliliÄŸine karşın içinde bir nevi üniterlik göze çarpar. Hatta Paris, Londra, Münih ve Avrupa’nın diÄŸer kentlerinde Ä°slami mimari tarzı ile inÅŸa edilen binalarda Ä°slami kimlik en iyi ÅŸekilde göze çarpıyor ve bu durum Ä°slam dininin Avrupa kıtasında yayıldığını ve bu konuda Müslüman mimarların büyük rol oynadığını gösteriyor.

Ancak bir başka önemli husus, diğer mimari tarzlarının İslami mimariden ilham almış olmalarıdır. Gerçi bu tarzlar da İslami mimariden aldıkları ilhamları kendi mimari anlayışları olarak pazarlamaya çalışıyor, fakat yine de her yerde İslami mimari sanatı İslam dünyasına ait olduğu en iyi şekilde anlaşılıyor. Nitekim bu mimari anlayışına İsfahan, Bağdat, Şam ve Kahire gibi mekânlarda rastlıyoruz ki bu örnekler gerçekte İslam medeniyetinden 15 yüz yıl öncesine dayanır ve bu yüzden bu tarzı hiç bir hükümdar veya devlete mal etmek mümkün değildir.

Kaynak : Ä°slami Mimarisi

Bakınız, Camii Ve Camii Mimarisi | Camii’nin BaÅŸlıca Kısımları – Camii Özelikleri – Camii MühendisliÄŸi

(Visited 10 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 04.09.2008 tarihinde Hale tarafından, Camilerimiz | Åžehir Åžehir Cami ArÅŸivi bölümünde paylaşılmıştır ve 2610 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

İslam Mimarisi | İslam Mimarisinin Kaynağı Kuran-ı Kerim Dilidir - İslam Medeniyetinin Derinliği Ve Zenginliğini Maneviyat Çerçevesinde Yansıtır orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki Makale7. Sınıflar İçin Bilgi Yarışması Soruları Sonraki Makale[Matematik] Euler ÖzdeÅŸliÄŸi | Euler Denklemi - ÖzdeÅŸliÄŸin DoÄŸası - e Sayısı Veya Euler Sayısı

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz