Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

TCDD – Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları – 1856 | Kuruluşu – Tarihi – Organizasyon – Bölgeler – Limanlar – Görevleri – Verdiği Hizmetler -..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 15.08.2009 tarihinde Hale tarafından, Yakın Dönem Türkiye Tarihi bölümünde paylaşılmıştır ve 1535 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


TCDD – Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları

Şirket İsmi Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi
Kurucu Osmanlı İmparatorluğu
Kuruluş Tarihi 1856
Merkez Ülke Türkiye
Önemli Kişiler TCDD Genel Müdürü
Sahip Olduğu Markalar Tülomsaş, Tüvasaş, Tüdemsaş
Çalışan Sayısı 35.593 (Tülomsaş, Tüvasaş ve Tüdemsaş dahil)
İnternet Sitesi TCDD Ağ Sitesi


Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ya da kısaca TCDD, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki demiryolu taşımacılığını düzenleyen, işleten ve kontrol eden resmi kurumdur.

Cumhuriyet öncesinde daha çok imtiyazlar ile değişik devletlere verilen Osmanlı Devleti‘ndeki demiryolu işletmesi yetkisi, 24 Mayıs 1924 tarihinde çıkarılan 506 Sayılı Kanun’la millileştirilmiş ve “Anadolu – Bağdat Demiryolları Müdüriyeti Umumiyesi” kurulmuştur. Demiryollarının yapımı ve işletilmesinin bir arada yürütülmesi ve daha geniş çalışma imkânları verilmesini sağlamak amacıyla çıkarılan 31 Mayıs 1927 tarih ve 1042 Sayılı Kanun’la “Devlet Demiryolları ve Limanları İdare-i Umumiyesi” adını almıştır.


1953 yılına kadar katma bütçeli bir devlet idaresi şeklinde yönetilen kuruluş, 29 Temmuz 1953 tarihinden itibaren 6186 Sayılı Kanun’la “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi (TCDD)” adı altında Kamu İktisadi Devlet Teşekkülü haline getirilmiştir. Son olarak uygulamaya konulan 233 sayılı KHK ile “Kamu İktisadi Kuruluşu” hüviyetini almıştır.

Tarihçe

Cumhuriyet Öncesi (1856 – 1922)

Dünyada ilk kez 1825 yılında İngiltere’de başlayan ve 25 yıl içinde tüm Avrupa’ya yayılan demiryolu ulaşımının, toprakları 3 kıtaya yayılan Osmanlı İmparatorluğu’na girişi diğer birçok teknolojik yeniliğe göre çok erken olur, ne var ki, 1866 yılında Osmanlı’nın geniş toprakları üzerindeki demiryolu hattının uzunluğu sadece 519 km’dir. Üstelik bu hattın sadece 1/3’lük yani 130 km’lik bölümü Anadolu toprakları üzerinde, geri kalan 389 km’lik bölümü Köstence-Tuna ile Varna-Rusçuk arasında yer alır.

Anadolu topraklarındaki demiryolu tarihi 23 Eylül 1856 yılında ilk demiryolu hattı olan 130 km’lik İzmir- Aydın hattının imtiyaz verilmiş bir İngiliz girişimci Wilkin ve dört arkadaşının firmasının ilk kazmayı vurmasıyla başlar. İmtiyaz İzmir Valisi Mustafa Paşa zamanında, 1857 yılında “İzmir’den Aydın’a Osmanlı Demiryolu” kumpanyasına devredilmiştir. 130 km uzunluğundaki bu hattın seçilmesinin nedeni bu tarihte Aydın ve İzmir yöresinin diğer yörelere göre daha kalabalık olması ve bundan ötürü de ticari potansiyelinin daha yüksek olmasıdır. Aynı zamanda bu yöre İngiliz pazarı olmaya uygun etnik unsurların yaşadığı bir bölgedir ve İngiliz sanayisinin gereksinim duyduğu hammaddeler açısından da stratejik bir öneme sahiptir.

Böylece Anadolu topraklarındaki ilk demiryolu hattı olan 130 km’lik bu hat tam 10 yıl süren bir çalışmayla 1866 yılında Abdülaziz zamanında tamamlandı.


İzmir Aydın demiryolu inşaatında çalışan işçiler 1850’lerin sonu 1860’ların başı

İngilizler açısından bu bölge özellikle de Süveyş Kanalı’nın 1869 yılında açılmış olması sonrasında İngilizlerin stratejik açıdan Hindistan yollarını denetim altına alması yönünden de önemliydi. Osmanlı’da demiryolu imtiyazı verilen İngiliz, Fransız ve Almanların ayrı ayrı etki alanları olumuştur. Fransa, Kuzey Yunanistan, Batı ve Güney Anadolu ile Suriye’de; İngiltere, Romanya, Batı Anadolu, Irak ve Basra Körfezinde; Almanya, Trakya, İç Anadolu, ve Mezopotamya’da etki alanları oluşturmuştur. Hatta bazı tarihçiler İngilizlerin demiryolu imtiyazını almasını ve İzmir-Aydın hattını inşa etmeye başlamasını emperyalizmin Osmanlı’ya ilk girişi olarak kabul etmektedirler. Buna kanıt olarak verilebilecek en güzel örneklerden biri;

İngiltere’nin İstanbul Büyükelçisi Lord Stratford de Redcliffe’in Alsancak İstasyonunun temel atma töreninde yaptığı ve 16 Kasım 1858 tarihli Times Dergisinde yayınlanan şu sözleridir:

“Bu demiryolunun, sanayi ürünlerimizin Türkiye’ye girişini kolaylaştıracak faydalı bir sermaye yatırımı olacağını umuyoruz. Hepinizin bildigi gibi Osmanlı’nın yeniden canlandırılmasında Avrupa’nın her zamankinden daha çok çıkarı vardır. Batı uygarlığı Levant kapılarına geldi dayandı. Şimdiye kadar geçmeyi pek başaramadığımız bu kapılar ardına kadar açılmazsa, kendi çıkarlarımız doğrultusunda, zor kullanarak bu kapıları açacak ve isteklerimizi kabul ettirecek güce, hatta daha fazlasına sahip olduğumuzu herkesin bilmesini isterim.

Anadolu’nun damarlarına yeni ve taze kan aşılayacak olan bu demiryolu gibi üretken girişimleri desteklemek, hükümetimizin en başta gelen görevleri arasındadır.”

1871 yılında saraydan çıkarılan bir irade ile Haydarpaşa-İzmit hattının devlet tarafından yapımına başlanır ve 91 km’lik hat 1873 yılında bitirilir. Ancak maddi olanaksızlıklar nedeniyle Anadolu Demiryolları ile Bağdat ve Cenup demiryollarının yapımları Alman sermayesi ile gerçekleştirilir.

İmtiyaz verilen başka bir İngiliz şirketi de İzmir-Turgutlu-Afyon hattı ile Manisa-Bandırma hattının 98 km’lik kısmını 1865 yılında tamamlar.

1896 yılında yapım imtiyazı Baron Hirsch’e verilmiş olan 2000 km’lik şark demiryollarının milli sınırlar içerisinde kalan 336 km’lik İstanbul-Edirne ve Kırklareli-Alpullu kesiminin 1888’de bitirilerek işletmeye açılmasıyla da İstanbul, Avrupa demiryollarına bağlanmış olur.
1876 yılından 1909 yılına kadar 33 yıl Osmanlı Padişahı olan Sultan II. Abdülhamid hatıralarında şunları ifade eder;

“ Bütün kuvvetimle Anadolu Demiryollarının inşasına hız verdim. Bu yolun gayesi Mezopotamya ve Bağdat’ı, Anadolu’ya bağlamak, Basra Körfezi’ne kadar ulaşmaktır. Alman yardımı sayesinde bu başarılmıştır. Eskiden tarlalarda çürüyen hububat şimdi iyi sürüm bulmaktadır, madenlerimiz dünya piyasasına arzedilmektedir. Anadolu için iyi bir istikbal hazırlanmıştır. İmparatorluğumuz dahilindeki demiryollarının inşaatı mevzusunda büyük devletler arasındaki rekabet çok garip ve şüphe davet edicidir. Her ne kadar büyük devletler itiraf etmek istemiyorlarsa da bu demiryollarının ehemmiyeti yalnızca iktisadi değil, aynı zamanda siyasidir. ”

Osmanlı İmparatorluğu, demiryolu konusunda, ekonomik durumun kendisine verdiği zafiyetten dolayı çok büyük sorunlarla karşılaşmıştır. Tamamıyla bir içişleri konusu olması lazım gelen demiryolu siyaseti maalesef devletlerarası bir konu durumuna gelmiştir.

Bu dönemde işletmeye açılan hatlar

1918 yılındaki demiryolu durumu

• Rumeli Demiryolları 2383 km normal hat
• Anadolu – Bağdat Demiryolları 2424 km normal hat
• İzmir – Kasaba ve uzantısı 695 km normal hat
• İzmir – Aydın ve şubeleri 610 km normal hat
• Sam – Hama ve uzantısı 498 km dar ve normal hat
• Yafa – Kudüs 86 km normal hat
• Bursa – Mudanya 42 km dar hat
• Ankara – Yahşihan 80 km dar hat

Bu dönemde yapılıp işletmeye açılan demiryollarının toplam uzunluğu 8.619 km’dir.
Sonuç olarak, Cumhuriyet öncesi çesitli yabancı şirketler tarafından inşa edilen demiryolu hattının 4000 km’lik bölümü, 1923 yılında Cumhuriyetin ilanı ile belirlenen milli sınırlar içinde kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’ndan yeni Cumhuriyete, yabancı şirketlere ait 2.282 km’lik normal genişlikte hat ve 70 km uzunluğunda dar hat ile devletin yönetiminde olan 1.378 km’lik normal genişlikte hat kalmıştır.

Türk Kurtuluş Savaşı dönemi (1919 – 1923 )

Bu döneme damgasını vuran kişi Behiç Erkin’dir. Behiç Erkin Türk Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında demiryollarını kusursuz işletmesi ile en önemli rollerden birini oynar. Bu başarısı hem T.B.M.M. Takdirnamesi, hem de İstiklal Madalyası ile onurlandırılmıştır. Kurtuluş Savaşı’nda cepheye asker, silah ve erzak taşımada, cephelerden de geriye gazilerin taşınmasında, yani savaşın lojistiğinde sağladığı başarılarla, demiryollarının önemi ortaya çıkmıştır. Demiryollarının kurucu Genel Müdür’ü Behiç Erkin1920 senesinde üstlendiği ve 1926 senesinin sonuna kadar götürdüğü Genel Müdürlük görevi ile kalmamış, aynı zamanda demiryollarının millileştirilmesinde baş rolü oynamıştır. 1926-1928 senelerinde de demiryollarını Nafıa Bakanı (Bayındırlık Bakanı) olarak idare etmeye devam etmiştir.

Bakınız, Haydarpaşa Limanı

Haydarpaşa Garı

(Visited 19 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 15.08.2009 tarihinde Hale tarafından, Yakın Dönem Türkiye Tarihi bölümünde paylaşılmıştır ve 1535 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 10 adet mesaj daha bulunmaktadır.

TCDD - Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları - 1856 | Kuruluşu - Tarihi - Organizasyon - Bölgeler - Limanlar - Görevleri - Verdiği Hizmetler - Yolcu Taşımacılığı orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleEk Fiil - Ek Eylem | Türkçe'de İsimlerin Ve İsim Soylu Kelimelerin Sonuna Gelerek Yüklem Olarak Kullanılmalarını Sağlayan Basit Fiillerden B.. Sonraki MakaleKültürümüz de Laleler - Lale Hakkında Bilgiler ve Türleri

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz