Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Yozgat İli Gelenek ve Görenekleri


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 14.03.2009 tarihinde Esesli tarafından, Türk Kültürü ve Geleneklerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 1252 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Yozgat İli Gelenek ve Görenekleri


ÖRF-ADET-GELENEK-GÖRENEKLERİ

EVLENME

Kız Arama ve Kız Beğenme:
Evlilik görücü usulü veya gençlerin karşılıklı anlaÅŸması ÅŸeklinde olur. Kız ve erkeÄŸin rıza ön koÅŸuldur. Akraba evlilikleri az olmakla birlikte vardır. Görücü usulünde, bazen oÄŸlan tarafı bazen mahalle mahalle, bazen köy köy kız arar. Kız tarafı durumu anlar ve ona göre davranır. Kız bakmaya gidnler, evin temizliÄŸine, kızın davranışlarına dikkat ederler. Kızın geçeceÄŸi yere bir eÅŸya bırakırlar ve kaldırıp kaldırmayacağına bakarlar. Kız beÄŸenilirse “Biz bir daha geleceÄŸiz” derler.


Gelin Alma ve Gelin Çıkarma:
Düğünler köylerde güzün, illerde yazın yapılır. Evlenmedik bir kız veya erkekten su isteyen büyüklerin söylediÄŸi gibi “Su gibi ömrün uzun olsun, düğünün güzün olsun” deyimi mevcuttur. Düğünler perÅŸembe veya cuma günü baÅŸlayıp, pazar günü biter. Gelin evden çıkarılırken kırmızı bir kuÅŸak beline baÄŸlanır. KuÅŸağı kızın erkek kardeÅŸi yoksa babası veya dayısı baÄŸlar. Buna kuÅŸak baÄŸlama denir. Gelin, kız evinden baÅŸ yenge tarafından anne veya babadan teslim alınıp arabaya bindirilir. Gelinlik, pazar günü sabah oÄŸlan ve kız tarafının genç kızlarınca giydirilir. Gelinlik giydirilirken, gelin kuvvetli olsun diye bakır bir tepsiye oturtulur. Gelinlik ve duvak kızın başının etrafında 3 defa döndürülerek ve dua okunarak giydirilir. Gelinlik giydirildikten sonra saÄŸdıç, gelini ve kız tarafının genç kızlarını kuaföre götürür.

Çeyiz Asma:
Düğünden 15 gün önce çeyizler kız evinde sergilenir. Bir hafta kadar çeyiz komÅŸular, akrabalar, oÄŸlan tarafınca görülür. Buna çeyiz asma denir. Gelin çeyizi oÄŸlan tarafına gönderildiÄŸinde çeyiz arabasının etrafında gelinin bir akrabası bir kadınla, gelin çeyiz arabasının etrafını 3 defa dolaşır ve elindeki aynaya “Ayna sen güzelsin, benim bahtım senden güzeldir.” der.

Çeyiz Yazma:
Gelin çıkarılacağı zaman veya 1 gün önce kız ve erkek tarafının erkakleri düğün odasında toplanır. Kız için hazırlanmış çeyiz eÅŸyasının listesi tek tek çıkarılarak günün fiyatları üzerinden deÄŸerlendirme yapılır ve her eÅŸyanın fiyatı yazılır. Çeyiz listesi 2 nüsha hazırlanır. Kız tarafından baba, oÄŸlan tarafından damak imzalar ve mahalle muhtarı tarafından onaylanarak 1 nüsha kız tarafına 1 nüsha damada verilir. Çeyiz arabaya konacağı zaman kız tarafından birisi çeyiz sandığının üzerine “Sandığın anahtarı kayboldu” veya “Sandık açılmıyor” diye oturur ve oÄŸlan tarafından bahÅŸiÅŸ alır.

Gelin ve Damat Hamamı:
Gelin genellikle il ve ilçe merkezlerinde erkek ve kız tarafının genç kızlarında kadınlar hamamına götürülür. Hamamda çeşitli yiyecekler yenir, tef çalınır, oyunlar oynanır. Damat hamamı ise, gelin getirildikten bir müddet sonra arkadaşları tarafından erkekler hamamına götürülür. Masrafları sağdıç karşılar, yemekler yenir, oyunlar oynanır. Sağdıç, elinden geldiği kadar damadı arkadaşlarının şakalarından korumaya çalışır. Ayrıca damadın kız tarafından kaçırılmaması için tedbirler alınır. Şayet damat kaçırılacak olursa cezasını para ve hediye karşılığı sağdıç ödemektedir.

Düğünlerde Bayrak:
Düğün perÅŸembe günleri bayrak kaldırma ile baÅŸlar. Uzunca bir direÄŸe “T” ÅŸeklinde bir aÄŸaç takılır. Bu aÄŸacın bir ucuna kırmızı bir ucuna yeÅŸil ipek bez baÄŸlanır. Bezlerin üst kısmına elma ve soÄŸan takılır. YeÅŸil bez damadı, al bez gelini temsil eder. Buna düğün bayrağı denir. Önce davul-zurna çalmaya baÅŸlar ve gençler halay çekerler. Daha sonra imam ve yetiÅŸkinler dua ederek oÄŸlan evine her yerden görünecek ÅŸekilde bayrağı dikerler. Buna bayrak kaldırma denir. Dikilen bayrağın ucundaki elme veya soÄŸanlar çocuklar ve gençler tarafından taÅŸla düşürülür. Gelin oÄŸlan evine girince de dikilen bayrak yıkılır. Bayrağı yıkan kiÅŸi kırmızı ve yeÅŸil bezleri alır ve bunları damada verince karşılığında para yada hediye alır. Bazı yerlerde düğün yapılan eve Türk bayrağı çekilir.

Gelin OÄŸlan Evinde:
Gelin bindirildiği araba ile mezarlık, cami veya türbe etrafında dolaştırılarak oğlan evine getirirlir. Gelin hemen arabadan indirilmez. Kaynana, kayınbaba ve akrabalar tarafından geline çeşitli hediyeler verilir. Gelin eve gireceği zaman kaynana dış kapının koluna kolunu dayayarak gelini kolunun altından geçirir. Bu hareket gelin kaynananın sözünü tutsun diye yapılır. Daha sonra evin bahçesinde gelinin geçeceği yerde geline çanak kırdırılır. Bu da gelinin kötü huylarının kırılması için yapılır. Gelin kapının iç tarafına yağ sürer, yağ gibi aksın diye. Ayrıca gelin geldiği yuvaya çivi gibi bağlansın diye kapıya çivi çakılır. Genellikle evin bahçesinde geline ve damada nazar değmesin diye üzerlik tohumu tüttürülür. Bazı yerlerde kurban kesilir. Gelin kurban kanının üzerinden atlar ve hem gelin hem damadın alnına kurban kanı sürülür. O sırada güveyi tarafından çerez ve bozuk para serpilir.

Gelin eve girerken kucağına oğlan çocuğu verilir. Bazı yerlerde kaynana gelinin eline süpürge verir. Gelin evi süpürgeyi yere değdirmeden süpürür. Böylece evdeki nazarlar ve kötü bakışlar temizlenmiş olur. Yine kaynana kendi eli ile işlediği baş örtüsünü gelinin başına örter. Gelin ve damada çocukları çok olsun diye yağda yumurta yedirilir.


Güveyi Verme:
Yatsı namazı kılındıktan sonra köyün imamı tarafından damadın yakınları ile birlikte dualarla gerdeğe verilir. Dua bittikten sonra damat babasının ve oradaki büyüklerinin ellerini öper. Gençler damadı yumruklarlar. Bu yumruklamadan sağdıç damadı korumaya çalışır.

YÖRESEL YEMEKLER:

Yöre beslenmesi,büyük ölçüde buÄŸday ürünlerine,unlu yiyeceklere dayanmaktadır. Bulgur,yarma ve düğürcük hemen her tür yemekte ve çorbada kullanılmaktadır. Yarma,bulgur ve diÄŸer kışlık yiyecekler genellikle yazdan hazırlanır. Bunların başında “Gırmızı Pevleri” denen domates salçası,”Go pahla” denen kurutulmuÅŸ taze fasulye,”Çalma, Pekmez, ekÅŸi” turÅŸular, meyve ve “madımak” denen madımak kurusu, “Kıyma, sızgıt, pastırma” türü et hazırlıkları gelir. Makarna,eriÅŸte de ev yiyeceklerindendir. “AÄŸ kabak” (Su kabağı) tan çorba piÅŸirilir ve kış için kurutulur. “Åžalak” denen kelek turÅŸusu yörenin özgün turÅŸu türlerindendir. Özel günlerde “arabaşı” en çok rastlanan yemektir. Ayrıca; Ä°limize özgü en ünlü yemeklerinden biriside Testi Kebabıdır.

ARABAÅžI

Malzemesi

Hamur için :
5 kg su 650gr un (12 kiÅŸiliktir)

5 litre suyun 3 litresi ateÅŸ üzerinde kaynatmaya bırakılır. Kalan 2 litre soÄŸuk suya 650 gr un ilave edilip mikserle çarpılarak bulamaç haline getirilir. Bulamaç haline getirilmiÅŸ hamur kaynamakta olan suya birdenbire boÅŸaltılır. Oklava ile devamlı karıştırılarak hamur mısır patlağı gibi patlamaya baÅŸlayınca 3-4 dakika daha kaynatılıp 40 cm’lik 2 adet Sini’ye dökülüp soÄŸutmaya terk edilir.

Çorba için :
Tavuk veya Hindi eti (göğüs), 5 kg su, 5 kaşık un (yağsız kavrulmuş un), 2 kaşık salça, 1 kaşık pul biber, 150 ve 200 gr yağ.

Tüm bu malzemeler çiğ olarak karıştırılıp ocağa konulur. Köpük kayboluncaya kadar pişirilerek hazır hale getirilir. İkramdan önce tikelenen et çorbaya ilave edilip bir taşım kaynatılıp servis yapılır. Soğumaya bırakılan hamur, ıslak bir bıçak ile baklava dilimleri şeklinde kesilir. Tepsinin ortası çorba kasesi sığacak şekilde açılır, açılan yere çorba kasesi yerleştirilir. Kesilen hamurlar kaşık üzerine yerleştirilerek çorba ile birlikte çiğnemeden yutulur.

MADIMAK

Malzemesi :
1.5 kg. Madımak, Bir kase yoğurt, 150 gr. Pastırma, Bir-iki diş sarımsak, Tuz,biber,yağ,salça

1.5 kg. madımak temizlendikten sonra satırla kıyılarak iyice küçültülür. Bir tencereye yağ,salça,pastırma konularak kavrulur. Kıyılan madımak üzerine ilave edilir. 15 dakika pişirildikten sonra servis yapılır. Sarmısaklanmış yoğurt isteğe göre sos olarak kullanılır.

TESTÄ° KEBABI

Malzemesi :
1 adet Testi, 3 kg. Kuşbaşı et, 1 kg. Domates, 300 gr. Sarımsak, 200 gr. Sivri biber, 200 gr. Tereyağı, Karabiber,tuz.

Doğranmış domates,sivri biber ve sarımsak kuşbaşı ete katılarak ezmeden iyice karıştırılır. Yeterince tuz ilave edilir. Testi içi iyice yıkandıktan sonra karıştırılan malzeme testinin içerisine doldurulur. En üste tereyağı konulur. Testinin ağzı hamur ile kapatılır ve ortası hafif açılır. Genellikle açık havada odun veya meşe kömürü yakılmış bir ateşte pişirilir. İki saate yakın bir zamanda pişen yemeği ilk defa yapanlara meşe kömürüyle yapmaları tavsiye edilir. Yemek piştikten sonra testi kırılarak yemek testinin içinden servis yapılır.

Testi Kebabı, Yozgat Belediyesi tarafından Türk Patent Enstitüsüne “Yozgat Yöresi YemeÄŸidir” diye TESCÄ°L ettirilmiÅŸtir.

YÖRESEL GİYİM:
BaÅŸkente yakınlığı,Yozgat giyim – kuÅŸamı da büyük ölçüde etkilemiÅŸtir. Dokuma ve evde dikilen giysilere dayanan geleneksel giyim-kuÅŸamın yerini hazır giyim almıştır. Geleneksel kadın giyiminde üçetek en yaygın entaridir,altına don yada büzmeli ÅŸalvar giyilir. “Delme yelek” veya “Salta” ve bunun uzun kollusu “libade” özellikle genç kızlarda yaygındır. BaÅŸa,pullu veya kudazı,fes,tepelik üstüne düz ve açık renkli yazma baÄŸlanır. Varlıklı kesim,özel günlerde bele gümüş kemer baÄŸlar,ayaÄŸa yün çorap,lapçın kundura veya çarık giyilir. Dışarlak olarak kullanılan çarÅŸaf daha sonra mantoya dönüşmüştür. Geleneksel erkek giyiminde; yakasız mintan,geniÅŸ kollu hırka veya kolsuz salta ve yelek üst giysileri arasındadır. Çeketi andıran bol dikimli aba ve zıpka geleneksel erkek giyiminin özgün öğelerindendir. BaÅŸa kudazı,fes veya eÄŸri dolanmış kefiye giyilir. Yün çorap lapçın,kundura,çarık giyimi bütünleyen öğelerdir.

HALK OYUNLARI VE FOLKLOR:

Yozgat mahalli halk oyunları açısından zengin bir potansiyele sahiptir. Orta Anadolu’nun en zengin folklor merkezi olan Ä°limizde; 15 ayrı kadın oyunu, 50’ye yakın türkü, 10’a yakın erkek oyunu ve bir çok oyun havası vardır. Milli oyunlarda kadın kıyafeti; 3 etek ve pullu festir. Kadın oyunları davul-zurna, cümbüş, darbuka, keman ve saz eÅŸliÄŸinde oynanır. En çok oynanan kadın oyunları; burçak tarlası, kunduralım, nalinim, feyli turnam, darine-dariney, vıy vıy ve madımaktır. Erkek oyunlarında kıyafet; derme yelek, renkli gömlek, püsküllü fes ve ÅŸalvardır. Erkek oyunlarından en çok oynananları; Yozgat ağırlaması, Bopbili, Tekayak, Üçayak, cemo, yerli gelin, çekirge, aynalı ve kamalı’dır. Bunların yanı sıra, kaşık oyunları, çiftetelli, asmalarda Ãœzüm, loli, keçeci baba, vıy vıy, karanfilli, gelin, dünür gibi oyunlar da sergilenir.
Mahalli halk Oyunlarımızı: “Ä°l Kültür ve Turizm Müdürlüğü Evci Köyü Erkek Halk Oyunları TopluluÄŸu” temsil etmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca 25 Eylül 2004 tarihinde Ankara’da yapılan yarışmalarda birinciliÄŸe layık görülen bu topluluk “Yozgat Ağırlaması, Bopbili, Tekayak, Üçayak” adlı oyunlarıyla tescillenmiÅŸtir.

Ayrıca, bazı yörelerde semahlar da yaygındır. En yaygın olarak bilineni “Bozok Semahı” da denilen “Kırklar Semahı”dır.

O, MESHUR NÃœKTE
KARISTIRMA ALTINDAN ÇAPANOGLU ÇIKAR

Yozgat’ta ve Türkiye’nin bir çok yerinde karisik bir çok is ve fazla açiklanmamasi arzu edilen seyler için ? karistirma altindan Çapanoglu çikar? deyimi kullanilir. Bu deyimin bir rivayeti de söyledir.Çapanoglu Süleyman Bey, bir gün bir Misafiri ile yemek yemektedir. Sofradaki çorbaya ekmek dograrlar. (Süleyman bey, kizarmis ekmek, misafiri ise beyaz ekmek dograr.) Süleyman bey, herkesin kendi dogradigi ekmegi yemesini siki sikiya tembih eder. Misafir ise çorbaya her kasik daldirisinda ?Benim dogradigim ekmek? diye çorbadaki ekmeklerin hepsine sahip çikar. Böylece Süleyman bey ile misafiri arasinda bir tartisma baslar .? Senin ekmegin, benim ekmegim ? diye. Çorbanin dibi karistirilip Çapanoglu’nun ekmegi çiktikça Süleyman bey misafirine çorbanin altindan Çapanoglunun dogradigi ekmekler çikar manasina ?Karistirma altindan Çapanoglu çikar? der. Aslinda Çapanoglunun bu misafiri inatçi, bir sey bilmez, bilgeligi ile ögünen birisidir. Bu söz zamanla deyimlesir.

EFSANELER

Yozgat Sürmelisi Ve Sürmeli Beyin Hikayesi
Yozgat sehri 1760 yili baslarinda Bozok Yaylasinin, yesillik, etrafi ormanlarla çevrili içinde bin bir çesit kusun ötüstügü bir sahada kurulurken; Yozgat halki o zaman yari göçebe ve sürülerini besleyerek hayvancilikla ugrasir, hayatlarini bu yoldan saglarlardi. Bozok yaylasinda otlayan bu sürülerin birini de Sürmeli Bey adinda bir Türkmen Yörügü otlatirdi. Halk tarafindan sevilen bu yanik sesli halk ozani elinde kavali, sirtinda sazi Yozgat’tan Akdagmadeni’ne uzanan ormanlarin içinde sürüsünün içinde dolasirdi. Bazen bir çan dibine rastlanir. Sazinin tellerini konusturur bazen bir derenin kenarinda kavalini çalar, asik oldugu gönlünün sevgilisini düsünürdü. O sevgili ki güzelligi Bozok yaylasina yayilmis, ahu gözlü, sürmeli kasli, ay yüzlü bir dilberdi. Babasi bir Türkmen beyi idi ve çok sert bir adamdi. Sürmeli Bey, ailesini salarak, babasindan sevdigini istetir, magrur adam, kizini bir çobana vermeye yanasmaz. Araya beyler, agalar girer ama bosuna, bir türlü gönlü olmaz kizin babasinin ve iki sevgili birlesemezler. Ãœzüntüsünden sürüsünü birakan Sürmeli Bey alir sazini eline besçamlar mevkiinde kendine bir dergah kurar. Askini, yanik türküleriyle daglara agaçlara anlatir. Küser otagina, obasina ve Akdaglar’a kadar uzanan çamlarin arkasinda onu bir daha gören olmaz. Dertli kavalina üfledig, içli sazina söylettigi nameler kalir geriye. O gün bu gündür dillerde yankilanir Sürmeli Bey’in türküleri.

Gelin Kayası Efsanesi:
Yozgat’ta ki Nohutlu Tepesinin arkasinda bulunan Cehrilik yakinlarinda deveye binmis geline benzeyen kayalar bulunmaktadir. Bu kayalara ?Gelin kayasi? denir. Köyün birinden gelin alayi gelmektedir. Eskiyalar gelin alayini çevirirler. Niyetleri kervandaki gelini alip esir pazarinda satmaktir. Gelin alayinin erkekleri eskiyalarla vurusurlar ve hayatlarini kaybederler. Eskiyalar gelini ve damadi yakalamak üzeredirler. Yakalanacaklarini anlayan gelin ve damat Allah’a dua ederler: ?Allah’im bizi bu eskiyalarin eline düsürme, bizi ya tas et, ya kus et.? Dualari kabul olunur. Güzel gelinle birlikte eskiyalar, develer ve atlar oracikta tas olurlar. Damat ise kus olup gökyüzüne uçuverir. Güzel gelinin aglarken gözünden döktügü yaslar sel olur ve orada kirmizi lalecikler bitmeye baslar. Zamanla bu laleler tüm tepeyi kaplar. Egrice’de Mayisin ikinci haftasinda cehrilik laleleri kirmizi kirmizi açar ve beyaz güvercinler gökyüzünde süzülürler. Yozgatli avcilar buradaki güvercinlere kesinlikle ates etmezler.

NELERİ İLE ÜNLÜ:
Saat Kulesi, Yozgat Çamlığı Ulusal Parkı, Kerkenez Harabeleri (Keykavus Kalesi), Akdağ Ormanları



Saat Kulesi


Yozgat Çamlığı Ulusal Parkı

Ä°L Ä°SMÄ° NEREDEN GELÄ°YOR?Ä°lin, asıl adı “BOZOK” olup, zamanla “Yozgat” olarak deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir. OÄŸuz’ların; “BOZOK” koluna mensup Türkmenlerin bu bölgeye akınıyla birlikte, yöre “BOZOK” ismiyle anılmıştır. 1800’lü yıllara doÄŸru bu ismin yanı sıra “YOZGAT” adı da telaffuz edilmiÅŸtir. “Yozgat” adının menÅŸei konusunda ise, deÄŸiÅŸiki söylentiler ileri sürülmektedir:

Bir rivayete göre, Yozgat Saray Köyü’nden (bugün itibariyle kasaba) itibaren aÅŸağıdan yukarıya doÄŸru kat kat yükselmektedir. Bu kat kat yükseliÅŸindin ve rakımının yüksekliÄŸinden dolayı önceleri “Yüz kat” denmiÅŸ, zamanla bu isim söylene söylene “Yozgat” halini almıştır.

(Visited 1.407 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 14.03.2009 tarihinde Esesli tarafından, Türk Kültürü ve Geleneklerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 1252 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Yozgat İli Gelenek ve Görenekleri orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleCemre Düşmesi Nedir? Sonraki MakaleMesaj | Küçük Ä°skender

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz