SELÇUKLU HALILARI 1905 yılına kadar Alâeddin Camii8217;ni ziyaret edenlerden, Fr. Sarre de dahil olarak hiçbiri Konya halılarını fark edememiş, yüzyıllar boyunca öylece unutulup yerlerinde kalmıştır. Bu halılar, ilk defa bunları keşfeden Martin8217;in o zamanlar Alman konsolosluğunda görevli ve Danimarka asıllı Loytved8217;e, bunların çok büyük ilmi değerlerine işaret etmesiyle aydınlığa çıkıp, kısa zamanda tanınarak meşhur olmuştur.
Siirt Battaniyesi Güneydoğu Anadolu’nun bölgesel özelliğini taşıyan Siirt’in en önemli el sanatlarından biri olan “Siirt Battaniyesi’” tiftiğin iğ ile eğrilmesi, elde yapılan ipliklerin mahalli tezgahlarda dokunması ve bu dokumanın tarak vurularak tüylendirilmesi ile oluşur. Siirt’e gelen herkese battaniye ısmarlamak, Siirt’ten ayrılana da, hediye etmek gelenek haline gelmiştir. Yüzyılı aşan bir geçmişe sahip olan Siirt Battaniyesi,
Siirt Battaniyesi Güneydoğu Anadolu’nun bölgesel özelliğini taşıyan Siirt’in en önemli el sanatlarından biri olan “Siirt Battaniyesi’” tiftiğin iğ ile eğrilmesi, elde yapılan ipliklerin mahalli tezgahlarda dokunması ve bu dokumanın tarak vurularak tüylendirilmesi ile oluşur. Siirt’e gelen herkese battaniye ısmarlamak, Siirt’ten ayrılana da, hediye etmek gelenek haline gelmiştir. Yüzyılı aşan bir geçmişe sahip olan Siirt Battaniyesi,
Türk Kumaş İşleme Sanatı Türk kumaşları dokuma tekniği, malzeme özellikleri, desen zenginlikleriyle kumaşın evrimi içinde önemli yer alır. Erken örneklerin günümüze ulaşabilmesi zor olduğundan, Türk kumaşlarının kökeni konusunda söylenebilecekler sınırlıdır. Doğu Türkistan’da, Çin sınırında Budist mağralarındaki resimlerde, V. yüzyıla kadar inen canlı renk ve süslemeleri olan Türk dokuma sanatının ilk örneklerine rastlanır. Anadolu Selçuklularına ait
Türk Süsleme Sanatında Desen Ve Motif Süslemecilik insanlık tarihi ile beraber başlar. Kendini, yaşadığı ortamı ve kullandığı eşyayı göze en hoş gelecek şekilde süslemek, onu sanat anlayışı ile biçimlendirmek, insanoğlunun adeta doğal bir tutkusudur denilebilir. Gelmiş geçmiş uygarlıkların arasında, süsleme sanatları en olgun ve seçkin bir seviyeye ulaşmış milletlerden biri de şüphesiz Türklerdir. Türkler, Orta
Türk Süsleme Sanatında Desen Ve Motif Süslemecilik insanlık tarihi ile beraber başlar. Kendini, yaşadığı ortamı ve kullandığı eşyayı göze en hoş gelecek şekilde süslemek, onu sanat anlayışı ile biçimlendirmek, insanoğlunun adeta doğal bir tutkusudur denilebilir. Gelmiş geçmiş uygarlıkların arasında, süsleme sanatları en olgun ve seçkin bir seviyeye ulaşmış milletlerden biri de şüphesiz Türklerdir. Türkler, Orta
Türk Süsleme Sanatları Altın Varak Altın Varak Ve Teknikleri Altın şeritin ince tirşe ( parşömen ) ler ve sığırın kör bağırsağından elde edilen zarlar arasında dövülerek seffaf yapraklar haline getirilmesine altın varak denir. Altın varakta 1 defter 25 yapraktan oluşmaktadır. Altınlar bu yapraklar içerisine yerleştirilmiştir. Çok hafif olduğundan her hangi bir darbe veya ruzgarda altınlar
Türk Süsleme Sanatları Altın Varak Altın Varak Ve Teknikleri Altın şeritin ince tirşe ( parşömen ) ler ve sığırın kör bağırsağından elde edilen zarlar arasında dövülerek seffaf yapraklar haline getirilmesine altın varak denir. Altın varakta 1 defter 25 yapraktan oluşmaktadır. Altınlar bu yapraklar içerisine yerleştirilmiştir. Çok hafif olduğundan her hangi bir darbe veya ruzgarda altınlar
Türk Süsleme Sanatları Ciltçilik Ciltçilik, bir kitabı yaprakları dağılmadan ve yıpranmadan korumak, bununla birlikte dış görünümüne de güzellik kazandırmak amacıyla yapılan işlemlerin tümüdür. Oldukça eski bir el sanatı olan ciltçilik, tekniğin ilerlemesi, kitap baskı sayısının artmasıyla günümüzde bir sanayi kolu durumuna gelmiştir. Baskı sayısı çok olan kitapların makineler aracılığıyla seri olarak ciltlenmesini bir yana bırakırsak,
Türk Süsleme Sanatları Dokumacılık Dokumacılığın Tarihçesi Düz dokuma yaygılar, düğümlü halılar kadar kalın ve dayanıklı olmadıklarından, eski devirlere ait örnekler hemen hemen yok gibidir. Daha çok göçebelerin eşyaları olan bu yaygılar iyice eskimeden terk edilmemekte, hatta kesilip parçalara bölünerek kullanılmaktadırlar. Kolayca çürüdüklerinden yeraltı buluntuları arasında fazla örnek bulunmamaktadır. Ayrıca yerleşik toplumların aristokrat sınıfları tarafından kullanılmadıklarından
Türk Süsleme Sanatları Dokumacılık Dokumacılığın Tarihçesi Düz dokuma yaygılar, düğümlü halılar kadar kalın ve dayanıklı olmadıklarından, eski devirlere ait örnekler hemen hemen yok gibidir. Daha çok göçebelerin eşyaları olan bu yaygılar iyice eskimeden terk edilmemekte, hatta kesilip parçalara bölünerek kullanılmaktadırlar. Kolayca çürüdüklerinden yeraltı buluntuları arasında fazla örnek bulunmamaktadır. Ayrıca yerleşik toplumların aristokrat sınıfları tarafından kullanılmadıklarından
Türk Süsleme Sanatları Kalem İşi Bir mimari eserde cami, türbe, mescid, saray, kasır, köşk, yalı v.b. gibi yapıların kubbelerini, tavanlarını ve iç duvarlarını sıva, ahşap, bez, taş, deri gibi elemanlar üzerine renkli boyalar, kabartma ve bazende altın varak kullanılarak ince uzun kıllı kalem tabir edilen fırçalarla yapılan süsleme sanatına denir. Bu tezyinatı yapan kişiye de
Türk Süsleme Sanatları Katı8217; Sanatı Herhangi bir düz kağıdın, süslü kağıdın (mesela ebrulu bir kağıdın) veya derinini oyulmasıyla yapılan sanata katı8217;denir. Katı8217; sanatında, kesilip çıkartıldıktan sonra başka bir yere yapıştırılan kısma 8220;erkek oyma8221;, içi oyulmuş kısma ise 8220;dişi oyma8221; adı verilir. Cilt sanatının şemse ve köşebent tarzındaki ince ve zarif motifleri, hüsn-i hat örnekleri, vazo
Türk Süsleme Sanatları Kündekari 8211; Kendekari KÜNDEKÂR: Kündekâri sanaatını yapan kişiye verilen ad. KÜNDE: Anadolu’da Selçuklu döneminde gelişmiş, kendine özgü bir şekil almıştır. Selçuklu, dönemi ağaç eserleri daha çok mihrap, cami kapısı, dolap kapakları gibi mimari elamanlar olup gerçekten çok üstün işçilik göstermektedir. Kündekari Farsça’dan dilimize geçmiş, asıl hali kendekâri olan bir kelimedir. Fakat İran’da
Türk Süsleme Sanatları Tezyini Sanatı Saz Yolu 8211; Şah Kulu Saz yolu ya da Saz Üslubu, Osmanlı sanatının yaygın bir bezeme üslubudur. Bu üslubu Kanuni döneminde eserler vermiş olan ressam Şah Kulu başlatmıştır. Gerek çini, kalemişi, taş işçiliği gibi mimariye bağlı bezemelerde, gerek kitap resmi, cilt, kumaş, halı sanatları ve diğer küçük sanatlarda yaygın uygulama
Türkiye8217;deki Neolitik Çağ Araştırmaları Tarihöncesi uygarlığında, Epipaleolitik/Mezolitik Çağ8217;dan sonra gelen, Pleistosen8217;den Holosen Dönemi8217;ne geçişle birlikte oluşan yeni iklim şartlarına ve onun oluşturduğu çevreye uyum sağlayan insanoğlunun besin üretime geçtiği ilk döneme Neolitik Çağ adı verilmiştir. Eski tanımlarda tarım, hayvan evcilleştirme, yerleşik yaşam ve çanak çömlegin olduğu döneme Neolitik Çağ adı verilmekteydi. Son yıllarda yapılan araştırmalar
Türklerde Dantel Ve Oya Dantel ve oya Türk el sanatlarının kadınlarca yürütülen önemli bir koludur. Kökenleri, uygulamaları ve ürünleri farklı olan dantel ve oya ayrı ayrı gelişmiş el sanatlarındandır. Bazı araştırmacılar Türkiye’ye 16. yüzyıldan sonra Venedik’ten ve öteki Avrupa ülkelerinden ilk dantel örneklerinin geldiğini ileri sürerken; bazıları da doğu ülkelerinde ve özellikle Anadolu’da çok gelişen
YÖRESEL TEL KIRMA SANATI Ulusal Kültürümüzü yansıtan el sanatlarımızın en güzel örneklerinden olan Bartın yöresine ait gümüş tel kırma işlemesi araştırmalara göre 1890-1900 yılları arası ilk defa görülmüştür.İlk tel kırma işlemesini Bartın8217;ın Asma mahallesinde oturan katip kızı lakaplı Hatice Ağaçkıran tarafından yapıldığı sanılmaktadır.Bu nedenle tel kırma Bartın işi olarak anılmaktadır. Tel kırma işleme tekniği ile