Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Sünnet Nedir? | Tıp Biliminde Sünnetin Yeri – Sünnetle Ä°lgili Teoriler – Kadında Sünnet – Dinlerin Sünnete Bakışı


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 25.01.2009 tarihinde Hale tarafından, SaÄŸlık Dünyası | Alternatif Tıp | Ä°lk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 1584 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Sünnet

Tıp Biliminde Sünnetin Yeri


Sünnet, daha çok erkeklerde penis (kamış) başını örten ve koruyan üstderinin (prepus) bir kısmının veya tamamının kesilip atılması diye bilinmekteyse de erkeklerde ve kadınlarda uygulanan birden fazla çeşidi vardır.

Antik Mısır’da bir sünneti gösteren hiyeroglif


Erkek sünnetinin üç türü:

1. Tip: Üstderinin kısmen veya tamamen kesilip atılması, frenulum da aynı işlem sırasında zarar görebilir, ya da kesilip atılabilir.

2. Tip: Penis derisinin tamamen, bazen erbezi torbası ve kasıkları da kapsayacak ÅŸekilde yüzülmesi. Arabistan Yarımadası’nın güney kesimlerinde uygulanmış olduÄŸu biliniyor. (halen uygulanmakta olabilir) Jacque Lantier benzer bir uygulamayı Afrika’da Namshi kabilesinde gözlemlemiÅŸtir.

3. Tip: Üriner tüpün erbezi torbasından penis başına kadar yarılarak açılması. Bu tür Avustralya yerlileri arasında halen uygulanmaktadır.

Kadın sünnetinin üç türü:

1. Tip: Prepusla birlikte klitorisin bir kısmının veya tamamının kesilmesi,

2. Tip: Klitoris, prepus ve çevredeki küçük ve bir kısım büyük dudakların kesilmesi,


3. Tip: Klitoris ve prepus ile birlikte küçük ve büyük dudakların neredeyse tümüyle kesilmesi,

Açık yaranın dış çeperlerinin biraraya getirilerek yaranın tümüyle dikilmesi, sadece idrar ve aybaşı kanamasının akabileceği ve ancak küçük parmak genişliğinde olan bir açıklık bırakılması

Daha çok uygulananlar erkeklerde 1. tip, kadınlarda ise 1. ve 2. tiplerdir. En tahripkar olan 3. tip kadın sünneti %10 ile %20 arasında bir oranda, genelde DoÄŸu Afrika‘da uygulanmaktadır.

Sünnet, yazılı tarihten önce baÅŸlamıştır. Uygulamanın kaynağı, tarihin derinliklerinde kaybolmuÅŸtur. Erkeklerin sünneti Yahudi inancında mecburidir, pek çok Müslüman topluluÄŸu ve bazı Hıristiyan topluluklarında ise gelenekselleÅŸtirilmiÅŸtir. Kadın sünneti ile ilgili herhangi bir dini atıf bulunmamasına raÄŸmen özellikle Mısır’daki Müslüman topluluÄŸu ve Afrika’daki Hıristiyan topluluklarınca dinen gerekli görülmektedir. Erkek sünneti ABD, Güney Kore ve Filipinler’de de uygulanmaktadır. Her yıl onüç milyondan fazla erkek ve üç milyondan fazla kız çocuÄŸu sünnet edilmektedir.

BirleÅŸmiÅŸ Milletler, Dünya SaÄŸlık TeÅŸkilatı, Uluslararası Af Örgütü ve çeÅŸitli dünya devletleri, “jenital sakatlama” olarak adlandırdıkları kadın sünnetini, kadının kendisi ve doÄŸacak çocuklarının saÄŸlığı açısından son derece sakıncalı görmekte ve uygulamayı sona erdirmeye çalışmaktadırlar. Jenital bütünlük savunucuları ise kadın ve erkek sünneti arasında ayrım yapılmasına tepki göstermekte ve her iki uygulamayla birden mücadele edilmesini istemektedirler.

Sünnetle İlgili Teoriler

Kadın Sünnetinin Dünya Genelinde Dağılımı. Koyu renkli alanlar sünnetin en şiddetli ve yoğun uygulandığı yerlerdir.

Sünnetle ilgili pek çok teori bulunmakta ise de, tam olarak nerede, ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı bilinmemektedir.

Bu teorilerin en önemlilerinden biri James DeMeo‘nun, “Erkek ve Kadın Jenital Yaralamalarının CoÄŸrafyası” (1997) adlı makalesidir. DeMeo, toplumların ataerkil özellikleri, sünnet uygulayıp uygulamadıkları ve uyguluyorlarsa bunun ÅŸiddetini ve küresel kuraklık endeksini bir harita üzerine koyarak karşılaÅŸtırır. Bu üç faktörün kesiÅŸtiÄŸini farkeden DeMeo, sünnetin MÖ 5000 yıllarında Sahara’nın çölleÅŸmesi ve bunun sonucunda kurulan ataerkil düzen ile ortaya çıktığı sonucuna varır. Daha sonra bazı tarihsel olayları inceleyerek sünnetin ataerkillikle birlikte Sahara’dan dünyanın baÅŸka yerlerine yayılışını açıklar.

Ashley Montagu de “Sakatlanan Ä°nsanlık” (1991) adlı makalesinde her iki cinste sünnetin, ataerkilliÄŸin yükselmesi ile ortaya çıktığını iddia eder. Günümüzde sünnetin devam etmesini, eski ataerkil eÄŸilimlerin halen güçlü olmasına baÄŸlar.

Nörofizyolog James Prescott‘a göre erken yaÅŸlarda, özellikle bebeklerde yapılan sünnet, bireyin geliÅŸen beyin yapısında cinsel zevk duygusunun acı ile birlikte kodlanmasına neden olur, ve bu ÅŸekilde cinsel olarak saÄŸlıklı geliÅŸmesini, ve ileri yaÅŸlarda cinsel zevki ve cinselliÄŸin manevi boyutunu gerektiÄŸi ÅŸekilde yaÅŸamasını güçleÅŸtirir. Ataerkil toplum, bireylerin cinselliÄŸini bu ÅŸekilde kontrol eder.

Modern zamanlara kadar sünnet, cinsel bir kontrol aracı olarak düşünülmüştür. Bu görüşlerin en çok bilinenlerinden biri Yahudi asıllı düşünür Ä°bn Meymun’un 1190 yılına ait ÅŸu sözleridir:

“Söz konusu sünnet olduÄŸunda, öyle sanıyorum ki amaçlanan cinsel iliÅŸkiyi azaltmak, cinsel organı zayıflatmak, ve bu ÅŸekilde erkeÄŸin mutedil olmasını saÄŸlamaktır. Bazı insanlar sanır ki, sünnet erkeÄŸin yapısındaki bir bozukluÄŸu gidermek içindir, ama buna herkes kolaylıkla cevap verebilir: Nasıl olur da doÄŸadaki canlılar dışarıdan düzeltmeyi gerektirecek kadar “eksik yaratılmış” olabilirler, hele bu özellikle üstderi gibi iÅŸlevi açık seçik belli olan bir yapı ise? Gerçek ÅŸu ki, bu emir, eksik yaratılışlı bir yapıyı düzeltmek için deÄŸil, insanın ahlaki yetersizliklerini tamamlamak içindir. Bu organda açılan yara tam da istendiÄŸi gibidir; ne gerekli iÅŸlevlere zarar verir, ne de çoÄŸalma yeteneÄŸine. Sünnet basitçe aşırı isteÄŸi dengeler, çünkü sünnetin cinsel heyecanı azalttığına dair şüphe yoktur. Organ daha baÅŸlangıçtan kan kaybederek ve koruyucu tabakasını yitirerek güçsüz hale gelir……” (49. Bölüm, s.609)

Şaşırmışlara Rehber, İbn Meymun

19. yüzyıla kadar sünnet, Sahara Çölü, ve bu bölgeyle yakın etkileÅŸim içindeki ve etkisindeki coÄŸrafi alanlar ve topluluklarla sınırlı kalır. Bu ana kadar Batı dünyasının tavrı, sünnete karşı genelde dışlayıcı ve sünnet yapan ulusları küçük görücüdür. Ne var ki bu durum 19. yüzyılın yaygın cinsellik karşıtı ortamı ve mastürbasyon korkusu ile deÄŸiÅŸir. Ä°ngilizce konuÅŸan ülkelerde sünnet, pek çok hastalığa neden olduÄŸu düşünülen mastürbasyona karşı bir önlem olarak benimsenir. Sünnetle kesilip atılan prepus, gereksiz, hastalıklı bir organ olarak görülmeye baÅŸlanır. Uygulamada daha çok erkek çocuklar söz konusudur, ama kız çocukları da nasibini alır. Bu durum ABD haricinde Ä°ngilizce konuÅŸan ülkelerde sünnetin büyük oranda terkedildiÄŸi 1940’lara kadar sürer. Bu deÄŸiÅŸimde cinsellik karşıtı ortamın yumuÅŸaması yanında Douglas Gairdner’in prepusun iÅŸlevlerini açıkladığı 1949 yılına ait makalesi de büyük rol oynamıştır. Bugün ABD’de sünnet oranının %60 ile %80 arasında, diÄŸer Ä°ngilizce konuÅŸan ülkelerde ise ortalama %10’un altında olduÄŸu sanılmaktadır. Ancak kesin istatistikler yoktur. Bunun dışında sömürge döneminde (19. yüzyıl) Filipinler’de, ve ABD askeri varlığı ile Güney Kore’de de (1950’den sonra) sünnet baÅŸlamıştır.

Dinlerin Bakışı

Sünnet Yahudi dini inancında büyük yer tutar. Kutsal kitaplarına göre, Tanrı, elçisi Ä°brahim aracılığı ile Yahudilerle arasında “Akide” adı verilen anlaÅŸmayı yapmış, ve bu anlaÅŸmanın delili olarak da Ä°brahim ve halkına sünnet olmalarını emretmiÅŸtir. Bu inanışın gereÄŸi olarak Yahudiler, doÄŸumdan kısa bir süre sonra erkek bebeklerini sünnet ederler.

Yahudiler arasında doÄŸan Hıristiyanlık inanışında da sünnet önceleri tartışma konusu olmuÅŸ, ancak havarilerin ve özellikle de Paul’un “gereksiz” olarak görmesi nedeniyle dini bir gereklilik halini almamıştır. Ne var ki Mısır’daki Kıpti topluluÄŸu gibi Afrika’daki bazı Hıristiyan gruplar hem kadın hem erkek sünnetini, ABD’deki bazı Protestan mezhepler ve Filipinler’deki Katolikler ise erkek sünnetini dinen gerekli olarak kabul ederler.

Müslümanların kutsal kitabında sünnetle ilgili herhangi bir ifade yer almaz, ayrıca Ä°slamiyet’in ilk yıllarında sünnet tartışma konusu da olmamıştır. Bu sıralarda Arapların kadın ve erkek sünnetini ne oranda uyguladıkları bilinmemektedir. Bugün Müslümanların büyük çoÄŸunluÄŸu erkek sünnetini, Afrika’daki inananlarının büyük bir kısmı ise kadın ve erkek sünnetini dinen gerekli görürler. Sünnetin Müslümanlar tarafından gelenekselleÅŸtirilmesinin 9. yüzyılda Ä°slam’a dönen Yahudi asıllılarının beraberlerinde kendi dinlerinin inançlarını Ä°slam’a taşıması anlamına gelen Ä°srailiyyat ile olduÄŸu sanılmaktadır.

Sünnetle ilgili dini yorumların, bulunulan coÄŸrafi bölgeye göre deÄŸiÅŸmesi (Mısır’lı Hıristiyan Kıptiler örneÄŸinde olduÄŸu gibi), uygulamadaki temel belirleyicinin din deÄŸil coÄŸrafya (Asya’ya uzanan Sahara çöl kuÅŸağı), ve bununla baÄŸlantılı ataerkillik olduÄŸunu göstermektedir.

Tartışma

İngilizce konuşulan ülkelerde sünnetin uygulanmaya başladığı 19. yüzyılda, bazı hastalıklara mikropların neden olabileceği gibi modern teoriler henüz bilinmemektedir. Bunun yerine hastalıklara, kas kasılması gibi olaylarla açıklama getirilmeye çalışılmaktadır. Bu ortam içinde erkek ve kız çocuklardaki prepusun, ve bu arada mastürbasyonun pek çok hastalığa gerekçe olduğu düşünüldü. Bu hastalıklara çare ya da önlem olarak da, daha çok erkek çocuklarda sünnete başlandı. Ne var ki hastalık nedenleri ile ilgili bu iddialar mikropların öneminin anlaşılması ve tıp biliminin ilerlemesi ile 20. yüzyılın başlarında terkedildi.

Bugün, büyük ölçüde Afrika kıtasına özgü olan kadın sünneti lehinde tibbi hiçbir argüman sunulmamaktadır. Ne var ki baÅŸta Mısır olmak üzere çeÅŸitli ülkelerdeki din adamları zaman zaman kadın sünnetinin dini bir vecibe olduÄŸunu ileri sürmekte, ve sünnet aleyhtarlığını eleÅŸtirmektedirler. Bu ve benzeri geleneksel baskıların ağırlığı sonucu kadın sünneti çeÅŸitli uluslararası örgütlerin ve devletlerin muhalefetine raÄŸmen, Afrika’da yaygın bir ÅŸekilde uygulanmaya devam etmektedir.

Erkek sünneti içinse farklı olarak, hem dini hem de tıbbi argümanlar ileri sürülmektedir. 20. yüzyılda, sünnetin erkeklerde penis, kadınlarda rahim kanserini, bebeklerde idrar yolları enfeksiyonunu, bazı cinsel yolla bulaÅŸan hastalıkları, ve son olarak da AIDS’i önlediÄŸi ileri sürülmüştür. Bunlardan sonuncusu olan AIDS hariç, diÄŸer teoriler ilk ortaya atıldıklarında ilgi çektiyseler de, hastalık riskinin sünnetin kendi riskinden düşük olması, veya diÄŸer hastalık yapıcıların keÅŸfedilmesi nedeni ile bugün sünnet için yeterli gerekçe olarak görülmemektedir. AIDS konusundaki tartışma sürmektedir.

Erkeklerde prepusun kendisinden kaynaklanabilecek sorunlar da sünnet için diğer nedenler olarak öne sürülmüştür. Sünnet karşıtları ise bu sorunların ortaya çıktıkları zaman sünnet dışı yöntemlerle tedavi edilebileceğini, sünnete en son çare olarak başvurulabileceğini söylemektedirler.

Bu arada erkek cinsel organı hakkındaki yaygın bilinçsizlik, prepusun doğal gelişiminin hastalıklı olarak görülmesine, ve pek çok gereksiz sünnete neden olmaktadır.

Erkek sünneti konusundaki dini tartışma Yahudiler, ve ABD’deki az sayıdaki Hıristiyan mezhep arasında devam etmektedir. Müslümanlar arasında ise genelde konu tartışmaya açılmamıştır.

(Visited 9 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 25.01.2009 tarihinde Hale tarafından, SaÄŸlık Dünyası | Alternatif Tıp | Ä°lk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 1584 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 2 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Sünnet Nedir? | Tıp Biliminde Sünnetin Yeri - Sünnetle İlgili Teoriler - Kadında Sünnet - Dinlerin Sünnete Bakışı orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleAltın Destan | Ziya Gökalp Sonraki MakaleGökbiliminin Tarihi | Antik Çağ’da Gökbilim - Ortaçağ’da Gökbilim - Rönesans’ta Gökbilimi -

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz