Sultan Alaeddin Camii – Ulu Camii – Sinop | Selçuklular Zamanında Sultan 1.Alaeddin Keykubad Tarafından Yaptırılmış

Sultan Alaeddin Camii – Ulu Camii – Sinop

Selçuklular zamanında Sultan 1.Alaeddin Keykubad tarafından Sinop’un fethinden sonra yaptırılmıştır. Halk arasında Cami-i Kebir (Ulu Cami) adıyla da bilinmektedir. Etrafı yüksek duvarlar ile çevrilmiÅŸ ve ortasında ÅŸadırvan bulunmaktadır. Caminin mihrabı üzerinde Ayetü’l-Kürsi yazılıdır.

Sinop Alâaddin Camii… Sekiz günlük Karadeniz gezimde içimde kalan ukde… Çünkü restorasyon gördüğü günlerde gittiÄŸim için; mimarisi, taÅŸ işçiliÄŸi, kale gibi avlu duvarları, minaresinin konumu, mihrap ve minberiyle görülmeye ve saatlerce incelenmeye, koklanmaya deÄŸer mükemmel bir Selçuklu eseri olan bu camiyi istediÄŸim gibi fotoÄŸraflayamadım. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Ocak 2008’de baÅŸlatılan restorasyon, tabelada yazdığına göre 2008 sonunda bitirilecekmiÅŸ. 2009 yazında sırf bu camiyi çekmek için Sinop’a gitmeye kararlıyım.

Gelelim Ulu Cami ve Büyük Cami olarak da bilinen caminin tanıtımına… Şehir merkezinde, Sakarya Caddesi kenarında yüksek avlu duvarlarıyla bir kale görünümünde olan caminin yapımına Sinop’un fethinden hemen sonra 1214 yılında, Sultan 1. İzzettin Keykavus döneminde başlanmış. Önemli kısmı, ağabeyinin ölümü üzerine tahta geçen ve Anadolu Selçukluları’na en parlak devri yaşatan hükümdar Alâaddin Keykubad tarafından yaptırılmış.

Rumların şehre yaptıkları baskın anında büyük zarar görmüş. 1268 yılında ünlü Selçuklu Veziri Müineddin Süleyman Pervane tarafından onarılarak tamamlanmış.

Alâddin Camii’nin fil ayaklarından biri.

Candaroğlu Celaleddin Beyazıt Bey tarafından da 1385 yılında onarılarak genişletilmiş. İsfendiyaroğulları zamanında avlunun kuzeydoğu köşesine bir türbe yapılmış. Son olarak Osmanlılar döneminde Sultan Abdülmecid zamanında Sinop Mutasarrıfı Tufan Paşa tarafından 1851 tarihinde tamir ettirilmiş. Türk taş oymacılığının güzel bir örneği olan minberi ne yazık ki büyük kubbenin 1850’de çökmesi sonucunda kırılmış. Kalan bölümleri Trabzon Valisi Sırrı Bey tarafından İstanbul Türk ve İslam eserleri Müzesi’ne gönderilmiş.

Kuzey avlu duvarı Pervane Medresesi’ne, batı avlu duvarı Tarihi Sinop Hamamı’na bakan Alâaddin Camii, erken Türk cami tipinin güzel bir örneği. Minaresinin konumuyla da oldukça ilginç. Minare, benim şimdiye kadar hiç bir camide görmediğim şekilde camiden tamamen bağımsız, kuzey avlu duvarının tam ortasında yer alıyor.

İslâm ibadet düzenine uygun enlemesine dikdörtgen plânlı camiyi, ortada biri büyük üç, doğu ve batıda da birer küçük olmak üzere beş kubbe örtüyor. Ortasında şadırvan, kuzey doğusunda İsfendiyaroğlu İbrahim Bey’e ait bir türbe bulunan avlunun; kuzey, doğu ve batıya açılan üç kapısı bulunuyor. Avludan camiye girişse, geniş revaklı ahşap son cemaat yerinden beş kapıyla sağlanıyor.

Selçuklu mimarisinin Karadeniz’deki tek örneÄŸi, Sinop Alâaddin Camii… Ulu Camii ve Büyük Cami olarak da biliniyor. Åžehir merkezinde, Sakarya Caddesi kenarında yüksek avlu duvarlarıyla bir kale görünümünde olan caminin yapımına Sinop’un fethinden hemen sonra 1214 yılında, Sultan 1. Ä°zzettin Keykavus döneminde baÅŸlanmış. Önemli kısmı, aÄŸabeyinin ölümü üzerine tahta geçen ve Anadolu Selçukluları’na en parlak devri yaÅŸatan hükümdar Alâaddin Keykubad tarafından yaptırılmış.

Sinop Alâaddin Camii’nin mihrap ve minberi.

Rumların şehre yaptıkları baskın anında büyük zarar görmüş. 1268 yılında ünlü Selçuklu Veziri Müineddin Süleyman Pervane tarafından onarılarak tamamlanmış. Candaroğlu Celaleddin Beyazıt Bey tarafından 1385 yılında onarılarak genişletilmiş. İsfendiyaroğulları zamanında da avlunun kuzeydoğu köşesine bir türbe yapılmış. Osmanlılar döneminde Sultan Abdülmecid zamanında, Sinop Mutasarrıfı Tufan Paşa tarafından 1851 tarihinde tamir ettirilmiş.

Alâaddin Camii avlusunun kuzey kapısı üzerinde yer alan tamir kitabesi.

Son olarak da 2008- 2009 yıllarında önemli bir restorasyondan geçirildi. Vakıflar tarafından gerçekleştirilen bakım, onarım ve restorasyonda daha önce yapılan yanlış uygulamalardan kurtarılarak özgün haline kavuşturuldu.

Alâaddin Camii’nin geniş revaklı ahşap son cemaat yeri.

Kuzey avlu duvarı Pervane Medresesi’ne, batı avlu duvarı Tarihi Sinop Hamamı’na bakan Alâaddin Camii, erken Türk cami tipinin güzel bir örneği.

Alâaddin Camii’nin avlu ortasındaki şadırvanı ve beş kapılı ahşap son cemaat yeri.

İslâm ibadet düzenine uygun enlemesine dikdörtgen plânlı camiyi, ortada biri büyük üç, doğu ve batıda da birer küçük olmak üzere beş kubbe örtüyor. Ortasında şadırvan, kuzey doğusunda İsfendiyaroğlu İbrahim Bey’e ait bir türbe bulunan avlunun; kuzey, doğu ve batıya açılan üç kapısı bulunuyor. Avludan camiye giriş ise geniş revaklı ahşap son cemaat yerinden beş kapıyla sağlanıyor.

Sinop Alâaddin Camii, İslâm ibadet düzenine uygun enlemesine dikdörtgen plânlı. Art arda iki sahınlı harimi, ortada biri büyük üç, doğu ve batıda da birer küçük olmak üzere beş kubbe örtüyor.

Kaynak

Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 12.07.2008 tarihinde Hale tarafından, Camilerimiz | Åžehir Åžehir Cami ArÅŸivi bölümünde paylaşılmıştır ve 1799 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Sultan Alaeddin Camii - Ulu Camii - Sinop | Selçuklular Zamanında Sultan 1.Alaeddin Keykubad Tarafından Yaptırılmış orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...