Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Selevkos İmparatorluğu | Başkenti Antakya Olan Makedon İmparatorluğu Parçalandıktan Sonra Ortaya Çıkan 4 Helenistik İmparatorluktan Biri – S..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 27.06.2009 tarihinde Hale tarafından, Medeniyetler ve Ülkeler Tarihi Ansiklopedisi bölümünde paylaşılmıştır ve 945 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları



Selevkos İmparatorluğu

Selevkos İmparatorluğu, Makedon İmparatorluğu parçalandıktan sonra ortaya çıkan 4 helenistik imparatorluktan biridir. Başkentleri Antakya‘ydı. Anadolu’da, Doğu Akdeniz’de, Mezopotamya’da, İran’da, Türkmenistan’da, Pamir’de ve Hindistan’ın batısında egemenliklerini sürdürmüşlerdir. Roma gelene kadar Doğu Akdeniz’in hakimiydiler.


M.Ö. 200 yılında Selevkos İmparatorluğu, (Antiokus Romalılar tarafından yenilgiye uğratılmadan önce).

İskender İmparatorluğu’ndan Ayrılış (MÖ 323- MÖ 281)


Büyük İskender, Pers İmparatorluğu’nu yıktıktan çok kısa bir süre sonra, arkasından varis bırakamadan öldü. Bu yüzden İmparatorluğu generalleri tarafından paylaşıldı. Bu generallerin genel adı olan diadokilerden biri olan Selevkos, Anadolu’dan Hindistan’a kadar olan bölümü aldı.

Selevkos’un Yükselişi

Büyük İskender’in generalleri birbirlerine üstünlük sağlamak için sürekli savaşıyorlardı, ve Ptolemy, Büyük İskender’in generallerinden biri ve Mısır bölgesinin kralı, ilk kez Perdikas’ın ölümüne yol açan bu savaşlara karşı çıkmıştır. Bu karşı çıkış sonucu İskender İmparatorluğu yeni bir bölünme yaşamıştır. M.Ö. 320 yılında yapılan bu bölünmeye Triparadisus Bölünmesi denir. Ama Perdikas’ın altında M.Ö. 323 yılına kadar “Kamp Kumandanı” olan Selevkos, Perdikas’tan sonra gelen hükümdarın öldürülmesine yardım etmiş, Babil’in elde tutulmasını sağlamış, ve hükümdarlığını zalimce genişletmiştir. Selevkos hükümdarlığını resmen M.Ö. 312 yılında Babil’de ilan etmiştir. Bu tarih aynı zamanda Selevkos Devleti’nin kuruluş tarihi olarak geçer. Selevkos sadece Babil’i değil, İskender’in Makedon İmparatorluğu’nun doğu tarafının büyük kısmını da yönetmiştir. Tarihçi Appian kaynaklarında Selevkos hakkında, “Frig Ülkesi’nden İndus Nehri’ne kadar olan bölgenin hükümdarı olmuştur. ” cümlesini kullanmıştır. Selevkos’un, Hindistan’a kadar gidip Çandragupta Maurya adlı Hint kralıyla bir anlaşma imzalayıp devletinin doğu topraklarını 500 fil karşılığında Hintlilere vermesiyle Selevkos Devleti Hindistan üzerindeki hakimiyetini bir daha kazanamamak üzere kaybetti; fakat aldığı filler İpsus Savaşı’nı kazanmasında büyük rol oynadı.

Selevkos I Nikator’un resmi olan bir madeni para.

Batıya Doğru Genişleme

Onun ve Lisimakus’un, Antigonus Monoftalmus karşısında M.Ö. 301 yılında İpsus Savaşı’nı kazanmalarını takiben Selevkos, Doğu Anadolu’nun ve kuzey Suriye’nin kontrolünü eline geçirdi. Sonradan, aldığı bu bölgede imparatorluğunun yeni başkenti olan Antakya kentini kurdu. Kentin adına, babasına(Antiokos) ithafen, Antakya adını vermişti. Ayrıca yeni kurulan bu başkente alternatif olarak, Babil’in kuzeyine Dicle kıyısına Selesya adı altında yeni bir kent kurdu. Selevkos’un imparatorluğu ulaşmış olduğu en geniş sınırlara MÖ 281 yılında Korupedyon Savaşı’nda eski müttefiği Lisimakus’u yendikten sonra sahip oldu. Selevkos imparatorluğunun sınırlarını bu savaştan sonra Batı Anadolu’ya kadar genişletti. Bundan sonraki amacı Lisimakus’un Avrupa’daki topraklarını ele geçirmekti; ancak Ptolemi Keraunus tarafından gerçekleştirilen bir suikast’e kurban gitti. Oğlu ve aynı zamanda halefi Antiokos I Soter’e Ön Asya’nın büyük bir kısmına hükmeden bir imparatorluk kaldı; fakat oğlu babasının siyasetini uygulamadı ve Avrupa’ya doğru olan genişleme durdu. O dönemde çekiştiği iki hükümdar vardı: Makedonya’da Antigonus II Gonatas ve Mısır’daki Ptolemi Filadelfus.



Genişlemiş Etki Alanı

Ancak Selevkos’un ölümünden sonra bile Selevkoslar, geniş doğu topraklarına hükmetmekte zorlanıyorlardı. Selevkos M.Ö. 305 yılında Hindistan’ı(günümüz Pakistan’ının Pencap bölgesi) Çandragupta Maurya(Maurya İmparatorluğu’nun kurucusu)’ya karşı çıkarak işgal etti. Söylenilenlere göre Çandragupta, Selevkos için 600,000 kişilik ve 9,000 fillik bir ordu hazırladı; fakat savaş olmadı. İki hükümdar aralarında yaptıkları bir antlaşmaya göre; Selevkos İndus Bölgesi’nden ve günümüz Afganistan’ından çekildi buna karşılık olarak Çandragupta, Selevkos’a 500 fil verdi. Bu filler, Selevkos’un İpsus Savaşı’nı kazanmasında büyük rol oynadı. Bu barış ortamı bir “müttefik evliliği”( Selevkos Prensesi, Maurya Hanedanı’na gelin gönderildi) ile perçinlendi. Bu evlilik aslında Yunan halkıyla ve Hint halkının evliliği olarak da değerlendirilebilir.
Ayrıca, Selevkos Çandragupta’nın sarayına Megastenes adında bir elçi gönderdi. Megastenes, Hindistan ve Çandragupta Hanedanı’yla ilgili pek çok detaylı yazı yazdı. Bu yazıların birçoğunu Diodorius Sikulus’un kaynaklarından öğrenebiliyoruz. Ardından Selevkos, Deimakos adında bir elçiyi de Çandragupta’nın oğlu Bindusara’nın sarayına gönderdi.

Selevkos’un ölümünden önce kaybedilen diğer bölgeler ise Gedrosya (Bugün İran Platosu’nun güneybatısında bulunan Belucistan)- ve Gedrosya’nın kuzeyindeki Arakosya(İndus Nehri’nin batısında bulunan bir bölge) idi.

Antiokus I (MÖ 281-261 hükümranlık) ve halefi olan oğlu Antiokus II Teos(MÖ 261-246 hükümranlık) batıda pek çok savaşla yüzyüze geldiler. Bunların çoğu Mısır satrapı olan Ptolemi II ve Anadolu’yu işgal eden Galatlarla yapıldı. Bu şavaşlar imparatorluğun doğu bölümünü bir arada tutma gayesinin arka plana itilmesine ve batı illere ilginin artmasına neden oldu. Antiokus II’nin hükümdarlığının sonuna doğru birçok eyalet aynı anda bağımsızlığını ilan etti. Bunlar; Baktria kralı Diodotus, Arsases komutasında Part bölgesi ve Ariarates III komutası altında Kapadokya oldu.

Baktria’da , satrap Diodotus bağımsızlığını ilan etti ve Greko-Baktirya krallığını kurdu(MÖ 245).

Diodotus, Baktria bölgesinin yöneticisi, M.Ö. 245 yılında bağımsızlığını ilan etti(Gerçek bağımsızlık tarihi belli değildir) ve Greko-Baktria Krallığı’nın temellerini attı. Bu krallığın zengin bir Helenistik kültürü vardı ve Baktria’dan bağımsızlığını, göçebe toplulukların bölgeyi istila etmesi sonucu, M.Ö. 125 yıllarında ilan etti. Greko-Baktirya krallarından olan Baktrialı Demetrius I Hindistan’ı işgal etti ve M.Ö. 20 yıllarına dek sürecek olan Greko-Hint krallığını kurdu.

Selevkos İmparatorluğu’nun Part bölgesinden sorumlu olan Andragoras adlı satrap Baktria’nın ardından bağımsızlığını ilan etti. Ardından buna rağmen Partlı bir aşiret’in şefi olan Partlı Arsases I(ya da Arşak) Part bölgesini M.Ö. 238 dolaylarında ele geçirdi ve kendi devletini kurdu. Bu devletin adı Part İmparatorluğu oldu.

Aynı zamanda Antiokus II’nin oğlu Selevkos II Kallinikus hükümdarlık koltuğuna M.Ö. 246 yıllarında oturdu. Selevkoslar zayıflamaktaymış gibi gözüküyorlardı. Selevkos II, 3. Suriye Savaşında dramatik bir şekilde Mısırlı Ptolemy III’e yenildi; ardından kardeşi Antiokus Hieraks ile taht kavgasına girdi. Bu savaşlardan yararlanan Baktria ve Partya imparatorluktan ayrıldı. Küçük Asya’da da Selevkoslar kontrollerini yitiriyorlardı. Galatlar, Ankyra dolaylarını alarak Galatya’yı kurmuşlardı. Yarı bağımsız, yarı Helenistik krallıklar türedi. Batıdaki Bitinya, Pontus, Kapadokya eyaletleri ve Bergama şehri Attalid Krallığı altında bağımsızlıklarını ilan ettiler.


Yeniden Diriliş (M.Ö. 223 – M.Ö. 191)

Antiokus III’ün resmi olan gümüş para

Fakat Selevkos II ‘nin küçük oğlu(Büyük Antiokus III) M.Ö. 223 yılında tahta geçmesiyle yeniden diriliş başlayacaktı. Hükümranlığının ilk yıllarında Büyük Antiokus, 4. Suriye Savaşları’nda Mısır’a yenildi — Rafya Savaşı’nda Mısır’ın Selevkos Orduları’nı ağır bir yenilgiye uğratmasından dolayı bu savaş kaybedildi. Ancak Antiokus, Selevkos I’den sonra gelen en büyük hükümdar olduğunu kanıtlayacaktı. Rafya’daki yenilgisinin ardından, on yılını Anabasis adını verdiği düşüncesini gerçekleştirmek için harcadı. Anabasis, doğuda ayaklanan eyaletleri(Partya ve Greko-Baktriya) onararak ve bayındır hale getirerek bu bölgede sembolik bir bağlılık oluşturma düşüncesiydi. Bunu gerçekleştirmek için Büyük İskender gibi Hindistan’a sefer düzenleyip kral Sofagasenus ile görüşmeler yapmıştır.

M.Ö. 205 yılında batıya geri döndüğünde Antiokus, Ptolemi IV’ün ölümünü bir fırsat bilerek bir batı seferi hazırlığına başladı.

Antiokus ve Makedon kralı V. Filip aralarında anlaşarak Ptolemi hanedanının mallarını ve Ptolemilerin hüküm sürdüğü bölgeleri paylaştılar. Bunun ardından 5. Suriye Savaşları yapıldı. Selevkoslar, Mısırlıları Suriye’den çıkardılar. Panyum Savaşı’nda(M.Ö. 198) kesin olarak Suriye Selevkosların eline geçti. Antiokus en sonunda Selevkos İmparatorluğu’nu eski ihtişamına kavuşturmuştu.

Yeniden Dağılış

M.Ö. 200 yılında Selevkos İmparatorluğu, (Antiokus Romalılar tarafından yenilgiye uğratılmadan önce).

Fakat Antiokus’un görkemi uzun sürmedi. Eski müttefik Filip’in M.Ö. 197’de Romalılara yenilmesinden sonra, Antiokus Yunanistan’ı işgal etme fırsatını gördü. Sürgüne gönderilmiş Kartacalı general Hannibal tarafında cesaretlendirilen Antiokus, Yunanistan’daki bazı devletlerle ittifak antlaşması imzalayarak Yunanistan’ı işgal etti. Maalesef, bu kararı onun çöküşüne neden oldu: M.Ö. 191 yılında Termopile Savaşı(M.Ö. 191)’nda ve günümüz Manisa’sında(M.Ö. 190) Romalılar karşısında ağır bir yenilgiye uğradı. Bu yenilgilerin ardından Romalılarla ağır bir barış antlaşması olan Apame Antlaşması’nı(M.Ö. 188) — bu antlaşma sonucunda Avrupa’da kalan ve Toros Dağları’nın kuzeyinde kalan tüm topraklar ve yüklü miktarda savaş tazminatı verildi— imzalamak zorunda kaldı. Antiokus M.Ö. 187 yılında doğuya doğru ,savaş tazminatlarını ödemek için, başka bir sefer yaparken öldü.


Antiokus IV Epifanes’e ait madeni para.

Antiokus’un oğlu ve onun halefi olan Selevkos IV Filopator(M.Ö. 187-175)’un hükümdarlığı süresince büyük savaş tazminatı ödenmeye çalışıldı ve en sonunda kendi elçilerinden biri olan Heliodorus tarafından suikaste kurban gitti. Selevkos’un küçük kardeşi Antiokus IV Epifanes, tahta sahip oldu. Antiokus Selevkosların düşük prestijini yükseltmek için Antik Mısırlılarla savaşa girişti ve savaşta başarılı oldu; ancak Mısır ordusunu İskenderiye’ye kadar sürmesine rağmen Romalı bir elçi olan Gaius Popillius Laenas tarafından ateşkes imzalamaya mecbur kılındı. Romalı elçi Anyiokus’un etrafına bir çember çizmiş ve bu çemberden çıkmadan önce Mısırla bir antlaşma imzalayıp imzalamaycağına karar vermesini istemiş ve Antiokus da Mısırla bir barış antlması imzalamaya karar vermiştir.

Sonraki hükümdarlık yıllarında İmparatorluk daha fazla dağılmıştır. Özellikle Doğu bölgelerde kontrol tamamen yitirilmiş, Partlılar Pers(İran veya Fars) topraklarını almaya başlamış ve Antiokus’un Helenistik(veya anti-Yahudi) aktiviteleri Yahudiye eyaletinde silahlı ayaklanmalara yol açmıştır — Makabi Ayaklanması. Aynı anda hem Partlarla, hem Yahudilerle savaşmak zorunda kalan Selevkoslar hiçbir şey elde edemediler ve Antiokus M.Ö. 164 yılında çıktığı bir sefer sırasında öldü.

İç Savaş ve Artan Dağılış

İskender Balas’ın gümüş parası.

Antiokus IV Epifanes’in ölümünden sonra, Selevkos İmparatorluğu’nun istikrarsızlığı arttı. Sık sık çıkan iç savaşlar merkezi otoriteyi oldukça zayıflattı. Epifanes’in küçük oğlu, Antiokus V Eupator, ilk tahhttan alınan Selevkos hükümdarı oldu. Onun yerine Selevkos IV’ün oğlu, Demetrius I Soter, M.Ö. 161’de geçti. Demetrius Yahudiye eyaletinde merkezi otoriteyi yeniden sağlamaya çalıştı, ancak o da M.Ö. 150 yılında İskender Balas tarafından tahttan indirildi — Balas, Epifanes’in oğlu olduğunu iddia eden (Mısır destekli) bir sahtekardı.

İskender Balas M.Ö. 145 yılında Demetrius I’in oğlunun, Demetrius II Nikator, onu tahtından etmesine kadar hüküm sürdü. Demetrius II imparatorluğun tamamını kontrol edemedi. Kendisi Babil ve doğu Suriye’yi yönettiği sırada Balas’ın kalıntıları da — Balas’ın oğlu Antiokus IV ve gespeden general Diodotus Trifon — Antakya ve çevresini yönettiler.

Bu arada, imparatorluğun topraklarının ayrılması da devam etti. M.Ö. 143’ten itibaren, Yahudiler bağımsızlıklarını Makabi adı altında tam anlamıyla kazandılar. Partlıların işgali de ilerlemeye devam etti. M.Ö. 139’da, Demetrius II Partlılar tarafından mağlubiyete uğratıldı ve tutsak edildi. Böylece bütün İran Platosu, Patlıların eline geçti. Demetrius Nikator’un kardeşi, Antiokus VII, güçlü bir donanma kurmayı başarabildi ama kara ordusu Partlılara karşı hiçbir şey yapamıyordu. M.Ö. 129 yılında Partlılara katşı yenildi ve savaşta öldürüldü. Ölümünün ardından Selevkoslar yıkılış devrine geçtiler. Ölümünden sonra, merkezi otorite yok oldu. Pek çok kişi Selevkos devletinin kalan parçalarını elde etmek için savaştı. Uzun süren bir iç savaş başladı.

Çöküş (M.Ö. 100 – M.Ö. 63)

M.Ö. 100’den itibaren, güçlü Selevkos İmparatorluğu’ndan bir tek Antakya ve çevresindeki birkaç Suriye şehri kalmıştı. Güçlerinin büyük bir kısmını kaybetmelerine ve krallığın zayıflamasına rağmen soylular kralların seçiminde önemli rol oynamaya devam etti. Bu seçimleri genelde Ptolemi Mısır’ı veya diğer dış güçler kontrol ediyordu. Selevkoslar bir süre daha ayakta kaldılar; çünkü hiçbir millet onların mirasını devralmak istemiyordu — Selevkoslar o bölgede bir tampon görevi görüyorlardı — ancak Pontus kralı Mitrades VI ve Romalı Sulla ile Anadolu’da yapılan savaşlarda da Selevkosları hiçbir ülke desteklemedi.

Mitrades’in azimli yeğeni Büyük Tigranes, Ermenistan Kralı, iç karışıklıklar içinde bulunan güneye inme imkanını gördü. M.Ö. 83’te, bitmez tükenmez iç savaşı durdurmak amacıyla Suriye’ye girdi ve yakın bir süre sonra da kendisini Suriye kralı ilan ederek Selevkos Devleti’nin hemen hemen sonunu getirdi.

Bunlara rağmen, Selevkos Devleti tam anlamıyla yıkılmadı. Romalı general Lukullus’un Mitrades ve Tigranes’in ikisini de M.Ö. 69 yılında yenmesiyle arta kalan Selevkos Krallığı Antiokus XIII’ün altında toplandı. Bu zamanlarda bile, iç savaşlar önlenemedi. Filip II, Antiokus ile taht kavgasına girşti. Pontus’un Roma kontrolüne geçmesiyle, Romalılar Selevkos kontrolündeki Suriye topraklarındaki istikrarsızlıklara yoğunlaştı. M.Ö. 63’te Mitridates Pompeus tarafından yenilgiye uğratılınca, Pompeus Helenistik Doğu’yu yeni bağımlı krallıklar kurarak ve yeni vilayetler oluşturarak yeniden oluşturmak istedi. Ermenistan ve Yahudiye gibi yerel krallıklara bir ölçüde özerklik verildi. Ancak Pompeus, Selevkosların devam etmesinin çok zahmetli olduğunu görünce, Suriye’yi bir Roma vilayeti haline getirdi.

“Ermeni birlikler Fenike’deki Akka şehrini aldı. Tigran’ın ordusu Selevkos başkentini başarılı bir şekilde sardı(Selesya). Josephus Antiquites’inde Kraliçe Aleksandra “Tigranes’e pek çok hediye ve elçi sundu…” Kraliçe sadakatini tüm Fenike’yi Krallar Kralı’na vererek gösterdi. ”

(Visited 11 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 27.06.2009 tarihinde Hale tarafından, Medeniyetler ve Ülkeler Tarihi Ansiklopedisi bölümünde paylaşılmıştır ve 945 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Selevkos İmparatorluğu | Başkenti Antakya Olan Makedon İmparatorluğu Parçalandıktan Sonra Ortaya Çıkan 4 Helenistik İmparatorluktan Biri - Selevkos Hükümdarları orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleAbdülhamid Han Hakkında Bilinmeyenler | Çanakkale Ve Abdulhamid Hanha Sonraki Makale[Biyoloji] Biyokimya Nedir? | Moleküler Biyoloji, Biyokimya Ve Genetik Bilimleri Arasındaki İlişki - Biyokimyanın Uygulama Alanları

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz