Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Ötenazi Nedir? | Genel Hatlarıyla Ötenazi – Tarihçesi – Tıbbi Etik Açısından Ötenazi – Dinler Açısından Ötenazi – Hukuki Açıdan Ötenaz..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 18.01.2009 tarihinde Hale tarafından, Sağlık Dünyası | Alternatif Tıp | İlk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 1230 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Ötenazi

Günümüzde, bilim ve etik çoğu kez karşı karşıya gelmekte, bilim adamları aralarında ciddi tartışmalar yapmaktadırlar.Genetik klonlama, kürtaj ve ötenazi tartışmaya yol açan sorunlardan birkaçıdır.


İnsan, gerçektende iyileşemez bir hastalığa yakalandığı zaman, yaşamından vazgeçme hakkını sahip midir? Hasta yakını, iradesini açıklayamayacak kadar hasta olan hastanın yerine ötenazi kararı vermeye yetkilimidir? Bu tarz sorular, ötenaziye ilişkin cevaplandırılması gereken sorulardan birkaçını oluşturmaktadır.Bu tip soruların cevabını bulmak araştırmamızın en önemli amacını oluşturmaktadır.Böylelikle ötenazi gibi karmaşık bir olguyu anlamak daha kolay olacaktır.

Aşağıda ötenazinin tarihçesini, tanımını, ayrımlarını, tıbbi etik ve dinler açısından ötenaziyi kısaca belirtmeye çalıştık.Kısacası, “genel hatlarıyla ötenazi”yi anlattık..


Ayrıca, mukayeseli hukukta ötenazinin durumunu sınıflandırmaya tabi tutarak irdeledik.Yine bu bölümde, Türk hukukunda ötenaziyi, TCK. Tasarılarında ötenazi ile ilgili hükümleri ve son olarak doktrindeki ötenaziye ilişkin görüşleri kaleme aldık.

Genel Hatlarıyla Ötenazi

A-Ötenazi’nin Tarihçesi

Eutanasia sözcüğü Grekçe’den gelmektedir.

Eu: İyi, güzel;
Thanatosis: Ölüm anlamındadır. Romalı tarihçi Suetonius “Euthanasis” sözcüğünü ilk kullanan yazardır.

Atina’da hakimler,ölmek isteyenler için baldıran zehiri bulundurmuşturlar. Ölmek için senatoya geçerli bir neden göstermek ve izin belgesi almak yeterli olmuştur. Antik Yunan’da gerekse özellikle asillerin yaşlı veya hasta bir beden içinde görünmenin alçaltıcı bir durum olduğu düşüncesi, ötenazinin uygulanmasındaki en önemli etken olmuştur.

Babil ve Asurlularda öleceği veya iyileşemeyeceği kat’i olan hastaya hekimin müdahalesi yasaklanmıştı. Eski Roma’da bir hekimin hastasının acılarına son vermek için onu öldürmek istemesi suç sayılırdı ve bu eylem kasten adam öldürme sayılırdı.Buna karşılık eski İsrail’de şifasız hastaların çabuk ölmesi için Frankincense (günlük) verildiği bazı kitaplarda yazmaktadır.


Antik çağın aksine, Hıristiyanlığın yaygınlaşmasıyla birlikte ötenazi uygulama alanını kaybetmiş, bu durum Reform ve Rönesans hareketlerinin ortaya çıkmasına kadar devam etmiştir.Dönemin batı dünyasında, ötenazinin fazla uygulanmamasının nedenleri olarak devletlerin yaptırım gücü ve insanların hissettikleri Tanrı korkusu olarak gösterilebilir.

1935 yıllında kilise tarafından “aziz” mertebesine yükseltilen Thomas Morus’un (1478-1535) “Ütopya”sında ölmek üzere olmamasına rağmen, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa tutulduğundan ölüme rıza gösteren hastanın hareketini hem akılcı hem de Allah’ın isteğine uygun sayması durumu değiştirmedi.

Aydınlanma süreciyle birlikte, Helen düşünce sistemi geri dönmüş ve böylelikle baskın olmamakla beraber ötenazi tekrar taraftar bulmaya başlamıştır. O dönemde yaşama dokunulmazlığı en büyük değer olarak görülüyor, bu hakkı hiç kimsenin hatta söz konusu hayatın sahibinin bile ihlal edemeyeceği görüşü yaygınlık kazanmıştı. Böylelikle, ötenazinin karşısında laik bir cephe doğmuştu.

Pek çok Avrupa ülkesinde bu arada İngiltere’de ötenazinin sözlüklere girdiği dönem 17. yüzyıl olarak görülmektedir.Bu dönem ahlaki değerlerin gözden geçirildiği ve entelektüel başarının başkaldırdığı döneme rastlar.

Ötenazi tabirini 18. yüzyılda ilk defa ortaya koyan Bacon’a göre; doktorun vazifesi, ıztırapları azaltmak ve hastayı sıhhate kavuşturmaktır.Iztırapları azaltmak vazifesi, yalnız tedavi edip iyileştirmekle değil, bazı hallerde ona rahat ve kolay bir ölüm sağlamak suretiyle de yapılabilir.

Prusya’da Büyük Frederic, can çekişmekte olan hastayı veya yaralıyı iyi niyetle öldüren kimseyi taksirle adam öldürme cezasını veren kanunu 1794’te yürürlüğe sokarak ötenazinin cezasını hafifletmiştir.

1799’da Mısır seferi sırasında vebaya yakalanan askerlerin, hastalığın çaresi olmaması ve orduya ayak bağı olacağı düşüncesi ile öldürülmelerini isteyen Napolyon’un bu emrine ordu hekimleri karşı koyarak bu vahşeti önlemişlerdir.

Yine bu yüzyılda Dr. Prady, ötenazinin özelikleri üzerinde durmuştur. Daha sonra Rail, Marx, Rohips gibi bilim adamları konuyu daha da genişletmişlerdir. Rohips’e göre ötenazi, ruhun doğumudur ve bu konun bağımsız bir bilim dalı olması gerekir. Alman Dr. Marx ise 1826’da Goethingen Üniversitesi’nde “Medikal Ötenazi” adlı bir tez yazarak yayınlamıştır.

1906’da Ohio’da, 1907’de Iowa’da “acılar içinse kıvranan hastaların öldürülebilmesine” kanun tasarıları hazırlanmış fakat Federal Devletin onaylamaması üzerine yürürlüğe girememiştir. Sovyet Rusya’da ise 1922’de rıza üzerine acıma duygusu ile adam öldürmenin cezasının hafifletileceği kabul edildi ve buda bir süre sonra yürürlükten kaldırıldı.

Nietzche, hasta toplum için bir parazittir. Muayyen bir durumdan sonra yaşamaları münasip değildir.Yaşama zevki kaybolduktan sonra boşu boşuna ömür sürmek, doktorların ve pratik müdahalelerin esiri olmak manasızdır demiş ve bu fikirleri uygulamaya koyan Hitler “yaşamayı faydasız ve bozuk bünyeli insan, cemiyetten atılmalıdır” diyerek, tahminen tedavisi imkansız 20000 hasta ve deliyi gaz odalarında aç bırakarak öldürmüştür.

1947 yılında 2000 Newyork’lu doktor ötenazinin kanunlaştırılması için bir beyanname imzalamışlardır. Bu beyannameye göre, Newyork’ta şifası kaabil olmayan bir hastalığa müptela olan şahıs 21 yaşını bitirmiş olmak ve şuuruna da hakim bulunmak şartıyla mahkemeye müracaat edecektir. Mahkeme bir heyetin vereceği rapordan sonra ötenazi kararını verebilecektir.

Yirminci yüzyıllın ilk yarısında ötenaziye izin veren çeşitli kanun çıkarma girişimleri başarızlığa uğrarken, aynı yüzyıllın ikinci yarısında sonra kimi devletler bazen içtihat yoluyla bazense kanun yapma yoluyla ötenaziye onay vermişlerdir. 1980’li yıllardan itibaren Hollanda’da hem aktif hem de pasif ötenazi, A.B.D.’de ise sadece pasif ötenaziye izin verilmeye başlandı. Son iki içinde ise Hollanda ve Belçika ötenaziyi hukuka uygun hale getiren yasalar çıkarmışlardır.

Tanımı

Ötenazi hem hukuk ilmini hem de tıp ilmini ilgilendirdiği için, her ilmin ilgilileri kendi açılarından tanımlar yapmıştır.

Yapılan tıbbi tanımlarda, hastanın hastalık derecesi, ölüm neticesine ulaşmak için kullanılan yol önemli yer tutar. Bir tanıma göre ötenazi; hastaların tolere edilmeyen ızdıraplarını sonlandırmak amacıyla öldürücü bir ajanın medikal uygulanımıdır.

Hukukçuların yaptığı tanımlarda hastanın iradesi dikkate alınmaktadır. Örneğin;iyileşemez bir hastalığa yakalanmış bir kimsenin istemi üzerine, hayatına son verilmesidir.

Bizce ötenazi, hiçbir şekilde tedavisi mümkün olmayan, insanda acıma duygusu uyandıran bir hastalıkla yaşamak zorunda olan, hastanın talebiyle, icrai yada ihmali bir davranışla, tıbbi yoldan hastanın hayatına son verilmesidir.

Ötenaziye İlişkin Ayrımlar

1)Aktif Ötenazi – Pasif Ötenazi

Ötenaziyle ilgili yapılması gereken birinci ayırım; aktif ötenazi-pasif ötenazi ayırımdır.Bu ayırım ötenazinin tıbbi bir araç veya ölüme yol açacak başka bir madde kullanılarak mı yoksa hastaya hiçbir müdahale de bulunmayarak mı ölümüne sebebiyet verildiğini gösterir. Doktrinde, sadece aktif ötenaziyi ötenazi olarak tanımlayıp, pasif ötenaziyi ’ortotanezi’ olarak isimlendiren görüşler mevcuttur.

Pasif ötenazi, söz konusu müdahale yapılmayacaksa hastanın hayatını kaybedeceği biliniyor, buna rağmen gerekli davranış sergilenmemişse, söz konusu olur.Pasif ötenazi genellikle terminal dönemdeki hastalara uygulanılmaktadır.

İnsan yaşamının devam edebilmesi için zorunlu bir kısım tedavinin durdurulması, geri çekilmesidir.Kişi aktif olarak öldürülmüyor fakat adeta ölüme terk ediliyorAyrıca beslenme ihtiyacı olan bir kişiye bilinçli olarak besin verilmezse bu durum da pasif ötenazi olarak kabul edilir.

Aktif ötenazi ise hekimin icrai bir hareketle hastanın ölümünü sağlamasını belirtir. Çoğu zaman hasta termal dönemde olmamasına rağmen, iyeleşmeme inancı hem kendisinde hem de ötenaziyi gerçekleştiren doktorda baskındır.Doktor ölümün derhal gerçekleşmesini sağlamak amacı ile hastaya bu amaca uygun bir madde enjekte eder.

Hem ülkemizde hem de yurt dışında yapılan çeşitli araştırmalar gösteriyor ki doktorlar aktif ötenaziye olumlu bakmazken pasif ötenaziye daha sıcak yaklaşmaktadırlar.Bu yaklaşımın iki nedeni vardır.Birincisi , hastanın pasif ötenazide birden fazla hakkını –ölme hakkının yanı sıra beden bütünlüğünü koruma hakkını- öne sürüyor olmasıdır.İkincisi ise ölümcül dozda yapılmasının, tedavinin kesilmesinden çok daha fazla intihara yakın görülmesidir.

Bir ötenazi olayında, Amerika Yüksek(Federal) Mahkemesi şu kararı vermiştir; 25 yaşında geçirdiği kaza sonucunda bitkisel hayata girerek, bu süre zarfında yapay olarak beslenen Nancy Cruzan’ın beslenme tüplerinin çekilmesi suretiyle yaşamına son verilmesi yolundaki, ailesinden gelen talebi kabul eden Missouri mahkemesinin kararını onaylamıştır.

Görüldüğü gibi A.B.D.’de yalnızca pasif ötenaziye onay verilirken Hollanda’da aktif ötenaziye de izin verilmektedir. Bayan S. Tedavisi mümkün olmayan hastalığından kurtulmak için uzun zamandır tanıdığı Dr .P.’den kendisine ötenazi uygulamasını istemiş, akli melekeleri yerinde olan bayan S. Hatta bu konuda bir vasiyet düzenleyerek Dr. P.’ye vermiştir.Bu ısrarlara daha fazla dayanamayan Dr. P. Oğlu. Onun karısı ve kendi asistanı huzurunda aynı talebi tekrar alınca, peş peşe yaptığı üç iğne sonunda bayan S. ölmüştür.Mahkemenin 10.05.1983 tarihli kararında bu fiilin Ceza Kanunun 293 ve 294. maddelerine şeklen aykırılık teşkil etmesine rağmen böyle bir eylemin hukuka aykırı sayılamayacağı kararını vermiştir.

2) İradi Ötenazi- İradi Olmayan Ötenazi

İradi (volenter) ötenazi, bilinci yerinde olan bir hastanın kendi arzusu üzerine ötenaziye olanak sağlanmasıdır. Başka bir tanıma göre, hastanın temyiz kudretine sahip ve bilici açık iken, hata, hile, ikrah ille selbedilmemiş ve özgürce açıklanan isteği doğrultusunda yapılan ötenazi kastetmektedir.

Daha önce omurilik kanalındaki bir kanama nedeniyle hastaneye kaldırılan hasta bayan (B), 2001 Şubat ayında tekrar aynı tanıyla hastaneye yatırılmış, bu kez bilinicide kapanmıştır.Üç ay sonra bilinci açılan bayan (B), ötenazi istemiş, olay daha sonra mahkemeye intikal ettirilmiştir.Mahkeme yapılan titiz çalışmalar sonucunda hastanın akli melekelerinin yerinde olduğuna kanaat getirmiş ve sonuçta hastaya yapılan tıbbi yardımın kesilmesine karar vermiştir.

İradi olmayan (nonvolenter) ötenazi ise; ölümcül hastanın ölüm ile yaşam arasında seçim yapabilecek durumda olmadığı,iradesinin ne yönde olacağının saptanamadığı durumlarda uygulanan ötenaziye denmektedir.

Londra’daki bir olayda James Price adlı bir şahıs altı yaşındaki çocuğunu öldürmek suçundan yargılandığı mahkemede beraat etmiştir.Price, hemen hemen üç dört aylık bir bebeğinkine eşit zekadaki oğlunu, nehre atarak boğmuş, olaydan hemen sonra karakola gidip teslim olmuştur.Yargıç, Price’in beraatını, ancak 1 yıl süreyle göz hapsinde bulundurulmasına karar vermiştir.

Çin’de uygulanan sıkı nüfuz planlaması siyaseti sonucunda, ebeveynler sakat doğmuş çocuklarını bakımevlerine bırakmaktadırlar ve bakımevlerinde bu çocuklar genellikle öldürülmektedirler.Bir tek örnek bile iradeye bağlı olmayan ötenazinin yarattığı trajediyi kavrayabilmek için yeterli olmaktadır.Hiç kimse başkasının yaşam hakkı üzerinde tassarufta bulunmaya yetkili değildir.Hem hukuki açıdan hem de etik açıdan bu durum kabul edilemez.

Hasta bilinci açıkken verdiği vekaletnamede, eğer sağlık durumu kötüleşir ve ölüm kaçınılmaz bir hal alırsa bu esnada bilinci kapanmışsa, kendisine ötenazi uygulanmasını ister ve bu vekalete dayanarak ötenazi uygulanırsa bizce bu durumda iradeye bağlı bir ötenaziden değil, irade dışı ötenaziden bahsetmek daha yerinde olur.Ötenazi için verilen vekaletnameleri diğer hukuki işlemlerde kullanılan vekaletnamelere yüklenildiği gibi hukuki geçerlilik yüklenemez

Bu görüşü ileri sürmemizin iki nedeni vardır.Birincisi, yaşama hakkından feragat edilemeyeceği gibi yaşamla ilgili bu kadar önemli bir karar verme hakkı bir başkasına devredilemez.Çünkü yaşama hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır.Medeni kanunumuza göre evlenme temsilci vasıtasıyla olamayacağı (MK 142) düşünülürse, yaşam hakkından vazgeçmenin temsilci sıfatıyla geçerli olduğunu savunmak mümkün değildir. İkinci olarak, temyiz kudretinin ortadan kalkmasıyla verilen temsil yetkisi sona erer. Yapılan sözleşmenin esasları temyiz kudretinin ortadan kakması üzerine kurulduğu için daha sözleşme kurulurken yokluk müeyyidesiyle geçersizdir.

3)Dar Anlamda Ötenazi – Geniş Anlamda Ötenazi- En Geniş Anlamda Ötenazi

Dar anlamda ötenazi, ızdıraplar içinde ölmekte olan birinin acılarını hayatının kısaltılmasıyla hafifletilir. Hastanın ölümü kesinleşmiş ve bu sonuca çok kısa bir süre kaldığı durumlarda ötenazi yapılıyorsa, dar anlamda ötenazi söz konusudur.

Geniş anlamda ötenazi ise, kurtuluşu imkansız ve şifasız bir hastalığa yakalanana ızdırabını dindirmek amacıyla ölüme yol açacak bir biçimde icrai bir hareketle yapılan yardımdır.Ölüm sonucunun meydana gelmesi hemen vuku bulmayacak, belli bir sürenin geçmesi gerekiyorsa geniş anlamda ötenazi söz konusudur

En geniş anlamda ötenazi, ölüm tehlikesinin olmadığı, ötenaziye maruz kalan kişinin yaşaması toplum için zarar doğurur düşüncesi sonucunda hareket edilerek meydana getirilen ötenazidir. Akıl hastaları ve ciddi sağlık problemleri olan çocuklara uygulanılır.

4) Kazai Ötenazi – Medikal Ötenazi – Yasal Ötenazi

Ötenazinin uygulanıla bilmesi için o ülke hukuku açısında bir mahkeme kararına ihtiyaç varsa kazai ötenazi söz konu olur.İntihara yardımın yasal olarak yasaklanmadığı istisnai ülkelerde ise sadece hekim kararı ile ötenazinin uygulanması medikal ötenaziyi doğurur. Hollanda ve Belçika’da ötenazi yasa ile hukuka uygun sayıldığı için bu ülkelerde yasaya uygun olarak yapılan ötenazi uygulamaları yasal ötenazi olarak isimlendirmek yerinde olacaktır.

5) Dolaysıyla Ötenazi

Ölüm gerçekleşinceye kadar ümitsiz hastayı palliyatif tedbirlerle, ızdırabını azaltmak için işleme tabii tutarak yaşamını kısaltmaktır.Ancak hekim bu hususu hastaya bildirmelidir.Bu halde hastanın rızasının hekimin eylemine meşruiyet getireceği öne sürülmektedir.

(Visited 93 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 18.01.2009 tarihinde Hale tarafından, Sağlık Dünyası | Alternatif Tıp | İlk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 1230 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 6 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Ötenazi Nedir? | Genel Hatlarıyla Ötenazi - Tarihçesi - Tıbbi Etik Açısından Ötenazi - Dinler Açısından Ötenazi - Hukuki Açıdan Ötenazi - Türk Hukukunda Ötenazi orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki Makale[Çocuk Hastalıkları] Akdeniz Anemisi "Tıptaki Adıyla Talasemi" Sonraki MakaleMeslek Yüksek Okullarına Sınavsız Giriş Kaldırıldı | "Farabi Değişim Programı" İle İlgili Alınan Kararları YÖK Açıkladı

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz