Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM Gizli Celse Zabıtları | 06 Mart 1922


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 03.11.2007 tarihinde hale tarafından, ATATÜRK'ün Hayatı ve Hakkında Yazılanlar bölümünde paylaşılmıştır ve 2232 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM Gizli Celse Zabıtları

Mustafa Kemal Atatürk’ün
06 Mart 1922’de yaptığı ve TBMM Gizli Celse Zabıtları 3. Cildinde yer alan konuşmaları:


… Hepiniz bilirsiniz ki, Avrupa’nın en önemli devletleri, Türkiye’nin zararıyla, Türkiye’nin gerilemesiyle ortaya çıkmışlardır. Bugün bütün dünyayı etkileyen, milletimizin hayatını ve ülkemizi tehdit altında bulunduran, en güçlü gelişmeler, Türkiye’nin zararıyla gerçekleşmiştir. Eğer güçlü bir Türkiye varlığını sürdürseydi, denebilir ki İngiltere’nin bugünkü siyaseti var olmayacaktı. Türkiye, Viyana’dan sonra Peşte ve Belgrat’ta yenilmeseydi, Avusturya / Macaristan siyasetinin sözü edilmeyecekti. Fransa, İtalya, Almanya da, aynı kaynaktan esinlenerek hayat ve siyasetlerini geliştirmişler ve güçlendirmişlerdir.”

… Bir şeyin (Türkiye’nin) zararıyla, bir şeyin (Osmanlı’nın) yok olmasıyla yükselen şeyler (Batılı Devletler), elbette, o şeylerden (Avrupa’dan) zarar görmüş olanı alçaltır. Gerçekten de Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve uygarlaşmasına karşılık, Türkiye gerilemiş, düştükçe düşmüştür. Türkiye’yi yok etmeye girişenler, Türkiye’nin ortadan kaldırılmasında çıkar ve hayat görenler, zararlı olmaktan çıkmışlar, aralarında çıkarları paylaşarak, birleşmiş ve ittifak etmişlerdir. Ve bunun sonucu olarak, birçok zekâlar, duygular, fikirler, Türkiye’nin yok edilmesi noktasında yoğunlaştırılmıştır. Ve bu yoğunlaşma, yüzyıllar geçtikçe oluşan kuşaklarda, adeta tahrip edici bir gelenek biçimine dönüşmüştür. Ve bu geleneğin, Türkiye’nin hayatına ve varlığına aralıksız uygulanması sonucunda, nihayet Türkiye’yi ıslah etmek, Türkiye’yi uygarlaştırmak gibi birtakım bahanelerle, Türkiye’nin iç hayatına, iç yönetimine işlemiş ve sızmışlardır. Böyle elverişli bir zemin hazırlamak güç ve kuvvetini elde etmişlerdir.”

…Oysa güç ve kuvvet, Türkiye’de ve Türkiye halkında olan gelişme cevherine, zehirli ve yakıcı bir sıvı katmıştır. Bunun etkisi altında kalarak, milletin en çok da yöneticilerin zihinleri tamamen bozulmuştur. Artık durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için, mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı. Oysa hangi istiklâl vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür.


…Bu düşüş, bu alçalış, yalnız maddî şeylerde olsaydı, hiçbir önemi yoktu. Ne yazık ki Türkiye ve Türk halkı, ahlâk bakımından da düşüyor. Durum incelenirse görülür ki, Türkiye Doğu ‘maneviyatı’ ile sona eren bir yol üzerinde bulunuyordu. Doğu’yla Batı’nın birleştiği yerde bulunduğumuz, Batı’ya yaklaştığımızı zannettiğimiz takdirde, asıl mayamız olan Doğu maneviyatından tamamıyla soyutlanıyoruz. Hiç şüphesizdir ki bu büyük memleketi, bu milleti, çöküntü ve yok olma çıkmazına itmekten başka bir sonuç beklenemez bundan.”

… Bu düşüşün çıkış noktası korkuyla, aczle başlamıştır. Türkiye’nin, Türk halkının nasılsa başına geçmiş olan birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya mahkûmmuş gibi, Türkiye’yi atıl ve çekingen bir halde tutuyorlardı. Memleketin ve milletin çıkarlarının gerektiğini yapmakta korkak ve mütereddit idiler. Türkiye’de fikir adamları, âdeta kendi kendilerine hakaret ediyorlardı. Diyorlardı ki “Biz adam değiliz ve olamayız. Kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur.”

“Bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı bize düşman olan, düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen Avrupalılara, kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı.
‘Onlar bizi idare etsin’ diyorlardı.”

“BİLELİM Kİ,
ULUSAL BENLİĞİNİ BİLMEYEN ULUSLAR,
BAŞKA ULUSLARA YEM OLURLAR”

Mustafa Kemal ATATÜRK
06 Mart 1922

(Visited 3 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 03.11.2007 tarihinde hale tarafından, ATATÜRK'ün Hayatı ve Hakkında Yazılanlar bölümünde paylaşılmıştır ve 2232 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM Gizli Celse Zabıtları | 06 Mart 1922 orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleYavuz Sultan Selim ve Kürtler Sonraki MakaleDanıştay Ve İdari Yargı Haftası | 10 Mayıs - Danıştay Nedir? Kuruluşu - Danıştay'ın Görevleri - Günümüzde Danıştay

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz