Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Messenger Aşıkları…


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 03.10.2007 tarihinde hale tarafından, Öykü Paylaşımları | Mevlana Hikayeleri bölümünde paylaşılmıştır ve 360 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


MESSENGER AÅžIKLARI

Muhasebeci delikanlı gecenin bir vakti, elinde uzaktan kumanda aleti ile esneye esneye ve miskin miskin televizyon kanallarını tararken, az önce kayıtsızca geçtiği kanala, gözlerini biraz daha açarak geri döndü.
Çünkü bir önceki kanalda dünyanın en güzel yüzlü kadını duruyordu.
Daha doğrusu ona öyle geldi; bu güzel yüz, karşısında birisi ile söyleşi yapıyor olmalıydı; o sırada soru soruyordu.
Delikanlı böylesine güzel bir yüzü ilk kez görüyordu. Kızın ne sorduğuna, adamın ne söylediğine hiç dikkat etmedi. Sadece baktı.
Program bittiÄŸinde kalkıp günlük gazeteyi aramaya koyuldu. Bulamayınca, birlikte yaÅŸadıkları annesini uyandırmak zorunda kaldı, gazeteyi nereye koyduÄŸunu sormak için…
Tekrar koltuğuna dönüp, gazeteden o günkü televizyon programlarına baktı.
Bulmuştu. Güzel sunucunun ismini beynine kazıdı.
Planladığı şey olabilir miydi acaba?


***

Delikanlı ertesi sabah, büyük marketler zincirinin muhasebe servisinde heyecanla bilgisayarını açtı, insanların birbirleriyle haberleÅŸmesini ve sohbet etmesini saÄŸlayan “messenger”i tıkladı.
“KiÅŸi ekleme” bölümüne gece kendisini büyüleyen sunucunun ismini girdi.
Bundan sonrası ÅŸansa kal…..
Açıldı!
Ekranın saÄŸ altından kartvizit kadar bir kutucuk çıktı: “D….. oturum açtı”
Gerçekten ÅŸanslıydı; çünkü “kiÅŸi ekleme” bölümüne kızın isim ve soy ismini mail adresi olarak yazmıştı ama o isimde gerçekten bir adres olması ve sunucunun böyle bir messenger teklifini kabul ederek açması beklemediÄŸi bir sürprizdi.
KutucuÄŸun ekranın altına inip kaybolması ve tekrar çıkması kısa sürdü; bu kez mesaj gelmiÅŸti: “Kimsiniz?”
Hazırlıksız yakalanmıştı; eli ayağı birbirine karıştı, ne yapacağını bilemedi.
Epey düşündükten sonra parmakları titreye titreye şöyle yazdı: “Gece ekranda dünyanın en güzel yüzünü görünce yazmaktan kendimi alamadım.”
Cevap hemen geldi: “TeÅŸekkür ederim.”
Yazacak bir şey bulamayınca konuşmayı sürdürmekten vazgeçti.
“Çayım geldi.”
Åžok… Karşı taraf, kırk yıllık dost gibi, sanki her gün konuÅŸuyorlarmış gibi yazmıştı. “Çayım geldi.”
Muhasebeci, bu sıradan iki kelimenin hiç bu kadar sıcak ve heyecan verici olacağını düşünemezdi.
Artık daha rahattı, çünkü “cevap hakkı doÄŸmuÅŸtu.”
Yalan yazdı: “Benim da masama çay bıraktılar. Hem de aile boyu.”
Bir süre sunucudan mesaj gelmeyince korktu, bu kez ÅŸansını şöyle denedi: “Sezen çalıyor; ‘Geri dön.’ Sever misiniz?”
“Ben de ÅŸu an Sezen dinliyordum; ‘Ä°stanbul Ä°stanbul olalı’ diyor. Hangi ÅŸehirdesin?”
“Ä°stanbul.”
“Ekrandaki fotoÄŸraf gerçekten senin mi?”
“Evet… Çok ürkütücü herhalde.”
“Yok canım, rica ederim. Sabah sabah sinirim bozuldu, kahvaltıda diÅŸim kırıldı. Bugün çekimim vardı, iptal ettirdim.”
Yine yalan yazdı: “Aa, ÅŸaka yapıyorsunuz. Ya da bizim ofiste sizin kameranız var. PoÄŸaçanın içinden ön diÅŸimin parçası çıktı! Bu kadarı olmaz!”
“Åžaka yapıyorsun.”
“Çok ciddiyim.”
Sunucu kendi derdine döndü:
“Benim için diÅŸ çok önemli… Kırık ya da eksik diÅŸe tahammül edemem. Kötü oldu… Dişçiye gideceÄŸim.”

***


İki gün geçtiği halde sunucu bir daha ortada görünmemişti. Delikanlı sanki yaşama sevincini kaybetmişti. Anlık bir rüya mıydı diye düşünüyordu. Ama ikinci günün ikindi zamanı onu büyük bir sürpriz bekliyordu. Ekranda bir kutucuk:
D……..:
Selam
Muhasebeci:
Merhaba… Hele şükür… Ä°ki gündür sizi düşünüyorum!
D……..:
Ne diye?
Muhasebeci bu ani ve mantıklı soru karşısında bocaladı:
Yani ÅŸey… DiÅŸiniz ne oldu diye?
D………:
Sorma… Ä°ki gündür koÅŸturuyordum, yaptırdım. Bir sürü zaman, acı, para.. Neyse…
Muhasebeci:
Geçmiş olsun. Ekranda görebilecek miyiz peki?
D…….:
Ekran… Ekran bugün son… Üç aylığına Amerika’ya dil kursuna gidiyorum…
Muhasebeci:
Yapmayın… Ne zaman?
D……..:
Yarın sabah
Muhasebeci:
Bir daha göremeyeceÄŸiz yani…
D……..:
Görmek mi istiyorsun?
Muhasebeci:
Kesinlikle evet!
D……..:
Televizyonun yerini biliyorsun deÄŸil mi?
Muhasebeci:
Evet?! Ciddi mi söylüyorsun? Åžimdi mi? D…….:
Niye olmasın… sen bilirsin…
Muhasebeci:
Yani elbette.. Tabii ki… Hemen!

***

Delikanlı şirketten heyecanla çıkarken birden aklına geldi. Olduğu yerde kaldı!
Önce dişçiye gidip saÄŸlam ön diÅŸini çektirmeye karar verdi, sonra hiçbir dişçinin saÄŸlam diÅŸ çekmeyeceÄŸini düşündü, sonra ÅŸirketin tam karşısındaki caminin tuvaletine gidip uzun uÄŸraÅŸ ve acı ile ön diÅŸini “söktü.” Sonra da taksi ile televizyona gitti. Sunucu, karşısında çekiçle darbe indirilmiÅŸ piyano gibi duran “enkaza” bir bardak çay içirdi, “Hemen makyaja girmeliyim” diyerek oradan uzaklaÅŸtı.
GidiÅŸ o gidiÅŸ…

(Visited 4 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 03.10.2007 tarihinde hale tarafından, Öykü Paylaşımları | Mevlana Hikayeleri bölümünde paylaşılmıştır ve 360 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Messenger Aşıkları... orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleYaÅŸamaya Dair - III Sonraki MakaleAnkara'nın BaÅŸkent OluÅŸu - 13 Ekim | Ankara'nın BaÅŸkent OluÅŸu Hakkında Genel Bilgi - Ankara Konulu Åžiirler - Ankara Marşı

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz