Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Memleketin Birinde – Sadrazam EÅŸek | Aziz Nesin


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 02.11.2008 tarihinde Hale tarafından, Öykü Paylaşımları | Mevlana Hikayeleri bölümünde paylaşılmıştır ve 387 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Memleketin Birinde – Sadrazam EÅŸek


Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir zamanlar memleketin birinde bir padişah varmış. Bütün padişahlar gibi memleketin birindeki bu padişahın da, kendi zamanına göre, çalgıcı ve çengilerden çifter çifter, beşer onar odalıkları, cariyeleri, uşakları, dalkavukları ve daha falan filanları varmış.

Memleketin birindeki bu padişah, her zaman ve her yerdeki padişahlar gibi, açılış törenlerinde bulunmak, geçit resimlerinde selam vermek, başkalarının yazdığı nutukları okumak, seyahat etmek gibi çok önemli memleket işlerinden vakit bulabildiği zamanlarda ava çıkarmış.

Av meraklısı padişah, yelden nem kapar cinsten olduğundan, özel ormanında özel olarak yetiştirilmiş, özel hayvanları vurmak için ava çıkmadan önce, müneccimbaşıyı çağırır,


– Bugün hava nasıl olacak?.. diye sorarmış. Müneccimbaşı da her zaman bu soruyu şöyle cevaplandırırmış:

– HaÅŸmetmeab efendimiz, sayenizde memleketimizin havası her zaman günlük güneÅŸliktir. Nasıl irade ve farman buyurulursa, elbette hava da öyle olur efendimiz.

Padişah, her padişah gibi işkilli olduğundan , müneccimbaşısına güvenemez, bir de sadrazama sorarmış:

– Bugün hava nasıl olacak?

Kulağının kılı bile ağarmış koca sadrazam, göbeğine varan ak sakalı, padişahın ayaklarına değene kadar eğilir,

– Saye-i ÅŸahanede gerek memleket içinde, gerek memleket dışında , gerek siyasi hava ve gerek bütün havalar maÅŸallah çok iyidirler… dermiÅŸ.

Kuşkulu padişah birer kere de öbür vezirlerine havayı sorar, onlar da,


– Ufuk pembe, hava berrak… Allah sizi başımızdan eksik etmesin siz daim ve kaim oldukça baÅŸka türlüsünün olmasına imkan mı var efendimiz?… derlermiÅŸ.

Padişah da artık bütün bu bilim ve devlet adamlarının sözlerine inanır, kendi irade ve kudretine güvenir, av takımlarını has bendelerinin sırtına yükler, önce polisi, jandarması, arkada muhafızı, yanlarda koruyucuları, fedaileri, öncüleri, artçıları, siviller, resmiler, kedisi de bütün bunların ortasında, ala ala heyle güle eğlene, özel ormanında, özel olarak yetiştirilmiş, özel hayvanlarını avlamaya gidermiş.

Gel zaman, git zaman, yine günlerden bigün padişah, müneccimbaşısına,sadrazamına, vezirlerine, şeyhülislam ve reisülküttab hazretlerine, kızlarağasına, başmabeyinciye, hepsine teker teker ve rütbelerinin sırasına göre o günkü havanın durumunu sorduktan ve hepsinden de,

“- Efendimizin sayesinde bugün hava dünden güzel olacak!” cevabını aldıktan sonra yola çıkmış.

Her ne kadar padişahın geçeceği yollarda bir ay önceden arama tarama yapılmış, halktan her kim varsa kovalanmış, kışkışlanmışsa da, her nasılsa bir ağacın dibinde bir köylü eşeğiyle beraber kalmış.

Padişah, hayatında hiç köylü görmediği için, yolu üstünde bu yırtık pırtık çullar içindeki yalınayak yaratığı hiçbir canlıya benzetememiş:

– Sen kimsin? Ä°n misin, cin misin?.. diye sormuÅŸ.

Köylü de,

– Ne inim, ne cinim. Ben de senin gibi beni ademim… deyince padiÅŸah,
– Bu ne küstahlık? diye kükremiÅŸ. Benim cinsimden böyle kimseler olamaz. Tiz urun kellesini!

Cellatbaşı, palasını köylünün padişah fermanına karşı kıldan ince boynuna indirirken padişah,

– Duuur! diye bağırmış. Ey konuÅŸması az çok insana benzeyen acayip yaratık? Sana biÅŸey soracağım. EÄŸer bilirsen canını bağışlarım. Bugün hava nasıl olacak?

Köylü de,

– Az vakit sonra rüzgarlar esecek, fırtına kopacak, yaÄŸmur baÅŸlayacak, her yeri seller götürecek!… demiÅŸ. Bu sözlere büsbütün içerleyen padiÅŸah,

– Bre hain! diye bağırmış, sen bilmez misin ki ben irade eyledikte mümkün deÄŸil bu hava bozmaz? PadiÅŸah avdayken nasıl yaÄŸmur yaÄŸarmış? Çabuk baÄŸlayın ÅŸunu katır kuyruÄŸuna!

Köylünün eÅŸeÄŸini bir katırın kuyruÄŸuna, köylüyü de eÅŸeÄŸin kuyruÄŸuna baÄŸlamışlar, yollarına yürümüşler. Bir kurÅŸun atımı gitmiÅŸler, hava birden kapanmış, bulutlar kararmış, ÅŸimÅŸekler çakmaya, yıldırımlar düşmeye, gök gürlemeye baÅŸlamış… Bir fırtına, bir yaÄŸmur ki, her yanı yeller üfürüyor, seller süpürüyor.

Canını zor kurtaran padişah, kendisini saraydan içeri dar atmış. Öyle kızmış ki, kendisine yanlış hava raporu veren müneccimbaşısını, sadrazamı, vezirlerini, hepsini azletmiş. Bir kısımının kellesini uçurtmuş. Sonra kendisine havanın bozulacağını söyleyen köylüyü huzuruna çağırtmış. Katır kuyruğunda sürüklenmekten bitkin, titreyen köylüye, sadrazamlık mührünü verip,

– Seni sadrazam yaptım… demiÅŸ. Bir zaman köylü sadrazamlık yaptıktan sonra, bigün padiÅŸahın aklı başına gelmiÅŸ, sadrazam köylüyü huzuruna tekrar çağırıp,

– Sen yaÄŸmur yaÄŸacağını nerden bildin?.. diye sormuÅŸ. Köylü de ÅŸu karşılığı vermiÅŸ:

– Efendimiz, eÅŸeÄŸimin kulaklarına bakınca kulunuz havanın nasıl olacağını anlarım. EÄŸer yaÄŸmur yaÄŸacaksa, daha önceden eÅŸeÄŸimin kulakları sarkar, düşer. Ben de o gün yaÄŸmur yaÄŸacağını anlarım.

PadiÅŸah o zaman kendi kendine,

– Ne gaflet… “diye söylenmiÅŸ. Demek havayı bilen köylü deÄŸil eÅŸekmiÅŸ. Åžu kadar sadrazamı, veziri vüzerası bir eÅŸeÄŸin bildiÄŸini bilmiyorlar. Ben de zavallı eÅŸeÄŸin hakkını yedim. MeÄŸer köylüyü deÄŸil, eÅŸeÄŸi sadrazam yapmalıymışım.

Hemen köylüyü azledip, yerine eşeği sadrazam yapmış. Hava iyi olacaksa eşek tatlı tatlı anırırmış. Yağmurlu olacaksa kulakları düşermiş. Fırtına olacaksa kuyruğunu sallarmış.

Padişah, savaş ilan edeceği, sefere, seyahate çıkacağı, ava gideceği zamanlar sadrazam eşeğin kulağına, kuyruğuna bakar, anırtısını dinlermiş. Eşeğin anırtısından dışarı çıkmazmış.

AZÄ°Z NESÄ°N

(Visited 4 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 02.11.2008 tarihinde Hale tarafından, Öykü Paylaşımları | Mevlana Hikayeleri bölümünde paylaşılmıştır ve 387 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Memleketin Birinde - Sadrazam Eşek | Aziz Nesin orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleÜç Ayların Mânevî Ä°klimine Giriyoruz | 25 Haziran 2009 PerÅŸembe Gününü Cuma Gününe BaÄŸlayan Gece Recep Ayının Ä°lk Cuma Gecesi Olan Reg.. Sonraki MakaleAtatürk'ün Ölümü | EtnoÄŸrafya Müzesi'ne Defni

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz