Memleketin Birinde – NiÅŸan Alan EÅŸek | Aziz Nesin

Memleketin Birinde – NiÅŸan Alan EÅŸek

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken, sıçan berber iken, ben anamın beÅŸiÄŸini tıngır mıngır sallar iken, Bekri Mustafa’nın Åžeyhülislam, Ä°ncili ÇavuÅŸ’un Kazasker, Karagöz’ün Sadrazam olduÄŸu bir memlekette bir padiÅŸah varmış. Bu padiÅŸahın egemenliÄŸi altındaki memleket, sanki orada demokrasi güneÅŸi doÄŸmuÅŸ, toprağında hürriyet aÄŸacı yeÅŸermiÅŸ gibi, güllük gülistanlıkmış. Ä°nsanların, hiç ama hiç dertleri yokmuÅŸ. Gel zaman git zaman, her ne olmuÅŸsa olmuÅŸ. Tanrı göstermesin, anlatılmaz bir kıtlık baÅŸ göstermiÅŸ. Bir zamanlar yediÄŸi önünde, yemediÄŸi ardında, bir eli yaÄŸda bir eli balda olan insanlar, bir dilim kuru ekmeÄŸin yoksunu olmuÅŸlar.

Padişah bakmış ki kıtlık halkı kırıp geçirecek, bunu önleyici bir çıkar yol aramış. Sonunda, memleketin dört biyanına, sokak sokak, köşe bucak çığırtkanlar salmış. Çığırtkanlar Padişah fermanını şöyle bağırırlarmış:

– Ey ahali!.. Duyduk duymadık demeyin!… Her kimin devlete bir hizmeti, vatana bir yararlığı olmuÅŸsa, koÅŸup saraya gelsin! PadiÅŸahımız efendimiz onlara niÅŸanlar verecek!..

Ä°nsanlar, açlığı, yokluÄŸu, derdi, borcu, harcı unutup, PadiÅŸahtan niÅŸan almak sevdasına düşmüşler. PadiÅŸahta yapılan hizmetin büyüklüğüne göre çeÅŸit çeÅŸit niÅŸanlar varmış. Birinci dereceden altın yaldızlı niÅŸan, ikinci dereceden altın suyuna batmış niÅŸan, üçüncü dereceden gümüş kaplama niÅŸan, dördüncü dereceden demir niÅŸan, beÅŸinci dereceden kalaylı niÅŸan, altıncı dereceden çinko niÅŸan, yedinci dereceden teneke niÅŸan… Gelen giden niÅŸan alıyormuÅŸ. Artık öyle olmuÅŸ, öyle olmuÅŸ ki, niÅŸan yapmaktan PadiÅŸahın memleketinde hurda demir, çinko, teneke kalmamış. Fincancı katırının boynundaki çangur çungur sallanan cam boncuklar nasılsa, körük gibi ÅŸiÅŸirilen göğüsler üzerinde de niÅŸanlar, iÅŸte öyle sallanmaya baÅŸlamış.

İnsanların göğüslerinde şangur şungur nişanların sallandığı, Padişahın kim gelirse nişan dağıttığını duyan bir inek de,

– “NiÅŸan asıl benim hakkım!” diyerek bir niÅŸan almayı aklına koymuÅŸ. Açlıktan bir deri bir kemik, böğrü böğrüne çökmüş, kaburgası omurgasına geçmiÅŸ inek koÅŸa koÅŸa sarayın kapısına gelmiÅŸ.

Kapıcıbaşıya,

– PadiÅŸaha haber verin! demiÅŸ. Bir inek kendisini görmek istiyor.

Başlarından savmak istemişlerse de,

– PadiÅŸahı görmeden, bu kapıdan bir adım atmam!… diye böğürmeye baÅŸlayınca,

PadiÅŸaha,

– Efendimiz, kullarınızdan bir inek huzurunuza çıkmak istiyor… demiÅŸler.

PadiÅŸah,

– Gelsin bakalım, bu da nasıl bir inekmiÅŸ… diye ineÄŸi huzuruna çağırıp,
– Böğür bakalım, ne böğüreceksin?… diye sormuÅŸ,

Ä°nek de,

– Sultanım, demiÅŸ, duyduÄŸuma göre niÅŸanlar dağıtıyormuÅŸsun. Ben de niÅŸan almak istiyorum.

PadiÅŸah,

– Hangi hakla? diye bağırmış. Sen ne yaptın. Memlekete nasıl bir yararlılığın dokundu ki sana niÅŸan verelim?…

O zaman inek,

– Efendimiz! diye söze baÅŸlamış. Bana niÅŸan verilmesin de kimlere verilsin? Ben daha insanlara ne yapayım? Etimi yersiniz, sütümü içersiniz, derimi giyersiniz. Gübremi bile bırakmaz kullanırsınız. Teneke bir niÅŸan için, daha ne yapayım?

Padişah, ineğin isteğini haklı bulmuş. İneğe ikinci dereceden bir nişan verilmiş. Boynunda nişanı, inek sevinçten oynaya oynaya saraydan dönerken katırla karşılaşmış.

– Selam inek kardeÅŸ!
– Selam katır kardeÅŸ!
– Nedir bu sevincin? Nereden gelirsin böyle? Ä°nek herÅŸeyi bir bir anlatmış. PadiÅŸahtan niÅŸan aldığını da söyleyince katır da coÅŸmuÅŸ. O coÅŸkunlukla doÄŸru dörtnala saraya varmış.

– PadiÅŸahımız efendimizi göreceÄŸim!.. demiÅŸ.
– Olmaz!.. demiÅŸler.

Ama, babadan kalma inatçılığı ile katır art ayaklarıyla saray kapısında direnince, Padişaha durumu iletmişler. Padişah,

– Gelsin bakalım, katır kulum da… demiÅŸ. Katır huzura varınca, bir katır selamı verip, el etek öptükten sonra, niÅŸan istediÄŸini söylemiÅŸ PadiÅŸah sormuÅŸ:

– Sen ne yaptın ki niÅŸan istiyorsun?

– A hünkarım, daha ne yapayım? SavaÅŸta topunuzu, tüfeÄŸinizi sırtımda taşıyan ben deÄŸil miyim? Barışta çoluÄŸunuzu çocuÄŸunuzu arkamda götüren ben deÄŸil miyim? Ben olmazsam, iÅŸiniz temelli bitiktir.

Katırı da haklı bulan Padişah,

– Katır kuluma da birinci dereceden bir niÅŸan verilsin!… diye ferman eylemiÅŸ.

Katırda bir sevinç bir sevinç, dörtnala saraydan dönerken eşekle karşılaşmış. Eşek,

– Selam yeÄŸenim!… demiÅŸ. Katır,
– Selam amcabey!.. demiÅŸ.
– Nereden gelip, nereye gidersin? Katır başından geçenleri anlatınca,
– Dur öyle ise, padiÅŸahımıza gider, bir niÅŸan da ben alırım!.. diye dörtnala saraya koÅŸmuÅŸ. Saray koruyucuları, deh demiÅŸler, çüş demiÅŸler, eÅŸeÄŸi bir türlü atlatamayınca PadiÅŸaha varıp,

– EÅŸek kulunuz gelmiÅŸ, huzura çıkmak ister! demiÅŸler. EÅŸeÄŸi kabul buyuran PadiÅŸah,
– Ne dilersin ey eÅŸek kulum?.. deyince, eÅŸek de dilediÄŸini bildirmiÅŸ. PadiÅŸah, canı burnuna gelip kükremiÅŸ:

– Ä°nek eti ile, derisi ile, gübresiyle bu memlekete, bu millete hizmet etti. Katır dersen savaÅŸta, barışta yük taşıdı, bu vatana hizmet etti. A eÅŸek, ya sen ne iÅŸ gördün ki, bir de kalkmış eÅŸekliÄŸine bakmadan niÅŸan istersin?.. Utanmadan bir de karşıma gelmiÅŸsin. Söyle, ne halt ettin?

O zaman eşek keyfinden sırıtarak,

– Aman PadiÅŸahım efendim, demiÅŸ, size en büyük hizmeti eÅŸek kullarınız yapmıştır. EÄŸer benim gibi binlerce eÅŸek kulların olmasaydı, hiçbir taht üzerinde oturabilir miydin? Saltanat sürebilir miydin? Dua et biz eÅŸek kullarına ki, bizim gibi eÅŸekler var da, sen de böyle saltanat sürüyorsun.

Padişah, karşısındaki eşeğin, öyle her eşek gibi teneke nişanla gözü doymayacağını anlamış,

– Ey eÅŸek kulum, demiÅŸ. Senin bu çok yüksek hizmetini karşılayabilecek bir niÅŸanım yok. Sana ölünceye kadar beylik ahırından hergün bir çuval saman baÄŸladım. Ye, ye saltanatım için durmadan anır!..

AZÄ°Z NESÄ°N

Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 24.10.2008 tarihinde Hale tarafından, Öykü Paylaşımları | Mevlana Hikayeleri bölümünde paylaşılmıştır ve 355 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Memleketin Birinde - Nişan Alan Eşek | Aziz Nesin orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...