Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Maya’lar | Bir Uygarlığın UmutsuzluÄŸu – Takvimi Ve DiÅŸ Dolgusunu Bilen Ä°nsanlar – Tarihin Evrimi Ä°ddialarını Çürüten Bir BaÅŸka Medeniyet


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 09.04.2008 tarihinde Esesli tarafından, Medeniyetler ve Ãœlkeler Tarihi Ansiklopedisi bölümünde paylaşılmıştır ve 3949 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Mayalar’a Ne Oldu?

Yüzyilin basindan beri bilim adamlari Mayalar’in kim olduklarini, nasil yasadiklarini, ve uygarliklarinin bir anda neden yok oldugunu arastiriyorlar. Bu garip uygarlik MS 300’lerde dünyanin en gelismis uygarligiydi ama dünyanin günesin çevresinde 365 günde döndügünü bile bilen Mayalar tarihin en kanli kasaplariydilar ve yemeklerini dahi yarim birakarak birden yok oldular. Mayalar’in bilimi ve kültürü vardi, onlara bu bilgiyi kim ögretmisti.


Guetamala ormanlarindaki, kan kirmizi rengindeki piramidin önünde, büyük bir kalabalik saatlerdir ayakta bekliyordu. Kimse kipirdamiyordu; tüm gözler, piramidin dorugundaki atalarin bilgileriyle dolu süslü kafatasindaydi. Kalabalik kralin hareketlerini göremiyor fakat dinsel bir ayin oldugunu anlayabiliyordu. Kral yanardagda olusan keskin taslari alip penisini delecek ve sonra yaranin üstünü bir iple baglayip; kanin agaç kabugundan yapilmis kaba akmasini saglayacakti. Daha sonra bunu alip, bir ates yakacak, bu atesten yükselen duman araciligiyla iblisle konusacakti. Ve Kral, ortaya çikti pestemalinin altindan kanli elini göstererek, atalarinin mesajim daha öncelerde de oldugu gibi yine haykirdi; “Savas için hazirlanin” Kalabalik, nese içinde tekrarladi. Artik kan dökme zamani baslamisti.

Savas, onlarin yasamiydi

Mayalar kimdi? inanilmaz büyüklükteki piramitleri Amerika’nin ortasina insa eden ve sonra birdenbire terkedip kaybolan bu insanlar kimlerdi? Neden o garip dinsel kurallara inaniyorlardi? Bu sorular bugüne kadar sayisiz bilim adaminin zihnini kurcaladi. 150 yil geçtikten sonra Mayalar daha anlasilir olmaya basladilar. Artik, Mayalarin MS. 250-900 arasinda yasadiklarini, dönemlerinin en gelismis yazi sistemini bulduklarini, matematikle ilgilendiklerini , astrolojik takvimler olusturduklarini ve piramitler insaa ettiklerini biliyoruz. Bugüne örnek olacak mimari örnekler bulundu, insaatlarini, yagmur ormanlarina zarar vermeden belli zamanlarda yapiyorlardi. Mayalar dogalligin bozulmamasi için bize iyi bir ders vermislerdir, Güney Belize’nin orman kapli daglarinda; yeni bulunan dört Maya kenti gösteriyor ki; Mayalar buralarda yasamaktan kaçinmislardi, iste buralari 900’lü yillarda yokolan Mayalarin toplumsal yasamlari hakkinda henüz çözülememis bir çok soruya isik tutacaklardi. “National Geographic” yazarlarindan arkeolog George Stuart; “Her sabah uyandiginida Maya’lar hakkinda ne kadar az sey bildiginiizi düsünüyorum, bu tropik iklimde nasil yasadiklarinin %1 ini ancak biliyoruz” diyordu. Kisitli imkanlara ragmen, arkeologlar, sanat tarihçileri, yazit uzmanlari, antropologlar, cografyacilar, ve dil uzmanlari yillardir Mayalarin pesinde. Ortada, “Mayamanik” bir durum var; Tennesse Ãœniversitesi arkeologlarindan Arthur Demarest son 4 yildir Kuzey Guetemala’da Maya kenti Dös Pilas’i inceliyor. Demarest’e göre ormanin içinde kayip kentler var; buralarda çözümlenemeyen yazitlar bulunuyor ve bu yazitlar Mayalarin ani yok olusunu açiklayabilir. Ortaya çikan bilgi patlamasi, siddetli tartismalar yaratti. Kimin kuraminin dogru oldugu tartisiliyor. Yine de uzmanlar bir görüs üzerinde fikir birligine vardilar; savas, Maya halkinin olusmasinda ve yasaminda kilit nokta.


Maya kentleri yasamak için degil miydi?

Mayalarin spordan dine kadar her konuda iskence ve kurban törenleri düzenliyorlardi. Meksikali Antropolog Carlos Navarette “Bu, Mayayla ilgilenenleri sok edecek bir iddiadir” diyor. Klasik Maya Kültürü’nün olusmaya basladigi MS 250’den sonraki yüz yillarda, küçük çatismalardan, büyük savaslara dönüsen kabile çekismeleri, görkemli kentlerin hayalet kasabalara dönüsmesine neden oldu. ilk batili arastirmacilar olan Stephens ve Latherwood, büyüleyici diye tanimladiklari Copan, Palenque, Uxmal ve digerleri hakkinda kitaplar yazmaya basladilar. Stephens’in yazdigi basarili kitaptan sonra onu, Catherwood ve diger yazarlar takip etti. Sonraki yarim yüzyilda Popol Vuh (Mayalari anlatan kutsal kitap) ve “Relacion de las Cosas de Yucatan” adli kitaplar yayinlandi. 16. yüzyildan sonra piskopos Diego de Lan da, Maya kültürüne karsi ispanyol zaferlerini anlatan bir kitap yazmisti. 1890’larda ise, ingiliz arastirmaci Alfred Maudsiay degisik kaynaklardan derleyerek, Maya kentlerinin mimarisini anlatan bir katalog olusturdu.

Tüm bilgiler, 19. Yüzyil bilginlerini hiyeroglif yazilarini yorumlamaya, Mayalarin tarihini yeniden incelemeye ve bu toplumun neden yok oldugunu arastirmaya itti. 20. yüzyilin ilk yarisinda daha çok kazilar yapildi ama hala ortaya ciddi bir sey çikmamisti. 1950’lerde Carnegie Enstütüsü’nden J. Eric Thompson ve SIyvanus Morley, bölgeyi incelemeye aldilar onlara göre bulunan kentler, yasamak için degil dinsel ayinler için yapilmisti. Yazitlarda astronomi ve takvim çalismalari yer aliyor, tarihi olaylar, çiftçilik yöntemleri ve tarinidan bahsedilmiyordu. Böylece bu mekanlarin sadece özel durumlar ve çalismalar için yapildigi kanitlaniyordu. Morley ve Thompson; Mayalarin yok oluslarina ait bilgileri antik kentlerden elde edemeyeceklerini düsünüyorlardi. Çagdas bilginler, daha iddiali ve umutlu, modern teknoloji gibi bir de avantajlari var;

örnegin radyo karbon testi.

Dos Pilos’ta çalisan Arthur Demarest MS. 761’den önce ve sonra olarak Mayalarin tarihçesini iki bölüme ayirdi. 761’den önce savaslar düzenliydi; kabileleri tek bir yönetim altinda toplamak için yapilirdi. Ama 761’den sonra savaslar; kabile üstünlügüne ve mallarin yagmalanmasina dayanmaya basladi. O yil, Dos Pilos Krali kabilelere dur demek için savas açti ama Tamarindito’da yakalanarak kurban edildi. Demarest’e göre; bu dönemden sonra ortaya çikan soylu kanun yapicilari, çikar ugruna birbirlerini yemeye basladilar ve güçleri çok artti. Böylece sivil iç savas basladi; iste bu da Mayalarin sonu oldu ve buna benzer olaylar baska bölgelerde de yasandi.

Susuzluk ve nüfus patlamasi kuramlari

Florida Ãœniversitesi arkeologlarindan Arlene ve Diana Chase’e göre Belize’de yaptiklari arastirmalarin sonucunda, kabile savaslari Mayalarin sonunu hazirlamisti. Bu iki arkeolog, kazilarda binalar üzerinde hasarlar tespit etmisler ve gömülmemis bir çocuk iskeletiyle, silahlar bulmuslardi. Bir çok uzman yok olusun nedenini savaslara baglarken, baskalari bunun hikayenin tümü olmadigini düsünüyor. Yokolmada rol oynayan bir diger neden; yagmur ormaninin ekolojik dengesindeki ani bir bozukluk olabilirdi. Arizona Ãœniversitesi arkeologu Patrick Culbert; “Yeralti çalismalarindan anladiginiiza göre, neredeyse orman tamamen yok olmus”diyordu.Su sikintisi, yok oluslarinda rol oynamis olabilirdi. Cincinnati Ãœniversitesi arkeologlarindan Vernon Searborugh ise, Tikal’deki kazisinda gelismis kanalizasyon sistemleri buldu. Yilin 4 ayi yagmurlu bir bölgede yasayan bu insanlarin ani bir susuzluga ugramalari gerçekten yok olus nedeni olabilirdi. Bir baska neden nüfus patlamasi olabilir, yirmi kentten toplanan bilgilerden anlasildigina göre km kareye 200 insan düsüyordu.


Culbert’e göre;

Endüstrisi olmayan bir toplumda nüfus bir sorun olabilir. Arastirmacilar, kazilarda, iyi gelismemis çocuk iskeletleri buldular, bu da yetersiz beslenmenin göstergesi olarak kabul edilebilir. Yine Culbert, böyle karmasik ve kalabalik bir toplumun çöküs nedeninin; savas, çilgin bir kral, açlik ya da susuzluk olabilecegini düsünüyor ve ekliyor “Böyle bir toplumun çöküsü için milyonlarca neden söylenebili

Takvimi ve dis dolgusunu bilen insanlar

Bu çöküsten çikarilacak ders nedir? Birçok uzman, çevreci mesajlar veriyor;

Culbert;

“Nüfus patlamasi, ekolojik dengeyi bozdu ve milyonlarca insan öldü.” diyor. National Geographic dergisi yazari George Stuart ;bu fikre katiliyor ve bu bilgilerin günümüz dünyasinin sorunlarini yeterince çözemese bile önemli uyarilarda bulundugunu düsünüyor. Ona göre en önemli mesaj, yagmur ormanlarini kesmemek ama digerleri bundan pek emin degil. Hiyeroglif uzmani Stephen Houston de, Mayalardan daha pek çok ders alinacagi düsüncesinde; “Çok farkli bir toplumdular ve onlari bir arada tutan çok baska bir seydi”.

Arkeologlar, Mayalarin gerçekten farkli bir toplum oldugunu, onlarin günlük yasamlanndan çikariyorlar. Mezarlarda bulunanlar, gömütler, alelade evlerin mimarisi ve bulunan duvar resimleri; ortalama bir Maya gününün nasil geçtigini bizlere gösteriyor. 57 kisiden olusan tipik bir Maya ailesi kahvaltida sicak çukulata, yeterince zengin degillerse haslanmis misir ve seker kamisi yiyorlardi ve “atole”denilen bir içki içiyorlardi. Genelde evler tek odali ve çamur sivaliydi. Büyük olasilikla gün içinde misir, bezelye, tavsan ve hindi diger yiyecekleri arasindaydi.

Hasat mevsimi erkekler tarlalarda çalisirken, kadinlar evde yemek pisiriyorlardi. Günün sonunda tüm aile evde toplaniyor ve evin reisi küçük bir dini ayinle atalara dua ediyordu. Zamanlarini sadece tarimla geçirmiyorlar, piramitler ve tapinaklar insa ediyorlardi. Genelde dügün törenlerine kutlamalara, astrolojik ve takvimsel çalismalara katiliyorlardi. Böyle zamanlarda kral kurbanlar kesiyor ve top oyunlari düzenliyordu. Kaybedenler piramide asiliyor ya da kurban ediliyordu. Çiftçiler bu günler için yemek hazirlayip, standlar açiyorlardi. Mayalar’in gelismis bir estetik anlayisi vardi. Yale Ãœniversitesi antropologu Michael Coe “Mayalar” adli kitabinda; “Aileler çocuklarinin burunlanna onlarin gücünü artirici süsler takarlardi” diye yaziyor. Mayalar ayni zamanda bebeklerin iskeletlerine sekil vermek amaciyla onlari sararlar ve koni seklinde bir sapka takarlardi. Belki de günümüzün besik ve kundak aliskanligi onlardan miras kalmistir. Bazi arastirmacilar, bu sekildeki kafataslarinin bu aliskanligin sonucu oldugunu ileri sürüyorlar. Mayalar dislerini bazen “T” seklinde bazen de delerek doldururlardi (anestezi yapip yapmadiklari kesin degil). Dislerini çogunlukla degerli taslarla en çok da yesimle kaplarlardi. Coe’ya göre; genç erkekler evlenene kadar kendilerini siyaha boyuyorlar daha sonra ise degisik dövmelerle süsleniyorlardi. Bu bilgiler sadece bulunan nesnelerden degil geride biraktiklari hiyerogliflerden de ögrenildi.

“Birden beyin kanallarim açildi…”Maya yazitlari, çesitli ilgi alanlari olusturdu. Güney Alabama Ãœniversitesi sanat ögretmeni Linda Schele eski yazitlar konusunda birdenbire ortaya çikan ilginç bir örnektir. 1970 yilinda Meksika ziyaretinde, Palenk konferansinda Schele; 7. Yüzyil baslarindan 8. Yüzyil sonlarina kadar yasayan yasa yapicilarin kanunlarini 2.5 saat süren bir konusmada açikladi ve bunlar dogruydu. Bu nasil olmustu? Çünkü Schele bir amatördü; Profesyoneller kabartmalarin açiklamasinin bir çesit içgüdüye ve sezgiye bagli oldugunu söylüyorlar. Verilen yazi sistemine uyularak çözülmüs olabilecegin’i de ekliyorlar. Linda Schele; “Aydinlanma dakikalari kariyeriniin dönüm noktasiydi. Birden beyin kanallarini açildi ve hersey yerli yerine oturdu” diye anlatiyor. Bu olaydan sonra, bir çesit dil çözüm devrinii basladi. Bölge genç tarihi yazit uzmanlari ile doldu. 34 yasindaki Stephen Houston ile 28 yasindaki David Stuart’da bunlara dahildi. Kariyerlerine çok küçük yaslarda baslamislardi. Maya arkeologu George Stuart’in oglu ilk Maya gezintisini 3 yasindayken yapmisti ve 1984’de 18 yasindayken çözdügü bir Maya grafigiyle, Maç Arthur Dernegi tarafindan en genç yazi çözücüsü ve dahi ilan edildi. Stuart’in sonraki projesi simdiye kadar çözülmüs tüm Maya yazitlarini inceleyen bir katalog yapmak. Neredeyse yüzyillik bir çalisma bu ve genç Stuart; “Bu çalisma benden sonra da aranan bir kaynak olacak” diy

Bir uygarligin umutsuzlugu

Örneklerde görüldügü gibi kabartmalarda propaganda da var. Düsünün, Körfez Savasi’ni anlamak için Saddam’in konusmalannin duvarlara yazildigini… Arlen Chase;

Mayalar’in politik ve sosyal yasamlarini çözmek için bu yazitlari okumanin yeterli oldugunu, arkeolojinin bunu saglamak için gerekli oldugunu ifade ediyor. Houston ise, yazitlarin propaganda ile dolu oldugunu, yine de bir toplumu anlamak için yararli oldugunu söylüyor.

Maya yazitlarini desifre etme üzerindeki tartismalar sürüyor, hiçbir zaman nihai çözüm bulunmayacak. Çünkü yeni bulgular farkli bakis açilari getiriyor. Chase’in arastirmalarina dayanarak söylenebilir ki, Mayalar orta sinif bir toplumdu. Mezar kazilari, yasam tarzlarinin, bilimsel yönleri kadar gelismedigini gösteriyor. Kimyasal toprak arastirmalari, iskelet incelemeleri bize onlarin hastaliklarini, tarini yöntemlerini hatta iklim kosullarini gösteriyor. Birçok arastirmaci ve bilim adami Mayalar’in yok olus gizeminin pesinde. David Freidel, Mayalar’in tarihte esine az rastlanan bir umutsuzluga düsmüs olduklari görüsünde; ona göre, geçmise bakildiginda Mayalar’in ulastigi bilimsel ve toplumsal düzeyin nedeni, hayalgücü ve reel eylemin disindadir çünkü onlar yasami anlamli kilmak istiyorlardi. Mayalar’in birden yokolus nedeni veya nedenleri hala bilinmiyor, dev bir uygarlik nasil ve neden kayboldu? Uxmal’da yansi yenmis yemek tabaklari hala durmaktadir; kimden ya da neden kaçtilar ve en önemlisi su anda onlarin kalintilari nerede?

(Visited 1 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 09.04.2008 tarihinde Esesli tarafından, Medeniyetler ve Ãœlkeler Tarihi Ansiklopedisi bölümünde paylaşılmıştır ve 3949 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 5 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Maya\'lar | Bir Uygarlığın Umutsuzluğu - Takvimi Ve Diş Dolgusunu Bilen İnsanlar - Tarihin Evrimi İddialarını Çürüten Bir Başka Medeniyet orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleSaÄŸlığımıza Zarar Veren Yiyecekler – Markalar | Bal – Sucuk – Sosis – Peynir – YoÄŸurt – Süt - Gofret – Çikolata – Kek – Åžek.. Sonraki MakaleTarihte Ä°lkler | Dünyadan Tarihte Ä°lkler

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz