Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Makedonya Türkleri | Bulundukları baÅŸlıca ÅŸehirler – Tarihi – Ekonomi – EÄŸitim


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 18.10.2008 tarihinde Sema tarafından, Büyük Türk Tarihi | Türk Kültürü - Gelenekler ve El Sanatlarımız bölümünde paylaşılmıştır ve 2568 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


MAKEDONYA TÃœRKLERÄ°

Nüfus: 97.500


Bulundukları başlıca şehirler :

Üsküp, Manastır, Gostivar, Kalkandelen, Ohri, Resne

Bölgedeki Türk toplulukları bulundukları ülkenin idari yapısına uymaktadırlar. Kosova ve Sancak’ta Türk Demokratik BirliÄŸi Hareketi Türkler’i temsil etmektedir.


Tarihçe

Makedonya’dan bir çok kavim gelip geçmiÅŸtir. Hunlar, Avarlar, Kumanlar, Peçenekler ve Osmanlı Türkleri uzun süre bölgede yaÅŸamışlardır.1300 yılından sonra da Anadolu’dan Makedonya’ya çok sayıda Türk göçmen yerleÅŸtirilmiÅŸtir.1953 yılında, Makedonya’da 203 bin Türk yaÅŸarken bu nüfus bugün 97 bin beÅŸyüze inmiÅŸtir.

Ekonomi

Makedonya’da Türkler tarım, hayvancılık ve ticaretle uÄŸraÅŸmaktadırlar.

Siyasi Yapı

Makedonya’da bugün “Türk Demokratik BirliÄŸi” kurulmuÅŸ ve bölgede yaÅŸayan
Türkleri temsil etmektedir. Makedonya’da Türkçe gazete, dergi yayınlanmakta olup, aynı zamanda Türkçe radyo yayınları da yapılmaktadır.

EÄŸitim


Makedonya’da Türkler arasında eÄŸitim Türkçedir. DoÄŸu Makedonya’da dört yıllık Türkçe eÄŸitim alma hakkı vardır. Halen mevcut ilköğretim kurumlarında 264 öğretmen görev yapmaktadır.Gostıvar’da bir genel lise ve bir meslek lisesi ile Kalkandelen’de bir meslek lisesinde Türkçe öğretim yapılmaktadır. Ãœsküp’te de bir lise’de Türkçe öğretim verilmektedir. Ãœsküp ve Manastır Ãœniversitesinde Türklere çok az bir kontenjan ayrılmaktadır. Ãœlkede ayrıca Türk özel teÅŸebbüsünün açtığı Türk okulları vardır. Makedonya Türkleri bu okullara yoÄŸun ilgi göstermektedir. Ayrıca, Kosova ve Sancak bölgesinde de Türklerin sayısı 2 bine ulaÅŸmıştır. Burada Türkler Türkçe eÄŸitim görmekte olup en çok PriÅŸtine kentinde toplanmışlardır.

Makedonya

Yugoslavya, Arnavutluk, Yunanistan ve Bulgaristan arasında yer alan ve denize ulaşımı olmayan bir kara devleti olan Makedonya, Orta Vardar adı verilen vadinin iki yakasında uzanır. Nüfusunun % 60’ı ÅŸehirlerde yaÅŸamaktadır. 1990’a kadar Yugoslavya’ya baÄŸlı özerk bir cumhuriyet statüsü taşıyan Makedonya, bağımsızlığını bu tarihte kazandı. Ancak Yunanistan’ın karşı çıkması yüzünden adının BM tarafından tescil edilmesi 3 yıl zaman aldı. Makedonya denilen coÄŸrafya, bugün üzerinde Makedonya Cumhuriyeti’nin kurulu bulunduÄŸu coÄŸrafya ile sınırlı deÄŸildir. Tarihî Makedonya topraklarının 34.177 km2’lik parçası bugün Yunanistan sınırları içindedir. Bu topraklarda 2 milyonu aÅŸkın Makedon yaÅŸamaktadır. Makedonyalılar ile Yunanlıların aynı kökten geldiÄŸi, genelde kabul edilen görüş olmakla birlikte; bazı tarihçiler Makedonların, Bulgarlarla irkî bağı olduÄŸunu kaydetmektedirler. Makedonya’da bilinen ilk hakimiyeti M.Ö. 725’de Argead Hanedanından Birinci Perdikas kurdu. Böylece Makedonya Krallığı’nın temelini atan bu hanedan, Yunan asıllı deÄŸildir. Bölge, Milattan önce 513’ten MÖ. 479’a kadar Perslarin iÅŸgalinde kaldı. Milattan önce Ä°kinci Filip’in kral olmasıyla Makedonya güçlenmeye baÅŸladı. Ä°kinci Filip’ten sonra, 334-323 yılları arasında Makedonya Kralı olan Büyük Ä°skender döneminde ülke sınırlarına Yunanistan, Anadolu, Ä°ran, Suriye ve Mısır katıldı. Ä°skender, Türkistan ve Hindistan’a da girdi. Büyük Ä°skender’in yerine MÖ. 323’te kral olan IV. Ä°skender’i öldüren kumandan Antigonos Kiklons, Makedonya Krallığı’na geçerek yeni bir hanedanı baÅŸlattı.

Roma Ä°mparatorluÄŸu’na MÖ. 168’de yenilen Makedonya, bu imparatorluÄŸun hakimiyetine girdi. Roma egemenliÄŸinden sonra Miladî 9’uncu yüzyılın birinci yarısında Slav istilasına uÄŸradı. Bunu Bulgar istilası takip etti. 1014’de Bizans tarafından yıkılan Bulgar Ä°mparatorluÄŸu ile birlikte Makedonya da Bizans Ä°mparatorluÄŸu’nun egemenliÄŸine girdi. Bu durum, Müslüman Türkler Balkanlara gelinceye kadar devam etti. Makedonlar, 867-1057 yılları arasında Bizans Devleti’ne sekiz imparator ve iki imparatoriçe verdi. Dördüncü Haçlı seferi sırasında, 1204-1224 yılları arasında Makedonya’da Latin Krallığı kuruldu. Fakat ülke 1230’da Bulgarların, 1280’de de Sırpların egemenliÄŸine geçti.

BaÅŸkent Ãœsküp dışında Manastır, Kalkandelen, Prilep, Resne, Ohri, Kumanova ve Struga gibi ÅŸehirleri olan Makedonya, tarihte önemini hiç yitirmemiÅŸ bir coÄŸrafya üzerinde bulunmaktadır. Osmanlı devleti, ilk defa Orhan Gazi döneminde Rumeli’ye ayak bastı. Makedonya’ya ilk Osmanlı akını 1324’te yapıldı. Åžehzâde Süleyman PaÅŸa komutasındaki akıncılar, aralıksız yaptıkları akınlarla Selanik’e kadar ilerlediler.

Sultan I. Murat, 1362’de Edirne’yi ele geçirip Osmanlı devletinin baÅŸkenti yaptıktan sonra Macar Kralı I. LayoÅŸ komutasındaki birleÅŸik Balkan ordusuna karşı 1364’de kazanılan Sırpsındığı savaşının ardından Türklerin Balkanlardaki varlığı tescillenmiÅŸ oldu. Sırp-Bulgar güçlerine karşı 1371’de kazanılan Samaku savaşının ardından bir yıl sonra Makedonya ve Sırbistan hükümdarlarına karşı kazanılan Çirmen savaşından sonra Yanbolu, Ä°slimye, Samaku, Ä°htiman, Karınova, Aydos, Burgaz, Ä°skeçe, Drama, Kavala, Serez, Avrathisarı, Vardır Yenicesi gibi ÅŸehirlerin fethiyle 1373’te Rumeli BeylerbeyliÄŸi kuruldu. 1389’da Sırp Kralı I. Lazar’a karşı kazanılan Kosova Savaşı’ndan sonra Balkanlar tümüyle Türk egemenliÄŸine girmiÅŸ oldu. Bınırları Tuna nehri kıyılarına dayanan Osmanlı devleti karşısında Balkanlarda kafa tutan tek güç olarak Macaristan kaldı. Türklerin Balknlardaki varlığını pekiÅŸtiren savaÅŸ ise 1396’daki NiÄŸbolu savaşı idi. Ankara savaşının ardından baÅŸlayan Fetret Devri’nde, Makedonya’nın kimi ÅŸehirleri Osmanlı’nın elinden çıkarken ülkenin birliÄŸini yeniden saÄŸlayan Sultan I. Mehmed döneminde buralar geri alındı. Balkanların tamamen Türk egemenliÄŸine girmesi ise 1448’de Haçlı Ordusu’na karşı kazanılan II. Kosova savaşı ile oldu. Bundan sonra elde edilen topraklara süratle Türk nüfus göç ettirilmeye baÅŸlandı. Zaman içinde o hale geldi ki, Makedon nüfusu göçmen Türklerin altına düştü.

Makedonya ismi siyaset alanına 1876’da Ä°stanbul Konferansı’nda imzalanan anlaÅŸmayla isminden bahsedilmeden girdi. Avrupa ülkelerinin Rumeli için öngördükleri reform programı Makedonya’yı da kapsıyordu. Selanik, Manastır ve Kosova’ya atfen Vilayet-i Selase adı da verilen Makedonya, reform yapılması ÅŸartıyla Türk egemenliÄŸinde bırakıldı. Çözüm gibi görünen bu durum vaziyeti iyice karmaşıklaÅŸtırdı.

Bir yandan Bulgarlar, bir yandan Sırplar, bir yandan da Yunanlılar Makedonya’yı parçalamak için bekliyordu. Bulgarlar, Ege denizine çıkmak için, Sırplar Selanik’i iÅŸgal etmek için ve Yunanlılar sınırlarını daha da kuzeye çıkartmak için Makedonya’yı istiyordu. Dolayısıyla bu ülkelerin üçü de Mekadonların kendilerine akraba olduÄŸunu savunuyorlardı. Bu yüzden bölge, 1901’e kadar tam bir komitacılar arenasına döndü. Osmanlı’nın kurduÄŸu iç örgütle Bulgar, Sırp ve Yunan komitacılar çarpışıyor, bunlar ayrıca birbirleriyle kapışıyordu. Sultan II. Abdülhamit tarafından Rumeli Vilayetleri Hakkında Talimat baÅŸlığıyla hazırlanan reform planı, hem Bulgaristan, hem de Avusturya-Macaristan ve Rusya Ä°mparatorluÄŸu’nu rahatsız etti.

1903 yazında Makedonya kanlı bir ayaklanmaya sahne oldu. Ayaklanma bastırıldı ama Makedonya’nın Osmanlı’dan kopartılması için de her türlü giriÅŸim baÅŸlatıldı. Yürürlüğe konulan reform programının takibi, Alman, Fransız, Ä°talyan, Ä°ngiliz ve Rus müfettiÅŸlere bırakılırken vergi toplama iÅŸi de Osmanlı Bankası’na terkedildi. II. Abdülhamit’in baskılarına boyun eÄŸmesine itiraz eden Ä°ttihat ve Terakki Cemiyeti, Sultanı vatana ihanetle suçladı. Genç subaylardan KoloÄŸası (Resneli) Niyazi ve Binbaşı Enver daÄŸa çıkıp çetecilik faaliyetine baÅŸladı. Ä°ttihat ve Terakki Cemiyeti denetimindeki Manastır Ordusu ayaklandı. Karışıklıklar öylesine yaygınlaÅŸtı ki, II. Abdülhamit 23 Temmuz 1908’de II. MeÅŸrutiyet’i de kabul etmek zorunda kaldı.

Bir yandan Arnavutluk, diÄŸer yandan Trablusgarp ayaklanmasıyla uÄŸraÅŸan Osmanlı Devleti, Birinci Balkan Savaşı sırasında Yunan, Sırp, Bulgar ve KaradaÄŸ kuvvetlerinin istilasına uÄŸrayan Makedonya’yı tamamen elinden çıkarttı.Birinci Balkan Savaşı’ndan sonra ele geçirdikleri Makedonya topraklarını paylaÅŸma konusunda anlaÅŸamayan Balkan devletleri birbirleriyle savaÅŸtılar. 1913’teki II. Balkan Savaşı’nın ardından 10 AÄŸustos 1913’te imzalanan BükreÅŸ AnlaÅŸması’yla Makedonya’nın Selanik dahil kıyı bölgesi Yunanistan’a, iç bölgesi Sırbistan’a katıldı. Ä°kinci Balkan Savaşı’ndan yenik çıkan Bulgaristan Strumica vadisini aldı. 1941 yılında Almanya’nın yanında yeralan Bulgaristan, Makedonya’nın Yugoslav ve Yunan bölgelerini topraklarına kattı. SavaÅŸtan sonra ise aldıklarının hepsini geri verdi. Ä°kinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yugoslavya Federasyonu içinde özerk Makedonya Cumhuriyeti kuruldu.

1990 yılına kadar Özerk bir cumhuriyet olarak Yugoslavya Federasyonu çatısı altında yer alan Makedonya, Tito’nun ölümünün ardından parçalanma sürecine girer Yugoslavya ile yollarını ayırdı. Topraklarında yaÅŸayan Arnavut ve Sırplara raÄŸmen bağımsızlık kararı için 8 Eylül 1991’de referanduma giden Makedonya, % 90 halk desteÄŸi ile bu kararı onayladı. Aynı yıl 16 partinin katılımıyla seçim yapıldı. % 27.5 oyla Makedonya Milliyetçi Partisi birinci çıkarken cumhurbaÅŸkanlığına da Kiro Gligorov seçildi.

Makedonya’nın nüfusunun % 67’sini Makedonlar, % 19.8’ini Arnavutlar, % 4.5’ini Türkler, % 2.3’ünü Sırplar, % 2.3’ünü Çingeneler, % 2.1’ini BoÅŸnaklar ve 2’sini diÄŸer etnik gruplar oluÅŸturuyor. Ancak resmî rakamların Türk nüfusunu 80 bin civarında göstermesine karşılık Türk topluluÄŸu önderleri bu rakamın 150-200 bin dolayında olduÄŸunu belirtiyor. Ãœlke halkının çoÄŸunluÄŸu Hristiyan olmakla birlikte Makedonya’da çok sayıda Müslüman ve küçük bir Yahudi cemaati bulunuyor.

Ohri

Makedonya’nın Arnavutluk sınırında bulunan ve kendisiyle aynı ismi taşıyan gölün kıyısında kurulu bir ÅŸehirdir. 26.400 nüfusa sahip olan ÅŸehir, antik Liknidos ÅŸehrinin yerinde kuruldu. 9’uncu yüzyılda rahip Clemens ve Naum tarafından Hristiyanlık merkezi haline getirilen ÅŸehir, 997’de 1018’e kadar Patriklik Merkezi olarak kullanıldı. Bu tarihten 1767’ye kadar bağımsız baÅŸpiskoposluk olarak varlığını sürdürdü. Ohri, Sultan I. Murat döneminde, 1385 yılında Çandarlı Hayrettin PaÅŸa tarafından Osmanlı devleti topraklarına katıldı. Manastır vilayetine baÄŸlı bir sancak merkezi yapılan Ohri, Arnavutluk içlerine düzenlenen saldırılar için üs olarak kullanıldı.1464’te Osmanlı devletine karşı ayaklanan Arnavut kökenli Ä°skender Bey tarafından ele geçirilmeye çalışılan ÅŸehir, 1788’de Avusturyalıların iÅŸgal giriÅŸimine direndi. Balkanların tarihsel sürecini aynen yaÅŸayan Ohri, Birinci Balkan Savaşı sırasında Sırp ve KaradaÄŸ askerleri tarafından ele geçirildi. 1913’teki Londra AndlaÅŸmasıyla da Sırbistan’ın egemenliÄŸine bırakıldı.

Uzun süre Türk hakimiyetinde bulunan Ohri’de, Osmanlı döneminden kalan bazı eserler halen ayakta. Bunlardan bazıları; Haydar PaÅŸa Camii, KuloÄŸlu Camii, Hacı Hamza Camii, Halvetî Tekkesi, Ali PaÅŸa Camii, Hacı Durgut Camii ve restore edilmiÅŸ bir hamam.
Nüfus çoğunluğu Müslüman Arnavutlardan oluşmakla beraber Ohri ve çevresindeki köylerde halen çok sayıda Türk yaşıyor. Kentteki Türkler son derece duru bir Türkçe konuşmakta.
Åžehirle aynı adı taşıyan Ohri Gölü’nün şöhreti kentinkini geçmiÅŸtir. Arnavutluk ile Makedonya sınırında yer alan ve Türkler tarafından Ohri olarak isimlendirilen göl, Makedonlarca Ohrid olarak isimlendirilmektedir. Deniz seviyesinden yüksekliÄŸi 698 m. olan Ohri Gölünün alanı 367 kilometrekare ve en derin noktası da 286 metredir.

Makedonya ve eski Yugoslavya’nın turizme açılabilen nadir su kaynaklarından olması dolayısıyla Ohri Gölü, çok sayıda turistin ilgisini çekmektedir. Bu da Ohri ile birlikte hemen yakınındaki Struga’yı ciddi birer turizm kenti haline getirmektedir.

Üsküp

Makedonca “Skopiye” denilen Ãœsküp, Makedonya Cumhuriyeti’nin baÅŸkentidir. Vardar nehrinin kıyısında bulunan kentin nüfusu 1990 itibarıyla 504 bindi. Ancak Bosna-Hersek’ten sonra Kosova’da meydana gelen kargaÅŸa sırasında ÅŸehir, çok büyük miktarda göç aldı.
Antik Skupi ÅŸehrinin yerinde, Ä°lliryalılar tarafından MÖ. 5’inci yüzyılın sonunda kurulduÄŸu belirtilen Ãœsküp, MÖ. 168 yılında Romalıların eline geçti. MS. 395’de Bizans Ä°mparatorluÄŸu’nun payına düşen Ãœsküp, 8’inci yüzyılda yine bir Türk imparatorluÄŸu olan Avarlarla tanıştı. Onları 9’uncu yüzyılda bir baÅŸka Türk devleti olan Bulgarlar izledi. 11’inci yüzyılda yeniden Bizans imparatorluÄŸu’nun yönetimine giren Ãœsküp, 14’üncü yüzyıla gelindiÄŸinde “Skopiye” adıyla Sırp krallığının baÅŸkentliÄŸi görevini yaptı. Ãœsküp’ün Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu egemenliÄŸi altına girmesi ise 1389’da oldu. Bu tarihten itibaren bir sancak merkezi yapılan Ãœsküp, Fatih Sultan Mehmet tarafından Rumeli BeylerbeyiliÄŸi’ne baÄŸlı eyalet merkezi yapıldı. Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu döneminde önemli bir yönetim ve ticaret merkeziydi. ancak, Osmanlı Devleti dönemine iliÅŸkin izlerin bir bölümü, özellikle 1963’te 2 bin kiÅŸinin ölümüyle sonuçlanan büyük depremde yok oldu ki, Ãœsküp’ü modern bir ÅŸehir görünümüne büründüren giriÅŸimler de bu tarihten sonra baÅŸladı. Åžehire demir-çelik, kimya, tekstil, gıda sanayii fabrikaları kuruldu.

1683’te baÅŸarısızlıkla sonuçlanan II. Viyana kuÅŸatmasından sonra Avusturyalıların iÅŸgaline uÄŸrayan ÅŸehir kalesi 1689’da General Piccolimini tarafından yıktırıldı.1690 yılında tekrar Osmanlı topraklarına katılan Ãœsküp, Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu Avrupa ve Balkan coÄŸrafyasında eski etkinliÄŸini yitirdiÄŸi için yavaÅŸ yavaÅŸ önemini kaybetti. 1863’te NiÅŸle birleÅŸtirilerek vilayet merkezi yapılan Ãœsküp, 1869’da Ä°ÅŸkodra’ya baÄŸlı bir vilayete dönüştürüldü. 1881’de bir ara ayaklanan Arnavut milliyetçilerinin eline geçen Ãœsküp, 1888 yılında Kosova vilayetinin merkezi yapıldı. Kosova Valisi Mazhar Bey’in Ãœsküp’ü yeniden imar etmek içi Kosova vilayeti sınırları içinde gümrük vergisi uygulamasına geçmesi, halkın isyanına neden oldu. kanlı sokak çatışmaları, PadiÅŸah V. Mehmed ReÅŸad’ın 1911 yılında Kosova gezisine çıkmasıyla durdu.

1912’de baÅŸlayan Birinci Balkan savaşında Sırpların eline geçen Ãœsküp, o tarihten itibaren Osmanlı devleti egemenliÄŸinden çıktı. 1915’te Bulgarlar tarafından Sırplardan alınan Ãœsküp, Birinci Dünya Savaşı sonlarında, Fransız birlikleri tarafından Bulgarlardand alındı. Ä°kinci Dünya Savaşı’nda Alman ve Bulgarlar tarafından iÅŸgal edilen ÅŸehir, 1944’de Partizanlar tarafından geri alınarak Yugoslavya bütünlüğü içindeki yerini aldı. Tarih boyunca toprakları Yunanlılar, Bulgarlar, Arnavutlar ve Sırplar arasında pay edildiÄŸi için tarihsel sınırlarının bugün küçük bir parçasında kalan Makedonya’nın baÅŸkentliÄŸi görevini yürüten Ãœsküp, YugoslavyÅŸa Federasyonu döneminde tarihteki önemini koruyamadığı için varlığını mütevazi bir ÅŸehir olarak bugünlere kadar getirdi.

Manastır

Makedonyalıların bugün “Bitola” diye isimlendirdiÄŸi kente Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu döneminde, çevresindeki manastır kalıntılarından ötürü “Manastır” adı verildi. Bizans Ä°mparatorluÄŸu döneminde ÅŸehir, Balkanların daÄŸlık bölgelerinden gelen ve Selanik’i Adriyatik denizine baÄŸyalan eski Roma yolu üzerinde önemli bir konaklama merkeziydi.
Osmanlı devletinin topraklarına katılması, Sultan I. Murat döneminde oldu. 1378’de Kara Timur PaÅŸa tarafından ele geçirilen ÅŸehir, Rumeli eyaletine baÄŸlı bir sancak merkezi yapıldı. Balkanların daÄŸlık bölgelerine yapılan seferlerde, müstahkem bir üs olarak kullanıldı. Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra, Makedonya’yı oluÅŸturan üç vilayetten (Vilayet-i Selase) birisi olan Manastır, aynı zamanda Üçüncü Ordu’nun da merkezi yapıldı.
Üçüncü Ordu’nun merkezinin Manastır’a alınmasıyla birlikte, ÅŸehire bir çok okul yaptırıldı. 1982’de yatılı okula dönüştürülen Manastır Askerî Ä°dadîsi de aynı dönemde açıldı. Mustafa Kemal’in 1895’ten itibaren okuduÄŸu Manastır Askerî Ä°dadîsi Osmanlı devletinin kaderinde önemli roller üstlenecek kiÅŸileri yetiÅŸtirdi. 20’inci yüzyılın baÅŸlarında dönemin en modern ÅŸehirlerinden birisi haline gelen Manastır, 33 yıl Osmanlı devletini yöneten PadiÅŸah II. Abdülhamit’e karşı oluÅŸan muhalefet hareketinin askerî kanadının toplandığı yere dönüştü. Ä°ttihat ve Terakki Cemiyeti’nin yayın organı Neyyir-i Hakikat Gazetesi de burada yayımlandı. 1908’deki II. MeÅŸrutiyet ilanına yol açan geliÅŸmeler de burada baÅŸladı. Birinci Balkan Savaşı sırasında 18 Kasım 1912’de Sırpların eline geçen ÅŸehir, 10 AÄŸustos 1913’te BükreÅŸ’te imzalanan anlaÅŸmayla resmen Sırbistan’a bırakıldı.

Manastır’da, Osmanlı’dan günümüze ulaÅŸan eserlerin başında; saat kulesi, 16’ıncı yüzyılda yapılan Yeni Cami, Ä°shakiye Camii, Manastır Bedesteni, tarihî Postahane ve Manastır Askerî Ä°dadîsi binası bulunuyor. DiÄŸer taraftan bugün müze olarak kullanılan Manastır Askerî Ä°dadîsi binasında, bir de “Atatürk Anı Odası” açılmış durumdadır. Bina giriÅŸindeki tabelada; “ÇaÄŸdaÅŸ Türkiye’nin yaratıcısı ve ilk CumhurbaÅŸkanı Mustafa Kemal Atatürk 1898 yılında Askerî Ä°dadî’yi bu binada bitirdi” ibaresi yer alıyor.

(Visited 2 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 18.10.2008 tarihinde Sema tarafından, Büyük Türk Tarihi | Türk Kültürü - Gelenekler ve El Sanatlarımız bölümünde paylaşılmıştır ve 2568 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Makedonya Türkleri | Bulundukları başlıca şehirler - Tarihi - Ekonomi - Eğitim orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleStandartlar Haftası - Ekim Ayının 3. Haftası | Standartların Ve TSE Markalarının Yararları - TSE'nin Görevleri - AlışveriÅŸte Aldanmamanı.. Sonraki MakaleAtatürk Ve Deniz Kuvvetleri | Atatürk'ün Deniz Politikası

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz