Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Lozan AntlaÅŸması | 24 Temmuz 1923- Ä°sviçre Lausanne (Lozan) – Azınlıklar – Sınırlar- Kapütilasyonlar – Ä°nönü’nün TBMM Görüşmelerinde ..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 29.09.2007 tarihinde hale tarafından, Yakın Dönem Türkiye Tarihi bölümünde paylaşılmıştır ve 16334 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Lozan Barış Antlaşması

24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lausanne (Lozan) şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, S.S.C.B, Yugoslavya temsilcileri tarafından, Lozan Üniversitesi salonunda imzalanmış barış antlaşmasıdır.


Lozan AntlaÅŸması – Lozan Barış AntlaÅŸması

Lozan AntlaÅŸmasına göre Türkiye’nin sınırları


I. Dünya Savaşı sonrasında İtilaf devletlerince Osmanlı Devleti’ne imzalatılan Sevr Antlaşması neredeyse devleti haritadan silmiş ve egemenliğini ciddi biçimde sınırlayan hükümlere yer vermiştir.

Atatürk önderliğinde Milli Mücadele’ye başlayan Türk ulusu savaş meydanlarında büyük zaferler kazanmış ve Lozan Antlaşması ile siyasi ve hukuki alanda tescil etmiştir.

Lozan Barış AntlaÅŸması’nın TBMM Görüşmelerinde DışiÅŸleri Bakanı Ä°smet Ä°nönü’nün yaptığı konuÅŸma.

Lozan barış görüşmeleri 8 ay sürmüş ve Türk tarafının kayıtsız şartsız bağımsızlık talebi nedeniyle çetin geçmiştir. Görüşmelerde Türkiye’yi temsil eden İsmet Paşa başkanlığındaki heyetin bu başarıdaki rolü büyüktür.

Uluslararası kabul pek çok yönden önem taşımaktadır. Öncelikle, Türkiye’nin bağımsız ve eşit bir devlet olarak uluslararası topluma kabul edilmesi sağlanmıştır. Lozan ile Misak-ı Milli hedeflerine çok büyük ölçüde ulaşılmıştır. Lozan Konferansı sırasında kapitülasyon olarak nitelenen ve ülkenin iç işlerine karışma yetkisi veren ayrıcalıklar uzun süre tartışılmıştır. Sonuçta kapitülasyonların kaldırılması ve Osmanlı borçlarının ödenmesinin makul bir takvime bağlanması kararlaştırılmıştır. Antlaşma, bu açıdan bir ekonomik bağımsızlık belgesi olma özelliğine de sahiptir.

Ayrıca, Lozan, yaklaşık yüzyıldır devam eden Türk-Yunan çatışmasını sona erdirerek, ulaşılan barışla iki ülke arasında bir denge oluşturması bakımından da önem taşımaktadır.

I. Dünya Savaşı sonunda galip güçlerce dikte ettirilen ve ağır şartlara sahip barış antlaşmaları II. Dünya Savaşı’na zemin hazırlarken, Lozan’da karşılıklı pazarlıkla barışın güvencesini oluşturan bir düzenleme yapılmıştır. Bu nedenle, Savaş’ı bitiren antlaşmalar içinde halen uygulanan sadece Lozan’dır. Tabiatıyla, bunda Türkiye’nin Atatürk’ün belirlediği Yurt’ta Sulh, Cihan’da Sulh ilkesine sadık kalması ve Lozan Antlaşmasının hükümlerinin uygulanmasında da bu ilkeyi gözetmesinin rolü büyüktür.


Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri, Lozan AntlaÅŸmasında da yer almıştır. Buna göre, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün oluÅŸturan Türkiye’de yaÅŸayan ve Türk devletine vatandaÅŸlık bağıyla baÄŸlı olan herkes eÅŸit ve aynı haklara sahip Türk ulusunu oluÅŸturmaktadır. AntlaÅŸmada Türkiye’de yaÅŸayan Hıristiyan kökenli Rum ve Ermeniler ile Museviler azınlık olarak tanımlanmış ve mal, mülk ve ibadet hakları güvence altına alınmıştır.

AntlaÅŸma ile ile Yunanistan arasında nüfus mübadelesi yapılmasına karar verilmiÅŸ, bunun sonucunda yılında yaklaşık bir milyon Hıristiyan-Rum Yunanistan’a, beÅŸ yüz bin Müslüman-Türk de Türkiye’ye göçetmiÅŸtir.

Sınırlar:

* Türkiye Suriye sınırı, Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşması’na göre kabul ediliyor.
* Irak sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için bu konuda İngiltere ve Türk Hükümeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı..
* Türk-Yunan sınırı Mudanya AteÅŸkes AntlaÅŸması’nda belirlenen ÅŸekliyle kabul edilmiÅŸtir. Meriç Nehri’nin batısındaki KaraaÄŸaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan’ın Batı Anadolu‘da yaptığı tahribata karşılık alınacak savaÅŸ tazminatına karşılık elde edilmiÅŸtir. Ayrıca Gökçeada ile Bozcaada bizde, diÄŸer Ege adaları Yunanistan’da kaldı. Yunanistan, Türk sınırına yakın olan adalarda asker bulundurmayacaktı.
* Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı (En büyük siyasi başarı)
* Azınlıklar: Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edilerek hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacaktı. Batı Trakya’daki Türklerle İstanbul’daki Rumlar dışında Anadolu ve Doğu Trakya’daki Rumlar ve Yunanistan’daki Türkler mübadele edileceklerdi..
* Savaş Tazminatları: I.Dünya Savaşı nedeniyle istenen savaş giderlerinden kurtulunmuştur.
* Devlet Borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’ndan ayrılan devletlere bölüşüldü. Türklere düşen bölüm taksitlendirme ile kağıt paraya göre ödenecekti. Düyun-u Umumiye de böylece tarihe karışmaktadır.
* BoÄŸazlar: BoÄŸazlar, üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiÅŸtir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boÄŸazlardan geçebilecekti. BoÄŸazların her iki yakası askersizleÅŸtirilip, geçiÅŸi saÄŸlamak amacıyla uluslararası bir kurul oluÅŸturulmasına ve bu düzenlemelerin “Milletler Cemiyeti’nin güvencesi altında sürdürülmesi kararı alınmıştır.(Montrö BoÄŸazlar SözleÅŸmesi’nde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.)
* Musul,Erbil Boğazlar ve Hatay Kıbrıs Ege Adaları sorunları Lozan’da çözülemeyen sorunlardır.

Önemi:

* Bir çok sınır problemi çözülerek Türkiye’nin ve komÅŸularının barış içinde yaÅŸaması saÄŸlanmıştır.
* Misak-ı Milli sınırları büyük ölçüde sağlanmıştır.
* Türkiye tarihinde yeni bir dönem başlatmıştır. Sevr Antlaşması geçersiz kılınmıştır.
* Türk ulusu adına, I. Dünya Savaşı’nı bitiren antlaÅŸmadır.
* Yeni Türk devleti Dünya’daki devletlerin çoÄŸu tarafından kabul görmüştür.
* Türkiye tarafından konulan koşullara Dünya devletleri uymak zorunda kalmışlardır
* Türk ulusunun tam bağımsızlığı kanıtlanmıştır.

Musul meselesi:

26 Kasım 1922 tarihindeki oturumda gündeme gelen Musul Sorunu Konferans’ta Lord Curzon’un Türkiye’nin doÄŸu sınırını ele almaktan kaçınarak Türkiye-Irak meselesini gündeme getirmesinin sebebi, Irak’taki durumun belirsiz ve karmaşık bir halde bulunması, buradaki Ä°ngiliz menfaatlerinin tehlikeye girmesi ve ABD ile Fransa gibi devletlerin de bölgede menfaat aramaya baÅŸlamalarıydı. Aynı günkü oturumda Ä°smet PaÅŸa’nın ortaya koyduÄŸu Türk tezi Misak-ı Millî’de belirtilen millet ilkesine, etnik, coÄŸrafi, tarihi, siyasî ve ekonomik sebeplere dayandırılıp Ä°ngilizlerin öne sürdüğü tezlerin geçersizliÄŸini ispat ediyordu.

Türk delege heyeti ve başkanının genel bildirisi:

Lozan Konferansına katılacak Türk Delege Heyeti 8 Kasım 1922 günü doÄŸu ekspresiyle Ä°stanbul’dan hareket etmiÅŸ ve 11 Kasım 1922 akÅŸamı Lozan’a varmıştı.

Delege Heyeti şöyleydi.

Lozan Türk Delege Heyetinin İsim Listesi:

Baş Murahhas : İsmet Paşa (İNÖNÜ)
Murahhaslar : Rıza Nur Bey
Hasan Bey (SAKA)

Müşavirler :

Münir Bey (ERTEGÜN)
Muhtar Bey (ÇİLLİ)
Veli Bey (SALTIK)
Zülfü Bey (TİGREL)
Zekai Bey (AYAYDIN)
Celal Bey (BAYAR)
Åžefik Bey (BAÅžMAN)
Åženiyettin Bey (BAÅžAK)
Åževket Bey (DOÄžRUKER)
Tevfik Bey (BIYIKLIOÄžLU)
Tahir Bey (TANER)
Nusret Bey (METYA)
Hikmet Bey (BAYUR)
Zühtü Bey (iNHAN)
Fuat Bey (AÄžRALI)
Mustafa Şeref Bey (ÖZKAN)
Şükrü Bey (KAYA)
Hamit Bey (HASANCAN)
Cavit Bey
Hayım Naum Bey
Baha Bey

Matbuat Müşavirleri :

RuÅŸen EÅŸref Bey (ÃœNAYDIN)
Yahya Kemal Bey (BAYATLI)
Umumi Katip ve Müşavir Tercüman
Katipler : ReÅŸit Saffet Bey (ATABÄ°NEN)
Hüseyin Bey (PEKTAŞ)
Ali Bey (TÃœRKGELDÄ°)
Mehmet Ali Bey (BALÄ°N)
Cevat Bey (AÇIKALIN)
Celal Hazım Bey (ARAR)
Saffer Bey (ÅžAV)
Süleyman Saip Bey (KIRAN)
Rıfat Bey
Doktor Nihat ReÅŸat (BELGER)

Türk Delege Heyeti BaÅŸkanı, Lozan yolculuÄŸu sırasında heyet mensuplarına ilk BaÅŸkanlık Genel Bildirisini 11 Kasım 1922’de tebliÄŸ etmiÅŸti. Bir askeri karargah titizlik ve disiplini telkin eden bu bildiri, konferansın devam ettiÄŸi sürece heyet mensuplarının çalışma ve davranışlarını düzenleyen bir devamlı talimat niteliÄŸindedir. Bu talimattaki öğüt, tavsiye ve direktifler bu gibi önemli konferanslara katılacak heyetler için yapılaması gereken aydınlatma ve uyarmalara güzel bir örnektir:

Lozan Konferansı | Fotoğrafları için aşağıdaki linki tıklayınız.

LOZAN KONFERANSI FOTOÄžRAFLARI

“BaÅŸkanlık Genel Bildirisi”

1. Başkanlığı ile şeref duyduğum heyetimiz sayın mensuplarına yabancı memlekette samimi bir elbirliğiyle, fakat sıkı bir düzen içinde çalışmaların başarı dayanağı olduğunu ifade ederek, çalışma tarzı hakkındaki görüşlerimi aşağıda sunuyorum:

En genç katip arkadaştan en yaşlımıza kadar herkesin, delege heyetinin başarısı yalnız kendi yetenek ve çabasına bağlıymış kanısı ile ilgisiyle çalışması başlıca önem taşır.

2. Memleketin, en büyük davasını emanet eylediği arkadaşlarımın, yabancı memleketteki davranışlarıyla da seçkinlik göstereceklerinden şüphem yoktur. Bu noktayı söyleyişim, özel hayata hiçbir suretle karışmak zihnimizden geçtiği için değil, delege heyeti içinde bulunanların özel hayatlarının dahi resmi çalışmaları yararlı veya zararlı olarak etkiliyebileceğinden ve bu sebeple resmi görevi ilgilendirebileceğinden dolayıdır.

3. Gizlilik kesin olarak gerekir. Hizmetimizde bulunan uşaktan başlayarak bütün çevremizin casuslarla çevrili olabileceğini bir an unutmamalıyız. İçimizde, görevini ilgilendiren maddelerin, yayılması önem taşımayan tek kimse yoktur. Delege heyetinin en gizli tutmak istediği bir esas, genç bir katip arkadaşınr, elinden düşüreceği bir kayıtla veya yemek yerken arkadaştan esirgenmeyecek birkaç kelime ile yayılabilir. Kesin kural olarak, çalışma daireleri dışında görevden konuşmak yasaktır ve herkes diğeriyle zorunlu olarak görevle ilgili konuşma yaparken çevresinin emniyette olduğuna dikkat etmeye alışmalıdır.

4. Delege heyetinin hayatı, genel olarak toplu ve tahmin olunduğuna göre iki üç otelde geçecektir. Çalışma saatleri vakit vakit tarafımdan tayin olunacaktır. Ancak amirler maiyetlerinin çalışma saatlerini çoğaltabilirler. İstenilen işin sonuçlandırılması için gece ve gündüz aralıksız çalışmak genel olarak esastır. Ve tereddütsüz istenecektir.

5. Şehir dışında seyahat ve ikamet izni, bütün heyet mensupları için, yalnız Delege Heyeti Başkanı tarafından verilebilir.

6. Delege Genel Heyeti görev bölümü bakımından dairelere ayrılmıştır. Üç delege, Delege Heyetini teşkil ederler. Diğer teşkilat, Delege Heyeti Başkanına bağlı olmak üzere, aşağıda yazılmıştır.

I ci Daire – Yazı Ä°ÅŸleri Heyeti: Genel katibin emri altındadır. Genel olarak konferansın yazı iÅŸlemlerini idare eder. Bu iÅŸlemler; evrak, yazı iÅŸleri, tercüme, zabıt ve haberleÅŸmelerin konferans çevresinde ulaÅŸtırılması iÅŸleridir. Genel katibin her daire ile irtibatta bulunmaya hakkı vardır. Gerek delege heyeti içinden ve gerek dışardan Delege Heyeti BaÅŸkanlığına gelecek bütün evrak birinci daireye verilir. Gece ve gündüz Yazı Ä°ÅŸleri Heyetine gelen evrakın geliÅŸ zamanı tarih ve saatiyle tespit olunacaktır.

II nci Daire – DışiÅŸleri: DışiÅŸleri Hukuk Müşaviriyle Siyasi Ä°ÅŸler Müdüründen kurulmuÅŸtur. Åžifre ve memleketle haberleÅŸme, kurye iÅŸlemleri de bu daireye aittir.

III ncü Daire – Müşavere heyeti: Mali, iktisadi ve bayındırlık müşavirleri,

IV ncü Daire – Müşavere heyeti: Hukuki ve siyasi müşavirler,

V nci Daire – Müşavere heyeti: Savunma – kara ve deniz- müşavirleri,

Sayın müşavirlerin uzmanlıkları, devletin genel sorunları ile bağlantılı olduğundan, kendilerinin yalnız bir uzmanlık dalında gösterilmeleri ancak teknik sorunların hazırlanmasını kolaylaştırmak içindir.

Delege Heyetinin, Müşavere heyetleriyle beraber devamlı olarak ve duruma göre kısmi veya genel toplantılar yapması tabiidir. Her Müşavere heyetinden bir üyenin delege heyeti ile temasta bulunmaya arkadaşları tarafından memur edilmesini rica ederim. Bu irtibat üyelerinin görevi Müşavere Heyetlerine, Delege Heyetinin istek ve tebliğlerini ivedilikle duyurabilmektir.

VI ncı Daire – Basın: Müderris Yahya Kemal Beyle RuÅŸen EÅŸref Beyden kurulmuÅŸtur. Bu Daire Delege Heyetinin görüşlerini basında yaymak ve basının müracaatlarını karşılamakla görevlidir. Altıncı Dairenin diÄŸer bir görevi, Delege Heyetine her gün haber alma özetleri hazırlamaktır. Genel heyeti teÅŸkil eden arkadaÅŸlardan her biri her gün belli bir iki gazete okuyarak kısa bir özetini basın idaresine verecektir. Kime hangi gazete verileceÄŸini ayrıca tayin edeceÄŸim. Bu konuda altıncı daireden teklif beklerim. Gazete küpürlerinin bir deftere yapıştırılması pratik bir usuldür. Altıncı Dairenin önemli bir görevi de Delege Heyeti konferans salonuna gitmeden önce, bir gün önceki özetlerden ve son olaylardan bilgi vermektir. Haberalma bakımından bütün heyet mensupları gayret ve himmet göstermekle ödevlidirler. VII nci Daire- Koruma: Bu dairenin amiri Atıf Beydir. BaÅŸ Delege Dairesiyle bütün büroların koruma ve emniyetine nezaret ederler. Aslında her kağıdın ve her iÅŸin sorumlu olan birinci muhafızı, o kağıdın ve o iÅŸin sahibidir. Yedinci Dairenin koruma görevleri genel tedbirlerle ilgilidir. Hiç bir dairenin masa üzerinde yazılı veya yazısız kağıt bırakmaması esastır. Masa başında çalışan kimse ayrıldıktan sonra meydanda kağıt görülmemelidir. Bu konuda önemle ısrar ederim. Lüzumsuz yazılı kağıtlar yakılarak yok edilir. Çalışma odalarına delege heyetinden baÅŸka kimse kabul olunamaz. VIII nci Daire – Mutemet: DoÄŸrudan doÄŸruya BaÅŸkana baÄŸlı olarak mali durum ve harcamalarla ilgili sorunlar için her gün BaÅŸkanla direkt olarak irtibatta bulunur. Genel olarak avans üzerine ödeme yoktur.

Heyetin tertip edildiği kuruluş yukarıdadır. Daireleri, numaralarıyla söylemeye alışmalıdır.

7. Konferansın damgalı kağıtları üzerine özel haberleşmeler yapılamaz.

8. Delege Heyetimiz adına basına ve diğer makamlara beyanat yalnız Baş Delege tarafından yapılır. Heyetimizin bütün mensupları beyanatta bulunmaktan dikkatle sakınacaklardır. Basın idaresinin talimatımıza dayanan yayınlarının, başlıca genel katip ve dışişleri dairesi tarafından izlenmesi gerekir, bundan başka sayın müşavirler de sakıncalı yayınlar ve yaymalar farkederlerse hemen duyurmalıdırlar. Duruma göre heyet mensuplarından bazıları belli sorunlar üzerine açıklamada ve beyanlarda bulunmaya ancak, Delege Heyeti Başkanı tarafından görevlendirilebilirler. Bir görev için, Delege Heyetinin bir yerde bulunması üç delege ile genel katip ve dışişleri dairesinden bir müşavirin ve yedinci daireden bir veya iki memurun beraber bulunması demektir. Delege heyetinin beraberinde sayın müşavirlerin dahi bulunması gerektiği zaman onların sayı ve adları önceden bildirilir.

9. Delege Heyetinin ikamet edeceÄŸi yerde çalışma daireleriyle birinci, ikinci, yedinci, sekizinci ve mümkün oldukça altıncı dairelerin bulunması zorunludur.”

Başkanlığın bu talimatiyle heyet mensuplarına gizlilik, dikkat, emniyet, görev bölük ve düzeni konularında direktifler verilmekle ve özellikle günlük çalışma süresi bakımından kendilerinden feragat ve fadekarlık istenmekteydi.

(Visited 63 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 29.09.2007 tarihinde hale tarafından, Yakın Dönem Türkiye Tarihi bölümünde paylaşılmıştır ve 16334 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 14 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Lozan Antlaşması | 24 Temmuz 1923- İsviçre Lausanne (Lozan) - Azınlıklar - Sınırlar- Kapütilasyonlar - İnönü\'nün TBMM Görüşmelerinde Yaptığı Konuşma orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleTürk Halı Ve Kilimlerinde Kullanılan Motifler | Anlamları Sonraki MakaleDeyimler Sözlüğü [B Harfi] Bet (i) bereket (i) kalmamak

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz