Kinyas Ve Kayra | Hakan Günday

Kinyas ve Kayra

Hakan Günday

“Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beÅŸ saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir ÅŸimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaÅŸadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. SaÄŸ omzuma kendi çizdiÄŸim kelebek, beÄŸenmediÄŸim için üzerine attığım çarpı iÅŸareti ve altında aynı kelebeÄŸin bir Japon tarafından çok daha iyi iÅŸlenmiÅŸi. Sol dirseÄŸimin iki parmak yukarısındaki kurÅŸun yarası. Bileklerimdeki otuz dört dikiÅŸ. Medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandist ameliyatımın izi. Ve sırtımı çok, hızlı yaÅŸlandım! Ancak hayattayım.

Kayra, bir gün bana ‘MutsutluÄŸuna hiçbir çare aramıyorsun’ demiÅŸti.

Hakan Günday’ın türk edebiyat tarihine kazandırdığı farklı bakış açısı ve yer altı edebiyatının ilk ürünü olma özelliÄŸini taşıyan bu kitabın her cümlesi bir tokat niteliÄŸinde..bulabildiÄŸim bi kaç alıntıyı paylaşırsam ne demek istediÄŸimi cidden anlayacaksınız..

Kitaptan Alıntılar:

‘uyuyan bir katille uyuyan bir azizin farkı yoktur.’

‘inanırsam birgün boyun eÄŸerim iyiliÄŸe,ama matbaadan çıkmış bir kitaba inanmak,zekamla alay etmek dışında insanlığın kötülüğünü unutmamı beklemek olur.dürüst olalım tanrılar ve dinler hepsi ben ölünceye kadar.’

“kin’in yas’ından eser kalmaz bu gidiÅŸle. ismim ahmet olur. pierre olur. insanın hayvanından eser kalmaz bu gidiÅŸle. mesleÄŸim işçilik olur. politikacılık olur. hayatın ölümünden eser kalmaz bu gidiÅŸle. evim uyku olur. kinyas rüya olur…”

seni anlıyorum’, demek büyük bir yalandır. kocaman bir yalan. kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada… var olan en saÄŸlam zırh insan vücududur. içindekileri en iyi saklayan odur. koridorlarında birikenlerin kokusunu bile yaymaz dışarıya. deliliÄŸinin kokusunu, anormalliÄŸinin kokusunu duyamazsın yanında gazete okuyan adamın, otobüs durağında. sadece gördüklerin vardır. beÅŸ duyunun algıladığı kadar anlarsın aileni, sevgilini, çocuÄŸunu. dolayısıyla herhangi bir ÅŸeyi, birini anladığına, ama gerçekten anladığına emin olmak, sarıldığında arkasında ellerini kavuÅŸturabilecek kadar o ÅŸeyi ya da kimseyi anlamak olaÄŸanüstü bir durumdur. ve çok zaman isteyen söz konusu olaÄŸanüstü iliÅŸki için, olaÄŸanüstü bir insan olmak gerekir.

”az yedim çok içtim.hala içiyorum.alkolü kendime yakıştırdım.her türlü uyuÅŸturucadan tattım.bağımlılıktan nefret ettim.gitmemi, terk etmemi engeller diye.ne bir maddeye ne bir insana baÄŸlandım.sırf bunu kendime kanıtlamak için eroin kullandım,aşık oldum.ikisini de arkama bakmadan bırakıp gittim.geçmiÅŸe tükürüp geleceÄŸi çiÄŸnedim.dünyayı bir oyuncaÄŸa çevirdim.ayak basmadığım yer kalmadı. kalan varsa, onları da amuda kalkar geçerim!duvarlara,bedenime resimler çizdim.bir gün öyle bir gürledim ki önümde duran ÅŸarap kadehi çatladı.benim adım hitler.kendi ordumu kurmak için bir sürü kadına tohumlarımı bıraktım..ÅŸimdiyse aÄŸlıyorum.hepimiz için.çünkü hiçbiri iÅŸe yaramadı…”

”ama birden farkettim ki ne ben, ne de baÅŸka birisi hiçbir yere ait deÄŸildi. aidiyet bir kandırmacaydı küçük çocuklara anlatılan. hiçbir yerde hiç kimse beklemiyordu beni.”

Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 01.01.2008 tarihinde Hale tarafından, Kütüphane | Okunması Gereken Kitaplar ve Kitap Özetleri bölümünde paylaşılmıştır ve 332 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Kinyas Ve Kayra | Hakan Günday orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...