Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Kıbrıs’ın Dünü Bugünü I | İngiliz Dönemi


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 19.02.2008 tarihinde Hale tarafından, Yakın Dönem Türkiye Tarihi bölümünde paylaşılmıştır ve 1011 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Kıbrıs’ın Dünü Bugünü I | İngiliz Dönemi


Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs’ı İngiltere’ye devretmesinden sonra Kıbrıs Türk ve Rum halklarının ilişkilerini belirleyen en önemli etken Kıbrıs Rumları’nın “enosis” mücadelesi olmuştur.

Adanın İngilizler’e kiralanmasının, “enosis” yolunda önemli bir aşama olduğunu düşünen Rumlar, Yunanistan’ın da yoğun tahrikleriyle ilhak faaliyetlerini hızlandırmaya başlamışlardır. Nitekim İngiliz yüksek komiseri daha adaya adımını atar atmaz, kendisini karşılayan başpiskopos başkanlığındaki Rumlar, yönetim değişikliğini sevinçle karşıladıklarını, çünkü İngiltere’nin Ege adaları gibi Kıbrıs’ı da Yunanistan’a vereceğine inandıklarını belirtmişlerdir.

İstanbul’daki İngiliz Büyükelçisi Layard, 1 Ağustos 1878 tarihinde Dışişleri Bakanı Lord Salisbury’e gönderdiği bir raporda “Rumlar Türkleri her şeyden yoksun bırakmak ve adadan kovmak gayesiyle büyük çaba harcayacaklardır. Bütün Kıbrıs topraklarını elde etmek için her türlü sahtekarlığı yapacaklar ve böylece Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak isteyeceklerdir” şeklinde görüşlerini bildiriyordu.


Büyükelçi Layard gözleminde yanılmamış ve İngiliz yönetimi ile birlikte adanın Yunanistan’a ilhakı çalışmaları artmıştır.

İngiliz kraliçesi tarafından adanın idaresine memur edilen Sir Garnet Wolseley, kendisine bağlı kuvvetlerle 22 Temmuz 1878 tarihinde Larnaka’dan karaya çıkarak görevine fiilen başladı. Adadaki Türk valisinden görevi devraldıktan sonra altı idarî bölgedeki Türk kaymakamların yerine İngiliz memurlar tayin ederek mahkemelerde ve idarî işlerde İngilizce’nin yanı sıra Türkçe ve Rumca’yı da resmî dil olarak kabul etti.

İngiltere’de Kraliyet kolonileri için çıkarılan “Konsey Emirnâmesi”ne göre yüksek komiser, adada kraliyet hükûmeti tarafından tayin edilecek “Kavanîn Meclisi”nin onayıyla kanun yapabilecekti. Başlangıçta, Osmanlılar’daki “Divân”a benzeyen Kavanîn Meclisi; dört İngiliz memur ve üç halk temsilcisinden oluşuyorken, daha sonraları bu meclisin yerini 9 Rum, 3 Türk ve 6 İngiliz’den oluşan “Teşrîî Meclisi” aldı.

Türkler adanın Yunanistan’a verileceği endişesi ile İngiliz idaresine destek oldukları halde, İngilizler reorganizasyon ve tensikât maskesi altında iş başındaki Türkleri emekliye sevk edip yerlerine Rum memurları tayin ettiler. Bunun neticesi olarak ekonomik sıkıntıya giren Kıbrıs Türk halkının bir kısmının adadan ayrılarak Anadolu’ya göç etmesi adadaki nüfus dengesinin Türkler aleyhine bozulmasına neden oldu.

Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında katılmasıyla İngiltere 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs’ı tek taraflı olarak ilhâk etti. Osmanlı Devleti ise bu ilhâkı sadece protesto etmekle yetindi. Bu durum karşısında İngiliz tâbiiyetine girmek istemeyen 8.000 kadar Türk ailesi Anadolu’ya göç etti.

İngiliz idaresinin Rum yanlısı tutumunun tahrik ettiği, Rumların “enosis” emellerini gerçekleştirme çalışmalarını önlemek için teşkilatlanma ihtiyacı duyan Kıbrıs Türkleri 10 Aralık 1918’de Kıbrıs Müftüsü Hacı Hâfız Ziyâî Efendi başkanlığında “Meclis-i Millî” adını verdikleri bir meclis toplayarak “Adanın yeniden Osmanlı Devleti’ne verilmesi gerektiği”ni açıkladılar. Bu toplantıda “Türk haklarının korunması” için, Paris’te yapılacak olan Barış Konferansı’na gönderilmesi kararlaştırılan Hacı Hâfız Ziyâî Efendi’nin Kıbrıs’tan ayrılmasına İngiliz idaresi izin vermedi.

15 Mayıs 1919 tarihinde Yunanistan’ın İzmir’e saldırarak Bizans’ı yeniden canlandırmak istemesi “enosis” duyguları güçlenen Kıbıs Rumları’na bir heyecan getirmişti. Yunanlıların İzmir’de hezîmete uğraması üzerine, kin duyguları daha da körüklendi. 25 Mart 1921 tarihinde Omorfa’nın Filya köyünde Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhâkını istedikleri ilk plebisit ve daha sonra yaptıkları müracaatlar İngilizlerce reddedildi.


İstiklâl Savaşı kazanıldıktan sonra 23 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Anlaşması ile İtilaf Devletleri tarafından resmen tanınan Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs’ın İngiliz mülkü olduğunu kabul etti. Bu anlaşmanın 16, 20 ve 21. maddeleri Kıbrıs ile ilgilidir:

“Madde 16: Türkiye işbu muâhedede açıklıkla belirtilen hususlar dışında bilcümle arazi üzerinde ve bu araziye bağlı kezâlik işbu muâhede ile üzerlerinde kendi hâkimiyet hakkı tanınmış olan adalardan gayri cezîreler üzerinde (-ki bu arazi ve cezîrelerin mukadderatı ilgililer tarafından tayin edilmiş veya edilecektir-) her ne mahiyette olursa olsun hâiz olduğu bütün hukuk ve müstenidatından feragat ettiğini beyan eyler.

İşbu maddenin hükümleri komşuluk münasebetiyle Türkiye ile hem-hudud memleketler arasında kararlaştırılmış veya kararlaştırılacak olan özel hükümleri ihlâl etmez.”

“Madde 20: Türkiye Hükûmeti Kıbrıs’ın Britanya Hükûmeti tarafından 5 Kasım 1914’te ilan olunan ilhakını tanıdığını beyan eyler.”

“Madde 21: 5 Kasım 1924 tarihinde Kıbrıs adasında oturan Türk tebaası mahallî kanunun tayin ettiği şartlar dairesinde İngiliz tâbiiyetine sahip ve bu yüzden Türk tâbiiyetini kaybetmiş olacaklardır. Bununla beraber işbu muahedenâmenin meriyyet mevkiine girdiği günden itibaren iki yıllık bir müddet zarfında Türk tâbiiyetinde kalmakta serbest olacaklardır. Bu taktirde bu haklarını kullandıkları tarihi takib eden 12 ay zarfında Kıbrıs adasını terketmeye mecbur olacaklardır.

Bu muahedenâmenin yürürlüğe girdiği tarihte Kıbrıs adasında oturmakta olupda yerli kanunun tayin ettiği şartlar dairesinde yapılan müracaat üzerine belirtilen tarihte İngiliz tâbiiyetini ihrâz etmiş veya etmek üzere bulunmuş olan Türk vatandaşları da bundan dolayı Türk tâbiiyetini kaybetmiş olacaklardır. Şurası şüphesizdir ki, Kıbrıs Hükûmeti Türk Hükûmeti’nin rızası olmaksızın Türk tâbiiyetinden başka bir tâbiiyet ihraz etmiş olan kimselere İngiliz tâbiiyetini vermekten kaçınmak yetkisine hâiz olacaktır.”

Kıbrıs’ın İngiltere’ye ilhâkını da içeren Lozan Anlaşması İngilizler tarafından 6 Ağustos 1924 tarihinde tasdik edildi. 10 Mart 1925 tarihinde de Yüksek Komiserlik makamı kaldırılarak yerine valilik makamı ihdas edildi. Lozan Anlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçmek isteyen Kıbrıslı Türklere iki yıllık bir süre tanınması üzerine, İngiliz idaresinden memnun olmayan çok sayıda Türk anavatan Türkiye’ye göç etti.

1925’ten 1959’a kadar süren dönem içinde Rumlar adanın statüsünü değiştirmek için teşebbüslerde bulundular. İngiliz Hükûmeti Ortadoğu politikasında yaptığı değişiklik sonucu Rumlardan yüz çevirince vergi kanununu bahane ederek 21 Ekim 1931 tarihinde ilk isyanlarını yaparak vali konağını ateşe verdiler. İsyan Mısır’dan getirilen takviye kuvvetlerle bastırılabildi.

II. Dünya Savaşı‘nda İngiltere’nin Yunanistan’a, kendi taraflarında savaşa katılmaları halinde Kıbrıs’ı Yunanlılara verebileceklerine dair teklifi Yunanlıllarca reddedildi. Buna rağmen Rumlar İngilizlerle birlikte savaşmış gibi Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhâkını taleb ettiler. İngilizler bu talebi reddederek anayasa hazırlanmasını önerdiler. Rum tarafı “enosis”i önermeyen hiç bir teklifi kabul etmedi.

İngiliz Hükûmeti, adada muhtar bir idare kurmak üzere 1947 yılında Lord Winster’i vali olarak tayin etti. Ancak Winster’in muhtariyet teşebbüsü, hazırlanan anayasanın Türkler ve Rumlar tarafından benimsenmemesi üzerine başarısızlığa uğradı. Vali Winster de seçtiği bir “İstişâre Meclisi” ile adayı yönetmeye devam etti.

Daha sonra, 15-20 Ocak 1950 tarihinde Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi önderliğinde yapılan “plebisit” ile Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhâkı tekrar istendi. Bu plebisiti tanımayarak adaya muhtariyet verilmesi konusunda yeni adımlar atan İngiltere’nin 1954 anayasa teklifi de sonuçsuz kaldı. Barışçı yollardan “enosis”i gerçekleştiremeyeceklerini anlayan Rumlar 1953 yılında kurdukları “EOKA” terör örgütünü 1 Nisan 1955’te harekete geçirdiler. Grivas’ın komutasındaki “EOKA” yayınladığı bildiriyle İngilizleri ve Türkleri düşman ilan edip onları imha edeceklerini açıkladılar. “Enosis” uğruna birçok İngiliz ve Kıbrıslı Türk “EOKA”nın kurbanı oldu. İngiltere “EOKA”nın üzerine fazla gitmedi. Şiddet eylemleri karşısında kendini koruma ihtiyacı hisseden Kıbrıs Türk Halkı 1 Ağustos 1956 tarihinde “Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı”nı (TMT) kurdu. TMT Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı teşebbüslerine karşı başarılı mücadeleler yaptı.

Rumların “enosis” çabaları karşısında Kıbrıs Türkleri TMT’nın dışında da faaliyetlerini gerçekleştirdikleri; Millî Cephe Partisi, Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu, Kıbrıs Millî Türk Halk Partisi, Kıbrıs Türk Kurumları Birliği, Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu ve Kıbrıs Millî Türk Birliği gibi cemiyetler kurdular.

Şiddet eylemlerinin artması üzerine Kıbrıs Valisi Mareşal Harding, başta Makarios olmak üzere Rum liderlerle “self-government” üzerinde anlaşmaya çalıştı. Bu teklifi de kabul etmeyen Rum liderleri Makarios ve Kipriyanu Atina’ya gitmek üzere iken yakalanarak sürgüne gönderildi. Diğer yandan İngiltere Başbakanı Mc Millan adanın Türk ve Rum tarafları ile birlikte Türkiye, Yunanistan ve İngiltere tarafından ortak yönetilmesi teklifini getirdi. Yunanistan’ın reddetmesine rağmen, İngiltere Mc Millan planını yürürlüğe koydu. Plan gereğince Türkiye temsilcisinin 1 Ekim 1958‘de resmen ve fiilen görevine başlaması üzerine Yunanistan görüşme masasına oturmak zorunda kaldı.

Yunanistan ve Türkiye Dışişleri bakanları Zürih’te bir araya gelerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması konusunda anlaştılar. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes ve Yunanistan Başbakanı Karamanlis de 11 Şubat 1959’da 27 maddelik Zürih Anlaşması’nı imzalayarak Kıbrıs Cumhuriyeti için ilk adımı attılar. Nihayet Kıbrıs Türk ve Rum liderleri de 19 Şubat 1959’da Londra Anlaşması’nı imzalayarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasını kabul ettiler. Bu anlaşmalara dayanılarak hazırlanan Kıbrıs Anayasası’nın kabulüyle 15/16 Ağustos 1959 gece yarısı “Kıbrıs Cumhuriyeti” ilan edildi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilanıyla Yunanistan “enosis”, Türkiye de “taksim” tezinden vazgeçmiş oldu.

(Visited 1 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 19.02.2008 tarihinde Hale tarafından, Yakın Dönem Türkiye Tarihi bölümünde paylaşılmıştır ve 1011 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Kıbrıs\'ın Dünü Bugünü I | İngiliz Dönemi orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleBalıkesir Kongreleri | I.Balıkesir Kongresi 28 Haziran-12 Temmuz 1919 -II.Balıkesir Kongresi-26-30 Temmuz 1919-III.Balıkesir Kongresi-16-22 Eylül.. Sonraki MakaleÇatışma Yönetimi | Çatışma Çözme Stratejileri

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz