Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Ä°talyan Edebiyatı | Rönesans Döneminde Ä°talyan Edebiyatı – Klâsik Dönemde Ä°talyan Edebiyatı – Romantik Dönemde Ä°talyan Edebiyatı – 20. Y


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 02.12.2008 tarihinde Hale tarafından, Dünya Edebiyatı ve Edebi KiÅŸilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 720 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


İtalyan Edebiyatı

Rönesans Döneminde İtalyan Edebiyatı


Rönesansın ilk önemli temsilcilerinden biri Dante (1265-1321)’dir. Yazı dilini halkın diliyle oluşturmuş olan Dante, İtalyan edebiyatının kurucusu sayılır.

Rönesansın ilk temsilcilerinden biri de lirik şiirin en büyük ozanlarından olan Petrarca (1304-1374) dır. Dante gibi o da Laura adlı bir kadına âşık olmuş ve hemen hemen tüm şiirlerinden bu kadının aşkını terennüm etmiştir. Halkın konuşma diliyle Laura’nın aşkı için yazılmış şiirleri Canzoniere (Türküler) adı altında toplanmıştır. Bunların çoğu sone tarzındadır.
Boccacio (1313-1375), küçük hikâye tarzının önde gelen bir yazarı olarak tanınmıştır. Hikâyelerinde dinî konular yerine insanın sorunlarına, insanların türlü durumlarına; tutku, öfke, sevinç, kötülük gibi deÄŸiÅŸik boyutlarına yer vermiÅŸtir. BaÅŸlıca eseri Decameron (On Gün) adını taşır. Bu kitabında veba hastalığından kaçıp sağındıkları evde on kiÅŸinin anlatmış olduÄŸu yüz hikâye yer alır. Bunlardan baÅŸka destan türünde Ariosto (1474-1533) ve Tasso (1544-1595) iki önemli isimdir. Bunlar konularını OrtaçaÄŸdan almış olmalarına raÄŸmen iÅŸleyiÅŸ, ÅŸekil ve teknik bakımından klâsik kurallara baÄŸlı kalmış, Yunan ve Lâtin edebiyatlarını örnek almışlardır. Ariosto’nın Çılgın Orlondo, Tasso’nun Kutarılmış Kudüs adlı destanları ünlüdür. Ayrıca iktidarın korunması konusunu iÅŸlediÄŸi Prens adlı eseriyle Macchiavelli (1469-1527) adlı siyaset yazarını da anmak gerekir.

Klâsik Dönemde İtalyan Edebiyatı


XVII. yüzyılda girdiği gerileme döneminin ardından, İtalyan edebiyatında 18. yüzyılda klâsiksizmin etkileri kendini gösterir. Klâsisizme bağlı ürün veren üç önemli sanatçı vardır: Goldoni (1707-1793) komedya, Alfieri (1749-1803) tragedya, Parini (1729-1799) ise yergi türünde yazmışlardır.

Romantik Dönemde İtalyan Edebiyatı

Güldürüde Carlo Goldoni (1707-1793), romanda Alessandro Manzoni (1785-1873),anı türünde Silvio Pellico (1788-1854) ve şiirde Giacoma Leopardi (1798-1837) başlıca romantik sanatçılardandır. Manzoni, şiir ve oyun türlerinde de ürün vermekle birlikte en önemli eseri bir romandır: Nişanlılar. Leopardi ise hüznü, acıyı, doğa sevgisini anlatan karamsar şiirleriyle tanınır.

20. Yüzyıl İtalyan Edebiyatı

Fillippo Marinetti (1876) Avrupa ülkelerinde de etkisi görülen fütürizm akımının kurucusudur. Fütürizm akımına göre, modern zamanların makine ve onun hız sistemine bağlı kalarak çağın ve geleceğin hızlı ve dinamik yaşanması gerekir. Makine çağının hız ve dinamizmi fütürizmin itici gücü olmuştur. Şiirde mısraların düzenlenişi ve müzikal yapısı fabrika işleyişini, sistemini ve makine seslerini çağrıştırmalıdır. 20. yüzyıl İtalyan edebiyatının öncülerinden sayılan Alberto Morario, yapıtlarında genel olarak orta sınıfı işlediğini görürüz. Bu sınıfın içinde bulunduğu ahlâk çöküntüsünü, kişinin bencilliği yüzünden yalnız kalışını anlatır.

Ä°talyan Edebiyatı, Ä°talyan yazarlarca Ä°talyanca yazılmış edebiyat yapıtlarını kapsar. Ä°talya’nın siyasal birliÄŸini 19. yüzyıla kadar kuramaması ve Katolik Kilisesi’nin etkisiyle, yazılı metinlerde uzun süre Latince kullanılmış ve yerel bir dilin yaygınlaÅŸması öbür Avrupa ülkelerine göre daha geç baÅŸlamıştır. 12. ve 14. yüzyıllar arasında Ä°talya’da Fransızca düzyazı ve koÅŸukla yazılmış romanslar okunmuÅŸ ve klasik metinlerden uyarlamalar yapılmıştır. Böylece 13. yüzyılda bir Fransız-Ä°talyan edebiyatı geliÅŸmiÅŸtir. Ä°talyanlar Fransız öykülerini çoÄŸu zaman uyarlayarak ve bunlara çeÅŸitli eklemeler yaparak kaleme almışlardır. Bu edebiyatta Fransızca kullanılmakla birlikte, yazarlar yapıtlarına yer yer kendi lehçelerinin özelliklerini de katmışlardır.

Aynı dönemde Fransa’daki Provence yöresinde yazılan lirik ÅŸiirler Ä°talya’da da yaygınlaÅŸtı. 1208-1250 arasında Sicilya’yı yöneten Kutsal Roma-Germen Ä°mparatoru II. Friedrich’in sarayında, Sicilya Okulu olarak adlandırılan bir grup ÅŸair Provence ÅŸiir biçimleri ve konularını örnek alarak yerel dilde ÅŸiirler yazdı. II. Friedrich’in ölümünden sonra kültürel merkez Toskana oldu. Burada Guittone d’Arezzo ve onu izleyen ÅŸairler Sicilya Okulu tarzı ÅŸiirler yazdılar. Daha içten bir dille aÅŸk ÅŸiirleri yazan ve Dolce Stil Nuovo (Tatlı Yeni Ãœslup) ÅŸairleri olarak adlandırılan yeni bir grup oluÅŸtu. Bolognalı Guido Guinizelli’nin baÅŸlattığı bu yeni akımın öbür önemli temsilcileri arasında Guido Cavalcanti, Dante Alighieri ve Cino da Pistoia sayılabilir. Bu ÅŸairler Ä°talyan edebiyat dilinin geliÅŸimini baÅŸlattılar. Öte yandan, Rustico di Filippo ve Cecco Angiolieri gibi bazı ÅŸairler de aynı dönemde bu ciddi aÅŸk ÅŸiiri geleneÄŸinin tam karşıtı olan ve aÅŸk konusunu komik ve kaba bir dille iÅŸleyen ÅŸiirler yazdılar.


Assisili Aziz Francesco’nun ölçülü düzyazıyla Umbria lehçesinde kaleme aldığı Cantico di frate sole, Ä°talyan ÅŸiirinin en eski örneklerinden biridir. Bu yüzyılda din, felsefe, hukuk, siyaset ve bilim konulu metinlerde hâlâ Latince kullanılmakla birlikte, yerel dille yazılmış düzyazı edebiyatı da baÅŸlamıştı.

14. Yüzyıl

Dante Alighieri

Bu dönemde ortaya koyulan Ä°talyan edebiyatı örnekleri birkaç yüzyıl boyunca Avrupa’yı etkiledi ve Rönesansın baÅŸlangıcı sayıldı. Dante, Petrarca ve Boccaccio adlı üç büyük yazarın yaÅŸadıkları dönemde kazandıkları ün günümüze kadar sürdü.

Dante’nin Toskana lehçesiyle kaleme aldığı ve cennet ile cehenneme yapılan bir yolculuÄŸu anlattığı uzun ÅŸiiri La divina commedia, içerdiÄŸi karmaşık imgeler, ÅŸiirsel zenginlik ve anlam yoÄŸunluÄŸuyla bir baÅŸyapıt sayılmaktadır. Felsefeden çok edebiyata ilgi duyan ve aynı zamanda bir hümanist olan Petrarca ise ortaçaÄŸ felsefesine karşı çıktı ve yapıtlarında klasik Latin yazarlarını örnek aldı. Boccaccio ise büyük bir edebi deÄŸer taşıyan düzyazı yapıtlarında yetkin bir üslup kullandı ve Decameron Hikâyeleri adlı 100 öykü içeren yapıtıyla Rönesans edebiyatını etkiledi.

14. yüzyılın ikinci yarısında edebiyat etkinliklerinin merkezi olarak kalan Floransa’da halka yönelik yapıtlar verildi. Boccaccio’nun etkisiyle öykü türü canlılık kazandı.

Rönesans

Niccolò Machiavelli

15. yüzyılda edebiyat bir önceki yüzyılın coÅŸkunluÄŸunu yitirirken, klasik elyazmalarının bulunması sonucunda, Platon baÅŸta olmak üzere Eski Yunan felsefesine büyük bir ilgi doÄŸdu. Ä°nsanın evrendeki konumu yeniden deÄŸerlendirilerek insanı temel alan yeni bir dünya görüşü benimsemeye baÅŸlandı. 15. yüzyılın ilk yarısında, yerel dili küçümseyerek Latince ve Yunanca yazmaya özen gösteren birtakım yazarlar klasik metinlerden örnek alarak çok sayıda ama deÄŸersiz yapıtlar ortaya koydu. Oysa yüzyılın ortalarında doÄŸru edebiyat dili olarak Ä°talyanca Latince’nin yerini almaya baÅŸladı. Toskana lehçesinin Latince kadar önemli olduÄŸunu savunan hümanist Leon Battista Alberti, Floransa’nın kültürel önderliÄŸini sürdürmesine katkıda bulunurken, Venedikli Pietro Bembo da Ä°talyanca’daki ilk dilbilgisi kitaplarından birini yazdı. Ludovico Ariosto, Niccolò Machiavelli ve Francesco Guicciardini hümanist edebiyatın önde gelen adları arasındadır. Ariosto en çok Orlando furioso (1517) adlı epik ÅŸiiriyle anımsanırken, Machiavelli ile Guicciardini tarih ve siyaset konulu yapıtlarında yerel dili kullanarak Toskana lehçesinin yerini saÄŸlamlaÅŸtırdılar. Machiavelli’nin Hükümdar (1513) adlı yapıtı hükümdarların nasıl baÅŸa geçtikleri ve ülkelerini nasıl yönettikleri gibi konuları ele alır.

Ä°talyan Rönesans’ının son büyük ÅŸairi Torquato Tasso’nun Gerusalemme liberata (1581) adlı klasik destan tarzındaki yapıtı Rönesans’ın en önemli ürünlerinden biridir.

16. yüzyılda lirik ÅŸiirde Petrarca’nın etkileri sürerken, tiyatro dalında Yunan ve Roma tiyatrosunu örnek alan oyunlar yazıldı. Gian Giorgia Trissino’nun Sofonisba (1524) adlı oyunu yerel dille yazılan ilk trajedi oldu. Trajedilerden daha üstün sanatsal deÄŸer taşıyan komediler ise çaÄŸdaÅŸ Avrupa tiyatrosunun baÅŸlangıcını oluÅŸturdu. Bu türde yazanlar arasında Ariosto, Machiavelli, Pietro Aretino ve Giordano Bruno sayılabilir.

17. ve 18. Yüzyıllar

Bir gerileme dönemi olarak nitelendirilen 17. yüzyılda yazarlar abartılı ve gösteriÅŸli üslup oyunlarıyla, duygudan yoksun yapıtlar ortaya koydular. Bu dönem Ä°talyan edebiyatının baÅŸlıca temsilcisi, abartılı birçok söz sanatıyla yüklü lirik ÅŸiiriyle tanınan Giambattista Marino’dur. Gene bir ÅŸair olan Tommaso Campanella ise La Citta del Sole (1602) adlı yapıtında düşsel bir din devleti çizdi. Ãœnlü bilim adamı Galilei’nin yazıları ise bilim dilinde de Latincenin yerini Ä°talyancanın almasını saÄŸladı.

Müzikli oyunların ve operanın geliÅŸmesi üzerine birçok ÅŸair opera besteleri için söz yazmaya baÅŸladı. Tiyatro türünde asıl önemli geliÅŸmeler ise 18. yüzyılda gerçekleÅŸti. Vittorio Alfieri klasik ve kutsal konulu trajedileriyle Rönesans’ın yurtseverlik anlayışına canlılık verirken, Carlo Goldoni ince bir güldürü anlayışına dayanan modern gelenek ve karakter komedisini kurdu. Carlo Goldoni’nin La Locandiera (1753) adlı komedisi günümüzde bile geçerli olan düşünceler içeriyordu.

19. Yüzyıl

Ä°talya’da Romantizm Akımı, ulusal kurtuluÅŸ hareketine paralel bir geliÅŸim gösterdi. Bu dönemde ortaya koyulan yapıtların çoÄŸu bu hareketin yarattığı yurtsever duygusallığı yansıtıyordu. Ugo Foscolo’nun yapıtlarında tutkulu bir duygusallıkla biçimsel yetkinlik birleÅŸti. Ä°talyan Romantizminin önde gelen temsilcisi ise Alessando Manzoni’ydi. Åžiir ve öykü türünde yapıtlar veren Manzoni’nin en ünlü yapıtı I promessi sposi (1825-1827) 17. yüzyılda Milano’da geçen ve yurtseverliÄŸe deÄŸinen tarihsel bir romandır.

Dönemin öbür önemli temsilcisi ise Giacomo Leopardi’dir. Duygusal ÅŸiire tepki olarak doÄŸan Gerçekçilik Akımı ise DoÄŸalcılık Akımına baÄŸlı Fransız yazarlarının etkisini taşıyordu. YaÅŸamı, özellikle toplumun yoksul kesimlerinin yaÅŸamını olduÄŸu gibi aktarmayı amaçlayan bu akımın ilk kurumsal açıklamasını 1872’de Luigi Capuana yaptı.

(Visited 56 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 02.12.2008 tarihinde Hale tarafından, Dünya Edebiyatı ve Edebi KiÅŸilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 720 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

İtalyan Edebiyatı | Rönesans Döneminde İtalyan Edebiyatı - Klâsik Dönemde İtalyan Edebiyatı - Romantik Dönemde İtalyan Edebiyatı - 20. Yüzyıl İtalyan Edebiyatı orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleTarihte Bugün: 7 Eylül | (1916) - Ä°ngiliz Uçakları HaydarpaÅŸa Garı'nı Bombaladı Sonraki MakaleAtatürk'e Åžiirler : Seni Duyuyorum Atatürk | Ahmet Köklügiller

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz