[CoÄŸrafya] Su Ve Deniz Dalgaları | Dalgalar FiziÄŸi – Dalga Hareketi – Su Yüzeyindeki Dalgalar
Hale - 30 Ekim 2018 Dünya Çoğrafyası | İcatler ve Keşifler 0 0 Okunma : 997
İçerik Hakkında Bilgi
- Bu içerik 01.12.2008 tarihinde Hale tarafından, Dünya CoÄŸrafyası | Ä°catlar ve KeÅŸifler bölümünde paylaşılmıştır ve 2077 kez okunmuştur.
Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum
İçerik ve Kategori Araçları
- Kategoriye Abone Ol
- Makalenin Çıktısını Al
- Makaleye Yorum ekle
- Son Güncellenme Tarihi: 11 Ekim 2018, PerÅŸembe 08:35
Su Ve Deniz Dalgaları
Dalga hareketiÂnin genel kuralları bütün dalgalar için geçerliÂdir; ama bu maddede yalnızca su ve deniz dalgaları anlatılacak, dalga hareketinin öbür biçimleri Işık; Işınım; Radyo; Ses madÂdelerinde ele alınacaktır.
Su yüzeyindeki dalgalar
Su yüzeyindeki düzenli kabarma ve çalkantılara dalga denir. Sudaki dalgalanma gözle görülebildiÄŸi için dalga dendiÄŸinde ilk akla gelen deniz ya da okyanus dalgaları olursa da bu hareket yalnızca suya özgü deÄŸildir; bütün akışkanlarda, örneÄŸin havada da duraÄŸan kütlenin dengesini bozan bir çalkantı ya da tedirginlik nedeniyle aynı biçimde dalgalar oluÅŸur. Durgun suya atılan bir taÅŸ bu su kütlesinin dengesini bozan bir tedirginlik kaynağıdır. EÅŸmerkezli dalgaların bu kaynağın çevresinden uzaklara doÄŸru yaÂyılması gibi, hava kütlesindeki herhangi bir çalkantı da düzenli bir dalga hareketiyle ortamın bütün noktalarına iletilir. Bu nedenle sesin, ışığın ve radyo sinyallerinin havada yayılmasını saÄŸlayan titreÅŸimler için de dalga hareketi terimi kullanılır. Su dalgaları ile ışık, ses ve radyo dalgaları arasındaki temel fark su dalgalarının yayılma hızının dalga boyuna baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸmesi, buna karşılık bütün öbür dalgaların dalga boyundan bağımsız, belirli ve deÄŸiÅŸmeyen bir hızla yol almalarıdır. Su kütlesinde çalkantı yaratan bir etkinin, sözgelimi rüzgârın baÅŸlattığı bir dalga harekeÂtiyle suyun yüzeyinde bir dizi kabarıklık ve çukur oluÅŸur. Aralarında birer çukur bulunan her kabarıklık ya da dalga su yüzeyinde ilerleyerek uzaklara doÄŸru yayıldığı için, su kütlesi de bu dalga hareketiyle sürüklenerek yer deÄŸiÅŸtiriyormuÅŸ gibi görünür. Oysa su kütlesi yalnızca dalgaların yayılmasını saÄŸlaÂyan bir ortamdır ve bu hareket sırasında fazlaca yer deÄŸiÅŸtirmez. Nitekim bu gerçeÄŸi ilk kez saptayan büyük Ä°talyan bilgin Leonardo da Vinci (1452-1519) su dalgalarını bir buÄŸday tarlasındaki baÅŸakların dalgalanmasıÂna benzetmiÅŸtir; rüzgâr estiÄŸinde bu dalgalanÂma tarlanın bir ucundan öbür ucuna yayılır, ama kökleriyle topraÄŸa baÄŸlı olan buÄŸday baÅŸakları yerinden oynamaz. Denizde balık tutarken olta mantarının su üstündeki harekeÂtini izlerseniz, mantarın dalgalarla birlikte inip çıkarak bulunduÄŸu noktada bir aÅŸağı, bir yukarı sarındığını, ama rüzgârla sürüklenmedikçe dalgalara kapılıp gitmediÄŸini görebilirÂsiniz. Dalga sırasında suyun her parçacığı da ortalama su düzeyi yükseldiÄŸi zaman ileriye doÄŸru gidip, sular alçaldığı zaman geriye gelerek tıpkı yüzeyindeki mantar parçası gibi salınım hareketi yapar. Böylece, özellikle çok kabaran dalgalarda, bulunduÄŸu noktadan biÂraz ileriye kaymış olur. Suyun üstündeki hareketsiz bir nesneden, örneÄŸin yüksekçe bir kayadan bakıldığında su parçacıklarının heÂmen hemen dairesel bir hareket yaptığı görüÂlebilir; bu dairenin çapı, dalganın tepesinden en çukur yerine kadar olan dalga yüksekliÄŸine eÅŸittir. Sığ sularda dalgaların hareketi dairesel olmaktan çıkarak bir elipse dönüşür, yani ovalleÅŸir.
Deniz yüzeyindeki dalgaların nedeni genelÂlikle rüzgârdır. Birdenbire patlayan rüzgâr durgun suyun yüzeyini önce hafifçe dalgalanÂdırır, sonra bu dalgacıklar rüzgârdan aldıkları enerjiyle giderek büyür. Bir dalga hareketinÂde birbirini izleyen iki tepe noktası arasındaki uzaklığa dalga boyu, iki dalga tepesinin belirli bir noktadan art arda geçiÅŸi arasındaki süreye de dalga periyodu denir.
Bir dalganın yüksekliÄŸini belirleyen üç etÂken vardır. Bunlardan ilki esen rüzgârın suyun üzerinde aldığı yolun uzunluÄŸu, ikincisi bu yol boyunca rüzgârın ortalama hızı, üçünÂcüsü de rüzgârın esiÅŸ süresidir. ÖrneÄŸin 20 metre yüksekliÄŸinde dalgaların oluÅŸabilmesi için, hızı saniyede 30 metre (saatte 60 mil) olan bir rüzgârın su üzerinde 1.000 kilometreÂlik bir yol boyunca yaklaşık 24 saat esmesi gerekir. Bu nedenle, 20 metre yüksekliÄŸindeÂki dalgalara çok ender rastlanır. Daha yüksek dalgalar ise, örneÄŸin 1922’de Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde Majestic gemisinden gözleÂnen 24 metrelik dalgalar ve 1933’te Büyük Okyanus’un kuzeyinde Ramapo gemisinden gözlenen 34 metrelik dalgalar gibi, genellikle, ayrı yönlerde ilerleyen iki dalga dizisinin tepeÂlerinin üst üste binmesinden kaynaklanan olaÂÄŸandışı dalgalardır. Bugüne kadar aygıtların saptadığı en yüksek dalga 26 metreliktir ve 1972’de Ä°ngiliz meteoroloji gemisi Weather Reporter tarafından Atlas Okyanusu’nun kuÂzeyinde ölçülmüştür. Saniyede 35 metre (saÂatte 68 mil) gibi çok büyük bir hızla esen kasırga ÅŸiddetindeki rüzgârlar her zaman daÄŸ gibi kabaran dalgalara neden olmaz; çünkü bu rüzgârlar düzenli dalgaların oluÅŸmasına fırsat bırakmayacak kadar çabuk yön deÄŸiÅŸtiÂrir. Ama böylesine güçlü fırtınaların derin sularda yarattığı dalgalar saatte yaklaşık 100 kilometrelik bir hızla yol alır.
Dalgalar büyüdükçe yalnız yükseklikleri deÄŸil dalga boyları da artar. Fırtına dalgalarıÂnın dalga boyları genellikle yüksekliklerinin 13 katı kadardır; ama sığ bir denizdeki dik dalgalar o kadar çabuk kabarır ki dalga boyları çoÄŸu kez yüksekliklerinin yedi katını ancak bulur. Dalganın tepesindeki su dalgaÂdan daha çabuk hareket etmeye baÅŸladığı zaman öne doÄŸru devrilir ve denizin yüzeyi bazen “koyun sürüsü” diye tanımlanan beyaz köpüklü dalgalarla kaplanır. En küçük dalgaÂlarda, saniyede 4-5 metre (saatte 7-10 mil) hızla esen hafif bir rüzgâr bile dalga kırılması denen bu olaya yol açabilir.
Kumsala çarpan dalgaların kırılmasının neÂdeni ise, suyun yüzeyinde kilometreler boÂyunca ve saatlerce esen rüzgârın dalgalara kazandırdığı enerjidir. Derin sudan sığ sulara ya da kumsala doÄŸru ilerleyen bir dalganın hızı kesildiÄŸi için yüksekliÄŸi artar. Çünkü derin sudaki kadar enerjiyle yüklü olan, ama su sığlaÅŸtıkça hızını kaybeden dalganın bu fazla enerjiyi boÅŸaltması için kumsala çarpaÂrak kırılıncaya kadar yükselmesi gerekir. Bir dalga genellikle yüksekliÄŸi su derinliÄŸinin yaklaşık beÅŸte dördünü bulduÄŸu zaman kırılır.
Rüzgârın yol açtığı bir dalga hareketinde genellikle hem kısa, hem uzun dalgalar birlikÂte oluÅŸur. Ama rüzgâr kesildiÄŸinde ya da dalgalar rüzgârın etki alanının dışına çıktığınÂda kısa dalgalar geride kalırken, tepeleri düzgün yuvarlak bir biçim alan uzun dalgalar düzenli bir hareketle ilerler. Rüzgârsız denizÂlerde görülen bu dalgalara ölü dalga denir.
Bir banyo küvetine doldurulan su elle öne arkaya doÄŸru çalkalanırsa, küvetin iki ucunÂdaki su düzeyi birkaç saniye kadar düzenli olarak yükselip alçaldıktan sonra bu salınım hareketi giderek yavaÅŸlar ve durur. Buna benzer bir salınım büyük göllerde ve içdenizÂlerde de görülür. Göl esnemesi denen bu olgu ilk kez Ä°sviçre ile Fransa sınırındaki Cenevre Gölü’nde incelenmiÅŸtir.
Okyanus tabanındaki depremler de tsunami denen çok büyük dalgalara yol açar. Saatteki hızları 600-800 kilometreyi bulan ve doÄŸdukları noktadan çok ötelere kadar yayıÂlan bu dalgaların açık denizdeki yüksekliÄŸi ancak 1 metre kadardır. Ama sığ sulara girince yavaÅŸlayan ve yükseklikleri birkaç katına ulaÅŸan tsunamiler kıyıları sular altında bırakarak büyük can ve mal kaybına yol açar; hatta bazen gemilerin bu dalgaların tepesine kadar yükselip karaların içine sürüklendiÄŸi olur.
Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum
Bu içerik 01.12.2008 tarihinde Hale tarafından, Dünya CoÄŸrafyası | Ä°catlar ve KeÅŸifler bölümünde paylaşılmıştır ve 2077 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.
[Coğrafya] Su Ve Deniz Dalgaları | Dalgalar Fiziği - Dalga Hareketi - Su Yüzeyindeki Dalgalar orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...