Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

[Çocuk Hastalıkları] Kabakulak (Epidemik Parotit)


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 19.11.2007 tarihinde Erkan tarafından, Hastalık Tanımları, Belirtileri, Tedavileri bölümünde paylaşılmıştır ve 1124 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Etken
Kabakulak virusu Paramyxoviridae ailesinden zarflı bir RNA virusudur. Zarfın yüzeyinde hemaglütinin, nöraminidaz ve füzyon aktivitesine sahip glikoprotein yapılar yer alır. Kabakulak virusu +4?C’da günlerce, -65?C’da yıllarca canlılığını sürdürür.

Genel
Kabakulak tüm dünyada görülebilen bir hastalıktır. Hastalık yıl içerisinde Ocak ve Mayıs ayları arasında en yüksek görülme hızına ulaşır. Askeri kışlalar, okullar gibi kapalı topluluklarda epidemiler bildirilmiÅŸtir. Kabakulak aşısının kullanımından önce vakaların %90’ı 14 yaşın altındaki çocuklardı. Aşının yaygın kullanımına baÄŸlı olarak hastalığın insidansında önemli azalma meydana gelmiÅŸtir. 20 yaÅŸ ve üzerindeki eriÅŸkinlerin %80-90’ı kabakulaÄŸa karşı bağışıktır. Hastalık duyarlı kiÅŸilere, tükrük sekresyonu ile direkt temas veya damlacık çekirdekleri ile ağız veya burun yolundan girer. Parotit bulguları ortaya çıkmadan hemen önce ve parotit döneminde hastalığın bulaşıcılığı maksimumdur. Kızamık ve su çiçeÄŸi ile kıyaslandığında, kabakulağın bulaÅŸması hasta kiÅŸi ile daha yakın teması gerektirir.


Patogenez
Virus duyarlı kişi tarafından alındıktan sonra hastalığın inkübasyon süresinde solunum yolu mukoza hücrelerinde çoğalır. Kabakulak virusu viremi ile glanduler dokulara ve nöral dokuya yayılır. Virusun Stenon kanalından direkt olarak parotise ulaşması deneysel olarak mümkündür. Ancak bu durumda inkübasyon süresi doğal infeksiyondakinden kısadır ve menenjit, orşit gelişimi gibi klinik tablolar bu patogenezle açıklanamamaktadır. Virus ile infekte parotis bezinde diffüz interstisyel ödem ve mononükleer lökositlerden oluşan serofibrinöz eksuda meydana gelir.

Klinik bilgiler
Kabakulağın inkübasyon süresi 2-4 haftadır (ortalama 16-18 gün). Prodromal dönem belirtileri non spesifiktir. Hafif ateÅŸ, baÅŸ aÄŸrısı, iÅŸtahsızlık, halsizlik görülebilir. Bir-iki gün içerisinde parotis bezi lojuna uyan bölgede ÅŸiÅŸlik, aÄŸrı, hassasiyet ortaya çıkar. Ä°lerleyen günler içerisinde ÅŸiÅŸlik belirginleÅŸerek, kulak kepçesi yukarı-dışa itilir, angulus mandibula silikleÅŸir. Bir tarafta parotit bulgularının ortaya çıkışından birkaç gün sonra genellikle diÄŸer taraf parotis bezi de hastalığa iÅŸtirak eder. Vakaların yaklaşık 1/4’inde hastalık tek taraflı seyreder. Kabakulak parotiti non süpüratif özelliktedir. Kızarıklık, ısı artışı gibi inflamasyonun diÄŸer kardinal belirtileri bulunmaz. Hastalarda aÄŸrı nedeniyle çiÄŸneme, konuÅŸma güçlüğü olur. Stenon kanalı aÄŸzı eritemli ve ödemli görünümdedir. Parotis bezi ÅŸiÅŸliÄŸinin maksimuma ulaÅŸması ile birlikte ateÅŸ kısa sürede düşer, hassasiyet azalır. Yaklaşık bir hafta içerisinde parotis bezi ÅŸiÅŸliÄŸi de düzelir. Kabakulağın seyri sırasında %60-70 parotis bezi tutulumu olurken, deÄŸiÅŸen oranlarda diÄŸer glandlar ve nöral yapılar da hastalığa katılabilir.
Kabakulağın en önemli ekstraglanduler tutulumunu santral sinir sistemi tutulumu oluÅŸturur. Vakaların %1-10 kadarında menejit geliÅŸir. Menejit geliÅŸimi parotitle eÅŸ zamanlı olabileceÄŸi gibi, sonrasında da olabilir. Kabakulak menenjiti diÄŸer viral menenjitlere benzerlik gösterir. Klinik olarak yüksek ateÅŸ, ense sertliÄŸi, bulantı, kusma vardır. Lomber ponksiyonda; beyin omurilik sıvısı (BOS) berrak görünümde, renksizdir. Hücre sayısı genellikle 500/mm3 ‘ün altındadır. Hakim olan hücre tipi lenfositlerdir. Protein düzeyi hafif yüksek, glukoz düzeyi genellikle düşüktür. DiÄŸer aseptik menenjitlerle kıyaslandığında, BOS glukoz düzeyinde azalmaya kabakulak menenjitinde daha sık rastlanır. Menenjit bulgularının ortaya çıkışından sonraki 10 gün içerisinde ateÅŸin düşmesiyle birlikte semptomlar geriler. Kabakulak menenjiti iyi seyirlidir. Sekel bırakmadan tam ÅŸifa ile iyileÅŸir. Kabakulak ensefaliti nadir görülmekle birlikte, nörolojik sekel bırakabilmesi veya fatal seyredebilmesi nedeniyle ciddi bir tablodur. Parotitle birlikte erken dönemde görülen ensefalit, virusun neden olduÄŸu nöron harabiyetine baÄŸlıdır. Geç dönemde ortaya çıkan postinfeksiyöz ensefalitte ise konağın immun yanıtı sonucu geliÅŸen demiyelinizasyonun rolü üzerinde durulmaktadır. AteÅŸ 40-41?C gibi yüksek deÄŸerlere ulaşır. ÇeÅŸitli düzeylerde bilinç deÄŸiÅŸiklikleri, konvülsiyon, parezi, paralizi, afazi gibi belirtiler ensefaliti akla getirmelidir. Psikomotor bozukluklar veya konvülsiyon sekel olarak kalabilir.

Kabakulağa bağlı miyokardit gelişimi son derece nadirdir. Ancak %15 kadar vakada ST segmentinde depresyon, T dalgasında düzleşme, PR mesafesinde uzama gibi EKG bulguları saptanabilir.


Gebelikte geçirilen kabakulak infeksiyonu fötus için bazı riskler taşımaktadır. Anne gebeliğinin ilk trimestrinde kabakulak geçirdiğinde fötal ölüm riski yüksektir. İkinci ve üçüncü trimestrde bu risk azalmaktadır. Kabakulak infeksiyonuna bağlı olabilecek çeşitli fötal malformasyonlar tanımlanmıştır. Ancak major malformasyon sıklığının, kabakulak virusu ile infekte olmamış kontrol grubundaki gebelerde görülme riskinden farklı olmadığına dikkat çekilmiştir. Bir diğer çalışmada intrauterin kabakulak infeksiyonu, endokardiyal fibroelastozis ile ilişkili bulunmuştur. Kabakulak infeksiyonunun, juvenil Diabetes mellitus etiyolojisinde rolü olabileceği de tartışılmaktadır.

Tanı ve Ayırıcı tanı
Kabakulak tanısı çoğu kez klinik olarak konulabilir. Laboratuvarda hafif lökopeni ve rölatif lenfositoz görülebilir. Menenjit, orşit, pankreatit gelişimi halinde genellikle lökositoz ve sola kayma vardır. Parotit bulgularının olduğu dönemde serum amilaz düzeyleri yüksektir ve yaklaşık 2-3 hafta süreyle yüksek kalır. Kabakulağa bağlı pankreatitte de amilaz düzeyleri yükselir. Ayırım için amilaz izoenzim tayini veya pankreatik lipaz tayini yapılabilir. Tipik seyirli bir kabakulakta klinik veriler tanı için yeterlidir. Ancak parotit bulgusu olmayan veya parotis bezi dışıdaki tükrük bezi tutulumunun olduğu vakalarda viral etiyolojiyi belirlemek için çeşitli laboratuvar tetkiklerine başvurulabilir. Bu amaçla en çok kullanılan serolojik testlerdir. Kompleman fiksasyon, hemaglütinasyon inhibisyon, ELISA gibi testlerle akut ve konvelasan dönem serumları arasında 4 kat artış olması tanıyı doğrular.

Ayırıcı tanıda, benzer klinik tabloya yol açabilecek durumlar da gözden geçirilmelidir. Parainfluenza tip 3, coxsackie virus ve influenza A virus, nadiren akut parotite neden olabilir. Epidemik parotitle karışabilecek diÄŸer bir klinik tablo süpüratif parotitlerdir. Etken çoÄŸunlukla Staphylococcus aureus’tur. AÄŸrı, ÅŸiÅŸlik, kızarıklık, ısı artışı gibi inflamasyonun tüm kardinal bulguları vardır. Parotis bezi üzerine elle masaj yapıldığında, Stenon kanalı aÄŸzından pürülan akıntının geldiÄŸi dikkati çeker. Fenilbutazon, tiourasil, fenotiyazin gibi bazı ilaçlara baÄŸlı olarak bilateral parotis bezi büyümesi görülebilir. Parotis bezi kanalının taÅŸ, tümör, kist nedeniyle tıkanması tek taraflı parotite neden olabilir. Mikulicz sendromu, Sjögren sendromu gibi nadir durumlarda da parotite rastlanabilir.

Korunma
Hastalığın duyarlı kişilere bulaşını engellemek için, parotis bezi şişliği düzelene kadar (yaklaşık 10 gün), hasta kişilerin duyarlı kişilerle teması kesilmelidir. Aktif immunizasyon için Jeryl Lynn suşundan hazırlanan canlı attenue kabakulak aşısı kullanılmaktadır. 15. ayda KKK (kızamık, kızamıkçık, kabakulak) üçlü aşısının bir komponenti olarak uygulanır. Kabakulağa duyarlı olan postpubertal dönemdeki erkekler için de epididimoorşit riski nedeniyle aşı önerilir. Aşı ile elde edilen antikor düzeyleri, doğal infeksiyon sonrası gelişen antikorlardan daha düşük düzeydedir. Bununla birlikte en az 10 yıl süreyle koruyucu antikor titresinin devam ettiği belirtilmektedir.

Tedavi
Kabakulağın tedavisi tamamen semptomlara yöneliktir. Analjezik ve antipretikler kullanılabilir. Orşit gelişiminde de tedavi semptomatiktir. Yatak istirahati, analjezik, testisin elevasyonu önerilir. Steroid veya hormon preparatlarının uygulanmasının semptomların süresini kısalttığı ya da daha sonra gelişebilecek atrofiyi engellediğine dair yeterli kanıt yoktur.

(Visited 3 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 19.11.2007 tarihinde Erkan tarafından, Hastalık Tanımları, Belirtileri, Tedavileri bölümünde paylaşılmıştır ve 1124 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

[Çocuk Hastalıkları] Kabakulak (Epidemik Parotit) orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleSuikastler Tarihi | Hazreti Ömer | 644 - Medine Sonraki MakaleTürk'ün AteÅŸle Ä°mtihanı | Halide Edip Adıvar

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz