Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Çocuk Edebiyatı Çevirisinde Kültürel Öğelerin Aktarılması


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 26.05.2008 tarihinde Sema tarafından, Çocuk Edebiyatı | Çocuk Klasikleri bölümünde paylaşılmıştır ve 2625 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Çocuk Edebiyatı Çevirisinde Kültürel Öğelerin Aktarılması

Çocukların anadilinin gelişiminde yazar kadar çevirmen de sorumluluk taşır. Çocuk kitapları çevirmeninin her iki dili de çok iyi bilmesi yeterli değildir. Çevirmenin aynı zamanda çocuk gerçekliğine yakın olması ve her iki kültürü de yakından tanıması gerekmektedir.Çocuk kitaplarında çeviri aracılığıyla aktarılan kültürel değerler o kültürü tanımayan çocuk okuyucuya yabancı gelir. Bu yabancılığı önlemek için çevirmenin metne, açıklayıcı eklemeler yapması gerekmektedir. Bu noktada çeviribilimin en önemli kuralı olan kaynak metne sadakat ilkesi çocuk edebiyatı çevirisi için geçerliliğini yitirir. Çevirmenin görevi ise,çeviribilim ilkelerine ters düşmeden, hedef kitlesini göz önünde bulundurarak söz konusu eseri çocuk edebiyatına kazandırmaya çalışmaktır.


Çeşitli kuramcılar tarih öncesinden başlayarak iyi bir çevirinin nasıl olması gerektiğine dair farklı görüşler öne sürmüşler ve ilk kuramlar, dini metinlerin çevirilerinin nasıl olması gerektiğinden yola çıkarak oluşturulmuştur. Günümüzde ise çeviribilim tartışmaları çok farklı boyutlarlarda ele alınırken çeviride kültürler arasındaki farkın orijinal metne mümkün olduğunca sadık kalınarak aktarılması gerekliliğinin altı çizilmektedir.

Ãœlkemizde çevirinin edebiyatta hız kazanması Tanzimat’la birlikte görülür. Çocuk edebiyatı çevirileri ise Tanzimat döneminde klasiklerin çevrilmesiyle baÅŸlar. Farklı çevirmenler tarafından çevrilen çocuk klasiklerinin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Bu yoÄŸun çeviri faaliyetleri günümüzde de sürmektedir. ÇocuÄŸun okumayı sevmesinde, anadilinin geliÅŸmesinde ve yaÅŸamında kitaplarla içi içe olmayı seçmesinde yazar kadar çevirmenin de oynadığı rol büyüktür. Yapılan çevirilerin hiçbir mekanizma tarafından denetlenmemesi ve klasik eserlerin yazarlarına telif hakkı ödenme zorunluluÄŸunun bulunmaması çocukların kalifiye olmayan çevirilere kontrolsüzce ulaÅŸmasına neden olmaktadır. Bu noktada çocuk kitabı çevirecek olan çevirmene büyük sorumluluk düşmektedir. Çünkü çocuk edebiyatında çevirmen, sadece bir dili diÄŸerine aktarmakla kalmaz bunun yanı sıra çocuÄŸa yabancı bir dünyanın kapılarını da aralar. Çevirmenin aynı zamanda çocukları iyi tanıması ve çocuk gerçekliÄŸine yakın olması gerekir. Çevirmen, yaptığı çeviride sadece cümlelerin düzgün olmasını deÄŸil, aynı zamanda eserin hitap ettiÄŸi yaÅŸ grubundaki okuyucunun kavrama özelliklerini de göz önünde bulundurmalıdır.

Çeviride metnin yanı sıra kültürün de aktarılabilmesi için çevirmenin her iki dili ve kültürü yakından tanıması gerekir. Çocuklar, okudukları kitabın akışına kendilerini bırakırken yazar veya çevirmenin kim olduğunu sorgulamazlar. Bundan dolayı çeviri eser, orijinal eserde olduğu gibi akıcılığını koruyabilmelidir. Bu durumda çeviri eseri okuyan çocuk, bir yandan anlatılanların farklı bir kültüre ait olduğu ayrımına varırken diğer yandan da verilmek istenen iletiyi veya tanıtılan farklı dünyayı anlamalıdır.


Çevirmen, yabancı bir kültüre ait öğeleri (deyimler, kelime oyunları, alışkanlıklar vs.) aktarmak istediÄŸinde, seçim yapmasını ve belli bir karara varmasını gerektiren durumlar çıkabilir. Kültüre özgü olan ve diÄŸer bir kültürde bulunmayan ifadelerin aktarılması esnasında bire bir yapılan çeviride, yani orijinal metne sadık kalınarak yapılan çeviride orijinaldeki anlam kaybolabilir ve eser anlaşılırlığını yitirebilir. Çeviribilim kuramlarına göre çevirmenin kaynak metnin dışına çıkması, diÄŸer bir ifadeyle hedef metinde, kaynak metinde bulunmayan eklemeler, çıkarmalar yapması veya yorum belirtmesi onaylanmaz. Çocuk edebiyatı çevirisinde ise çevirmen, anlaşılırlık ve çeviribilim kuramları arasında bir seçim yapmak durumundadır. Koller “Einführung in die Ãœbersetzungswissenschaft (Çeviribilime GiriÅŸ)” adlı eserinde çocuk edebiyatını, edebiyatın özel türlerinden biri olarak tanımlar ve bu özel türlerin de çevirisinin kendine özgü olması gerektiÄŸini belirtir. Bu türlerin çevirisinde edebi çeviride yeri olmayan ancak çocuk edebiyatında kabul gören ekleme, çıkarma veya yorumlamaların olabileceÄŸini savunur. Ayrıca yetmiÅŸli yıllarda geliÅŸtirilen ve çeviride amaç metni odak alan diÄŸer kuramlar da çocuk edebiyatı çevirisinde çevirmene yol gösterir.

Hans Vermeer tarafından geliÅŸtirilen ve yunanca “amaç” anlamına gelen Skopos kuramı bu kuramlardan biridir. Skopos Kuramı’nda “kültür” öne çıkan bir kavramdır. Kültürler arası iletiÅŸim kurulmak istenildiÄŸinde ise çeviri ortaya çıkar. Bu görüşe göre çevirmen, yapacağı çevirinin hedef kültürde nasıl bir iÅŸlev göreceÄŸini saptayarak, çevirisini amaca göre yönlendirir. BaÅŸka bir deyiÅŸle çevirmen bir çeviriye baÅŸlarken öncelikle amacını saptamalıdır. EÄŸer çevirmenin amacı kendi kültürüne tamamen yabancı bir kitabı ana diline ve kültürüne kazandırmaksa, bu durumda çevirmen kendi kültürüne yabancı olan belli ifadeleri de kullanmak durumundadır. Ayrıca çevirmenin kaynak ve erek kültürlerin farklılıklarını ve paralelliklerini göz önünde bulundurarak çeviriyi yapması gerekir. Kaynak metinde yer alan kültüre özgü kavramlar hedef metinde okuyucunun kolayca anlayabileceÄŸi ÅŸekilde ve kaynak metinde yarattığı etkinin aynısı yaratılarak çevrilmelidir. Bu durumda çevirmen, baÅŸarılı bir çeviri yapmak istiyorsa hedef kitlenin özelliklerini iyi bilmek durumundadır.

Vermeer’in yanı sıra Gideon Toury de hedef metin odaklı bir çeviriyi savunur. Toury’e göre, çevirinin özgün yapıtla aynı dizgesel yeri paylaÅŸması söz konusu deÄŸildir. Çeviri orijinalinden bağımsız bir üründür. Çeviri sürecinde hedef dilin kültürel özellikleri çevirinin baÅŸlangıç noktasını oluÅŸturur. Toury, hedef dile ve kültüre yabancı olan unsurların çeviri metninden çıkarılabileceÄŸini savunur. Ancak tüm bunlar çevirinin orijinal eserle bir baÄŸlantısının olmadığı anlamına gelmez. Çevirinin orijinal eserle baÄŸlantısı vardır ama onun üzerinde herhangi bir etkiye sahip deÄŸildir. Nitekim çeviri artık hedef dil ve kültürün bir ürünüdür ve bu yüzden ayrıcalıklı sayılır.

Itamar Even Zohar’ın kurucusu olduÄŸu “ÇoÄŸuldizge Kuramı” da çeviride kaynak metne sıkı sıkıya baÄŸlı kalma mecburiyetine son verir. Zohar Shavit çocuk edebiyatının çevirisini çoÄŸuldizge kuramı çerçevesinde ele alır. “Çocuk Yazını Çevirisinin Yazınsal ÇoÄŸuldizgedeki Konumu Açısından Belirlenmesi” adlı makalesinde Shavit, çocuk yazınını yazınsal çoÄŸuldizgenin bir parçası olarak kabul eder ve çevirmen metinle ilgili kendisine olabildiÄŸince serbestlik tanıyabilir. Ancak yine de çevirmen çocuk edebiyatı çevirisinin dayandığı iki temel ilkeyi de göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlar;

A- Metni, toplumun “çocuk için iyi” diye tanımladığı ÅŸekilde yani çocuÄŸa uygun ve yararlı olarak düzenlemek
B- Olay örgüsünü ve dili, çocuğun kavrama düzeyine indirgeyerek onun okuma yetisine göre düzenlemek

Shavit’e göre söz konusu ilkeler metnin seçimini ve iÅŸleniÅŸini belirlerken bu ilkeler metnin dizgesel yatkınlığının temelini oluÅŸturur. Shavit, “Gulliver’in Gezileri”, “Alice Harikalar Diyarında” ve “Robinson Crusoe” adlı eserlerin çevirilerini örnek göstererek bu eserlerin çevirisinde yapılan kısaltmalar, eklemeler ve çıkarmaları belli nedenlere dayandırır. Bunlar; metni çocuÄŸun kavrama düzeyine indirmek, eÄŸitsel veya ideolojik amaçlar, özgün metindeki örnekçelerin erek kültürde yer almaması ve çocuÄŸun kelime daÄŸarcığının geliÅŸmesine katkıda bulunmak gibi nedenlerdir.

Görüldüğü gibi sözü edilen kuramcıların hepsi çocuk edebiyatı çevirisini edebi çeviriden farklı bir yere oturturken, hedef metinde “çocuklar için daha iyi olabilecek” deÄŸiÅŸikliliklerin yapılması gerektiÄŸini savunurlar. Çevirmen bu tür deÄŸiÅŸiklikler yapma zorunluluÄŸuyla en çok kültürel deÄŸerleri çevirirken karşı karşıya kalır ve bunun sonucunda da çeviride deÄŸiÅŸiklikler yapma yoluna gider. Bu öğelerin çevrilmesinde en çok karşılaşılan problemler arasında baÅŸlıklar, özel isimler ve deyimler sayılabilir.


Sözü edilen bu problemler ve çevirmenlerin kararlarına dair örnekler, yayımlandığı her ülkede çok satanlar listesinde yer alan Angela Sommer-Bodenburg’un “Küçük Vampir” serisinin iki farklı çevirmen tarafından çevrilen kitaplarından alınan cümleler aracılığıyla incelenmiÅŸtir. Bu kitaplar “Der kleine Vampir liest vor” (Küçük Vampir Kitap Okuyor, çev. Sıdıka Orhon) ve “Das rätselhafte Programm” (Esrarengiz Program, çev. Güleren Pamir) dir.

BAÅžLIKLAR

(Das rätselhafte Programm/Esrarengiz Program)
Anton mit Pünktchen/Anton’un Benekleri (Pamir, 62)
Pünktchen (noktacık) Türkçe’ye “benek” olarak çevrilmiÅŸtir. Bu baÅŸlıkta Erich Kästner’in çocuk romanı olan “Pünktchen und Anton” a gönderme yapılmaktadır. Romanın dilimize de “Noktacık ile Anton” adıyla çevrilmesine raÄŸmen çocuklarda bu çaÄŸrışımı yapması güçtür. Ancak yine de Türkçe çeviride “Anton ile noktacıkları” baÅŸlığı tercih edilebilirdi.

Der kleine Vampir liest vor / Küçük vampir kitap okuyor
Das Grauen im Schlosskeller/ Saray mahzenindeki Macera (Orhon, s. 129)
Almanca cümlede geçen “Grauen (dehÅŸet)”kelimesi Türkçe’ye “macera” olarak çevrilmiÅŸtir. Macera kelimesinde “dehÅŸet” kelimesinin içerdiÄŸi negatif anlam bulunmadığı için baÅŸlık içerik açısından tutarsız olduÄŸu gibi bölümün içeriÄŸine de uygun düşmemektedir. BaÅŸlık “Saray mahzenindeki dehÅŸet” olarak aktarılmalıydı.

Ä°SÄ°MLER

Das rätselhafte Programm /Esrarengiz Program (Pamir)
“Herr Schwartenfeger” negatif veya pozitif herhangi bir anlam içermemesine karşın Türkçe’ye “bay Ruhsil” olarak çevrilmiÅŸtir. Çevirmen söz konusu kahraman bir psikolog olduÄŸu için “ruh” kelimesini kullanmış olabilir ancak bunun yanı sıra bir de “sil” kelimesi eklemesi, psikoloÄŸun uyguladığı programının ruhları yok ettiÄŸi veya psikoloÄŸun kendisinin bir “ruh silicisi” olduÄŸu düşüncesini yaratmaktadır. Orijinal metinde ise böyle bir çaÄŸrışım yaratılmamıştır. “Schwartenfeger” kelimesi özel bir anlam taşımamaktadır. “Schwarte” “kabuk” anlamına gelmektedir. “Feger” ise süpüren kiÅŸi anlamını taşır. Görüldüğü gibi “Schwartenfeger”çevirmenin önerisi olan “Ruhsil” anlamını taşıyan bir isim deÄŸildir. Çeviride “Kabuksüpüren” ifadesi kullanılabilirdi.

Der kleine Vampir liest vor / Küçük vampir kitap okuyor (Orhon)
“Geiermeier” ismi de “Geier” kelimesinin “akbaba” anlamına gelmesinden dolayı bu isim akbabayı çaÄŸrıştırır. Çevirmenin tercihi olan “Kargaburun” Almanca’daki ismi baÅŸarıyla karşılamıştır.

DEYÄ°MLER


“Das rätselhafte Programm”
Esrarengiz Program adlı eserde geçen “ins Schwarze treffen” bir deyimdir. Bu deyim Türkçe’ye “doÄŸruyu bulmak” ( Pamir, s. 120 ) ÅŸeklinde aktarılmış yani sadece anlamı verilmiÅŸtir. Bu deyimlerin çevirisinde eÄŸer söz konusu deyim hedef dilde aynı anlama gelen bir baÅŸka deyimle karşılanamıyorsa tercih edilen bir yöntemdir. Oysa Türkçe’deki “on ikiden vurmak” deyimi Almanca’daki deyimi tam olarak karşılamaktadır.
“Der kleine Vampir liest vor” adlı eserde geçen “… und auf den letzten Schritten bis zur Burgkapelle wurden ihm die Beine immer schwerer. “cümlesindeki “die Beine schwerer werden” ifadesi “ayakları ağırlaÅŸmak” (Orhon; s. 57) olarak çevrilmiÅŸtir. Türkçe’de böyle bir ifade kullanılmamaktadır. Çevirmen “ayaklarına kara sular inmek” deyimini tercih edebilirdi.

KELÄ°ME OYUNLARI:

“Das rätselhafte Programm” Esrarengiz Program
„Unser Sohn ist heute nicht in Bestform”, witzelte der Vater.
„Eher im Bettform!”
“OÄŸlumuz bugün pek havasında deÄŸil”
“Daha doÄŸrusu yatak havasından pek uzaklaÅŸamıyor.” (Pamir; s.10)
Almanca’da “Best” (en iyi) ve “Bett” (yatak) kelimeleriyle yapılan kelime oyunu Türkçe’ye aktarılırken kullanılan “havasında deÄŸil” ve “yatak havasında” ifadeleriyle yakalanmışsa da “pek uzaklaÅŸamıyor” ifadesinin eklenmesiyle orijinalde yarattığı komik etki yaratılamamıştır. Söz konusu kelime oyunu aynı etkinin yaratılması için Türkçe’ye (“OÄŸlumuz bugün pek havasında deÄŸil”, “Daha çok yatak havasında” diye ÅŸaka yaptı babası.) ÅŸeklinde aktarılabilirdi.

“Der kleine Vampir liest vor”

“Ja! Mein Magen knurrt nicht mehr, der bellt schon!” sagte der Vampir und lachte krächzend.
Evet! Midem guruldamaktan vazgeçti, artık açık açık havlıyor!” diyen vampir kesik kesik güldü. (Orhon, s. 124)
Almanca cümlede geçen “knurren” kelimesi tek başına kullanıldığında “köpek hırlaması” anlamına gelirken “Magen (mide)” kelimesiyle birlikte kullanıldığında ise “mide guruldaması” anlamını taşır. Orijinal cümlede ” knurren (hırlamak)” ve “bellen (havlamak)” sözcüleriyle bir kelime oyunu yapılırken Türkçe’de de bu kelime oyunu aynı ÅŸekilde verilmeye çalışılmıştır. Bu da çevirinin anlaşılmaz olmasına neden olmuÅŸtur. Türkçe’de benzer bir kelime oyunu “karnım zil çalıyor” ve “karnım davul çalıyor” ifadeleri ile yapılabilirdi. Elbette ki Türkçe’de yapılacak bu kelime oyununda Almanca’daki “köpek” çaÄŸrışımının yitmesi kaçınılmazdır.

Sözünü ettiğimiz bu kuramlar ışığında ve incelenen örneklerle şöyle bir sonuca varılır; çocuk edebiyatının çevirisinde eklemeler, çıkarmalar ve uyarlamalar gibi müdahaleleri yapmak mümkündür hatta gereklidir. Ancak çevirmen hedef metinde belli değişiklikler yapma yoluna gitmeden önce daima bunun gerçekten de gerekli olup olmadığını irdelemeli ve yabancı dil veya kültürdeki ifadenin hedef dilde varolan orijinal eserdekine denk başka bir ifadeyle karşılanıp karşılanamayacağının muhakemesini yapmalıdır. Çünkü çeviri, çevirmen tarafından baştan yaratılan bir eser değil yabancı bir dil ve kültürden erek dil ve kültüre aktarılan bir eserdir. Çevirmen mümkün olduğunca kaynak metne bağlı kalarak çeviriyi gerçekleştirmeye çalışmalı ve sadece başka çıkar yol kalmadığından emin olduğunda gerekli müdahalede bulunmalıdır.

KAYNAKÇA

AKSOY, N. Berrin: Geçmişten Günümüze Yazın Çevirisi, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 2002
BODENBURG-Sommer, Angela: Der kleine Vampir liest vor, Rowohlt Taschenbuch Verlag, Reinbeck bei Hamburg, 1993
BODENBURG-Sommer, Angela: Das rätselhafte Programm, C. Bertelsmann Verlag, München, 1989
BODENBURG-Sommer, Angela: Küçük Vampir Kitap Okuyor, çev. Sıdıka Orhon, Afa Yayıncılık, İstanbul, 1991
KOLLER, Werner: Einführung in die Übersetzungswissenschaft, Heidelberg: Wiesbaden: Quelle und Meyer, 3. Auflage, 1987
KURULTAY, Turgay: “Probleme und Strategien bei der kinderliterarischen Ãœbersetzung”; Ewers, Hans Heino, Lehnert, Gertrud ve O. Sullivan, Emer (Hrsg); Kinderliteratur Interkulturellen Prozess, Studien zur allgemeinen und vergleichenden Kinderliteraturwissenschaft, Verlag J.B Metzler, Stuttgart – Weimar, 1994
NEYDİM, Necdet: 80 Sonrası Değişen Paradigma Açısından Çeviri Çocuk Edebiyatı, Bu Yayınevi, İstanbul, 2003
NEYDÄ°M, Necdet: “Küçük Prens Çevirilerindeki Çevirmen Kararları” 20 Nisan 2006, www.ceviribilim.com
NEYDÄ°M, Necdet: “Çeviri Çocuk Edebiyatı ve Çocuk Edebiyatı Çevirisi Ãœzerine” 1 Haziran 2006, www.ceviribilim.com
RIEKEN-Gerwing, Ingeborg: “Gibt es eine Spezifik kinderliterarischen Ãœbersetzens” Untersuchungen zu Anspruch und Realität bei der literarischen Ãœbersetzung von Kinder und Jugendbüchern, Peter Lang , Frankfurt am Main, 1995
SHAVÄ°T, Zohar: “Çocuk yazını Çevirisinin Yazınsal ÇoÄŸuldizgedeki Konumu Açısından Belirlenmesi”, Çev. Pınar Besen, Metis Çeviri, Sayı 15, Ä°stanbul, Bahar 1991
STOLZE, Radegundis: Übersetzungstheorien:Eine Einführung , 2.vollst. Überarb. Und erw. Aufl., Günter Narr Verlag, Tübingen 1997 www.skopostranslation.com
ZÄ°VTCÄ°, Neval: Alman Çocuk Edebiyatından Türkçe’ye Çevrilen Örneklerin Çeviribilimsel Açıdan Ä°ncelenmesi: Angela Sommer Bodenburg’un Küçük Vampir Eseri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans tezi, Ankara 2005

(Bu bildiri, II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu’nda sunulmuÅŸtur.)

(Visited 15 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 26.05.2008 tarihinde Sema tarafından, Çocuk Edebiyatı | Çocuk Klasikleri bölümünde paylaşılmıştır ve 2625 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Çocuk Edebiyatı Çevirisinde Kültürel Öğelerin Aktarılması orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleÇevre MühendisliÄŸi Nedir? | Çevre Mühendisinin Görevleri - Çevre Mühendislerinin Görev Alabilecekleri Yerler.. Sonraki MakaleÅžahin -Åžahan Bey( 1877-1920) | Ä°stiklâl Harbinin Åžehitlerinden

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz