Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Bazı Ünlülerin Ölümden Önceki Son Sözleri | Ölüm Ve Hastalık Üzerine Gereksiz Ama İlginç Bilgiler


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 09.04.2008 tarihinde Esesli tarafından, SaÄŸlık Dünyası | Alternatif Tıp | Ä°lk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 1130 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


:read: Bazı ünlülerin ölümden önceki son sözleri:
Onaltıncı yüzyılda Peru’yu işgal eden İspanyol kaşif Francisco Pizarro’nn cesedi ölümünden sonra çeşitli otlarla tahnit edilmiş ve korunmuştur. Naaş bugün de Lima şehir meydanındaki katedralde, cam bir kafes ardında sergilenmektedir.

Bugüne kadar ölen tüm insanların ölüm nedeni aynıdır. Hipoksemi. Hipoksemi, kalbin durması sonucu hücrelere kan gitmemesi halinin bilimsel adıdır ve her insan neden ölürse ölsüm, aslında bu nedenle ölmektedir.


Bir insanın kendi nefesini tutarak intihar etmesi olanaksızdır; çünkü nefesini tutan biri sonunda bilincini yitirerek bayılır ve o sırada ciğerler içgüdüsel olarak soluk alıp vermeye başlar.

Ortaçağ Japonyası’nda kedi kuyruğunda bulunan bir tüyün ölü bir insanı yeniden diriltebileceğine inanılırdı. Bu yüzden de ölmek üzere olan birinin odasına ya da yatağınınyanına bir kedi getirilir ve son çare olarak ‘belki de budur’ diye kişi son nefesini vermeden kedinin kuyruğundan bir tüy çekilirdi.
Galler’deki Cardiff kentinin mezarlığındaki bir mezar t aşında şöyle yazmaktadır: ‘Burada 24 Şubat 1668 tarihinde 168 yaşındayken ölen Cacreg’li William Edwards yatmaktadır. Bu yazılanın gerçek olup olmadığı ise bilinmemektedir.

Avustralyalı bir Bushman yerlisi ölüp de mezara indirildiğinde kendisini orada özel bir görevli bekler. Bu adamın görevi indirilen ölüyü parçalara ayırmak ve bazı parçalarını yukarıda bekleyen yaslı akrabalarına yenmek üzere vermektir. Bu yeme töreninin bin yıllardır süren kesin kuralları vardır. Örneğin, anne çocuklarını ya da çocuklar annelerini yiyebilir ama baba çocuklarını ya da çocuklar babalarını yiyemez.
On beşinci yüzyılda İspanya’da engizisyon mahkemesinin hışmına uğrayan ‘kafirler’ ölüme giderken Sanbenito adı verilen bir entari giymek zorunda bırakılırlardı. Bu entarinin üzerinde cehennemi betimleyen korkunç çizimler yer alırdı. Suçlanan zavallının ölümünün ardından Sanbenito’su mahalle kilisesine asılır ve çürüyene kadar orada bekletilirdi.


Robert Damiens adında kiralık katil on sekizinci yüzyılda Fransa Kralı XI. Lous’yi öldürmek üzere tutulmuştu. Girişim başarısızlıkla sonuçlanınca Damiens yakalandı ve kendisinin kimleri tuttuğunu söylemesi için, dönemin en tanınmış işkencecileri Paris’e çağrıldı. Damiens’in derisi yüzüldü; saçları, göz kapakları ve dirsekleri ince şeritler halinde kesildi; dişleri ve parmak eklemleri teker teker kırıldı. Bir grup at tarafından o haldeyken bir ipin ucunda yerlerde sürüklendi. Sonra tepeden tırnağa asit ve kaynar yağla yıkandı. Bütün bunlara rağmen, yaraları nedeniyle ölene dek Damiens’in ağzından tek söz alınamadı. Tarihçiler iki noktayı hala tartışmaktadırlar; Damiens’i tutanlar kimlerdi ve bu kadar işkenceye rağmen Damiens nasıl olup da direnip onların adını açıklamamıştı?

1347 yılında veba Avrupa’yı kasıp kavurur ve nüfusun yarısının ölümüne yol açarken, Almanya’nın Lübeck kenti halkı Tanrının gazabı olduğunu düşündükleri vebadan kurtulmak için tüm servetlerini bağışlamak üzere kilise ve manastırlara koşmuştu. Ancak hastalıktan çekinen keşiş ve rahipler yine de halkın manastırlara girmesini önlemek için kapılara demir sürgüler takmışlardı. Halk ellerindeki tüm altınları, paraları, mücevherleri duvarların üzerinden manastırla atıyor, salgından çekinen keşişler ise bunları geriye fırlatıyordu. Birkaç saat böyle geçtikten sonra sonunda keşişler bezdiler ve altınların içeride kalmasına izin verdiler. Salgından çekinen keşişler yerden bir metre yüksekliğe kadar gelen altın ve mücevher yığınlarına haftalarca el sürmemişlerdi.

On dördüncü yüzyılda vebadan kurtulmak için şu bilimsel yöntemlerin hepsi de uygulanmaktaydı:

-İki büyük ateş arasında oturmak. Papa VI. Clement sürekli böyle yapardı.
– Tüm kırlangıçları öldürmek. Nedense, bu kuÅŸun hastalığı taşıdığına inanılıyordu.
-Evde bulunan mobilyalara ve duvarlara parfüm sürmek.
-Tütün içmek. Sadece Hollanda’da ‘veba karşıtı pipo’ üreten yüzlerce atölye vardı. Aslında bu gerçekten yanlış bir yöntem değildi, çünkü duman veba yayan sinekleri uzak tutuyordu.
-Gürültü çıkararak havadaki vebalı buharları dağıtmak Kule çanları sürekli çalardı ve on yedinci yüzyıldaki başka bir veba salgınında top da atılmıştı.
– Evlere örümcek getirmek. Örümcek aÄŸlarının zehirli havayı emdiÄŸine inanılıyordu.
– Tuvaletin önünde durup kokuyu içine çekmek.
– Keçi sidiÄŸiyle yıkanmak. ‘Hiçbir ÅŸey keçi sidiÄŸiyle yıkanmak kadar etki etmez’ diyordu o günlerin bir uzmanı (!), ‘keçi sidiÄŸi içmek dışında’
-İçine çelik bir levha konmuş kırmızı şarap içmek.
-Ölmekte olan bir insanın yanına kokularıyla onu iyileştirsin diye domuz getirmek.
-Hastanın nefesinden veba bulaşmasın diye ağzının üzerine birparça ekmek koymak.

(Visited 3 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 09.04.2008 tarihinde Esesli tarafından, SaÄŸlık Dünyası | Alternatif Tıp | Ä°lk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 1130 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Bazı Ünlülerin Ölümden Önceki Son Sözleri | Ölüm Ve Hastalık Üzerine Gereksiz Ama İlginç Bilgiler orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleO An FotoÄŸrafları Ä°le Atatürk | Her Yönü Ä°le Örnek Lider Sonraki MakaleHave you ever heard of Heloise

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz