Atatürk’ün Savaş Alanındaki Kehaneti | Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı Sırasındaki Kehanetleri

Atatürk’ün Savaş Alanındaki Kehaneti

Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı Sırasındaki Kehanetleri

Yunan Orduları’nın Haymana Ovası’na kadar ilerlediği zorlu günlerde, birçok insanın ümitsizliğe düştüğü zamanlardı… Mustafa Kemal’in yanında bulunan Yakup Kadri Karaosmanoğlu o günleri şöyle anlatıyor:

– “ Bir Ağustos gecesi, çıplak – ıssız Anadolu yaylasında, Ankara tepelerinin birinde boz renkli bir binanın çıplak ve dar bir odasında, O’nunla karşı karşıyayız. Aramızda üstü bür harita ile kaplı küçük bir masa var. Perdesiz açık pencereden giren Ay ışığına karışmış bir gaz lambası aydınlığı, O’nun yüzüne bir solukluk veriyor. Elini haritanın bir noktasına uzattı. Ve parmağının ucu ile helezonlu bir hat çizerek dedi ki: “ Şimdi buralardayız. Kuvvetlerimiz Eskişehir’in Kuzey ve Güney’inden bir kavis halinde yavaş yavaş geri çekiyor. Gece derin aydınlık ve yürüyüş için müsaittir. Fakat bu tatlı hava günün yorgunluğundan sonra insanı uykuya sevk edebilir. Ben yürürken uyuyan askerler gördüm. Hele at üstünde… Askerlik çok tuhaf şeydir. En önemli yer savaş meydanıdır… ‘Bir dakika gözümü kapayınca cephe arkadaşlarının ne yaptıklarını, ne halde olduklarını görüyorum. Mesela Fırka Kumandanı olan bey, şu sıralarda köye varmış olacak ve varır varmaz mutlaka kendine köyün en konforlu evini buldurmuş, hazırlatmış seyyar karyolası üzerinde derin bir uykuya dalmıştır. İster misiniz bunun olduğunu size şimdi ispat edeyim.’

Zile basarak gelen çocuğa: ‘ Çocuğum buna derhal Fırka Kumandanını bulur musun?’ dedi.

Kısa bir süre sonra çocuk beklenen haberi getirdi: ‘ Efendim Fırka Kumandanı köyde istirahatte imişler, telgraf memuru soruyor. Uyandıralım mı?…”

Mustafa Kemal aynı gece Cephe’deki bir başka Kumandan’ın da nerede ve o anda ne yapmakta olduğunu söylediğini anlatan Yakup Kadri Karaosmanoğlu bu konuyla ilgili anılarını şu sözlerle tamamlamıştır:

– “ …’Asıl mühim mesele karşı tarafın düşüncesini ve hareketlerini keşfedebilmektedir’ diyerek sözlerine devam etti… O konuştukça bize adeta ferahlı diyebileceğimiz bir huzur ve sükun geliyordu. Yarım saat evvel yandaki odaların birinde artık her şeyin bittiğine, hiçbir ümit kalmadığına inanıyorduk. Şimdi ise O’nun karşısına gelince damarlarımızda yeni bir hamleye hazırlanan pehlivanların gücü kaynamaya başlamıştı. Biz bu enerjiyi O’nun vücudundan çıkan esrarengiz kudretinden alıyorduk. Bütün oda bütün gece pencereden görünen ıssız ve donmuş sahalar, yavaş yavaş bu esrarengiz canlanmaya başlamıştı.”

Atatürk’ün Kehanetleri Kitabı
Ali Bektan

Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 13.12.2008 tarihinde Hale tarafından, Atatürk'ün Geleceğe İlişkin Kehanetleri bölümünde paylaşılmıştır ve 2639 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 3 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Atatürk’ün Savaş Alanındaki Kehaneti | Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı Sırasındaki Kehanetleri orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...