Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Atatürk Günlüğü – Today | 22 Ocak – January


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 22.01.2008 tarihinde Hale tarafından, Atatürk Günlüğü | Atatürk Today bölümünde paylaşılmıştır ve 316 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


22 OCAK – JANUARY 22
Tarihte Bugün – Today in History


Atatürk, Harp Akademi’sini Kurmay Yüzbaşı olarak bitirdiği günlerde

( 11 Ocak 1905 tarihinde Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisi’nden mezun oldu )

1938 – Atatürk’ün, bazı şikâyetleri üzerine Yalova’da Dr. Nihat Reşat Belger* tarafından muayenesi ve ilk defa olarak “siroz başlangıcı” teşhisinin konulması (bu teşhis, daha sonra diğer hekimlerle beraber Fransa’dan davet edilen Prof. Dr. Fiessinger tarafından da doğrulanmıştır).


* Dr. Nihat Reşat Belger, Atatürk’ü muayene ettiği dönemde Yalova Kaplıcası işletme Müdürü ve Başhekimi olarak görev yapıyordu. Hem İstanbul’da hem Paris’te tıp eğitimi görmüş, değerli bir iç hastalıkları uzmanı idi; ancak profesör unvanını taşımıyordu. 1938 yılı ortalarına doğru İstanbul Tıp Fakültesi Hidroklimatoloji profesörlüğüne atandı ve 1943 yılına kadar üniversitede hizmet verdi. Atatürk’ün sağlığı ile ilgili olarak düzenlenen raporların hiçbirinde profesör unvanını kullanmadı.

Yalova’da ‘Termal Oteli’ açıldı.

1935 – Atatürk’ün, Ankara’dan İstanbul’a gelişi.

Bakınız, Atatürk Ve Termal Büyük Otel

1932 – Yerebatan Camisindeki Türkçe Kuran’ın ilk kez okunması.

İstanbul Yerebatan Camii’nde ilk defa Hafız Yaşar (Okur) tarafından Türkçe Kuran okundu

Atatürk’ün, akşam İstanbul’da Opera Sineması’nda “Çanakkale” filmini seyretmesi, daha sonra Pera Palas’a uğrayarak Dolmabahçe Sarayı’na dönüşü.


1930 – Gazi ve Türklük aleyhine propaganda yapmaktan dolayı Resimli Ay gazetesi aleyhine dava açıldı. (27 Şubat – Resimli Ay gazetesinin davası mahkûmiyetle bitti).

1924 – Başbakan İsmet Paşa’nın, Halife Abdülmecit Efendi’nin başkâtibi aracılığıyla bazı isteklerde bulunması üzerine, İzmir’de bulunan Atatürk’e telgrafı ve Cumhurbaşkanı Atatürk’ün cevabı: “…Halife ve bütün cihan, kesin olarak bilmek lâzımdır ki, mevcut ve korunmuş olan halife ve halife makamının, hakikatte, ne dinen ve ne de siyaseten hiçbir mâna ve varlık nedeni yoktur. Türkiye Cumhuriyeti safsatalarla mevcudiyetini, bağımsızlığını tehlikeye maruz bırakamaz. Hilâfet makamı, bizce en nihayet tarihî bir hatıra olmaktan fazla bir ehemmiyete sahip olamaz. Türkiye Cumhuriyeti devlet adamlarının veya resmî heyetlerin, kendisiyle temasını istemesi dahi Cumhuriyetin bağımsızlığına açık tecavüzdür. …Halifenin hayatının temini ve geçinmesi için Türkiye Cumhurbaşkanının tahsisatından mutlaka aşağı bir tahsisat kâfi gelir. Maksat debdebe ve gösteriş değil, insanca hayat ve geçim temininden ibarettir. Hilâfet hazinesinden maksat ne olduğunu anlayamadım. Hilâfetin hazinesi yoktur ve olamaz. Böyle bir hazineyi ecdadından miras yoluyla elde etmişse resmen ve açık olarak bilgi verilmesini rica ederim.”

1923 – Atatürk’ün, Bursa’da “Şark Sineması” salonunda halkla konuşması: “…İnsanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır. Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.”

Atatürk’ün, annesinin ölümü nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başsağlığı dileklerini ileten Meclis II. Başkanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa’ya cevabı: “…Cenab-ı Hak, büyük validemiz vatanı gerçek kurtuluş ve refaha ulaştırmaya ve milletin bağımsızlık ve egemenliğini sağlamlaştırmaya çalışan Meclisimizi tarihî çalışmalarında başarılı kılsın!”

1922 – Ankara’da “Harp Encümeni”nin, Atatürk’ün başkanlığında ilk toplantısını yapması.

1921 – Ethem kendisine bağlı birlikleri serbest bıraktı. Kendisine bağlı Parti Pehlivan Refet Bey’in kuvvetlerine teslim olmayı reddederek, Yunanlıların hakim olduğu bölgede gerilla biçimi eylemler yapmaya başladı.

Çerkez Ethem kuvvetlerinin bir bölümü dağılır, yada yeniden milli kuvvetlere katılırken, çok küçük bir bölümünün Yunanlılara sığınması.

Ethem Yunanlılara sığındı.

Kars’tan Erzurum’a gelen Mustafa Suphi ve arkadaşları burada saldırı ve hakaretlere uğradı.

Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumunda bolşeviklik propagandası yapanlarla ilgili görüşmeler esnasında konuşması: “…Şüphe etmiyorum ve hiç kimsenin şüphe etmeyeceğini zannediyorum ki, Büyük Millet Meclisi ve onun hükümetinin bugüne kadar izlediği siyaset, tamamen millî emellere uygundur. Bu siyasetin ne olduğunu tekrara lüzum görmem.”

1920 – Mustafa Kemal, Kolordu komutanlıklarına; İngilizler İstanbul’da bakan ve milletvekillerini tutuklarlarsa, Anadolu’daki İngiliz subaylarının da tutuklanacağı yolunda buyruk yazdı.

Mustafa Kemal Paşa’nın kolordu komutanlarına buyruğu: “..İngilizler İstanbul’dan nazır veya mebuslardan bazılarını tevkif ederlerse, karşılık olarak Anadolu’da bulunan İngiliz subayları tevkif edilecektir.”

Misak-ı Milli, Felah-ı Vatan grubunın gizli oturumunda kabul edildi.

Meclis-i Mebusan’da Mustafa Kemal’in kutlama telgrafına teşekkür edilmesi karalaştırıldı.

Trabzon’da ve Denizli’de işgale karşı mitingler yapıldı. Trabzon’daki mitingde Faik Ahmet Bey (Barutçu) konuştu.

Atatürk’ün, İngilizlerin verdiği nota üzerine nazırlıktan istifa ettiğini bildiren Harbiye Nazırı Cemal Paşa’ya telgrafı: “…Heyet-i Temsiliye’nin bir temsilcisi olan zat-ı devletlerinin, Heyet-i Temsiliye’nin haberi olmaksızın ve hatta onun görüşüne rağmen çekilmeniz kabul edilemez. İngilizlerin, sizi zorla vazifeden ayırmaları ihtimali bile bizim hesabımızdadır ve süratle önlemleri alınmıştır. Metanetle mevkiinizi korumanız kesin isteğimizdir.”

Atatürk’ün, Sadrazam Ali Rıza Paşa’ya telgrafı: “İngilizlerin, Harbiye Nazırı’nın ve Genelkurmay Başkanı’nın değiştirilmesini istemeleri, devletin siyasî bağımsızlığına kesin bir tecavüzdür. …Siyasî bağımsızlığımıza yapılan bu açık tecavüzü, devletçe kabul eder ve milletçe sessiz kalırsak, siyasî varlığımız aleyhinde en kötü karar ve uygulamalara kendi tarafımızdan yol vermiş olacağımıza şüphemiz yoktur. Bu nedenle İngilizlerin İstanbul’da muhtemel tecavüzleri ne şekil ve ne dereceye varacak olursa olsun, içeride ve dışarıda Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne dayandığı bilinen hükümetin, bu teklifi şiddetle reddetmesi ve Harbiye Nazırı ile Genelkurmay Başkanı’nın yerlerinde bırakılması kesin isteğimizdir.”

Atatürk’ün, Harbiye Nazırı Cemal Paşa’ya telgrafı: “İngilizlerin emri sonucu olarak Harbiye Nezareti’ni terk ettiğiniz anlaşılıyor. …Eğer görev başına gelmemekte ısrar ederse­niz, İngilizlerin, milletin bağımsızlığını bozduğunu ilân ederken, Harbiye Nazırı’nın da vatanî vazifesini yerine getirmemekten sorumlu olduğunu ağır bir şekilde ilâve etmek mecburiyetindeyiz.”

Atatürk’ün, İngilizlerin İstanbul’da Harbiye Nazırı ile Genelkurmay Başkanı’nın görevden uzaklaştırılmalarını istemeleri üzerine milletvekillerine bildirisi: “…İngilizlerin tecavüzü geri alınmadığı takdirde Meclisin vazifesi, Anadolu’ya geçmek ve milletin idaresini üzerine almaktır. Bu hareket, bütün milletin kuvvetlerini kendisinde toplamış olan Kuva-yi Milliye tarafından her yönüyle desteklenecektir.”

Atatürk’ün, kolordu komutanlarına direktifi: “İngilizler İstanbul’da nazır veya mebuslardan bazılarını tutuklarsa, karşılık olarak Anadolu’da bulunan İngiliz subayları tutuklanacaktır.”

1919 – Hürriyetperveran Avam Partisi başkanı Fethi Bey (Okyar) diğer partileri ortak hareket etmek üzere bir toplantıya çağırdı.

Trakya-Paşaeli Müdafaa-ı Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti Trakya’daki Yunan işgalinin kaldırılmasını istedi.

Türk Kuvvetleri’nin Batum’u boşaltması.

Konya İstasyonu’nun İngilizler tarafından işgal edilmesi.

(Visited 6 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 22.01.2008 tarihinde Hale tarafından, Atatürk Günlüğü | Atatürk Today bölümünde paylaşılmıştır ve 316 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 3 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Atatürk Günlüğü - Today | 22 Ocak - January orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleGanimed Gölge Geçişi | Günün Astronomi Fotoğrafı - 3 - 26 Aralık 2010 Sonraki MakaleYüz Havlusu | Sunay Akın

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz