Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

AfiÅŸ ve AfiÅŸin Özellikleri -AfiÅŸ’in Tarihçesi-Ä°letiÅŸim Açısından AfiÅŸ-AfiÅŸ’in GeliÅŸimi


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 30.05.2008 tarihinde Esesli tarafından, Gereksiz Bilgiler Ansiklopedisi | Nedir Nasıl Neden ? bölümünde paylaşılmıştır ve 6935 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


ÖZET

Bir malın, hizmetin ya da markanın varlığı hakkında tüketiciyi, uyarmak ve bir mala, markaya, hizmete veya kuruma olumlu bir tutum yaratmak amacıyla göze ve kulağa seslenen, mesajların hazırlanması ve bu mesajların ücretli yada ücretsiz araçlarla yayımlanmasına ?tanıtım? denir. Tanıtımlar için en yaygın olan, iletişim araçları TV, basın ve afişlerdir. Afiş, sürekli toplumla iç içe yaşar ve her kesimden tüketiciye seslenme olanağı taşır.
Bir afiş hazırlanmadan önce genel ve özel hedefler belirlenir. Bunun için, hedef kitle, üzerinde etki edecek olan ürünün özelliklerinin saptanması gerekir. Bunlara bağlı olarak; Afişte yer alacak diğer öğelerin seçimi, düzenlenmesi yapılır. Afişin özünü oluşturan bu öğeler, marka, slogan, yazı, renk ve resimlerdir. Bunlar özgün, ilgi çekici, kolay, anlaşılır, inandırıcı, harekete geçirici olmalıdır. Afiş oluşturulurken, bir sanat eserinin oluşumunda duyulan kaygıların çekilmesi gerekmektedir. Afişin en önemli öğelerinden olan yazı ve renk, afişin yaşamsallığında çok önemli rol oynar. Afiş, dikkat ve ilgi çektiği sürece yaşar.
Afişteki yazının en az 10 metreden okunabilecek büyüklükte, sade, süsten uzak, okunabilecek harf karakterlerinden seçilmesi gerekir. Renk, insanlar üzerinde çeşitli psikolojik etkilere sahiptir. Bu nedenle afiş tasarımında renk seçimlerine çok dikkat edilmelidir. Renkler; çarpıcı, dikkat çekici ve tanıtımını yaptığı ürünün karakterine uygun ve insanların ilgisini çekip duygularını harekete geçirici güce sahip olmalıdır. Afiş, kişileri ürün ya da hizmeti satın almaya teşvik etmelidir. Afişlerin tasarlanmasında insanların psikolojik yapıları, toplumun sosyo-kültürel özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Afiş tasarımının tanıtımdaki yeri ve önemi incelenirken, öncelikle tasarımları yapılacak konular, her kesimden insana seslenebilecek nitelikte ve içerik anlaşılabilir olmalıdır.
Uygulama çalışmaları, konuların içerdiği özelliklere göre; toplumların, psikolojik ve sosyolojik yapılarına uygun olarak oluşturulmuştur. Her konuda tüketicinin duyguların seslenmeye çalışılmış ve bu yaklaşımlar doğrultusunda afiş tasarımları özgün bir şekilde yapılmıştır.


I. AFÄ°Åž

Afiş sözcüğü, dilimize Fransızca?dan girmiştir. İngilizce?de poster, Almanca?da plakat sözcüklerinin karşılığıdır.
Afiş, toplumun yaşadığı, toplandığı caddede, meydan ve sokaklarda duvar ya da ilan panolarına yapıştırılan ve dolayısıyla buradan geçen insanlar tarafından görülen ve değişik boyutlarda olan tanıtım medyasıdır.
Afiş, her türlü ürünün tanıtımını yapmak için kullanılır ve onları her yerde görmek mümkündür. Çünkü afiş gazete ilanları gibi okuyucularına değil, geniş topluluklara seslenir.
I.I. AFÄ°Åž NEDÄ°R?

Afiş, tasarım ve sanat kaygısının eşit ağırlıkta olduğu, konusunu toplumsal yapı içinde yer alan gereksinimlere uygun sosyal olarak, politik, ticari, kültürel ve benzerlerden alan bir şeyi duyurmak ve tanıtmak için hazırlanan çoğu resimli duvar ilanlarıdır.
Halkı bir düşüncenin, bir malın ya da bir olayın varlığı konusunda bilgilendirme amacıyla duvarlara asılan, yapıştırılan, resimli yazı ve ilanlara afiş denir
AFİŞİN TARİHÇESİ
Çok eskiden taş duvarlara kazınırken 15. yy?dan sonra kağıtlara yazılmaya başlanılan afişler gittikçe sanat değeri olan birer propaganda ve reklam aracı haline gelmişlerdir. Afiş bir görsel iletişim aracıdır. Çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. 19. yy.?ın sonlarına doğru resim sanatçıları tarafından uygulanmış ve sanatsal duyuru alanında kullanılmıştır. Bugün ise reklam sanayi afiş yoluyla tüketim toplumuyla iletişim sağlamak için yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Afiş özünde dışavurumcudur. Reklam afişlerinin söyleyecek çok önemli sözleri vardır. Afişler?deki görüntüler gerçeklerinden daha güçlüdür. Çoğu zaman reklamı yapılan ürünün ana görüntüsü olmayı üstlenmişlerdir. Bu olayın afişin sokaktan geçen kişiyle kurabildiği direkt ilişkiden de afişin yüklendiği sanatsal ve duygusal nedenlerden kaynaklanmaktadır. Diğer reklam araçlarının sunduğu görüntülerde afiş durgun ve kalıcıdır. Sokaktan geçen insan bu ürünün görüntüsünün gündelik hayatına girildiğini fark etmiştir.
Afişin gelişimi, ünlü sanatçıların yarattığı baş yapıtlar açısından ele alınacağı gibi, çağımızda daha geçerli olan bir yaklaşımla, afişin kendine özgü iki niteliğini ortaya koyduğu sanatsal sorunlar açısından el alınmasını gerektirmektedir.
Birincisi afişteki yazı ve resim kısımlarının birbiriyle bütünleştirilmesi ikinci ise belli bir afişin sonsuz kere çoğaltılabilmesi özelliğidir. Kitlesel üretim, kişinin özgün baskıya verdiği önem sonraları ise afiş koleksiyoncularının ortaya çıkmasıyla afiş için geleneksel bir pazar doğurmuş ve böylece ilk baskı kopyaları bir resim, bir gravür, litografya?da bir serigrafi gibi değerlendirmeye başlanmıştır
Afiş, ticari hayatın temel dayanaklarından ve vazgeçilmez unsurlarından biridir. Çağımızda, ayrıca bir meslek haline gelmiş olup, başlı başına bir sanat dalı olarak sanayileşmiştir. İnsanın yaratılışında varolan merak ve yenilik, heyecan gibi duygularına hitap ettiği için faydalanma alanında çok geniştir. 19. yy.?ın bütün imkanları ile beslenen afişin renk ve sürat kazanması, ticari hayatımızı düzenleyen belli başlı unsurların arasında önemli bir yer almasını sağlamıştır.
Afiş Sanatı, ancak XIX. yy.?ın başında, iki ana koşulun bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır. Taş baskı sayesinde metinle resim birleşmiş ve çoğalma olanağı sağlamıştır. Afişin gelişmesi, tüketim mallarının toplu üretiminin ve rekabete dayalı ekonominin ilerlemesine bağlı kalmıştır. Önceleri kitap resmine ya da basın ilanlarına benzeyen afiş, modern sanatla birlikte kendi estetiğini yaratmıştır. Bu işin bir sanat şubesi haline gelişi 1865?den sonra olmuştur. Bu onun doğuş tarihi değildir. Ticari maksatlarla yapılan resimli ilanlar, tabelalar ve markalar bu tarihten yüzlerce sene evvelde mevcuttur.
Yunanistan?ın agoralarında ya da kalabalığa en fazla toplandığı yer sayılan Formda umuma ait hükümlerin beyanname ve kanunların bu tarz ilanlarında yapıldığını kaydetmektedir. Gladyatörlerin müsabaka ilanların halkın kapılarına asarak yapan Romalılar, oyun ilanların da tiyatroların önünde yazılı yaftalarla yapmışlardır. Tarihin binlerce yıllık derinliklerinde kalan afişin gelişim tarihinde Gutenberg?in buluşu önemli bir yer oluşturmaktadır.
Afişin, insanlık tarihi içindeki gelişmesi insanın cemiyeti içindeki yerinin gelişmesiyle oluşturulmuştur. Bugün ilanın başlıca unsurları olan yazı, şekil, renk, ışık, ses, ahenk, birlikte düşünülmelidir. Zamanla özellikle yazının icadından sonra, ilan ayrı bir kolaylık kazanmıştır.
Daha çok, ticaretin gelişmiş olması, kolaylık kazanan afişin büsbütün güçlenmesine neden olmuştur. Asur?da eski Mısır?da ve Eski Yunan?da kil tabletlere, kolay yontulur taşlara kazınmış, işlenmiş afiş metinleri özellikleri taşıyan örneklere rastlanmıştır.
Matbaanın hızla gelişmesi, radyo, sinema, televizyonun kitleleri çeken birer vasıta haline gelmesi, afişinde yayılmasını sağlamıştır.
Afiş sanatı, ancak XIX. yy?ın başında, iki ana koşulun bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır. Bir yanda taş baskı sayesinde metinle resim birleşmiş, çoğaltma olanağı doğmuş ve yüzyılın ikinci yarısında renkli taş baskı gerçekleşmiştir. Afişin gelişmesinin tüketim mallarının toplu üretiminin ve rekabete dayalı ekonominin ilerlemesine bağlı kalmıştır. Önceleri kitap resmine ya da basın ilanlarına benzeyen afiş, modern sanatla birlikte kendi estetiğini yaratmıştır.
Birinci Dünya Savaşı, kimi zaman anlatımcı nitelikte bir gerçekçiliğe yol açtıysa da, Sovyet Ekim Devrimi ile birlikte ortaya çıkan öncü sanatçılar (El Lisitskiy) soyut afişi başlattılar. Bunun değişik biçimleri Almanya?da özellikle biçimsel tipografi ve fotoğrafçılık alanlarında Bauhaus tarafından geliştirildi. Arıtmacılık ve kübizm etkisinin büyük rol oynadığı sert kompozisyonlar, iki savaş arası ürünlerin belirgin niteliği olmuştur. İkinci Dünya Savaşı John Heartfield?in fotomontajları Ben Shohn ya da Carlu?nun kompozisyonları gibi başarılara karşın afişte hiçbir yenilik getirmemiştir. Ama savaş sonrasında fotoğraf sanatının gelişmesi,fotoğrafının en iyi kullanıldığı alan afiş çalışmaları olmuştur

XIX. yy?ın başından itibaren Türkiye?de afiş gelişmiştir. Türkiye?de afişin ilk örnekleri Osmanlıların son dönem ve Cumhuriyetin ilk yıllarında görülmeye başlanmıştır. Bunlar daha çok yazı içerikli tiyatro, sinema yardım dernekleri vb.nin afişleriydi. Dış alım tüketim mallarını tanıtan afişlerde vardır. Bunların bazıları yurt içinde yapılırken çoğu yurt dışından getiriliyordu.
Afişler sokak, meydan gibi dış mekanlarda çok tiyatro girişleri, dükkan vitrinleri gibi iç mekanlarda sergileniyordu. Batıda o yıllarda bir sanat dalı düzeyine erişmiş olan afişçilik alanında Türkiye?de herhangi bir etkinlik gerçekleşmemiştir.

Cumhuriyet döneminin başlangıcında, ticaret alanında dışa bağımlılık sürerken, özellikle tüketim malları için yapılan afişlerin ilk örnekleri de doğal olarak Batıda hazırlanıp basılmış ve ülkemizde duvarlara asılmaya başlanmıştır.
Türkiye?de afişin tarihi en az 150 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Tiyatro afişlerinin sanatsal kimlik kazanması ise 1950?lerin sonlarında olmuştur. 1840?da İstanbul?a gelen Bosca adlı bir İtalyan illüzyonisttin dört dilde bastırdığı iki afişle, gösterilen Galatasaray?ın Karşısında bugün Çiçek Pasajındaki bu afişlerde yazı ön plandadır. Tiyatronun logosu veya onunla ilgili bir desende yer verilmiştir. Ama Afişin sanatsal bir olay olabilmesi için Cumhuriyeti ve ilk ustayı İhap Hulusi?yi hatırlamamız gerekmektedir.
Çiçek Pasajının yer aldığı üzerinde kurulan tiyatroda yapıldığı bilinmektedir. Bu afişler duyuru niteliği taşımaktadır. Bugün afiş dendiğinde karşımıza ???????uymayan ve ince uzun Cumhuriyetin ilk otuz ? kırk yılı boyunca, Afiş sanatımızda önemli gelişmeler olmuştur. Ama aynı süre içinde tiyatro afişleri eski görüntülerinden kurtulamadılar. Tiyatrolarımızda Osmanlı döneminden kalma duyuru. Afiş geleneği sürmektedir. Estetik bir değer taşıyan tiyatro Afişlerinin ortaya çıkması için tiyatronun diğer ticari alanlarda olduğu gibi, para kazandırması gerektirmektedir. 1943 yılında açılan ses opereti böyle bir şeydir. Bu topluluğun Afişlerinde operetin uçucu görünümüne paralel olarak, sinema Afişlerini andıran bir illüstrasyon anlayışının hakimiyeti özlenmektedir.
Söz konusu Afişler Amenak Torungan imzasını taşımaktadır. Hemen ardından gelen yıllarda Muammer Karaca tiyatrosunda, ticaride olsa belki bir estetik değer taşıyan afişler yapılmıştır
Tiyatro afişlerinin sanatsal bir kimlik kazanması için ise, 1958?li yılların sonuna doğru gelmemiz gerekmektedir. Bu yıllarda Devlet Tiyatrosunun bazı afişlerinde Turgut Zaim, Hüseyin Mumcu ve Tarık Levendoğlu gibi imzalara rastlamaktayız. Bu afişler aslında oyunların sahne tasarımlarını yapan sanatçıların başka çare olmadığından afişlere de el atması sonucu ortaya çıkmıştır. Öte yandan 1959 yılında Devlet tiyatrosundan ayrılarak İstanbul?a gelen Muhsin Ertuğrul, Karaca Tiyatrosunda Kenter Kardeşlerle ?Salıncakta iki Kişi?yi sahnelerken afişi sanatsal tiyatro afişlerimizin başlangıç tarihini göstermektedir. 1960?lı yıllarda ise gelişen özel tiyatro hareketine paralel olarak tiyatro afişi yapan grafik sanatçıları da artmıştır. Grafik sanatçılarının yoğun çabaları sonucu son yirmi otuz yıl içinde Türkiye?de tiyatro alanında önemli adımların atıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu alan gönül veren grafikerlerin yanı sıra sahneledikleri oyunların sanatsal bir afişle tanıtılmasını bilinçli olarak tercih eden tiyatro topluluklarında hızla artmıştır.Kent Oyuncuları, Dormen Tiyatrosu, Gülriz Süruri, Engin Cezzar Tiyatrosu ve Dostlar Tiyatrosu gibi topluluklar oyunlarının yanı sıra afişleriyle de tanınır olmuşlardır.
Grafik sanatçılarının yoÄŸun çabaları sonucu yirmi otuz yıl içinde Türkiye?de tiyatro alanında önemli adımların atıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.Bu alana gönül veren grafikerlerin yanı sıra sahneledikleri oyunların sanatsal bir afiÅŸle tanıtılmasını bilinçli olarak tercih eden tiyatro toplulukları da hızla artmıştır. Kent Oyuncuları, Dormen Tiyatrosu, Gülriz Sururi – Engin Cezzar Tiyatrosu ve Dostlar Tiyatrosu gibi topluluklar oyunlarının yanı sıra afiÅŸleriyle de tanınır olmuÅŸlardır. Mengü Ertel, Yurdaer AltıntaÅŸ, Turgay Betil, Ahmet Güleryüz, Leyla Uçansu ve Erkal Yavi gibi sanatçılar, 1960?lı yıllardan baÅŸlayarak, yaptıkları tiyatro afiÅŸleriyle de öne çıkmışlardır. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Grafiker Meslek KuruluÅŸu ve Tiyatro Dergisi?nin hazırladıkları Tiyatro AfiÅŸleri Sergisi bu sanatın ülkemizde ulaÅŸtığı düzeyi göstermesi açısından önemli bir giriÅŸimdir.


Sanatsal nitelikli ilk baskı afiÅŸler, 19. yy. sonlarında genç atılımcı üstün nitelikli ressamların hızla ünlenmesine yaramıştır. 20. yy. baÅŸlarına dek ressamların egemenliÄŸiyle yürüyen afiÅŸ konusu özellikle Almanya?da yıllardır süregelen süsleme sanatları öğretiminin kapsamında yeni bir eÄŸitim dalı olarak benimsenmiÅŸtir. O yıllarda Almanya?da bulunan resim yetenekli iki Türk gencinin bu yepyeni sanat dalına heveslenmesi ile ülkemizde afiÅŸ sanatının saÄŸlıklı bir ÅŸekilde baÅŸlamasına neden olmuÅŸtur. Bu öğrencilerden birincisi Münih Künstgeberwe?de ünlü Haymen atölyesinde öğrenim gören, 1920 – 1925 arasında ise Hairmann Schule?de serbest olarak çalışan Ä°hap Hulusi Göreyki daha yurda dönmeden çalışmalarını yollayarak, 1923 yılında Galatasaray Lisesi?nde kendisinin ve Türk afişçiliÄŸinin ilk sergisini açmak onurunu kazanmıştır.
Mısır ve Almanya?da profesyonel çalışmalar yapan sanatçının ?İhap Hulusi- İstanbul? yazılı özgün imzası günümüzde sayısız afişin altında işlenmiştir. İlk olarak İzmir?de imal edilen bir diş macunu için afiş çalışması yapmıştır.
Ä°hap Hulusi afiÅŸ sanatının büyük ustalarından Ludwis Hohlwwe?in öğrencisidir. Eserlerinde, ustasının ve döneminin bütün özelliklerini yansıtmıştı. AfiÅŸlerinde saÄŸlam bir desen gücü hemen algılanmaktadır. O dönemdeki baskı tekniÄŸini iyi kullanmanın gereÄŸi olarak yarım tonlardan kaçınmış, ışık – gölgeyi tam bir kontrasta dönüştürmüştür. FotoÄŸraftan da yararlanmıştır. Büyük lekelerle kompozisyonunu oluÅŸturmuÅŸtur. Ä°. Hulusi?de Çekoslovak asıllı Fransız afişçi Mucha veya Alman sanatçısı Hohlewein gibi önce fotoÄŸraf çekerek veya mevcut fotoÄŸraflardan yararlanarak pek çok afiÅŸ üretmiÅŸtir. 1925 yılında yurda dönen Görey, önce dış iÅŸleri Bakanlığında görev aldı ise de kısa süre sonra ayrılarak afiÅŸi meslek olarak seçmiÅŸtir. AfiÅŸi bir reklam aracı olmanın ötesinde kalıcı bir çizgi ile bütünleÅŸtirmeyi baÅŸarmıştır ve bu alanda küçümsenmeyecek bir birikim oluÅŸturmuÅŸtur. Cumhuriyetin ilk ürünlerini ve yerli üretimi tanıtan geniÅŸ kitlelere kabul ettiren bir afiÅŸ sanatçısı olarak Ä°hap Hulusi?nin imzası vardır. Sanatçının ilk afiÅŸleri o günlerin afişçilerinin ortak çalışma üslubunu yansıtmıştır.
İLETİŞİM AÇISINDAN AFİŞ

Grafik ürünler, işlev açısından iletişim kanalları olarak düşünüldüğünde, bu iletişim kanallarının tasarlanmasında, iletişim kanallarının, ürünün başarısını belirlemesi açısından bilinmesi gerekir. Tasarım ilkeleri ürünün var oluş nedenlerini güçlendirerek ürüne kültür ortamında bir yer kazandırır. Afiş, bir iletişim aracı olarak düşünüldüğünde işlevini yerine getirebilmesi için:
1.İletişim sürecince iletinin,hedef kitlenin dikkatini çekecek şekilde tasarlanması
2.İletinin kodlanmasında kullanılan simgelerin iletiyi gönderen kadar iletiyi alacak, algılayacak, açımlayacak hedef kitle tarafından da bilinmesi gerekir.
3.Hedef kitleye yöneltilen iletişimin etkili olabilmesi için iletimin insanların bireysel gereksinmelerine seslenmesi, bu gereksinimi duyumsatması, gidermelerine yardımcı olması ve bu yolla onları aydınlatması,
4.İletişim için; hedef kitlenin temel değerlerinin tutumlarının grup standartlarının bilinmesi (çünkü insan yalıtılmış bir birey olarak düşünülemez).
5.İletinin hedef kitleye erişebilmesi için en uygun iletişim aracı, ürünün ne olduğu bilinmesi
6.Sunulan iletideki yeni bilgilerin ilgi çekebilmesi için bu konuda yok ya da yok denecek kadar az bilgisi olan ?Bakir?, hedef kitleler söz konusu olduğundan onlara ?Bütünüyle yeni ve bütünüyle yabancı? bir şey gibi görünmekten kaçınılması. (Çünkü birey dünyayı alıştığı tarzda bilmekte ısrar edecektir)
7.Zor konuları anlatabilecek bir iletişim sürecini kurgulamadan önce, hazırlayıcı iletişim süreci ile hedef kitlenin bilgi algılama düzeyinin yükseltilmesi
8.Temel nitelikteki (toplumsal) değerlere dolaysız saldırılmaması
9.Hedef kitlenin başlangıçtaki konumuyla, o an nasılsa öyle yakalanması, o kitlenin yoğrula yoğrula iletiyi almaya hazır duruma getirilmesi gerekir
Her durumda yukarda sayılanlar herhangi bir iletinin iletişim sürecinde etkili ve başarılı olabilmesi için ön görülen iletişim kurumlarının ortak ilkeleridir. Afiş sade bir ileti aracı değil aynı zamanda bir sanatsal hesaplaşmanın sanatçı tasarımcı tarafından yapıldığı bir etkinlik alanıdır. Sanatsal yapıya sahip bir bildirinin en önemli niteliği ondaki zenginliğin kişinim algılama kapasitesini aşmasıdır
Yani daha önce belirtilen tasarım ilkeleri rasyonellik ölçütleri ve iletişim kuralları sanatsal bir yapıya sahip olan afiş için yinede yeterli bir açıklama getirmemektedir.
Bu açıdan genel olarak grafik ürünlerin, özelde afişin tasarımını belirleyen entelektüel ölçütleri anlamak için grafik tasarımın tarihi gelişi içerisinde yer almış kimi dönem ve biçimlerin tasarım anlayışlarını belirleyen etkilerini örnekleyerek incelemekte yarar vardır.

AFİŞİN GELİŞİMİ

Basılı afiÅŸ mesajı iletmeyi temel olarak öz ? biçim – estetik olgularını birleÅŸtirir. Öz içeriÄŸi gösteren, biçim içeriÄŸin görsel betimlenmesini saÄŸlayan estetik harekete geçirmeyi amaçlayan ve içeriÄŸi iÅŸlevle bütünleÅŸtiren bir olgudur. Her afiÅŸ doÄŸaldır ki; yöneldiÄŸi alıcı – kitleye vermeyi amaçladığı mesajı, çevresinde algılatmayı hedefleyen bir biçimlendirme tavrına sahiptir ya da böyle olması beklenir. Ancak öyle afiÅŸler vardır ki bu afiÅŸlerin sanatsal formlarındaki görsel güç onların pratik iÅŸlevlerini aÅŸar.
Geçekte, bir benzersiz ? eşsiz ya da değerli nesne olarak tasarlanmamış afiş, modern tarihin her bir dönemini karakterize eden görüntü ve düşüncelerin yüzeyde aktarıcısı, sosyal ve kültürel değişimlerin dolaysız yansıtıcısı olmuş, daha çok deneyse dönemlerinde, afiş, öncü sanatın geleneksel kuralı olan yeni formlara ulaşılmasına yol açmıştır. Bu nedenle 20. yüzyıl afişleri genel kültürel eğilim içinde öncü ruh taşırlar. 1920?lerde herhangi bir satın alınır ürün gibi geniş bir yaygınlık kazanmış ve kültürel göstergesi haline gelmiş dönemin sanatçılarının bir numaralı ilgi duydukları sanatsal ürün niteliğine kavuşmuş, böylece yeni doğan grafik sanatının saygınlık kazanmasına neden olmuşlardır.
AfiÅŸler, hem belli bir konuda belge deÄŸerindedir, hem de renkli düzen ve istifiyle estetik deÄŸer taşırlar. AfiÅŸin geliÅŸimi 19. yüzyılda olmuÅŸtur. Önce yazı ile resim ve taÅŸ baskısı ile bir araya geldiler. Daha sonra da renkli taÅŸbaskı ile bunlar renklendi ve bu yoldan çoÄŸaltılabildi. Ayrıca ekonomideki geliÅŸmeler iÅŸi hızlandırdı. Bu arada afiÅŸ estetiÄŸini geliÅŸtirdi, ayrı bir sanat türü oldu. Sanatçılarda buna büyük ilgi gösterdiler. Manet Bonnard, Toulouse – Lautrec, Daumier vb. gibi önemli sanatçılar bu sanata büyük katkıda bulundular.
Bu arada çeşitli sanat akımları da afiş sanatında etkilerini gösterdi. Kübizm, Art Nouveau, Bauhaus, Pop Art, Op Art gibi sanat akımları kendi damgalarını afişlere vurdular. Mizah şiirsellik, gerçek üstülük, saçmalık gibi çeşitli yaklaşımlarla zenginleşti. Giderek ayrıntılardan yalınlığa doğru bir gelişim gösterdi.
Bize gelince; Türkiye?de geçen yüzyılda yalnız yazı ve çok az resimde kullanan sarı, mavi, kırmızı, yeşil zemine basılmış ince uzun kağıtlara basılıyordu. Büyük boy olanları da vardı. Afişe çağcıl anlayışı getiren sanatçı Almanya?da afiş eğitimi gören İhap Hulisi olmuştur. Uzun süre bu sanatın tek temsilcisi sayılabilir. 1923 yılında ilk afiş sergisini açtı. Bankalara, Tekel?e, Milli Piyango?ya, Kurukahveci gibi kurumlara yaptığı afişler bugünde tazeliğini korumaktadır. 1927?de afiş sanatı Güzel Sanatlar Akademisine girdi. 1950?ye kadar afiş sanatında sivrilen sanatçılar arasında Orhan Omay, Mahzar Resmor, Tarık Uzmen, Yusuf Karaca, Faruk Morel, Natık Soyaren?i sayabiliriz. Daha sonraki kuşakta farklı yaklaşımlar görüldü. Yeni gelenler arasında Mengü Ertel, Yurdaer Altıntaş, Leyla Uçansu, Erkal Yavi, Metin Edremit, Fahrettin Sepetçioğlu, Sungu Çapan, Turgay Betil, Sait Maden, Sinan Bozkurt, Bülent Erkmen, Sadık Karamustafa vb. Afiş sanatçılarımız kendilerini uluslar arası alanlarda gösterdiler. Türk afişçiliği seçkin yerini almıştı. Afiş sanatçıları bir çok Bienallere katılarak ödüller almışlardır. Bunlar içinde Mengü Ertelin ayrı bir yeri vardır. Türk afiş sanatı özellikle Mengü Ertel gibi seçkin sanatçıların yaratıcılığı ile uluslar arası düzeyde önemli bir yere yerleşmiştir.
Afiş tasarımındaki gelişmelere, el basımından dönel güçlü litografi baskılara ve oradan bilgisayar kontrollü basıma değin adım adım oluşan teknolojik gelişmeler eşlik etmiştir.
El ilanlarından dev gibi bilboardlara doğru dönüşü sayesinde afiş, kentsel örgünün sürekli bir parçası olarak gelişmiş, her dair değişimde, şehir sokağı dekoru için resimli fon oluşturmuştur. 20. yüzyıl başlarındaki afişler gün ışığı saatlerinde yayalar ve yavaş hareket eden araçlardaki insanlar tarafından, yakından izlenebilir bir biçimde tasarlandılar. Bunun tersine 24 basılı sayfadan meydana gelen ya da devasa resimlenmiş görüntü ve işaretlerden oluşan bilboardlar hızlı hareket eden günümüz trafiğinde oldukça uzaktan bile derhal algılanma çabası içindedirler. Üstelik ülkemizde kullanılan 10 parçalık orta boy bilboardlar art arda billboard panolarına iki ya da üç kez tekrarlanarak hızlı-süratli bir ortamda alıcı kitlesi tarafından algılanma endişesini yansıtırlar.
Günümüzde tek sayfada basılı afişler, insanların yakın temas içinde oldukları ortamlarda, otobüs ve metro duraklarında, bir dükkanın vitrininde, direklerde vb. yerlerde ve üstelik kapak mekanlarda görülür. Tüm teknolojik gelişmelere ve değişen iletişim, araç ve ortamlarına karşın afiş bilgilendirme ve ikna etme aracı olarak varlığını sürdürmektedir. Sanatçının dışa sunumunun diğer hiçbir biçimine benzemeksizin, afişler özel gereksinimlere uygun bir biçimde üretilirler. Amerika?ya göç etmiş tasarımcı ?E. M. Knight Kaufer The Ard of Poster? isimli, 1924 tarihli kitabında, afişin birçok diğer çalışmalara göre, diğer işlerden daha çok tam manasıyla ?Görevlendirilmiş? olduğunu yazar
Öte yandan son çeyrek yüzyıldaki politik ve teknolojik değişimlerin karşı konulmazlığına rağmen, aslında yaratıcı ve canlılık Almanya?da Rombow-Lienemeyer katan, İsviçre?de Wolfqana Weiinaary, Almanya?da Rombow-Lienemeyer ve Van De Sant, Japonya?da Tadanor Yokoa gibi, tasarımcıların bir küçük kesiminin kültürel posterleri, bu kültürel döngünün önemli delilleri olarak meydan çıkar görülmektedir.
Armin Hofman?ın ?poster Üzerine Düşünceler? inde 19. yüzyılın ortalarında geliştirilmiş olan litografinin reprodüksiyon tekniklerini olanaklı kıldığından bahseder ve bu sayede tasarımcının daha karmaşık durumları görselleştirebilme, yapabilme yeteneğini geliştirdiğini, daha geniş seçenekte renk kullanım olanağını sağladığını, daha hızlı üretim yapabildiğini ve daha büyük ölçülerin kullanış olanağı elde ettiğini söyler
Ona göre afişin geleceği üzerinde herhangi bir tartışmaya modern iletişim tekniklerinden umulacak olan değişiklikler hakkındaki düşünceler litografinin doğuşuyla üretilen şaşırtıcı işi görmezlikten gelemez. Erken litografik posterler ve onun üretilebilirliği arasındaki tutarlığı sergilediklerinden, grafik sanatına saygınlık kazandırmak açısından önemli rol oynarlar. Öte yandan fotoğrafın gelişiminde de grafik tasarımı anlayışındaki belirlemelerini Hofman dile getirir. Yine Ona göre sembolik bir yorum bir nesneyi siyah ? beyaz içinde fotografik olarak sunmayı gerektirir. Bununla birlikte herhangi bir soyut özellik rengin kullanımını söz konusu olduğunda tamamlanmış olduğu görülür.

I-IV AFÄ°Åž GENEL TASARIM Ä°LKELERÄ°

1. Boyut: İlk bakışta afişin boyutu izleyiciler tarafından algılanır ve önemi arz eder. Afişlerin boyutları bulundukları yerlere göre oluşturulabilir. Ancak boyutlar, konusunda bir standart kağıt boyutlarına ve baskı makinelerinin kapasitesine göre hazırlanmaktadır. Örneğin dergilerde, gazetelerde, kitaplarda, kataloglarda ve broşürlerde olduğu gibi. Bu ölçüleri verebilen değişik baskı makineleri fotokopi, ziraks ve büyük baskı makineleridir. Bu orandaki kağıtları üç grupta kullanabiliriz.
AfiÅŸler ise deÄŸiÅŸik boyutlarda olabilir. En yaygın kullanılan B1 ölçüsü (100x70cm), (90×70 cm), (90×60 cm) veya üç ölçünün yarısı olan ölçüler bazen de B3 (35×50 cm) kullanılmaktadır.
Grafik tasarımcısı yukarıdaki sınırlanan boyutlardan uygun olanını seçer ve tasarımını oluşturur. Afişler belirli kağıt standartlarında kullanılmak zorundadır. Aksi takdirde kağıt harcanıp parçalanmasına yol açar bu ise maliyeti artırır. Bazı sanatçılar bu standartlardan farklı bir boyut kullanmaktadır. Bunun nedeni ise sanatçının kendine özgü bir yapıt yaratma isteğinden kaynaklanmaktadır.
2. Afişin Asılması ve Konumu: Afişin konumu geçit yerlerde kitlenin yoğun bulunduğu mekanlarda olmalıdır. Bu mekanlar daha çok kişinim afişlerle karşılaşabileceği düşünülerek seçilmelidir veya oluşturulmalıdır. Afişin asılma tarzı onun gösterişini ve etkisini artıran en büyük unsurlardan birisidir. Avrupa ülkelerinde afiş yapıştırılmasında bir çeşit sulu yapıştırıcı kullanılmaktadır. Kullanılan yapıştırıcının en büyük ve temel özelliği afişte yapıştırılırken olası buruşukluklara imkan vermemesi idi.
3-Afişin Tasarlanması ve Uygulanması:

Resim veya yazı afişin iki asıl unsuru sayılmakta ve afişin karakterini ortaya çıkarmaktadır. Biçim, afişin ilk temel unsuru durumundadır. Genellikle bir afiş tasarlanırken biçim ön plana çıkmakta biçimin gösterdiği mesaj ve tasarımcının yaratıcılığı önemli koşullardır. Afiş tasarlanırken, afiş tasarımcısının bir takım yardımcıları ekip halinde bulunmaktadır. Bunlar fotoğrafçı, ressam (illüstrasyon), sanat yönetmeni, metin yazarı, tipografi, matbaacı gibi elemanlardır.
Afişte yazı ve biçimin taşıdığı mesajı daha da netleştiren bir önemli unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Afişte yazı ve biçim öyle ayarlanır ki, yazı biçimi destekleyip işaret ederken, biçimde yazıyı desteklemelidir.
Biçim ve yazı unsurlarının bileşimi öyle olmalıdır ki,biçim konuşurken yazı biçimlendirilmelidir. Bu prosesin gerçekleşebilmesi tasarımcının teknik yeteneklerine ve denemelerine bağlıdır.
Deneysel ve tekniksel yetenek olguları akademik ve çevre kültürüne bağlıdır.
a. Akademik Bilgiler: Güzel sanatlar okulundaki öğretimi kapsamaktadır. Bu bilgiler tasarım ilkeleri, kompozisyon, form ve renkleri bağlantısı, psikolojik bağlantıları, sanatın denemeleri ve araştırmalarıdır.
b. Çevre kültürü: Afiş tasarımında, tasarımcının, toplumun kültürel seviyesine uygun tasarımlar yapabilmesi için toplumun kültürünü iyice bilmesi gerekmektedir.
Grafik sanatlar kültürel problemlerimizi yansıtan, saydam bir aynaya benzetilmektedir. Bütün toplum olaylarını incelikle değerlendirip yansıtmaktadır. Bir grafik tasarımı sanatın ve teknik aşamaların ötesinde kültürel ve milli mirasları taşımaktadır. Sanat izleyicisi her zaman yenilik ve buluşları almak eylemindedir. Tasarımının denemeleri eğer yaratıcılıkla birlikte yoğrulmazsa eser ruhsuz kalmaktadır. Yaratıcılıkta her hangi bir kural yoktur. Ancak yaratıcılık deneme yaparken ortaya çıkmaktadır.

AFÄ°ÅžTE OLMASI GEREKENLER

1.Afiş, dikkat çekmelidir.
2.İzleyiciyi bilgilendirilmeli ya da istek uyandırmalıdır.
3.Harekete geçirici ve eyleme itici olmalıdır.
4.Hedef kitleye göre düzenlenmeli, anlaşılır bir dil bütünlüğüne sahip olmalıdır.
5.Afiş; Bir tarafta bir malın tanıtımını yapar,bir taraftan müşteri sağlarken,diğer taraftan,seslendiği toplumun zevk düzeyini yükseltmekle yükümlüdür.
6.Bir yönden malın markasını tanıtırken diğer markalara tercih edilmesini sağlamaya ve bir sempati oluşturmaya çalışmalıdır.
7.Kesin bir anlatıma sahip olmalı.
8.Afiş tanıttığı bir malı yada markanın diğerlerinden farklı olduğunu göstermeli.
9.Afişin renkleri şimşek gibi etkilemeli.Mümkün olduğu kadar basit ve ayrıntısız olmalı.
AFİŞİN HAZIRLANMSI VE AFİŞİ OLUŞTURUN ÖĞELER

Afiş, bir sanat yapıtı olarak üretilemez. Afişin amacı bir ürünü, bir hizmeti tanıtmak ya da duyurmaktır. Ama afiş tasarlanırken bir sanat yaptın oluşumunda estetik kaygıların duyulması gerekmektedir. İşte bu duyumlar içinde tasarlanan afişler hem sanat yapıtı olma hem de bir tanıtım medyası olma görevini başarılı bir biçimdeüstlenecektir.

1. Afişin Hazırlanması

Afiş, çeşitli öğelerin yan yana gelmeleriyle oluşan bir bütündür. Bu öğeler; görüntü öğesi, renk, yazı, amblem, marka, slogan vb. öğeleridir ve hepsi başlı başına bir işarettir.
Bu işaretlerin birkaçının ya hepsinin bir araya getirilmesiyle afiş oluşturulur ve afiş başlı başına bir işaret olur.
?İşaret, anlam taşıyan iz ya da davranıştır.?
?İşaret; dilin, firmaların, ülkelerin yerini tutan işaretler dizgesidir?
Öyleyse afiş, tanıtımını yaptığı ürün ya da hizmetin yerini tutan, onu tanıtma görevini üstlenen bir ?işarettir? diyebiliriz.
a. Ä°mge

Sanat olayına imgeyi açıklarken, önce görsel imgeden söz etmeliyiz. Burada başlıca rol oynayan duyu görme duyusudur. Dikkatini belli bir nesnede yoğunlaştırmış bir kişiyi düşünelim; nesne görülür, nesnenin dış çizgileri, kitlesi, rengi, göz merceklerinden geçerek beyinde bir ?imge? olarak kaydolur. Bu süreçte beyinin kaydettiği yalnızca nesnenin görünümüdür. Deney ve yaşantılarımıza dayanarak bilinir ya da sonradan öğrenilir ki, o nesnenin göze görünmeyen kimi özellikleri vardır. Bu nesnenin görünümünün tüm bilincine erilir (görsel algı). Beyinin görüş alanına giren bir çok nesneler arasında bu nesne bir eşit ayırma, seçme işlemine alınmıştır.Algılamada kesinlikle ayırt etme işlemi bulunmaktadır. Önceleri durumun içeriğinin farkında olmak, daha sonraki belli durumlarda yeniden canlanabilir, yenilenebilir. Bu da saklanmış bilinçliktir. Yeni bir izlenim, izlenimi bırakan nesneyle ilgili başka izleri çağırabilir. Yeni bir algı eylemiyle eski fakat yeni eyleme geçirilmiş bir algı arasında bağ kurma eylemine ?çağrışım? denir. Daha önceki algılarla ilgili bilinçliliği canlandırma yetisine de ?bellek? denir. İmgeleri, ancak yaratıcı öğelerle ona eşlik edildiğinde ve son denetimde yapıcı ve kurucu bir güç olabilir. Algılamada imge, görsel imgedir. Görülen bir afiş, ona bakıldığı sürece beyin bu yansımayı kaydeder. İmgelerin birbiriyle olan ya da kurulabilen bağlantısını kurma yetisine de ?imgelem? denir. Düşünme sürecinde de imgellerden yararlanılır.Düşünme olayı yalnızca kavramlarla değişir.İmgelerde deney ve algıların çoğu göründüğü gibi imgelerden oluşur.
b)Simgeler

?Etkin bir düşünme süreci için imgeler yerine, duyularla algılanmayan bir şeyi belirtirken somut şey ve işaretler kullanılır. İmgeler; artık kaynaktaki, kökendeki özgü biçimlerini yitirirler. Onların yerini alan simgeler görünen nesnelerle özdeş değildirler, seçilip arınmış, yeniden düzenlenmiş, us tarafından irdelenip soyutlanmış düşüncelerin en etkin araçları haline gelmişlerdir. Simgeler duyularla algılanmayan bir şeyi belirten somut şey ve işaretlerdir.?
AFÄ°ÅžTEN VERÄ°MLÄ° ÅžEKÄ°LDE YARARLANMANIN YOLLARI

1.En etkili düşüncenin burada kullanılması gerekir. Tüketiciyi yani yayayı veya araç içindeki yolcuyu ?şok?etkisi ile karşı karşıya bırakabilmek gerekir. Açık hava tanıtımlarının türü ne olursa olsun süre çok kısıtlıdır.
2.En basit çözümün burada kullanılması gerekir. Çıkarılabilecek kadar çok söz ve görüntü afişten çıkarılmalıdır.
3.En büyük puntoda hurufat burada kullanılmalıdır;özel ve okunuşu zor hurufattan kaçınmak gerekir. Afişin 30 metreden okunabilmesi için harf büyüklüğünün en az 10 cm 150 metreden okunabilmesi için en az 30 cm olması gerekir.
4.En vurucu görüntü öğesinin burada kullanılması gerekir. Görüntü seçimi/foto, biçim ya da başka bir sembol tercihen sade olmalıdır. Konulu ya da doğa görünümlerinden kaçınmak gerekir.
5.En kontrast renkler burada kullanılmalıdır. Afişin daha rahat ve çabuk okunabilmesi için yazıda da renk kullanmak gerekir. En rahat okuma, sarı zemin üzerinde siyahla oluşturulan yazı düzenlemesidir. Dişi yazı kullanmamak gerekir. Dişi yazıların okunması zordur.
6.Yöreye uygun mesajlar kullanılmalıdır. Eğer mesaj bir tek yerleşim yerini hedef alıyorsa, en ucuz biçimde burada duyurulabilir. Afişte sadece isim yazmak yeterli olmayabilir, nerede olduğumuzu bildirmek gerekebilir.
7.Mizah etkisinin en güçlüsü burada kullanılmalıdır.
8.En yeni ürün burada duyurulmalıdır. Yaklaşık olarak, yeterli açık hava çalışması yapılırsa, hedef kitlenin %45?ine buradan duyuru yapılabilir. Açık havanın ticari kanallar (ürünü satan toptancı perakendeci şebekenin) içinde çok önem taşıdığı bir gerçektir.
9.En son televizyon kampanyası buradan desteklenmelidir. Televizyon tanıtımında yer alan ünlü ya da kampanyanın en önemli görüntü öğesini burada da kullanıp tüketiciye haber olarak iletmelidir.
10.En rahat bütçeleme olanağına burada sahip olunabilir. İstenirse tüm ülke çapında, istenirse bir kaç büyük kentte istenirse, yalnızca bir semte afişleme yapılarak bütçeye en uygun biçimde tüketiciye duyuru yapılabilir.
11.En kişisel mesaj burada verilebilir. İstenirse bir afişte bir doğum günü bile kutlanabilir. İstenirse çok kişisel mesajlar verilebilir.
?Afiş, bir ürünü, bir markayı, iki haftada tanıtan ya da batıran bir iletişim aracı olabilir. Afiş ile ister tanıtımda ister iletişimde olsun adeta bir yumruk atılır
AFİŞİN PSİKOLOJİK VE SOSYOLOJİK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ä°nsanoÄŸlu afiÅŸlerden kaçamaz. Evinde dışarı çıkan her insan, gözden kaçmayan tanıtım araçları ile göz göze gelir. Eline aldığı gazetedeki ilanlar, TV tanıtım spotları ya da tanıtım filmleri, prospektüsler, tabelalar, ışıklı tanıtımlar, outdoor’lar insanoÄŸlunu kıskıvrak yakalayıverirler, Billboard’lardaki afiÅŸ kulelerindeki resim ve mesajlar da bu yakalama en büyük rollerden birini oynar.
AfiÅŸlerin önünden geçip giden yayaların ancak yüzde 25-30’u bu afiÅŸlerin varlığının farkında olabilmektedir. Yine de asılacak kadar çok sayıdaki afiÅŸe duyarlı grubu, her yeni afiÅŸle daha geniÅŸletmek afiÅŸ sanatının görevlerinden biridir.
Duvarların sesi olmakla görevini üslenmiş olan afiş, sesini duyurmak zorundadır. Gerekirse çığlık atabilmelidir, koca koca rengarenk resimler panayırı içinde kendi mesajını belirgin kullanabilmeli. Bunu başaran afiş, diğerleri arasında sıyrılıp, dikkat çeker ve başarıya ulaştırır. Nasıl ki, benzetim filmleri ile televizyon gösteren, sınama, kanıtlayan, radyo uyaran, basın düşündüren birer media iseler, afiş de çarpan bir medyadır.
İnsanlar görmek istedikleri şeyleri görürüler. Tasarıma, sesleneceği kişilerin duygu ve isteklerini bilirse, etkileme şansı yüksek afişler üretebilir.
Tüketicinin bir ürüne gereksinimi varsa, o ürünü almakta tereddüt etmez. Gereksinmesi olmayan ürün için onun üzerinde büyük bir istek uyandırmak gerekir. Tanıtım bunu başarabilirse, tanıtımını yaptığı ürünü satar.
Tanıtımcılar, istek yaratmada, gereksinmeyi hatırlatmada, alışkanlıkları değiştirmede, bazı sosyal, psikolojik etkenlerden yaralanırlar. Bunlar, beslenme koruma, hastalık, cinsellik, suçluluk, terbiye, kendini gösterme, yardım etme, üstünlük, saygı gibi insanı harekete geçiren etkenlerdir. Tanıtımlar, bu etkenlerden yola çıkarak insanların duygu ve mantığına seslenip, başarıya ulaşırlar.
Satın alma eylemi, ürünün rengine, biçimine ve diğer özelliklerine bağlı olmakla birlikte esas olarak kişinin istek gereksinme ve alışkanlıkları doğrultusunda oluşur.
Üşümek insanı giyinmeye zorlayan önemli bir etkendir. Kişi, kışlık bir palto almak zorundadır. Bir tane palto alınacağına göre kişi, kendisini sıcak tutacağına inandığı bir kumaştan yapılmış palto almak ister. İşte burada tanıtımın etkileme faktörü ön plana çıkar ve kişi tanıtımından etkilendiği bir kumaştan yapılmış yada tanıtımından etkilendiği firmanın paltosunu almaya çalışacaktır. Tanıtım, kişiyi yönlendirecektir. Tanıtımı iyi yapılmış bir markadan dikilmiş olan palto kendini sattıracaktır. Ve bu satın alma eylemi devamlı bir şekilde sürüyorsa tanıtım amacına ulaşmış demektir.
İnsanların çeşitli alışkanlıkları vardır ve bu alışkanlıklarından onları vazgeçirmek oldukça güçtür. Evlendiği ilk günden beri ?tat? salçası kullanan bir ev hanımını salçasından vazgeçirmek oldukça güç bir iştir. Bir süre salçasını bulamayıp başka markalar alan ev hanımı salçasını bulduğu an ona geri dönecektir. Afiş ev hanımının her sokağa çıkışında karşısına çıkar ve onu yeni alışkanlıklara yönlendirmeye çalışır. Adeta gözünün içine girer.
Satın alma eylemi yılın belli zamanlarında, mevsimlere, aylara, günlere hatta günün belli saatlerine göre değişiklik gösterir.Yazın palto, kazak, eldiven vb. ürünlerin satışı her zaman beklenmez. Serinletici türden içeceklerin yazın satın alma şansları daha fazladır. Bunu tersine çevirmek çok zor olur.
Satın almada sosyal sınıfların da önemli bir etken olduğu unutulmamalıdır. Kırsal yörede yaşayanla, şehirde yaşayanın, zenginle yoksulun, gençle, ihtiyarın, erkekle kadının, aydınla cahilin, tutum ve davranışları inançları farklılık gösterir. Hatta siyasi tercih farklılığı olan kişilerin bile, tanıtımdan etkilenmeleri ayrıcalık gösterir. Kadınların erkeklere göre daha duygusal hareketlere yatkın olduklarını da söyleyebiliriz.
İnsanlar, içkice yaşayacakları kaynaklardan gelen mesajlardan daha kolay etkilenirler ve onlara önem verirler. Bu nedenle tanıtım afişinin güzel olması yeterli değildir. Etkileyici olması ve insanları amaç doğrultusunda harekete geçirmesi gerekir. Çünkü afişin bir amacı da kişiyi satın alma karan verdirmektir. Tiyatrolardaki izlenecek afişi güzel duyurusu bizi etkiledi diye pek kimse gitmez. Genelde tiyatroya tiyatro için gidilir. Ama otomobil için içecek, yiyecek için giyecek vb. bir hizmet afişi gerekmektedir. Bunların mutlaka temel mesajı taşıması ve insanları etkilemesi gerekir. Öyle ki tanıtım afişinin hem grafik sanat bakımından yetkin, hem de ekonomik işlevi bakımından yeterli olması gerekmektedir.

AFÄ°Åž TÃœRLERÄ°

Afişlerin her biri konularına ve amaçlarına göre bir gruplamaya koyabiliriz. Ancak afişleri genel olarak tanımlamakta ve sınırlandırmada büyük bir yarar vardır. Afiş; iletişim aracı, görsel bir iletişim olduğundan, okumak için değil görülmek için yapılmaktadır. Ünlü Fransız sanatçısı Savignae göre ?İnsanlar günlük tek düze yaşamlarından öyle bir bıkarlar ki, afişlerle biraz eğlenirler. Afiş görsel bir lezzettir. Afişe bakılmaz, görülür.?
Bir Afiş tasarımı gerçekleştirilirken çekici ve kolay anlaşılır, yalın taşımasına özen gösterilmelidir. Ancak bu çekiciliği ve heyecanı oluşturabilmek için yalnızca yeni buluşlar ve güzel fikirler yeterli olmamaktadır. Afişin tasarımı yanında onu izleyecek olanın da iyi bilinmesi, gereksinimine yanıt vermesi gerekmektedir. Çünkü, hiç bir zaman izleyici afişi görmek için evden dışarı çıkıp dolaşmaz. Yani afişin özel bir seyircisi gibi bir kavramdan söz edilemez. O nedenle afiş izleyiciyi çekmeli, ilgilendirmeli, heyecanlandırmalı, düşündürmeli ve bir takım estetik hazlar kazandırmalıdır. Afişin izleme zamanı da onun algılanmasında veya izleyiciye mesaj göndermesinde önemli rol oynar. Kısa süre içinde afişin taşıdığı ileti izleyiciye gönderilmezse afiş doğru ve istenen biçimde tasarlanmamış demektir. Gabriel Thoveron (Brüksel Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Profesörü) göre: ?İki hafta asılı kalan 30 afiş, bir ay asılı kalan 15 afişten daha etkilidir. Çünkü afişin ömrü kısadır.?
Afiş türlerine göre ayrılıp incelerken aslında ona konusuna, iletisine, afişin ömrü ve izleyici ile karşılaşmasına göre ayırmaktayız. Çünkü, anlatım ve konu içeriği, iletinin ömrü ve izleyici ile buluşması olayı bu ayrımı gerekli kılmaktadır. Bir tasarımcı bu ortamda yeterli buluş ve yetişkinliğe sahip olmalıdır.
Afiş türleri değişik kaynaklara ve görüşlere dayanarak bir takım saptamalar yapılabilir. Örneğin; Grafik Poster Dergisi afiş türlerini niteliklerine göre üç ayrı bölüme ayırıyor.
1.Kültürel afişler ( Culture)

2.Ticari afiÅŸler ( Advertising)

3.Sosyal afiÅŸler (Social )

Bu her afiş bölümünde konu olarak kapsamında yer alanlar:

1. TÄ°CARÄ° AFÄ°ÅžLER (ADVERTÄ°SÄ°NG POSTERS)



Bir ürünü yada hizmeti tanıtan afişlerdir. Reklam buyurucu bir dil kullanmayan halkı etkilemek ve yönlendirmek için hazırlanan afişlerdir.
Konularına göre:

Direk mesaj ( Direek Mail)
Moda ( Fashion )
Yemek ( Food )
Endüstri ( Industry )
Enstütüler ( Instıtutıons)
Basım evleri ( Publishers Publicity )
Uyarıcılar ( Stimulanit )
Grafik Endüstrisi ( Graphic Industry )
Turizm ( Tourism )
Kurumlar ( Servies )
2. KÃœLTÃœREL AFÄ°ÅžLER (CULTUREL POSTERS)

Sanat ve kültürle ilgili olan afişlerdir. Konu olarak da;
Sanat galerileri ( Ant Galeries )
Kültürel olaylar ( Culturel Evants )
Sergiler ( Exhibirions )
Filmler ( Film )
Tiyatro (Theatre)
Festival (Festivals)
Müzik (Music)
Spor (Sport )
3. SOSYAL AFÄ°ÅžLER ( SOCÄ°AL POSTERS )

Eğitici ve uyarıcı politik bir düşünceyi tanıtan konuları işler.
EÄŸitim (Education )
Çevre ve Ekoloji ( Environment and Ecology)
Siyasi ( Political Postres )

1. KÃœLTÃœREL AFÄ°ÅžLER

Kültürel afişler; sanatsal ve kültürel etkinlikler, müzeler, spor yorumları, film festivali, Tiyatro, sinema sergileri, kitap fuarları, tarihi eserler, eğitim çalışmaları tanıtımı için hazırlanan afişlerdir. Kültürel afişler aslında insanların kendilerini dinlemek için ayırdıkları veya ayırması gereken zamanlar için hazırlanmaktadır. Tasarımcı bu afişleri hazırlarken fantezilerini tasarıma daha çok yöneltme olanağı bulmaktadır. Çünkü konunun içeriğindeki sanatsal estetik kurallar tasarımcıya olanak sağlamaktadır. Böylece seyircinin zihin ve diğer algıları ile içsel bir bağlantı kurulabilecektir. Kültürel afişin önemi de izleyicisinin dinlenme zamanında daha zevkli afişler sunarak ortaya çıkmasıyla ortaya çıkmasıyla görevini tamamlamış olacaktır. Kültürel afiş bir çok ince işlemi ve nükteli bir görünümü taşımalıdır. Afiş hazırlanırken psikolojik yönlerde düşünülmeli ve tasarım böylece ele alınmalıdır.
Genel bir açıklama yapmak gerekirse; kültürel afişler resim veya bir illüstrasyonda olduğu gibi tamamen bağımsız ve kural dışı olarak tasarlanabilir.
Kültürel afiÅŸler alış veriÅŸ oranı en öncelikli kapsamda olan afiÅŸlerdir. Kültürel afiÅŸlerin konularını genellikle, film tiyatro, spor olayları, kitap yayınları vb. konular oluÅŸturur. Kültürel afiÅŸler diÄŸer tüm (Sosyal – Politik ve Ticari) afiÅŸlere göre daha kapsamlı olmalıdır. Nedeni ise herhangi bir kar zarar amacının güdülmemesi biçiminde düşünülmelidir.
2. SOSYAL- POLÄ°TÄ°K AFÄ°ÅžLER

Sosyal afişleri duyuru, davranış değişiklikler kazandırmada bir kılavuz, prensiplere saygı göstermede yol gösterici, çevre ve sağlık korumasında yaptırım gücü oluşturma vb. gibi görevleri üstlenen sosyal veya siyasi bir amaca yönelik olarak tasarımlanır.
Sosyal afiş kapsamında bir afiş tasarımlanırken kamuoyunun ilgisini çekme, yeni buluşları ortaya koyma gibi mesajları taşımaktır. Sosyal afişlerin tasarım amacı insanların psikolojik yönlerini dürtüleyerek, sağlam bir iletişim bağı kurmak olmalıdır. Bu afişlerin yazı kısmı, kendine has, kullanılan sloganlar ile kolay ve cana yakın olmalıdır. Bu olmadığı zaman izleyici ile afiş arasındaki bağın kopması durumu oluşabilir. Bazen, sosyal afişlerde yazıyı birinci derecede önemli bir unsur olarak görebiliriz. Nedeni ise, slogan cümlesi öyle etkili olabilir ki, renk ve görsel biçimden daha önemli konuma geçer ve diğerlerini ikinci plana iter. Renk, form ve yazının bağlantısı dengeli olmalıdır. Bunlar arasındaki ilişkiye dikkat edilirse seyirci ile mesaj arasındaki bağ güçlenir, böylece izleyici afiş yalnızca görme duyusuyla değil, afişle konuşur gibi bir iletişim bağı kurulmuş olacaktır.
Sosyal afişler dışında diğer bir sınıflandırmada politik afişlerde görülür.
Politik afişler, bazen bir fikri, felsefeyi, bir grubu veya bir kişiyi savunarak veya tam tersine muhalefet ederek kitlenin istek ve beklentilerini yönlendirmeye çalışan afişlerdir diyebiliriz. Politik afişleri iki gruba ayırabiliriz.
Bir…

(Visited 231 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 30.05.2008 tarihinde Esesli tarafından, Gereksiz Bilgiler Ansiklopedisi | Nedir Nasıl Neden ? bölümünde paylaşılmıştır ve 6935 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 2 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Afiş ve Afişin Özellikleri -Afiş\'in Tarihçesi-İletişim Açısından Afiş-Afiş\'in Gelişimi orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleAnkara'nın BaÅŸkent OluÅŸu - 13 Ekim 1923 | Ankara'nın BaÅŸkent Olması İçin T.B.M.M. BaÅŸkanlığı'na Verilen Anayasa DeÄŸiÅŸikliÄŸi Teklifi Sonraki MakaleTarihte Bugün: 6 Nisan | (1326) - Orhan Bey, KuÅŸatma Altında Tutulan Bursa'yı Bizanslılardan Aldı – Bursa’nın Fethi

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz