Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Uydurulan Din Ve Kurandaki Din | Kuran Araştırmaları Grubu


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 15.09.2008 tarihinde chetink tarafından, Kütüphane | Okunması Gereken Kitaplar ve Kitap Özetleri bölümünde paylaşılmıştır ve 1376 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


GÄ°RÄ°Åž

Din hakkında yapılan tartışmalar hem medyada, hem de halkın arasındaki tartışmalarda sürekli gündeme gelmektedir. Bu tartışmalarda kimin doğru olduğuna, hangi fikrin dinin gerçek görüşü olduğuna nasıl karar vereceğiz? Neden din adına farklı doğrular ileri sürülmektedir? Din adına uydurulanları ve dinin kendisini nasıl ayırt edeceğiz?


Ä°ÅŸte elinizde duran bu kitap tüm bu soruları cevaplamak ve bu konudaki kafa karışıklıklarını gidermek için yazılmıştır. Cevaplanması gereken en önemli soru, “Dinin kaynağı nedir?” sorusudur. Bu soruya vereceÄŸimiz cevap diÄŸer soruların cevabını da belirleyecektir. Ä°lerleyen sayfalarda göreceÄŸiz ki, din adına ortaya atılan farklı fikirlerin kaynağı bu soruya verilen farklı cevaplardır. Dini tartışmalara “Dinin kaynağı nedir?” sorusuna cevap vermeden giriÅŸmek ve her soruyu teker teker, dini anlamadaki yöntemi belirlemeden ele almak, medyada ve halkın arasında gördüğümüz çıkmazın sebebidir.

“Dinin kaynağı nedir?” sorusuna verdiÄŸimiz cevap bizim dini anlamadaki yöntemimizi belirleyecektir. Bu soruyu cevaplamadan tartışmaya giriÅŸenler yöntemsiz bir ÅŸekilde dini anlamaya kalkıyorlar demektir. Bu tip kiÅŸilerin bir soruya Kuran’dan, bir soruya bir hadis kaynağından, bir soruya kendi dünya görüşlerinden, bir soruya bir mezhepten, baÅŸka bir soruya apayrı bir mezhepten cevap verdiklerini görüyoruz. Yöntemsiz bir ÅŸekilde dine yaklaÅŸanlar sonunda; kendi istek, arzu, ve saplantılarını dinselleÅŸtirmeye kalkmaktadırlar. Bu kiÅŸilerin ileri sürdükleri fikirler saÄŸlam bir mantığa (yönteme) dayanmadığı için ise, bu görüşleri duyan kiÅŸiler, bu fikirlerin neden ve nereden kaynaklandığını anlayamamaktadırlar. Dini anlamadaki yöntemi belirlemek, yani “Dinin kaynağı nedir?” sorusuna cevap vermek, din adına ortaya atılan kafa karışıklığını gidermenin en önemli ÅŸartıdır.

Din, Allah’ın insanlara gönderdiÄŸi sistemdir. O zaman “Dinin kaynağı nedir?” sorusunun cevabı, Allah’ın insanlardan beklentilerinin, isteklerinin, emirlerinin, tavsiyelerinin neler olduÄŸunun da cevabı olacaktır. Acaba dinin kaynağı sadece ve sadece Kuran mıdır? Kuran’ın yanında hadisler dinin kaynağı mıdır? Mezheplerin dindeki otoritesi ne olmalıdır? Tarikatlar ve bu tarikattaki ÅŸeyhleri nasıl deÄŸerlendirmeliyiz, bunların dindeki konumu nedir? Ä°ÅŸte tüm bu soruların cevabını bu kitapta iÅŸleyeceÄŸiz ve bu sorulara verilen yanlış cevapların dini anlamadaki yöntemi yanlış belirlediÄŸini, yanlış yöntemin ise din adına ortaya atılan uydurmalara sebep olduÄŸunu göstereceÄŸiz.


Bu kitabı okuduktan sonra din hakkında konuÅŸan kiÅŸilere ilk olarak dini anlamadaki yöntemlerini sormanızı; “Dinin kaynağı nedir?” sorusuna verdikleri cevapları öğrenmenizi, sonra bu kiÅŸilerin bu soruya verdikleri cevaplar ile (yöntemleriyle) çeliÅŸip çeliÅŸmediklerini kontrol etmenizi öneriyoruz. Sırf bunu bile uygulamayı becerebilirsek, din hakkında otorite olarak sunulanların, aslında kendi içlerinde nasıl çeliÅŸkide olduklarını saptayabiliriz.

Toplumda yöntemi olmadan din hakkında konuÅŸan kiÅŸiler kadar, savundukları yöntemleriyle hayattaki uygulamaları birbirine uymayan kiÅŸilere de dikkat etmeliyiz. Bu kiÅŸilerin uygulamalarına bakanlar, bu kiÅŸilerin dini inancının aslını anlayamayabilirler. örneÄŸin “Dinin kaynağı nedir?” sorusuna verdikleri cevap, aslında Afganistan’daki Talibanlar gibi yaÅŸamalarını gerektiren bu kiÅŸilerin, yaÅŸam tarzları hiç te Talibanlara benzememektedir. Bu kiÅŸiler savundukları teori (yöntem) ile yaÅŸadıkları pratik arasında uçurum olan kiÅŸilerdir. Åžunu belirtmeliyiz ki örneÄŸini verdiÄŸimiz bu kiÅŸiler, Tükiye’nin ufak bir azınlığı deÄŸil önemli bir kalabalığıdır. Yapılması gereken bu kiÅŸilerin savundukları sistem ile (teori, yöntem) yaÅŸam tarzlarının (pratik, uygulama) arasını daha da açmaya çalışıp, bunların yaÅŸam tarzlarını düzeltmek deÄŸildir. Gerekli olan, yöntem ve teori diye adlandırdığımız temeli doÄŸru kurmak ve yaÅŸam ile inanç arasındaki çeliÅŸkiyi kaldırmaktır. Ancak saÄŸlam, ayakları yere basan, doÄŸru bir yöntem ile dini anlamanın neticesinde ve yaÅŸam tarzını teoriden, yöntemden kopartmayan bir yaklaşım ile rasyonel, mantıklı, düzgün bir sonuç ortaya çıkabilir. Tüm bunları saÄŸlayacak olan ise en baÅŸta “Dinin kaynağı nedir?” sorusunu doÄŸru cevaplamamız ve bu doÄŸru cevaptan hiç kopmadan, sapmadan yaÅŸam tarzının (pratiÄŸin) nasıl olması gerektiÄŸini ortaya koymamızdır.

Allah’ın gönderdiÄŸi sistem olan dinin saptırmalardan, sömürülerden, geleneklerden ve keyfiliklerden korunmasının çaresi budur. çünkü dinin kaynağı olanı, dinin kaynağı olmayandan ayırt etmeye dayanan yöntemimiz, aslında Allah’tan olanı ve insani olanı ayırt etmek anlamına gelmektedir. Bu yöntemdeki titizlik, Allah’tan olanı (dinin kaynağını), insani olanla (uydurma dini kaynakla) karıştırıp, din diye (Allah’ın sistemi diye) sunma çabalarına set çekecektir.

DÄ°N TARÄ°HÄ° AKILLA TAKLÄ°DÄ°N MÃœCADELESÄ°DÄ°R

Peygamber’ler geldikleri devirlerde hep gelenekleri sorgulamışlar, Allah’ın dinine aykırı olan geleneklere ve yerleÅŸik inançlara karşı savaÅŸmışlardır. Kuran’ı okuduÄŸumuz zaman Peygamberlerin, insanları düşündürerek, akıllarını çalıştırtarak Allah’ın dinine aykırı olan geleneklere, yerleÅŸik inançlara karşı organize ettiÄŸini anlarız. Kuran insanları Allah’ın yerdeki, gökteki ve bunların aralarındaki delillerini incelemeye, bunlar üzerinde akıl yürütmeye çağırır. Oysa Kuran’a karşı çıkanlar, atalarını üzerinde buldukları sisteme, yani geleneÄŸe baÄŸlı olduklarını ve bu geleneÄŸi devam ettireceklerini söylerler. Tarih boyunca Peygamber’lerin aklı çalıştırma çaÄŸrısının en büyük düşmanı karşı akli deliller deÄŸil, gelenek olmuÅŸtur. Yaygın olan sistemi, babaların, ataların uyguladığı sistemi taklit etmek, birçok insana aklı iÅŸletmekten daha cazip gelmiÅŸtir. Din tarih boyunca aklı iÅŸletmeyi, din karşıtı görüş ise gelenekçiliÄŸi yani muhafazakarlığı savunmuÅŸtur. Ne garip bir çeliÅŸkidir ki günümüzde muhafazakarlık ve gelenekçilik dindar olma manasında kullanılmaktadır. Kuran’ın anlattığı dinde, akıl insanların hareketlerine yön vermelidir. Gelenekler, toplumsal dahi olsa peÅŸin kabuller, çoÄŸunluk kabul etse bile aklın, açık delilin doÄŸrulamadığı görüşler insan hayatına rehberlik etmemelidir. Delil yerine atalarının uyduÄŸu sisteme göre hayatlarını yönlendirenlere Kuran’ın aÅŸağıdaki ayetlerini okumalarını öneriyoruz. (Ayrıca bakın 31 Lokman Suresi 21, 14 Ä°brahim Suresi 10, 11 Hud Suresi 62 ve 109, 5 Maide Suresi 104, 7 Araf Suresi 28)

21Yoksa onlara bundan önce bir kitap verdik de ona mı yapışmaktadırlar?

22Hayır dediler ki: “Biz atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk, onların eserlerini izleyerek doÄŸruya varacağız.”


23Ä°ÅŸte böyle! Senden önce de bir memlekete elçi gönderdiÄŸimizde, oranın servetle şımarmış elit tabakası mutlaka şöyle demiÅŸlerdir:“Biz atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk, onların eserlerine uyarak yol alacağız.”

24O da “Ben size atalarınızı üzerinde bulduÄŸunuz ÅŸeyden daha doÄŸrusunu getirmiÅŸ olsam da mı?” dedi. Onlarda “DoÄŸrusu biz seninle gönderileni tanımıyoruz.” dediler.

43 Zuhruf Suresi 21,22,23,24

Kuran’ın ayetlerinden görüyoruz ki çoÄŸunluÄŸa veya toplumda hakim olan görüşe uymak insanları doÄŸruya götürmeye yetmemektedir. (Bakınız kitabımızın 33. bölümü) Oysa bugün insanların, dini adeta bir geleneÄŸe dönüştürdüklerini, din adına bir çok kabulleri kökenini araÅŸtırmadan, bu kabullerin dinin bir parçası olup olmadığını sorgulamadan, yaygın görüştür diye, ÅŸeyhleri dedi diye, falanca dedi diye kabul ettiklerini görüyoruz. Zuhruf suresinin alıntıladığımız 21. ayeti kitaba dayanılmadan din adına ortaya konulanların geçersiz olduÄŸunu söylemektedir. Fakat ayetlerin devamı, atalardan gelen mirasın nasıl Allah’ın kitabının önüne konulabildiÄŸini göstermektedir.

Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme. çünkü kulak, göz ve gönül, hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.

17 Ä°sra Suresi 36

Onlar sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar. Ä°ÅŸte onlar Allah’ın doÄŸruya ilettiÄŸi temiz akıl sahipleridir.

39 Zümer Suresi 18

Din diye ortaya atılan görüşler karşımıza çıktığında bunları, bu ayetlerin aydınlatıcı ışıklarıyla deÄŸerlendirmeliyiz. Din adına söylenen bu sözler neye dayanıyor, nasıl ortaya atılıyor incelemeliyiz. Kitabın 2. bölümünde dinin kaynağının sadece ve sadece Kuran olduÄŸunu göreceÄŸiz. Bu çıkarımla insanlara, önce kafalarında bir din oluÅŸturup, sonra bu dini Kuran’da zorlamalarla arayacaklarına, dinlerini doÄŸrudan Kuran’dan eksiksiz ve fazlasız ÅŸekliyle bulmalarını öğütleyeceÄŸiz. Daha sonraki bölümlerde ise içinde doÄŸru ile yalanın ayırt edilemeyecek ÅŸekilde karışmış olduÄŸu, Peygamber’in söylemiÅŸ olduÄŸu iddia edilen hadislerin Kuran’la, birbirleriyle, mantıkla çeliÅŸtiklerini ve nasıl uydurulduklarını anlayacağız. Hadislerin dinin kaynağı olamayacağını göstermenin Peygamber’e hakaret deÄŸil, Peygamber’i iftiralardan kurtarmak olduÄŸunu kanıtlayacağız. Tüm bu konuları okurken, sizden yukarıda geçen Ä°sra suresinin 36. ayetini unutmadan mevcut fikirlerinizi gözden geçirmenizi, Zümer suresinin 18. ayetini anımsayarak en güzele ulaÅŸmak için önce dinlemeniz gerektiÄŸini hatırınızda tutmanızı, Zuhruf suresinin 21, 22, 23, 24. ayetlerini göz önünde bulundurarak varsa peÅŸin kabullerinizi, geleneklerinizi, atalarınızdan öğrendiÄŸiniz dini sorgulamanızı ve Allah’ın istediÄŸi gibi dini, geleneklerin üzerine deÄŸil, delillerin üzerine kurmanızı istiyoruz.

KURAN AKILLA ÇELİŞMEZ

Şüphesiz, yeryüzündeki hareket eden canlıların Allah katında en kötüsü aklını işletmeyen sağırlar ve dilsizlerdir.

8 Enfal Suresi 22

Allah pisliği akıllarını kullanmayanların üzerine yağdırır.

10 Yunus Suresi 100

Allah’ın yolu akıl yoludur, vicdan yoludur. Allah’ın en kötü gördüğü canlı tipi, gerçeÄŸe karşı sağır olan, aklını iÅŸletmeyen insanlardır. Bu tipler Allah’ın, diÄŸer canlılardan ayırt edici özellik olarak verdiÄŸi aklı kullanmamakta, akıllarını iÅŸletmemekte ve Allah’ın delillerini görmemektedirler. Bu tiplerin akılları efendilere, çoÄŸunluÄŸa, geleneÄŸe, ataların yoluna ipotekli olduÄŸu için bunlar akla ihtiyaç duymazlar. Kuran’ın anlattığı dini anlamayanlar dini; dogmalar, hurafeler, içinden çıkılması ve uygulanması mümkün olmayan zorluklar sistemi olarak göstermiÅŸlerdir. Bu tavırlarıyla da yüz milyonlarca kiÅŸiyi dinden soÄŸutmuÅŸlar, hatta birçok insanı dinsizliÄŸe itmiÅŸlerdir. Kuran’ın anlattığı Ä°slam’ı, bu geleneksel, zorlaÅŸtırılmış, mantıksızlaÅŸtırılmış dinden ayırt etmek, bu yüzden çok önemlidir. Böylece Kuran’ın anlattığı Ä°slâm, üzerindeki yüklerden, eklemelerden, eksiltmelerden kurtulacaktır. Hem de Kuran’dan, Ä°slâm’dan soÄŸutulmuÅŸ kitleler geri kazanılacaktır.

Andolsun size hatırlatıcı bir kitap indirdik. Yine de aklınızı kullanmayacak mısınız?

21 Enbiya Suresi 10

1450’li yıllarda icat edilen matbaanın kullanımını 278 sene geciktiren, ÅŸehzadeleri öldürmek için dini fetva verip Kuran’daki en büyük günahlardan adam öldürmeyi gerçekleÅŸtiren hep bu gelenekçi, Kuran’ı dinin kaynağı olarak yeterli görmeyen zihniyettir. Afganistan’daki ilkel, vahÅŸi Talibanların, Ä°ran’daki zorlamacı ve sınırlayıcı Åžiilerin oluÅŸumunun suçlusu yine gelenekçi, Kuran’ı dinin kaynağı olarak yeterli görmeyen bu zihniyettir. Bu zihniyet, uydurma izahları da, kendi imamlarını da, mollalarını da, ÅŸeyhlerini de dinin kaynağı yapmış, Allah’ın Ä°slâm’ı adına ucube düzenler ortaya çıkarmıştır. üstelik kendilerini “dinin tek temsilcisi” olarak ilan eden bu zihniyete sahip kiÅŸiler kendileri dışında herkesi dinsiz sayıp, aforozlamışlardır.(Bakın 32. bölüm)

KÄ°TABIN AMACI

Bu kitabın amacı tüm bu uydurmaları gösterirken, din adına tekelin bir tek Kuran’da olduÄŸunu, Kuran dışında hiçbir kiÅŸinin, hiçbir mezhebin, hiçbir ÅŸeyhin ve hiçbir uygulamanın ne dine tek bir ilave, ne de dinden tek bir eksiltme yapamayacağını göstermektir. Dinin temel hedefi insandır. Ä°nsanı hayatla, kendisiyle çeliÅŸkiye götürmenin sonu hüsrandır. Ä°slam’ın gerçek yapısında bu çeliÅŸkinin yeri yoktur. Oysa uydurulmuÅŸ din ileride göreceÄŸiniz gibi çeliÅŸkiler, mutsuzluklar ve mantıksızlıklar yuvasıdır. Allah’ın insan yaratılışının özüne uygun bir sistem olarak tanıttığı dinin, insan yaratılışının özüyle ve yaratılışın en büyük nimeti olan akılla çeliÅŸmesi asla düşünülemez.

O halde sen yüzünü bir Tek Tanrı’cı olarak dine: Allah’ın insanları yaratışındaki fıtrata (yaratılış özüne) çevir. Allah’ın yaratışında bir değişiklik yoktur. İşte dosdoğru din budur. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar.

30 Rum Suresi 30

Din adına tek hüküm koyucu Allah’tır. Allah tek yetkili olarak mesajlarını Kuran vasıtasıyla insanlığa eksiksiz, çeliÅŸkisiz, ayrıntılı, tam ve açık bir ÅŸekilde göndermiÅŸtir. Bu gerçekleri belirleyip Kuran’ın Ä°slam’ını kabul etmek, Allah dışında hiçbir kimsenin hüküm koyucu olarak kabul edilmemesi demektir. Bu yüzden bu hareket, Allah dışında dinin sahibi ilan edilenlerin tümünün bu geçersiz yetkilerinin ellerinden alınıp, dinin tek sahibi Allah’a, hiç kimseyi O’nun hükmüne ortak etmeden yönelmek demektir. Kuran’ı insanlara ileten, ilk Müslümanları örgütleyip, kendisi de Kuran’a uyan Peygamber’imiz, Kuran’ın dışında bir kaynağı insanlara sunmamış, yazdırmamış, din adına göstermemiÅŸtir. Peygamber’in söylemiÅŸ olduÄŸu varsayılan bir söz veya bir yorum Kuran’la çeliÅŸir, Kuran’a ilave veya eksiltme yaparsa, bu söz hem dine, hem de Peygamber’e iftiradır. Ä°leriki bölümlerde, Arap, Emevi, Abbasi gelenek ve göreneklerini, uydurma izahları, ÅŸahsi görüşleri dine sokan, dinin özellikle uygulama alanını bir yığın uydurmayla dolduran zihniyeti tanıyacağız. Bu baÄŸlamda din denince neden yalnızca Kuran’ı anlamamız gerektiÄŸini, Kuran’da geçmeyen hususların neden dinle alakası olmadığını kavrayacağız. Ayrıca dine maledilen ve yaygın olarak Kuran’da da var sanılan birçok hususun, Kuran’da yer almadığını ve bu yüzden dinen bir ÅŸey ifade etmediÄŸini öğreneceÄŸiz. Yani; Kuran’a giderek dini yeniden tanıyacağız ve yapılandıracağız.

TABULARIN ZÄ°HÄ°NLERE VURDUÄžU ZÄ°NCÄ°RLERDEN KURTULALIM

Dini sonuçları bildirirken bir tek Kuran’ı baz alıp, kendi sübjektif görüşümüzü bildirmemeye çalışacağız. Buna raÄŸmen gelenek savunucuları tarafından çok çeÅŸitli ithamlara uÄŸrayacağımızı ÅŸimdiden tahmin ediyoruz. Daha evvel de birçok araÅŸtırmacıyazarların itham edildiÄŸi gibi bizim de ajan, Yahudi veya mason olduÄŸumuzun söyleneceÄŸine kesin gözüyle bakıyoruz. Kendi geri kalmışlıklarının sebebini sürekli bir takım dış güçlere yükleyip, kendilerini temize çıkartma, geleneksel Ä°slamcıların klasikleÅŸmiÅŸ kendilerini kandırma metodudur. Åžimdiden söyleyelim: Yahudi, ajan, ya da mason deÄŸiliz. Gelenekçi dinin insanları dinden soÄŸutması üzerine, birikimlerimizi kitaba aktarmayı borç bilen Kuran araÅŸtırmacılarıyız. Bu kitabı da eleÅŸtirel mantıkla okumanızı tavsiye ediyoruz. DoÄŸru olan ve dinin tek kaynağı olan Allah’ın kitabı Kuran’dır. Buradaki fikirlerimiz de ancak Kuran’a uyduÄŸu ölçüde doÄŸrudur. Bu çalışma, Ä°slam’ı Kuran dışılıktan kurtarmaya çalışan; geleneÄŸin, taklidin, kelle sayısının ve hurafelerin akıllara vurduÄŸu zincirleri kırmayı amaçlayan bir çalışmadır.

(Visited 5 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 15.09.2008 tarihinde chetink tarafından, Kütüphane | Okunması Gereken Kitaplar ve Kitap Özetleri bölümünde paylaşılmıştır ve 1376 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Uydurulan Din Ve Kurandaki Din | Kuran Araştırmaları Grubu orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki Makale[Hukuk] Tarım Kanunu | Tarım Politikalarının Amaçları - Ä°lkeleri - Öncelikleri - Çiftçi EÄŸitimi - Yayım Ve Danışmanlık Hizmetleri Sonraki MakaleYSK - Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu BaÅŸkanlığı | Yüksek Seçim Kurumu Tarihçesi - Yüksek Seçim Kurulunun Görev Ve Yetkileri - TeÅŸkilat Yapısı..

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz