Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Türkiyede Anayasaların Tarihi


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 03.04.2009 tarihinde Esesli tarafından, Yakın Dönem Türkiye Tarihi bölümünde paylaşılmıştır ve 1334 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Türkiyede Anayasaların Tarihi

Magna Carta (1215) ile dünyanın Anayasa hareketlerine öncülük etmiş olan İngiltere başta olmak üzere, hemen bütün demokrasi mücadelesi yapan ülkelerde anayasal metinlerin tek amacı olmuştur: İktidardaki mutlak hükümdarın yetkilerinin sınırlanması. Bunun tabii sonucu da hükümdar karşısında, vatandaş hak ve özgürlüklerinin sınırlarının genişletilmesidir.


Türkiye’nin siyasal geliÅŸmesi içinde de anayasal hareketler yukarıdaki çizgiyi izlemiÅŸtir. Buradaki anayasal hareketler deyimi geniÅŸ onlamda kullanılmış olup, yalnızca Anayasa yapılması ile ilgili deÄŸildir. Osmanlı-Türk tarihinin iik Anayasa’sının 1876 tarihini taşımasına raÄŸmen, anayasal hareketler çok doha önceleri baÅŸlamıştır.

Anayasal hareketler, yukarıda da değindiğimiz gibi, talepte bulunanlar açısından bir tür hürriyet mücadelesidir. Başlangıçta bu, hükümdar tebaasının (subject), vatandaş (citizen) olma, vatandaş statüsüne kavuşma çabasıdır. Hükümdara karşı girişilen mücadele sonunda, hükümdarın tebaası olmaktan kurtulan kişi, devletin vatandaşı olmaktadır. Bundan böyle vatandaş bir takım haklara ve hürriyetlere kavuşmakta ve haklar, hükümdarın tekelinden çıkarak vatandaşlarla paylaşılmaktadır. Bir kısım haklarını vatandaşlarıyla paylaşmak zorunda kalan hükümdarın haklarının alanı, doğal olarak, daralmaktadır.

Senedi Ä°ttifak


Bu açıdan bakıldığında, Osmanlı tarihinde rastlıyacağımız ilk belge Senedi Ä°ttifak’tır: Senedi ittifak, PadiÅŸah II. Mahmut’la Anadolu va Rumeli ayanı arasında imzalanmış bir pakttır. Osmanlı tarihinde ilk kez; bu belgeyle bir padiÅŸah, devletin bozuk durumunu düzeltmek üzere, taÅŸra teÅŸkilatındân yardım istemektedir. TaÅŸra teÅŸkilatının yani Anadolu ve Rumeli Beylerinin saÄŸlıyacağı bu yardım tek taraflı deÄŸildir. Bunâ karşılık, PadiÅŸah da vatandaÅŸlarına bir takım taahhütlerde bulunmakta, mükellefiyet altına girmektedir. Yani PadiÅŸah artık eskiden olduÄŸu gibi, dilediÄŸi ÅŸekilde hareket hakkına sahıip deÄŸildir. Ä°ki tarafşı bu anlaÅŸmayla PadiÅŸahın hakları, az da olsa daraltılmıştır. Bu suretle ilk defa mutlak iktidar, sınırlı bir iktidara dönüşmeye baÅŸlamıştır.

Tanzimat Fermanı

Yine Anayasa hareketleri açısından, Osmanlı döneminin ikinci önemli belgesi 1839 tarihli Tanzimat Fermanı vaya diÄŸer adıyla Gülhane Hattı hümayunu’dur. Bu da tabii ki bir Anayasa deÄŸildir. Fakat anayasal geliÅŸmeler içerisinde önemli bir yeri olan bir belgedir. Gülhane’de yabancı devlet temsilcileri önünde okunan bu fermanla Osmanlı vatandaÅŸlarına can ve mal güvenliÄŸi konusunda güvenceler verilmekte; askerlik ve vergi konularının daha adil bir ÅŸekilde düzenlenmesi öngörülmektedir.

Bütün bunları gerçekleÅŸtirmek için Meclisi Ahkamı Adliye isimli bir kurulun oluÅŸturulması da Tanzimat Fermanı’nda karar altına alınmıştır. PadiÅŸah, Fermanın sonunda; yeni çıkacak kanunlara uyacağını belirtmiÅŸ, bunlara aykırı hareket etmeyeceÄŸine Allah üzerine yemin etmiÅŸtir.

Senedi Ä°ttifak’ın PadiÅŸah’la Ayan arasında imzalanan iki taraflı bir pakt olmasına Karşılık, Tanzimat Fermanı, PadiÅŸah’ın tek taraflı iradesiyle tebaasına tanıdığı hakları ihtiva eden bir belgedir. Burada PadiÅŸah, bir çeÅŸit ”auto-limitation” yoluyla kendi haklarını kendisi sınırlandırmaktadır.

DiÄŸer Fermanlar

Tanzimat Fermanı’ndan sonra iki ferman daha çıkarılmıştır. Bunlardan birincisi PadiÅŸah Abdülmecit’in Babıali’de okuduÄŸu 1845 tarihli Hattı Hümayun’dur. Daha önce vaad edilen kanunların çıkarılmadığını vurgulayan bu fermanda PadiÅŸah, gerekli düzenlemelerin yapılması için direktifler vermektedir.


Bunu takiben, 1856’da çıkarılan Istahat Fermanı da yine bir takım yasal düzenlemelerle imparotorluÄŸun sorunlarına çözüm arayan önemli bir belgedir.

Anayasaların hazırlanış ÅŸekillerinden biri olan ve ”ferman usulü” denen bu yöntemle hazırlanan bütün bu fermanlar, Türkiye’nin anayasal geliÅŸmesi içerisinde, birer nirengi noktasıdır.

1876 Kanuni Esasisi

Osmanlı-Türk tarihinin ilk Anayasası 1876 tarihli Kanunu Esasi’dir. Bu Anayasa, dinci, monarÅŸik bir devlet ÅŸekli kabul etmektedir. PadiÅŸahın, o zamana kadar fermanlarla sınırlanmış da olsa, tek başına kullandığı otorite bundan böyle, PadiÅŸahla meclis arasında taksim edilmektedir.

Bu Anayasa ile yasama yetkisi, Meclisi Umumi adı verilen ve Heyeti Ayan ile heyeti Mebusan adlarında iki meclisten oluÅŸan bir organa verilmiÅŸtir. Yani 1961 Anayasası’nda olduÄŸu gibi, iki meclis sistemi kabul edilmiÅŸtir.

Ayan Meclisi, Ä°ngiltere’nin Lordlar Kamarası’na benzetilerek, üyelerinin kaydı hayat ÅŸartıyla PadiÅŸah tarafından, doÄŸrudan doÄŸruya, atanması esası kabul edilmiÅŸtir. Ayan azası olabilmek için 40 yaşını doldurmuÅŸ, iÅŸleri ve eserleriyle memleketin güvenini kozanmış, devlet iÅŸlerinde iyi hizmeti ile tanınmış olmak koÅŸulları aranmıştır.

Mebusan Meclisi’nde müzakere ve kabul edilen kanun lâhiyaları daha sonra Ayan Meclisi’nde görüşüşür. Ayan Meclisi, önüne gelen kanun tasarılarını ÅŸeriata, PadiÅŸahın hak ve ayrıcalıklarına; hürriyetlere Anayasa hükümlerine, devletin bütünlüğüne, ülkenin iç güvenliÄŸine, genel ahlâkcı aykırı hususlar görürse bu tasarıları kesin olarak red eder veya deÄŸiÅŸtirilmek üzere Mebusan Meclisi’ne geri gönderir. Kabul ettiÄŸi kanun tasarılarını ise PadiÅŸahın tastikine sunmak üzere Sadrazam’a havale eder.

Mebusan Meclisi, her elli bin erkek vatandaşa bir temsilci olmak üzere, seçilecek kimselerden meydana gelir. Seçme ve seçilme hâkkı yalnız erkeklere tanınmıştır. Mebusan Meclisi üyeliği için 30 yaşın doldurulmuş olması gerekir. Seçim dönemleri 4 yıldır.

Yürütme Organı: Bu organın başı PadiÅŸah’tır, PadiÅŸah bu yetkisini bakanları vasıtasile kullanır. Bakanların göreve atamaları ve yerlerinden alınmaları tamamen PadiÅŸah’ın yetkileri içerisindedir. PadiÅŸahlık ise veraset yoluyla babadan oÄŸula intikal eder. PadiÅŸah’ın hak ve yetkiteri son derece geniÅŸtir. Bunların arasında Meclisi Mebusan’ın feshi, harp ve sulh yapma, yabancı devletlerle andlaÅŸmalar imzalama, silâhlı kuvvetlere kumanda etme gibi yetkiler vardır.

Yürütme organının diÄŸer kanadı ise Sadrazam, Åžeyhülislâm ve vekillerden oluÅŸan Bakanlar Kurulu’dur. Bakanlar Kurulu PadiÅŸah taraıfından tayin edildiÄŸi gibi yine onun tarafından görevden de alınabilir.

Meclisle Bakanlar Kurulu arasında bir anlaÅŸmazlık çıktığı taktirde PadiÅŸah, Bakanlar Kurulu’nu deÄŸiÅŸtirebileceÄŸi gibi, onları haklı gördüğü taktirde Meclisi de feshedebilir.

PadiÅŸah’a çok önemli bir yetki de 113. madde ile tanınmıştır. Bu maddeye göre PadiÅŸah, hükûmetin güvenliÄŸini tehdit ettikleri anlaşılan kiÅŸileri, ülkenin çok uzak yerlerine sürgüne gönderme hakkına sahiptir. Nitekim PadiÅŸah, bu hükme dayanarak bir çok sürgünler yapmıştır.

1876 Anayâsası, 1903 ve 1914 tarihlerinde iki kez deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸramıştır. 1909 deÄŸiÅŸikliÄŸinde, Meclis’in feshi ile ilgili 35. madde deÄŸiÅŸtirilerek Meclis’in ağırlığı artırılmış ve feshi zorlaÅŸtırılmıştır. Bunun yanı sıra, PadiÅŸah’a vatandaÅŸları sürgün etme yetkisi veren ünlü 113. madde de yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece PadiÅŸah’ın yetkileri biraz daha daraltılırken, parlemonter rejime doÄŸru meyil de artırılmıştır.

1914 yılında Kanunu Esası iki defa daha deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir. 7, 35, 43 ve 102. moddelerle ilgili bu deÄŸiÅŸiklikler üzerinde daha fazla durmadan, anayasal hayatımızın geliÅŸme seyrini izlediÄŸimizde, Meclisi Mebusan’ın 16 Mart 1920’de Ä°stanbul’u iÅŸgal eden Ä°ngilizler tarafından basılıp, dağıtıldığını görüyoruz.

1921 Anayasası

Ä°stanbul’un iÅŸgal edilmesi ve Meclis’in dağıtılması üzerine 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi Ankara’da toplanmıştır. Toplanan yeni Meclis, yeni bir Anayasa yapılması için çalışmalara baÅŸlamıştır. 20 Ocak 1921 tarihli bu Anayasa, 24 maddelik çok kısa bir Anayasadır.

OlaÄŸanüstü durum ve ÅŸartlar içerisinde hazırlanan bu Anayasa ayrıntılı hükümlere yer vermemiÅŸtir. Hattâ hak ve hürriyetler veya yargı gücü gibi temel konular da Anayasa’da yoktur.

Yasama ve yürütme gücü, ÅŸeriat hükümlerinin uygulanması, kanun yapılması, uluslararası andlaÅŸmalar yapılması, üyeleri iki yıl için seçilen Türkiye Büyük Mlillet Meclisi’nin yetkileri arasındadır. Meclis hükümeti sisteminin kabul edildiÄŸi Anayasa’da bütün yetkiler Meclis’e verilmiÅŸtir.

Bu Anayasa’da 1923 yılında yapılan bir deÄŸiÅŸiklikle, devletin ÅŸeklinin cumhuriyet olduÄŸuna dair bir hüküm Anayasa’ya konulmuÅŸtur. Bunun yanısıra, devletin dininin Ä°slâm dini olduÄŸuna dair baÅŸka bir hüküm de Anayasa’da yer almaktadır. CumhurbaÅŸkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilmektedir.

1924 Anayasası

Cumhuriyet’in ilk Anayasası 24 Nisan 1924 tarih ve 491 sayılı TeÅŸkilatı Esasiye Kanunu’dur. Bu Anayasa, o tarihten 1960 yılına kadar yürürlükte kalmış ve 27 Mayıs 1860 askerî müdahalesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.

1921 Anayasası gibi pek ayrıntılı olmıyan bu Anayasa da 105 maddeden ibarettir. Devlet ÅŸekli yine cumhuriyettir. BaÅŸlangıçta devletin dini, Ä°slâm dini olarak kabul edilmiÅŸse de 1928 yılında bu hüküm Anayasa’dan çıkarılmıştır.

Bu Anayasa da tek meclis sistemini kabul etmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi adını taşıyan bu meclis 4 yılda bir şeçilir. Seçmen yaşı 22 ve seçilme yaşı 30 dur. 1934 tarihinde kadınlara da seçme hakkının tanınmasıyla seçimlerde genel oy esası kabul edilmiş oluyordu. 1935 seçimlerinde kadınlar, ilk kez, hem seçmiş ve hem de seçilmişlerdir.

Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, kendi üyeleri arasından, dört yıl için seçilir. Yeniden seçilmek mümkündür. Cumhurbaşkanı Başbakanı seçer. Başbakan da Bakanları seçen Bakanlar Kurulu listesini hazırlayan Başbakan bunu Cumhurbaşkanının onayına sunar. Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan bakanlar listesi programı ile birlikte, Meclise sunulur. Meclis tarafından kabul edilen Bakanlar Kurulu kurulmuş olur ve göreve başlar.

Anayasa’nın 5. maddesine göre, yasama yetkisi ve yürütme gücü Türkiye Büyük Millet Mecilsi’nde toplanır. Meclis, yasama yetkisini bizzat kullanır. Yürütme yetkisini ise kendisi tarafından seçilmiÅŸ CumhurbaÅŸkanı ve onun tayin edeceÄŸi bir bakanlar kurulu eliyle kullanır. Meclis her zaman, hükûmeti denetleyip düşürebilir. Görüldüğü gibi, her iki yetki de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin elinde toplanmıştır. 1924 Anayasası güçler birliÄŸi ve vazife ayrılığı esasına dayanan bir Anayasadır. Oysa 1961 Anayasası’nın kabul ettiÄŸi sistem, yumuÅŸak bir güçler ayrılığıdır.

Anayasa’nın 5. faslı hak ve hürriyetlere ayrılmıştır. ”Türklerin Hukuku Ammesi” baÅŸlığını taşıyan bu faslıda klâsik hak ve hürriyetlere yer verilmiÅŸtir. Bunlar, 1789 Ä°nsan ve YurttaÅŸ Hakları Bildirgesi’nin paralelinde düşünülmüş ve konulmuÅŸ hürriyetlerdir. Haklar ve hürriyetler arasında, sosyal ve ekonomik haklardan hemen hiç bahis yoktur. Yalnızca mülkiyet hakkı, çalışma hakkı ve ticaret hakkına kısaca deÄŸinilmekle yetinilmiÅŸtir.

1924 Anayasası 7 defa deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸramıştır. 1928 yılında yapılan ilk deÄŸiÅŸiklikle Anayasa’da bulunan dinî ibareler çıkarılmıştır. 1931 yılındaki deÄŸiÅŸiklik bütcenin, malî yıl baÅŸlamadan en az üç ay önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilmesi zorunluluÄŸunu getirmiÅŸtir. 1934 yılındaki üçüncü deÄŸiÅŸiklikle kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. 1937 yılı deÄŸiÅŸikliÄŸiyle Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 ilkesi Anayasa’ya geçirilecek, Anayasa hükmü ÅŸekline getirilmiÅŸir. Bunun yanı sıra, her bakanlıkta bir siyasal müsteÅŸarlık kurulmuÅŸtur. Fakat aynı yıl yapılan diÄŸer bir deÄŸiÅŸiklikte, yararları görülmeyen, bu müsteÅŸarlıklar kaldırılmıştır. 1945 te yapılan altıncı ve 1952 yılında yapılan yedinci deÄŸiÅŸiklikler Anayasa’nın diliyle ilgilidir. Ä°lk deÄŸiÅŸiktikle Osmanlıca kelimeleri yeni Türkçe’ye çevrilen Anayasa, ikinci deÄŸiÅŸiklikle yeniden, eski Osmanlıca dile döndürülmüştür. Bu yedi deÄŸiÅŸikliÄŸi geçiren Anayasa, 1960 yılına kadar yürürlükte kalmış, 27 Mayıs 1960 askerî müdahalesi sonucunda yürürlükten kalkmıştır.

1961 Anayasası

27 Mayıs 1980 da baÅŸta bulunan iktidarı bir askeri hareketle deviren subaylar grubu örgütlenerek, kendilerine Millî Birlik Komitesi adını vermiÅŸlerdir. Millî Birlik Komitesi; kısa bir süre sonra, bir kanun yaparak, 1924 Anayasası’nın bazı hükümlerini deÄŸiÅŸtirmiÅŸ veya yürürlükten kaldırmıştır. 12 Haziran 1960 tarihli ve sayılı bu kanuna ”Geçici Anayasa” da denilmiÅŸtir. Bu geçici Anayasa’ya göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ait hak ve yetkiler, bu kanundan sonra, Millî Birlik Komitesi’ne geçmiÅŸtir. Millî Birlik Komitesi, 27 maddelik bu kanun uyarınca, bir bakanlar kurulu oluÅŸturmuÅŸtur. Bu sıralarda, yeni bir Anayasa yapılması çalışmalarına baÅŸlanmıştır.

Milli Birlik Komitesi bir takım üniversite öğretim üyelerinden bir komisyon oluÅŸturmuÅŸ ve onu yeni Anayasa’yı hazırlamakla görevlendirmiÅŸtir. Bu komisyon bir anket hazırlıyarak, çeÅŸitli kuruluÅŸlara gönderip, yeni Anayasa hakkında görüşlerini almıştır. Ä°stanbul Komisyonu adı verilen bu komisyonun çalışması uzayınca, Ankara Ãœniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyeleri kendi aralarında bir Anayasa komisyonu kurarak, bir Anayasa tasarısı hazırlamaya baÅŸlamışlardır. Daha önce bitirilen bu tasarı, Millî Birlik Komitesi’ne sunulmuÅŸtur.

Bu sırada, memleketimizde ”Kurucu Meclis” adıyla bir meclisin kurulması ve Anayasa’yı bu meclisin hazırlaması görüşü ortaya atılmıştır. 13 Aralık 1960 tarih ve 157 sayılı yasayla Kurucu Meclis oluÅŸturulmuÅŸtur. Bu oluÅŸturulan Kurucu Meclis, iki meclisten meydana getirilmiÅŸtir: Birincisi meclis 27 Mayıs 1960 hareketini yapan subayların oluÅŸturduÄŸu Milli Birlik Komitesi, ikincisi ise Temsilciler Meclisi’dir.

Temsilciler Meclisi halk tarafından seçilmemiÅŸ, bir takım kuruluÅŸların, içlerinden seçip gönderdikleri temsilcilerden oluÅŸmuÅŸtur. Bu Meclis 6 Ocak1961tarihinde Ankara’da toplanarak çalışmalarına baÅŸlamıştır. Meclisin içerisinden seçilen bir Anayasa Komisyonu, bir Anayasa tasarısı hazırlamış ve bu tasarı, Temsilciler Meclisinde görüşülmeye baÅŸlanmıştır. Burada kabul edilen tasarı Millî Birlik Komitesi’ne gönderilmiÅŸ, fakat Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiÄŸi tasarının bir çok maddeleri, Millî Birlik Komitesi tarafından reddedilerek, tasarı geri yollanmıştır. Sonuçta yeniden tartışılan tasarı 4 Nisan 1961de kesin ÅŸeklini almıştır. 9 Temmuz 1961 de halk oylamasına sunulan bu tasarı, oylamaya katılanların % 61,5 inin olumlu oylarıyla kabul edilmiÅŸtir. 20 Temmuz 1961 tarihli Resmi Gazete’de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası adıyla yayınlanarak yürürlüğe girmiÅŸtir.

1961 Anayasası’nın Özellikleri

6 kısım, 157 madde ve 22 geçici maddeden oluÅŸan 1961 Anayasası bir takım yeni düzenlemeler getirmiÅŸtir. 1924 Anayasası’nda bulunmayan bu yeniliklerin baÅŸlıcaları şöylece özetlenebilir:

a) Siyasal Partiler: Türk tarihinde ilk kez 1961 Anayasasının 56 ve 57. Maddelerinde siyasal partilerle ilgili hükümler getirilmiÅŸtir. Buna göre, siyasal partiler, ister iktidarda, ister muhalefette olsunlar, demokratik siyasal yaÅŸamın vazgeçilmez unsurlarıdırlar. Partiler, önceden izin almadan kurulur ve serbestçe çalışırlar. VatandaÅŸlar, siyasal parti kurma, partilere girme ve çıkma hakkına sahiptirler. Yalnız, kurulacak siyasal partilerin tüzükleri, programları ve çalışmaları, insan hak ve hürriyetterine dayanan, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmezliÄŸi temel hükmüne uygun olmak zorundadır. Bunlara uymayan partiler Anayasa Mahkemesi’nce temelli kapatılır.

B) Kanun hükmünde kararname: Anayasa madde 64, fıkra 2-6 belli konularda, kanunla Bakanlar Kurulu’na kanun hükmünde kararnameler çıkarma yetkisinin verilebilmesini öngörmüştür. Bu kanuna dayanılarak çıkarılan kararnameler, daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulurlar. Yayınlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmayan kararnameler ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce reddedilenler, bu karar Resmî Gazete’de yayınlandığı gün yürürlükten kalkar.

c) Milli Güvenlik Kurulu: 1961 Anayasası 111. maddesiyle millî güvenlik ile ilgili kararların alınmasında ve koordinasyonun saÄŸlanmasında gerekli temel görüşleri Bakanlar Kurulu’na tavsiye etmekle görevli bir organ kurmuÅŸtur. Milli Güvenlik Kurulu adıyla anılan bu organ BaÅŸbakan, Genel Kurmay BaÅŸkanı, kanunun gösterdiÄŸi Bakanlar ile Kuvvet Komutanları’ndan oluÅŸur. Kurula CumhurbaÅŸkanı, onun bulunmadığı zamanlar BaÅŸbakan baÅŸkanlık eder.

d) Yönetmelikler: Anayasa 113. maddeye göre, bakanlıklar ve kamu tüzel kiÅŸileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını saÄŸlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak ÅŸartıyla yönetmelikler çıkarabilirler. Yönetmelikler Resmi Gazete’de yayınlanır. Yürütme organının çalışmasını kolaylaÅŸtıracak normlar olan yönetmeliklere içinde yer vermekle 1961 Anayasası bir yenilik getirmiÅŸtir.

e) Ãœniversiteler: Önceki Anayasa’da yer almıyan üniversiteler, bir özerk kamu tüzel kiÅŸisi olarak, bu Anayasa’nın 120. maddesiyle düzenlenmiÅŸtir.

f) Türk Radyo Televizyon Kurumu: Türk Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ve haber ajansları Anayasa’nın 121: maddesinde, devlet eliyle kurulan ve yönetimleri tarafsız bir kamu tüzel kiÅŸiliÄŸi ÅŸeklinde, yasayla düzenlenen kuruluÅŸlar olarak tespit edilmiÅŸtir.

g) Kalkınma Plânı ve Devlet Plânlama TeÅŸkilatı: Anayasa’nın yapılmasından önce 30 Eylül 1960 tarihli yasayla kurulan Devlet Plânlama TeÅŸkilâtı’na Anayasa’nın 129. maddesiyle Anayasa içerisinde yer verilmiÅŸtir. Böylece, gerek Kalkınma Planı ve gerekse Devlet Plânlama TeÅŸkilâtı anayasal kurumlar haline gelmiÅŸtir.

h) Doğal zenginlik kaynaklarının aranması ve işletilmesi: Anayasa madde 130 petrol, doğal gaz, çeşitli madenler gibi doğal zenginlik kaynaklarının devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, bunların arama ve işletme hakkının devlete ait olduğunu tespit etmiştir. Bu konularda özel teşebbüsün çalışabilmesi, kendilerine devlet tarafından izin verilmesine bağlı kılınmıştır.

i) Ormanlara ve orman köylüsünün korunması ve geliştirilmesi: Anayasa madde 131 e göre, devlet ormanların korunması için gerekli tedbirleei alır. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir. Devlet ormanları, kanuna göre devletçe yönetilir ve işletilir. Devlet ormanlarının mülkiyeti, yönetimi ve işletilmesi özel kişilere devrolunamaz. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir ve bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.

j) Yüksek Savcılar Kurulu: Anayasa madde 137 fıkra 2, savcıların özlük işleriyle ve disiplin cezaları hakkında karar verme yetkisine sahip Yüksek Savcılar Kurulu oluşturmuştur. Yüksek Savcılâr Kurulu Adalet Bakanının başkanlığında Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulunca seçilen üyeler ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı ile Özlük İşleri Genel Müdüründen kurulur.

k) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi: Anayasanın Danıştayla ilgili 140. maddesinde 22 Eylül 1971 tarihinde yapılan bir değişiklikle eklenen son fıkra Askeri Yüksek İdare Mahkemesi adı altında, asker kişilerle ilgili idarî eylem ve işlemlerin yargı denetimini yapmak üzere bir yüksek mahkeme kurulmuştur.

I) Yüksek Hâkimler Kurulu: Anayasa madde 143 ve 144 yeni bir organ olan Yüksek Hâkimler Kurulu’nu düzenlemektedir: Bu Kurul, Yargıtay tarafından, kendi üyeleri arasından seçilen 11 asıl va 3 yedek üyeden oluÅŸur. Kurul adliye mahkemelerinin hakimlerinin özlük iÅŸleri hakkında kesin karar verir. Bir mahkemenin , veya hâkimin kadrosunun kaldırılması veya mahkemenin yargı çevresinin deÄŸiÅŸtirilmesi Kurul’un uygun görmesine baÄŸlıdır.

m) Anayasa Mahkemesi: Anayasa’nın 145-152. maddelerinde yeni bir yargı organı olan Anayasa Mahkemesi düzenlenmiÅŸtir. Kanunların ve Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüklerini Anayasaya, Anayasa deÄŸiÅŸikliklerinin de Anayasa’da gösterilen ÅŸekil ÅŸartlarına uygunluÄŸunun denetlemek üzere kurulan bu yüksek mahkeme 1961 Anayasası’nın getirdiÄŸi önemli yeniliklerden biridir.

(Visited 1 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 03.04.2009 tarihinde Esesli tarafından, Yakın Dönem Türkiye Tarihi bölümünde paylaşılmıştır ve 1334 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 2 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Türkiyede Anayasaların Tarihi orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleDeprem Öncesi Canlılardaki DeÄŸiÅŸimler Sonraki Makale[Fizik] Termonükleer Enerji Nedir? | Termonükleer Enerjinin Ä°lkeleri - Termonükleer Reaktör İçin KoÅŸullar - Tokamak Sistemi

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz