Hababam Sınıfı – Kolonya Oyunu | Rıfat Ilgaz
Hale - 11 Mart 2012 Öyküler ve Hikayeler 0 0 Okunma : 2260
İçerik Hakkında Bilgi
- Bu içerik 10.10.2008 tarihinde Hale tarafından, Öykü Paylaşımları | Mevlana Hikayeleri bölümünde paylaşılmıştır ve 1938 kez okunmuştur.
Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum
İçerik ve Kategori Araçları
- Kategoriye Abone Ol
- Makalenin Çıktısını Al
- Makaleye Yorum ekle
- Son Güncellenme Tarihi: 21 Åžubat 2012, Salı 08:17
Hababam Sınıfı – Kolonya Oyunu
Sınıfa döndüğüm zaman Palamut, biraz da kıskançlıkla:
«Bitti mi işiniz?» dedi. «Bitti!» dedim.
Palamut, Domdom Ali’ye dönerek «BaÅŸla!» iÅŸaretini verdi.
Domdom Ä°nek Åžaban’ın sırasının önünden seslendi:
«Ulan Refüze biraz kolonya ver, başım çatlıyor!»
Refüze kışkırtırcasına tersledi:
«Yok!»
«Var!»
«Yok!»
«Daha dün doldurttun!»
«Evet dün doldurttum! Vermiyorum, mal benim değil mi?».
Tulum Hayri de verilen iÅŸaretle kalktı, Refüze’yi kıskıvrak kucakladı. Domdom Ali, Refüze’nin çekmecesinden sabahleyin kendi eliyle musluktan doldurduÄŸu ÅŸiÅŸeyi aldı. Sınıfın bir ucundan, açılan avuçlara teker teker dökmeye baÅŸladı:
«Sebil!»
Herkes sözde burnuna çekiyor, yüzüne gözüne sürerek Ä°nek Åžaban’ı alıştırmaya çalışıyordu. Domdom, Ä°nek Åžaban’ın sırasına gelince, ÅŸiÅŸeyi ustaca deÄŸiÅŸtirdi. Sulandırılmış kırmızı mürekkebi, Åžaban’ın açılan avuçlarına boÅŸalttı. O da kendinden öncekiler gibi Refüze’nin dalına basmak için burnuna çekti, yüzüne gözüne sürmeye baÅŸladı:
«Dök!» dedi. «Biraz daha dök!»
Domdom Ali, hem şişede ne varsa boşaltıyor, hem de:
«Yeter!» diyordu. «Arkadaşlara kalmayacak!»
Sonra şişeyi değiştirerek işini sürdürdü.
Bütün sınıf Åžaban’ı kuÅŸkulandırmamak için önce kendilerini tutmuÅŸ, ÅŸimdi katıla katıla gülüyorlardı.
Åžaban’ın yüzü kıpkızıl çıkmıştı. Masmavi gözleri bu kızıllık içinde fıldır fıldır dönüyor, birÅŸeyler sezinlemeye çalışıyordu.
Etrafı incelemekten avuçlarına bakmayı bile düşünemiyordu. Onu iÅŸkillendirmemek için Refüze, Tulum’un kollarından kurtulmaya çalışıyor:
«Yeter artık, iki tıraşlık bana da ayır!» diye yalvarıyordu.
Tam bu sırada sınıfın kapısı açıldı. Kel Mahmut hışımla daldı İçeri. Ä°lk önce sıraların üstünde boÄŸuÅŸan Refüze’yle, Tulum’u gördü:
«Gelin benimle!» dedi.
Sıralara bir göz gezdirince Ä°nek Åžaban’ın kıpkızıl suratına takıldı bakışları. Gülmek mi, çıkışmak mı, ne yapması gerektiÄŸini kestiremeden:
«Şaban!» dedi, «Bu ne hal?»
İnek Şaban, adına yakışan bir saflıkla mel mel bakıyor, tanıklık için bir şey sorulduğunu sanarak:
«Ko… kolonya…» diye tekrarlıyordu.
«Nasıl kolonya bu?»
«Kolonya… Ekrem’in kolonyası! Ali döktü…»
Sınıfta üç tane Ali vardı:
«Hangi Ali?»
«Domdom!»
Domdom Ali’ye dönerek:
«Getir şu şişeyi!» dedi.
Ali musluktan doldurduğu şişeyi verdi. Kel, çattı kaşlarını:
«Aç avuçlarını!»
Ali açtı. Kel Mahmut ÅŸiÅŸeyi boÅŸaltıyor. Fakat Åžaban’ın yüzündeki kızıllığı bulamıyordu. Åžaban’a döndü:
«Bu kolonyadan mı?»
«Evet!» dedi, «Bu kolonyadan!»
Kel Mahmut bu kez de Åžaban’ın aptallığına içerledi:
«Bu Hababam Sınıfı, bir insana bir isim taktı mı, yerinde bir isimdir o… Bana Kel Mahmut dedikleri gibi… Git, yüzünü yıka!»
Etüt zili çalıyordu. Kel Mahmut gözleriyle beni arayarak:
«Gel!» dedi. «Şu Müdür emrini yeniden yazalım!»
Rıfat Ilgaz
Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum
Bu içerik 10.10.2008 tarihinde Hale tarafından, Öykü Paylaşımları | Mevlana Hikayeleri bölümünde paylaşılmıştır ve 1938 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.
Hababam Sınıfı - Kolonya Oyunu | Rıfat Ilgaz orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...