Camii Mimarisi Camii, toplamaktan toplayıcı anlamında, Müslümanların ibadet yeri, İslam mabedi demektir. Mescit Türkçede küçük mabetler için kullanılır ancak Arapça8217;da geniş manada ibadet yerlerine mescit denir. Çağdaş Cami mimarisinin örneklerinden Cidde, Suudi Arabistan8217;dan bir camii Muhammed8217;ın ilk mescidi Kuba Mescidi8217;dir. Medine8217;de yapılan ilk mescit ise Mescid-i Nebevi8217;dir. Cami mimarisi ana şeklini Osmanlı İmparatoğlu8217;nda kazandı. Mimar
Türkler ve İslamiyet IX. asrın ortalarından itibaren gelişen askeri, ticari ve dini münasebetler neticesinde Türkler büyük gruplar halinde birbiri arkasından Müslüman olmaya başladılar. IX. asrın ikinci yarısında Samanilerin hakimiyetine geçmiş olan şehirlerin (Talas, İsficab) halkının çoğunluğunun Müslüman olduğunu söyleyebiliriz. Ancak büyük rakamlara ulaşan din değiştirmeler X. asırda başlamıştır. Nasr b. Ahmed8217;in Talas seferi ve İsficab
Yusuf Peygamber Kur8217;ân-ı Kerim8217;in 111 ayetten müteşekkil olan 12. suresi, Yusuf aleyhisselamın hayatını anlatmaktadır. Allahü Teala Yusuf aleyhisselama ait bu kısayı 8220;ahsenu8217;l kasas/kıssaların en güzeli şeklinde vasıflandırmıştır. Yusuf aleyhisselam, Hazret-i Yakub8217;un oğludur. Dedesi Hazret-i İshak, babasının amcası Hazret-i İsmail, büyük dedesi ise Hazret-i İbrahim8217;dir. Hem kendisi, hem de ataları Efendimizin bir hadis-i şeriflerinde 8220;el Kerim/keremli8221;
Yusuf Peygamber Kur8217;ân-ı Kerim8217;in 111 ayetten müteşekkil olan 12. suresi, Yusuf aleyhisselamın hayatını anlatmaktadır. Allahü Teala Yusuf aleyhisselama ait bu kısayı 8220;ahsenu8217;l kasas/kıssaların en güzeli şeklinde vasıflandırmıştır. Yusuf aleyhisselam, Hazret-i Yakub8217;un oğludur. Dedesi Hazret-i İshak, babasının amcası Hazret-i İsmail, büyük dedesi ise Hazret-i İbrahim8217;dir. Hem kendisi, hem de ataları Efendimizin bir hadis-i şeriflerinde 8220;el Kerim/keremli8221;
Farabi (Arapça: أبو نصر محمد الفاراب Abū Nasr Muhammad al-Fārāb, Farsça: محمد فارابی Mohammad-e Fārābī; d. 870 Farab 8211; ö. 950 Şam), Türk asıllı olduğu tahmin edilen İslam felsefecisi (Maveraünnehir). Ebu Nasır Muhammed İbn el-Farah el-Farabi, (İS. 870)’de Türkistan’da Farab yakınında küçük bir köy olan Vasic’te doğdu. Ebeveynleri aslen İranlı soyundandır, fakat ataları Türkistan’a göç
Farabi (Arapça: أبو نصر محمد الفاراب Abū Nasr Muhammad al-Fārāb, Farsça: محمد فارابی Mohammad-e Fārābī; d. 870 Farab 8211; ö. 950 Şam), Türk asıllı olduğu tahmin edilen İslam felsefecisi (Maveraünnehir). Ebu Nasır Muhammed İbn el-Farah el-Farabi, (İS. 870)’de Türkistan’da Farab yakınında küçük bir köy olan Vasic’te doğdu. Ebeveynleri aslen İranlı soyundandır, fakat ataları Türkistan’a göç
6 Mayıs günü memleketimiz nüfusunun kahir ekseriyetinin mezhebi olan İmam-ı Azam Ebu Hanife (rh.)’ın vefat tarihidir. (m.767)İmam-ı Azam Ebû Hanife: (80/150 8211; 700/767) Kendisine İmam-ı Azam Ebû Hanife denilmiş ve bununla şöhret bulmuş, anılır olmuştur. İmam- ı Azam 8220;Büyük İmam8221; demektir. İlminin çokluğundan dolayı böyle söylenmiştir. Ebû 8220;baba8221;, hanîf ise 8220;doğru yolda bulunan8221; demektir. Ebû
6 Mayıs günü memleketimiz nüfusunun kahir ekseriyetinin mezhebi olan İmam-ı Azam Ebu Hanife (rh.)’ın vefat tarihidir. (m.767)İmam-ı Azam Ebû Hanife: (80/150 8211; 700/767) Kendisine İmam-ı Azam Ebû Hanife denilmiş ve bununla şöhret bulmuş, anılır olmuştur. İmam- ı Azam 8220;Büyük İmam8221; demektir. İlminin çokluğundan dolayı böyle söylenmiştir. Ebû 8220;baba8221;, hanîf ise 8220;doğru yolda bulunan8221; demektir. Ebû
İSLAMİYET`TİN DOĞUŞU SIRASINDA DÜNYANIN GENEL DURUMU İslamiyet`ten Önce ARABİSTAN`ın Durumu Arabistan;Asya`nın güneybatısında bulunan bir yarımadadır.Kızıldeniz ve Basra Körfezi arasında yer alır.Yarımadayı çevreleyen dağlar arasında özellikle iç kesimlerde uçsuz bucaksız uzanan çöller vardır. *İklim koşullarının yetersiz olması bu bölgede önemli uygarlıkların yaratılmasını engellemiştir. Siyasi Durum ve Halk: 1.Araplar Sami ırkına mensuptular, 2.Arabistanda yaşayanlar halkı iki grupta
İSLAMİYET`TİN DOĞUŞU SIRASINDA DÜNYANIN GENEL DURUMU İslamiyet`ten Önce ARABİSTAN`ın Durumu Arabistan;Asya`nın güneybatısında bulunan bir yarımadadır.Kızıldeniz ve Basra Körfezi arasında yer alır.Yarımadayı çevreleyen dağlar arasında özellikle iç kesimlerde uçsuz bucaksız uzanan çöller vardır. *İklim koşullarının yetersiz olması bu bölgede önemli uygarlıkların yaratılmasını engellemiştir. Siyasi Durum ve Halk: 1.Araplar Sami ırkına mensuptular, 2.Arabistanda yaşayanlar halkı iki grupta
KABE Kabenin bir çok ismi vardır. Bunlar; Beytullah, Mescidü8217;l-Haram vs. Kabe’nin kelime anlamı: Sözlükte dört köşeli veya küp şeklinde olmak anlamlarındaki ka8217;b kökünden gelen kabe 8220;Küp şeklinde nesne8221; demektir. Kabe’ye Allah’ın evi denmesinin sebebi: 8220;Bir zamanlar Kâbe8217;nin yerini İbrahim8217;e şu şekilde hazırlamıştık: Sakın bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, orada (kıyama) duranlar, ruku edenler
Kur8217;an-ı Kerim Tefsiri TEFSÎR Tefsir kelimesi “fesere” veya tersinden bir okunuşla “sefere” kökünden gelmektedir. Lügatte, 8220;beyan etmek, keşf etmek, izhar etmek ve üzeri kapalı bir şeyi açmak8221; anlamındadır. Istılahta ise, 8220;Kur8217;an-ı Kerîmin manalarım keşfetmek ondaki müşkil ve garîp lafızlardan kastedilen şeyi beyan8221; etmek demektir. Ulümu’l-Kur8217;an eserlerinde tefsirin tarifinin zikredildiği yerlerde te8217;vil kelimesi de zikredilmiş ve
Sultan Ahmed Camii çinileriyle de çok önemli. Sultan Ahmed Camii İnsanlık tarihinin sevgi ve şefkat üzerine kurulduğunu söylemek ne kadar zorsa, iktidar üzerine kurulu olduğunu söylemek de bir o kadar kolay ve doğru olacaktır. En küçük topluluktan büyük ülkelere kadar hatta aile içi ilişkiler için bile en geçerli dilin iktidar dili olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Üstelik,
Mevlânâ Celaleddin-i Rumi (d. 1207 8211; ö. 1273), İslâm ve tasavvuf dünyasında tanınmış bir Fars şair, düşünce adamı ve Mevlevi yolunun öncüsüdür. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi (Rumi adı, Anadolu8217;ya yerleşip orada yaşadığı için (o dönemde Anadolu8217;ya Diyarı-ı Rum deniliyordu); 8220;Efendimiz8221; manasına gelen Mevlânâ ise, kendisine karşı duyulan büyük saygının belirtisi olarak verilmiştir), dönemin İslam kültür merkezlerinden
Mevlânâ Celaleddin-i Rumi (d. 1207 8211; ö. 1273), İslâm ve tasavvuf dünyasında tanınmış bir Fars şair, düşünce adamı ve Mevlevi yolunun öncüsüdür. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi (Rumi adı, Anadolu8217;ya yerleşip orada yaşadığı için (o dönemde Anadolu8217;ya Diyarı-ı Rum deniliyordu); 8220;Efendimiz8221; manasına gelen Mevlânâ ise, kendisine karşı duyulan büyük saygının belirtisi olarak verilmiştir), dönemin İslam kültür merkezlerinden
Namazın kılınış şartlarına “Namazın içindeki farzlar” da denir. Bunlar şöyle sıralanır: 1. İftitah (başlangıç) Tekbiri: Namaza başlarken “Allahu Ekber” demek. Namaza, Allah8217;ın yüceliğini bildiren bir kelime ile başlamak namazın şartlarındandır. Buna iftitah (başlangıç) tekbiri denir. Niyetin hemen arkasından elleri kaldırırken 8220;Allahû Ekber8221; diyerek yapılır. 2. Kıyam: Ayakta Durmak (Kıyam) Bir özrü olmayan mükellefin farz ve
Namazın kılınış şartlarına “Namazın içindeki farzlar” da denir. Bunlar şöyle sıralanır: 1. İftitah (başlangıç) Tekbiri: Namaza başlarken “Allahu Ekber” demek. Namaza, Allah8217;ın yüceliğini bildiren bir kelime ile başlamak namazın şartlarındandır. Buna iftitah (başlangıç) tekbiri denir. Niyetin hemen arkasından elleri kaldırırken 8220;Allahû Ekber8221; diyerek yapılır. 2. Kıyam: Ayakta Durmak (Kıyam) Bir özrü olmayan mükellefin farz ve
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed8217;in Sünnetleri Sünnet Nedir? Sünnet, lûgat mânâsı itibariyle, “gidişat, -iyi ya da kötü- takip edilen yol” demektir. Muhaddîsler, usûlcüler ve fukahâ ıstlahî mânâsı itibariyle sünneti, aşağıdaki ifadelerle tarif etmeye çalışmışlardır: Muhaddîslere göre sünnet, “Ahkâma ve amele esas teşkil etsin etmesin, yaptıkları ve yapmaktan kaçındıklarıyla Allah Resûlü’nden (sav) -Hanefîler’in nokta-i nazarınca farz, vacib,