Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Yedi Cücesi Olmayan Pamuk Prenses | Murathan Mungan


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 30.07.2009 tarihinde Hale tarafından, Öykü Paylaşımları | Mevlana Hikayeleri bölümünde paylaşılmıştır ve 2717 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Yedi Cücesi Olmayan Pamuk Prenses

Bir varmış bir yokmuş.


Uzak ülkelerin birinde bir Pamuk Prenses yaÅŸarmış. Ne var ki bu Pamuk Prenses, Yedi Cücesi olmayan bir Pamuk Prenses’miÅŸ. Bu yüzden hayatta en büyük emeli Yedi Cüceye sahip olmakmış. Sabah akÅŸam penceresinin kıyısına oturur, kendine yedi cüce vermesi için tanrıya yakarır, günün birinde çıkagelecek yedi cücenin yolunu gözlermiÅŸ. Kapısında Beyaz Atlı Åžehzadelerin bini bir paraymış; Prenslerin biri gidip, biri geliyormuÅŸ ama neye yarar? Yedi Cücesi yokmuÅŸ. Prenslerin, Åžehzadelerin hepsi de en büyük vaatlerde bulunuyorlarmış kendisine, yalvarıp yakarıyormlarmış ama, o bunların hiçbirini istemiyor, bu erken ziyaretçilerin hepsine burun kıvırıyormuÅŸ.

“Önce Yedi Cücem olsun, ben onlarla küçük bir kulubede yaÅŸayayım. Evlerini süpüreyim, yerlerini sileyim, çamaşırlarını bulaşıklarını yıkayayım; sonra cadı kadın gelsin beni yerden yere çalsın, siz ondan sonra gelip beni kurtarın; ÅŸimdi gelmiÅŸsiniz ne çıkar?” diyormuÅŸ.

Åžehzadeler, Prensler yüzgeri dönüyorlarmış Pamuk Prenses‘in kapısından. Ãœveyannesi ise çok üzülüyormuÅŸ bu iÅŸe. Ama onun da elinden bir ÅŸey gelmiyormuÅŸ. Bir türlü Pamuk Prenses’e söz dinletemiyormuÅŸ. Tabiî Pamuk Prenses’in bir de üveyannesi varmış. Çünkü o ülkede herkesin bir üvey annesi varmış. Bütün genç kızlar üvey annelerini “fena kalpli” zannederlermiÅŸ. Oysa bütün üvey anneler gibi Pamuk Prenses’in üvey annesi de yalnızca bir anneymiÅŸ.


Pamuk Prenses beklemekten bıkmamış, usanmamış. O pencerenin kıyısında solmuÅŸ durmuÅŸ. Yoldan her geçen kadının sepetini “Acaba elma var mı, yok mu?” diye karıştırıyormuÅŸ. Her yaÅŸlı kadını elmacı kadın sanmaktan, her sepette zehirli elma aramaktan kendine de gına gelmiÅŸ.

Bu arada üvey annesinin meşhur aynasına yalvarıp duruyormuş:

“N’olur üvey anneme söyle beni ormana göndertsin, boynumu kestirtin, avcı bana acısın, bir tavÅŸanın kanını sürsün bir beze.. ölümü öp ayna aynen bunları söyle üvey anneme.”

Gel zaman git zaman bunların hiçbiri olmamış. Pamuk Prenses kendine yedi cüce bulamamış. Umutları eskidikçe güçlenmiş, içine kök salmış. Yıllar haince geçmiş, yaşlanmaya yüz tutmuş, geçkin bir kız olmuş. Yedi cücelerden umudu iyice kesmiş artık; Onları aramaktan vazgeçmiş. Ne var ki bu kez de artık eski Şehzadeler, Prensler de uğramaz olmuşlar kapısına, penceresinin dibine.

Bu pamuk Prenses bu yüzden hiçbir masala girememiÅŸ. Kendinin bir masalı olmamış. Gün gelmiÅŸ iyice yaÅŸlanmış, çirkin bir kızkurusu olmuÅŸ. YaÅŸamının da kendisi gibi iyice kuruduÄŸunu görmiÅŸ. ÅžaÅŸkınlıklar içinde korkulara, kuÅŸkulara kapılmış. Oysa masalından, düşlerinden de bir türlü vazgeçemiyormuÅŸ.Bunun üzerine masalında yeni bir yer edinmeye karar vermiÅŸ. Koluna bir elma sepeti takmış, daÄŸ tepe demeden kulübe kulübe dolaÅŸmaya baÅŸlamış. “Nasılsa her zaman bir pencerede yazgısını bekleyen bir Pamuk Prenses bulunur” diyormuÅŸ. “Belki uzak bir kulübede, bir ışıksız pencerede bir Pamuk Prenses beni bekliyordur,” diye düşünüyor, hiç olmazsa onu mutlu etmek, zehirli elmalarıyla onu özlemlerine, düşlerine kavuÅŸturmak istiyormuÅŸ.

Onca yol tepmiÅŸ, onca daÄŸ tepe dolaÅŸmış. Oysa hiçbir Pamuk Prenses‘li pencere onu çağırmamış, her kulübeden, her kapıdan geri dönmüş. Elmaları sepetinde kendi zehiriyle çürüyüp kalmış.

Dişleri dökülmüş, burnu uzamış, kamburu çıkmıştı. Artık ayakları tutmaz olmuş, siyatikleri azmış, romatizmadan her yanı sızım sızım sızlıyordu. Gözleri iyi seçmiyor, kulakları iyi duymuyor, beli tutmuyordu. Ama O, büyük bir inat ve ısrarla dağ, taş, orman geziyor, elmasından ısırtacağı bir Pamuk Prenses arıyordu.


(Düş uykusuna dalacaktı Pamuk Prenses. Tâ ki Beyaz Atlı Şehzade gelene dek.. Oysa bütün masallar sonsuz bir kış uykusuna yatmışlardı.)

Sonunda zamanın her şeyi değiştirdiğine karar verip, bütün dünyaya küstü. Köşesine çekildi. Yoksulluklar, sıkıntılar içerisinde kırgın, küskün günler geçirdi. Artık kimsenin ideallere hürmeti almamıştı. Bunu anlamıştı.

Pamuk Prenses ise kendini idealleri uğruna feda etti. Ölürken kendini -eksik de olsa- bir kahraman gibi hissediyordu. Bir masalı bir başına yaşamaya kalkışmıştı.

Ve Pamuk Prenses doksan yaşındayken öldü.

O küçük kulübesinde yoksul ve kimsesizbiri olarak hayata gözlerini yumdu.

Öldüğünde bütün ülke ayaÄŸa ayaÄŸa kalktı. Ulusal yas ilan edildi. Bayraklar yarıya dek indirildi. Çok büyük, görkemli bir cenaze töreni yapıldı. Yurdun dört bir yanından, yediden yetmiÅŸe herkes bu törene katıldı. Bütün halk, Pamuk Prenses’leri için gözyaşı döktü.

Cenaze töreninden Pamuk Prenses’in tabutunu Yedi Cüce taşıdı. Daha sonra bu Yedi Cüce, Pamuk Prenses’in mezarına kapanıp “Bizi bırakıp da nerelere gittin?” diye uzun uzun aÄŸladılar.

Törene ailevi nedenlerden ötürü katılamayan Beyaz Atlı Şehzadeler, Prensler kutlama telgrafları yollamakla yetindiler.

Murathan Mungan

(Visited 24 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 30.07.2009 tarihinde Hale tarafından, Öykü Paylaşımları | Mevlana Hikayeleri bölümünde paylaşılmıştır ve 2717 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Yedi Cücesi Olmayan Pamuk Prenses | Murathan Mungan orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleGaziantep El Sanatları | Bakırcılık - Sedefçilik - Gümüş Ä°ÅŸlemeciliÄŸi - Yemenicilik - Küpçülük - Kuyumculuk - Antep KilimciliÄŸi - Kutn.. Sonraki MakaleLeyla Ä°le Mecnun | Efsane'nin Aslı - Günümüze GeliÅŸi

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz