Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Türkler’in Ä°slamiyeti Kabulü | Türk Ä°slam Devletleri-3


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 15.12.2007 tarihinde hale tarafından, Büyük Türk Tarihi | Türk Kültürü - Gelenekler ve El Sanatlarımız bölümünde paylaşılmıştır ve 4400 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Türkler’in Ä°slamiyeti Kabulü

Türk İslam Devletleri-3


Büyük Selçuklu Devleti

Batı Türklüğünün en kalabalık ve güçlü kesimi olan OÄŸuzlar , II. Göktürk Devleti ve Uygur KaÄŸanlığı zamanında daha batıya göç etmek zorunda kalmıştı. IX. ve X. yüzyıllarda gerçekleÅŸen ikinci göçte, Guz adıyla anılan bir kısım OÄŸuz kitleleri DoÄŸu Avrupa’ya kadar ilerlemiÅŸ, asıl kitle ise Seyhun nehri civarında kalmıştır.

Seyhun bölgesine gelen OÄŸuzlar, X. yüzyılda kışlık merkezleri Yenikent olan bir siyasî teÅŸkilât oluÅŸturmuÅŸlardır. BaÅŸkanlarına Yabgu denildiÄŸi için bu devlete de OÄŸuz Yabgu Devleti adı verilmiÅŸtir. Devletin sınırları Seyhun’dan Hazar Denizi’ne kadar uzanmaktaydı.


Ancak OÄŸuz Yabgulularında asıl siyasî ve askerî güç yabgudan çok sübaşı, yani ordu komutanının elindeydi. Selçuklu Devleti’ne adını veren Selçuk Bey ve babası Dukak da sübaşı görevinde olup, OÄŸuz yabgusu ile aralarında gizli bir mücadele söz konusuydu. Nitekim kaynaklarda adı belirtilmeyen OÄŸuz yabgusu, bir Türk zümresi üzerine sefer yapmak isteyince sübaşı Dukak bu sefere itiraz etmiÅŸ ve bu yüzden aralarında kavga olmuÅŸ ve gizli mücadele böylece gün yüzüne çıkmıştır. Bu olay Dukak’ı sübaşılıktan etmiÅŸse de, onun ve ailesinin OÄŸuzlar arasındaki itibarını artırmıştı. Nitekim ölümünden sonra oÄŸlu Selçuk da sübaşılık görevine getirilmiÅŸ, devletin askerî gücünü eline geçirmiÅŸti. Sübaşı Selçuk ile yabgunun arası da açılmış, hem bu yüzden hem de yer ve otlak darlığı yüzünden, Selçuk ve emrindekiler Maverâünnehir’e göç etmek zorunda kalmışlardır.

Selçuk Bey’in, Seyhun nehri kenarındaki Cent ÅŸehrine göçü (960) Selçuklu Devleti’nin ortaya çıkmasını saÄŸlayacak önemli bir geliÅŸmedir. Cent’te halkın büyük bir kısmı Müslüman idi. Selçuk ve kendine baÄŸlı olanlar, eski inanışlarıyla benzerlik gösteren bu dine sıcak bakıyorlardı. Kısa bir süre sonra Ä°slâmiyet’i kabul ettiler. Böylece siyasî ve sosyal yönden de yeni bir kimliÄŸe ve güce sahip olmuÅŸlardı. Nitekim Selçuk Bey, OÄŸuz yabgusunun yıllık vergiyi almak için gönderdiÄŸi memuru, kafire haraç verilmeyeceÄŸini söyleyerek Cent’ten kovdu. Müslüman olmayan OÄŸuzlarla mücadele etmekten kaçınmadı. Böylece Ä°slâm ve Türk dünyasında şöhreti gittikçe yayıldı.

Müslümanlığı kabul eden Oğuz kitlelerinin kendisine katılmasıyla Selçuk Bey, gücünü her geçen gün daha da artırmaktaydı.

Sayılarının gittikçe artması üzerine Selçuk Bey , SamaoÄŸulları hükümdarından kendilerine yeni bir yurt gösterilmesini istedi. Buhara yakınlarındaki Nûr kasabası yurtluk olarak gösterildi. Seyhun’u geçen OÄŸuzlar, Nûr kasabasına yerleÅŸti. Buna karşılık Karahanlılarla çarpışan SamanoÄŸullarına yardım edildi. Ancak SamanoÄŸulları Devleti kısa bir süre sonra yıkıldı (999). Ãœlke Karahanlı ve Gazneliler tarafından paylaşıldı. Yüz yaşını geçmiÅŸ olan Selçuk Bey 1009 tarihin de Cent’te vefat etti.

Selçuk Bey’in 4 oÄŸlu vardı: Mikâil, Arslan (Ä°srail), Yusuf ve Musa. En büyük oÄŸlu Mikail babası hayatta iken bir savaÅŸta ölmüştü (998). Bu sebeple TuÄŸrul ve ÇaÄŸrı adındaki iki oÄŸlunu Selçuk Bey yetiÅŸtirmiÅŸtir. Yabgu unvanını taşıyan Arslan, babasının ölümü üzerine baÅŸa geçti. DiÄŸer kardeÅŸi Musa ise onun yardımcısı durumundaydı.

Arslan Yabgu, Maverâünnehir’i ele geçiren Karahanlılarla mücadele etti. Karahanlılara karşı isyan eden Ali Tegin ile ittifak kurdu. Buhara’yı ele geçirdiler. Bu güç birliÄŸine karşı Gazneli Sultan Mahmut ve Karahanlı Yusuf Kadır Han anlaÅŸmaya vardılar. Gazneli Mahmut, görüşmek isteÄŸi ile yanına çağırdığı Arslan Yabgu’yu tutukladı ve Hindistan’ın kuzeyindeki Kalincar Kalesi’ne hapsetti (1025). Arslan Yabgu 7 sene kaldığı bu kalede öldü(1032).TuÄŸrul ve ÇaÄŸrı Beyler, amcaları Arslan Yabgu’nun tutuklanması üzerine fiilen OÄŸuzların liderleri durumuna geldiler (1025) .

Ancak geleneÄŸe uygun olarak diÄŸer amcaları Musa’yı yabgu ilân ettiler. Arslan Yabgu’nun ölümünden sonra Selçuklularda kısa süren bir dağınıklık yaÅŸandı . Arslan Yabgu’ya baÄŸlı Türkmenlerin bir kısmı, Gazneli Mahmut’un izniyle Horasan’ a geçti. Bunlar ileride Selçukluların Irak ve Horasan kolunu oluÅŸturacaklardır. Arslan Yabgu ile ittifak kurmuÅŸ olan Buhara hâkimi Ali Tegin, TuÄŸrul ve ÇaÄŸrı Beylerin kendine baÄŸlı kalmasını istiyordu. Buna karşı çıkan TuÄŸrul ve ÇaÄŸrı Beyler ile Ali Tegin arasında ÅŸiddetli muharebeler cereyan etti. Selçuklular Harezm bölgesine çekilmek zorunda kaldı. Gazneli Valisi HarezmÅŸah AltuntaÅŸ’ın gösterdiÄŸi bölgeye oturdular (1030 ). Ancak daha sonra, artan Gazneli tehlikesine karşı Selçuklular, Ali Tegin ve Harezm valisi ile ittifak kurdular. Harezm’de Cent Hâkimi Åžah Melik tarafından 7-8 bin Türkmen’in öldürüldüğü korkunç baskın(1034), ve müttefikleri HarzemÅŸah Harun ve Ali Tegin’in ölümleri (1035) üzerine, Selçuklular Horasan’a geçmek zorunda kaldılar.


TuÄŸrul ve ÇaÄŸrı Beylerin beraberlerinde Musa Yabgu ve Ä°brahim Yınal kuvvetleri olduÄŸu hâlde, Gazneli hâkimiyetindeki Horasan’a giriÅŸleri, Gazneli sultanı Mesut’u oldukça telâşlandırdı. Çünkü daha önce bu bölgeye gelen Türkmenler, Gaznelileri çok uÄŸraÅŸtırmıştı. Bu sebeple Gazneli Mesut büyük bir ordu hazırladı. Ancak Nesa yakınlarında yapılan savaÅŸta Selçuklular bu orduyu ağır bir yenilgiye uÄŸrattı (Haziran 1035). Gazneli Mesut, Selçuklulara bazı bölgeleri bırakmayı kabul etti. Fakat Selçukluların kazandığı zaferi duyan OÄŸuz kitleleri bölgeye akmaya baÅŸlamıştı. Bu durum karşısında Gaznelilerden yeni bölgeler istendi. Bu isteÄŸi geri çeviren Gazneli Mesut, Selçukluların üstüne yeniden bir ordu gönderdi. Serahs yakınlarında yapılan savaÅŸta Selçuklular yine büyük bir zafer kazandı (Mayıs 1038). Horasan’ın tamamı Selçuklu hâkimiyetine geçti. Selçuklular bağımsızlıklarını ilân ederek ilk idarî düzenlemeleri yaptılar. TuÄŸrul Bey ele geçirilen NiÅŸapur’u devlet merkezi ilân etti.

Dandanakan Savaşı ve Selçuklu Devleti’nin KuruluÅŸu

Horasan’ı kaybeden Gazneli Sultanı Mesut, Selçuklulara kesin bir darbe indirmek için ordusunun başına geçti. Sefer esnasında katılanlarla birlikte Gazneli ordunun mevcudu 100 bine ulaÅŸmıştı. Selçuklu kuvvetleri ise ancak 20 bini bulan hafif süvarilerden oluÅŸmaktaydı. Bu dengesizlik sebebiyle Selçuklu ordusu yıpratma savaşı vermeyi uygun bulmuÅŸtu. Bu sebeple ordu çöllere doÄŸru çekildi. NiÅŸapur’a giren Gazneli Mesut, Selçuklu ordusunu takibe koyuldu. Selçuklu birliklerinin vur-kaç taktiÄŸi ile iyice yıpranan Gazne ordusuna karşı meydan savaşı yapma zamanının geldiÄŸine karar veren ÇaÄŸrı Bey nihayet Merv yakınındaki Dandanakan Hisarı önünde Gaznelileri karşıladı. Üç gün süren savaÅŸ sonucunda Gazneli ordusu ağır bir yenilgiye uÄŸratıldı (22-24 Mayıs 1040). Gazneli Mesut beraberindeki 100 kadar atlı ile ancak kaçabildi ise de Hindistan’a giderken kendi adamları tarafından öldürüldü.

Dandanakan Savaşı, Selçuklular için bir dönüm noktası olmuÅŸtur. Aslında Serahs Savaşı’yla fiilen kurulmuÅŸ olan devlet, bu savaÅŸ neticesinde hukuken bağımsızlığını kazanmış, bölge ülkeleri ve halife Selçuklu devletini tanımıştır. Böylece bölgedeki en büyük güç hâline gelen Selçuklular, Türkleri bir bayrak altında toplamaya baÅŸlayacak ve Ä°slâmiyet’in öncülüğünü üstleneceklerdir.

Dandanakan Savaşı’nın hemen ertesinde TuÄŸrul Bey Selçuklu Sultanı ilân edildi. Merv’de yapılan kurultayda devlet teÅŸkilâtı düzenlendi. Selçuklu ülkesi ve ele geçirilmesi plânlanan memleketler Selçuklu hanedanına mensup üç lider arasında taksim edildi. Buna göre merkezi Merv olmak üzere Ceyhun ve Gazne arasındaki bölge ÇaÄŸrı Bey’e; Herat merkez olmak üzere Bust -Sistan arazisi Musa Yabgu’ya verildi. TuÄŸrul Bey Sultan unvanı ile baÅŸkent NiÅŸapur’da kaldı, Irak kendisine baÄŸlandı. ÇeÅŸitli bölgelere gönderilen diÄŸer hanedan üyeleri de Sultan TuÄŸrul’un emrine verildi. Bunlar daha sonra Büyük Selçuklulara baÄŸlı kalmakla beraber kendi devletlerini kurdular.

Hanedan üyeleri kendilerine ayrılan toprakları birer birer zapt ediyordu. DoÄŸuda yapılan seferlerde ÇaÄŸrı Bey Gaznelileri tamamen Horasan’dan çıkardı, Belh ÅŸehrini ele geçirdi. Karahanlıları barış yapmak zorunda bıraktı. ÇaÄŸrı Bey’in oÄŸlu Yakutî Hint denizi kıyılarındaki Mekran’ı aldı. DiÄŸer oÄŸlu Kara Arslan Kavurd ise Buveyhîler’in hâkimiyetindeki Kirman’ı , Hürmüz EmirliÄŸi’ni ve Umman’ı Selçuklu idaresine baÄŸladı. TuÄŸrul ve ÇaÄŸrı Beylerin birlikte çıktığı seferde Harezm bölgesi tamamen Selçuklulara geçti. (1043)

TuÄŸrul Bey Ä°ran’daki birçok bölgeyi bizzat çıktığı seferle ele geçirdi. TuÄŸrul Bey’in üvey kardeÅŸi Ä°brahim Yınal, Ä°ran’ın en önemli merkezlerinden Rey ÅŸehrini zapt etti ve TuÄŸrul Bey’i buraya davet etti. TuÄŸrul Bey, fetih bölgelerine daha yakın olması sebebiyle NiÅŸapur’ u bırakarak, Rey’i devletin yeni baÅŸkenti yaptı .(1042)

TuÄŸrul Bey zamanında Bizans ve Gürcülere karşı da büyük baÅŸarılar saÄŸlanmıştı. Arslan Yabgu’nun oÄŸlu Kutalmış ve Ä°brahim Yınal, Bizans-Gürcü kuvvetlerini Pasinler Savaşı ile büyük bir hezimete uÄŸrattılar (1048). Bu savaÅŸta Gürcü Kralı Liparit esir edilmiÅŸ; Ä°stanbul’daki yıkık bir caminin onarımı ve TuÄŸrul Bey adına burada hutbe okunması ÅŸartıyla serbest bırakılmıştır. 1054 yılında TuÄŸrul Bey Azerbaycan’daki mahallî hükümdarları itaat altına aldıktan sonra Anadolu’ya yönelmiÅŸ ve Malazgirt’i kuÅŸatmıştır. Ancak kışın yaklaÅŸması üzerine geri dönmüş, Yakutî’yi Anadolu akınlarını devam etmekle görevlendirmiÅŸtir. TuÄŸrul Bey, Abbasi Halifesi Kaim bi-Emrullah’ın isteÄŸi üzerine, Åžiî BüveyhoÄŸullarının tehdidi altındaki BaÄŸdat’a 1055 ve 1058’de iki kez girmiÅŸ ve böylece “doÄŸunun ve batının hükümdarı” unvanını bizzat halifeden alarak, Selçukluların Ä°slâm dünyasının koruyucu liderliÄŸini üstlendiÄŸini kabul ettirmiÅŸtir.Devletin kuruluÅŸunda önemli rol oynayan ÇaÄŸrı Bey 1060’ta ve Sultan TuÄŸrul Bey ise 1063’de öldü. ÇaÄŸrı Bey cesareti ve kumandanlığı, TuÄŸrul Bey ise adaleti ve siyasî zekâsıyla, II. Göktürk Devleti’ndeki Bilge ve Kül-Tigin kardeÅŸleri hatırlatan büyük ÅŸahsiyetlerdir.

TuÄŸrul Bey’ in çocuÄŸu yoktu.Bu sebeple Selçuklu tahtına ÇaÄŸrı Bey’in büyük oÄŸlu Süleyman’ı vasiyet etmiÅŸti. Ancak ÇaÄŸrı Bey’in diÄŸer oÄŸlu Alp Arslan bunu kabul etmedi. Henüz çocuk yaÅŸtayken babasını temsil eden Alp Arslan, Karahanlı ve Gaznelilere karşı baÅŸarılar elde etmiÅŸ, onları itaate zorlamıştı. Bu sebeple Selçuklu tahtının hakkı olduÄŸunu düşünüyordu. Aynı zamanda Arslan Yabgu’nun oÄŸlu Kutalmış da kendini sultan ilân etmiÅŸti. Askerlerin desteklediÄŸini alan Alp Arslan, Kutalmış’ın isyanını bastırdı ve Rey’de tahta çıktı. Nizamülmülk’ü vezirliÄŸe getirdi (1064).

Alp Arslan, devlet nizamını saÄŸlar saÄŸlamaz Azerbaycan ve Anadolu üzerine sefere çıktı. TuÄŸrul ve ÇaÄŸrı Beyler, henüz devlet kurulmadan bu bölgelere akınlar düzenlemiÅŸler, kalabalık Türkmen kitleleri batıya yönelmiÅŸlerdi. Bu sebeple Alp Arslan, yeni fetih alanı olarak Anadolu’yu seçmiÅŸtir. Alp Arslan Azerbaycan ve Kafkasya’da birçok kaleyi ele geçirdikten sonra DoÄŸu Anadolu’ya girdi. Hıristiyanlığın doÄŸudaki en güçlü kalesi olan Ani’yi ÅŸiddetli bir kuÅŸatmadan sonra ele geçirdi. Ardından Kars’a girdi (1064).1065 yılında, atalarının ilk yerleÅŸtiÄŸi ÅŸehir olan Cend’e gitti ve Kıpçakları hâkimiyeti altına aldı. Kirman Meliki Kavurd’un isyanını da bastıran Alp Arslan, böylece devletin doÄŸu sınırlarının emniyetini saÄŸlayarak, bütün gayretini Anadolu’ya sarf etmeye baÅŸladı.

Sultan Alp Arslan Azerbaycan üzerinden Malazgirt’e gelerek burayı kısa sürede ele geçirdi . Ardından Ahlat, Meyafarikin (Silvan), Amid (Diyarbakır) ve havalisini fethetti .

Sultan, Abbasi halifeliÄŸini tehdit eden Mısır Fatimî Devleti’ne karşı sefere hazırlandığı sırada Bizans Ä°mparatoru Romen Diyojen’in DoÄŸu Anadolu’ya ilerlediÄŸini öğrendi. Åžam’a yürümekten vazgeçen sultan, hızla geri döndü ve Malazgirt’te Bizans ordusunu ağır bir yenilgiye uÄŸrattı. Bu savaÅŸ sonuçları itibarıyla Dandanakan’dan sonra cereyan eden en önemli meydan savaşıdır. Bu savaÅŸtan sonra Türkler için Anadolu’da yeni bir dönem baÅŸlar.Sultan Alp Arslan, Malazgirt’ten sonra çıkan karışıklıkları bastırmak amacıyla Maverâünnehir üzerine sefere çıkar. Ancak burada esir alınan bir kale komutanı tarafından hançerlenir ve 25 Kasım 1072’de vefat eder .

Alp Arslan, kendinden sonra tahta geçmesi için oÄŸlu MelikÅŸah’ı veliaht olarak hazırlamıştı. Nitekim Alp Arslan’ın ölümü üzerine MelikÅŸah henüz 18 yaşında iken sultanlığa getirildi (1072). MelikÅŸah öncelikle sınırlara tecavüz eden Karahanlı ve Gazneliler’i yenerek, barışa zorladı. Ardından amcası Kavurd’un isyanını bastırdı (1073).

Devlet merkezi Rey’den daha güneydeki Ä°sfahan’a taşındı. Bizans’ın Malazgirt’ten sonra anlaÅŸmaya uymamaları üzerine Anadolu akınları hızlandırıldı. Kutalmış’ın oÄŸulları ve bazı Türkmen reisleri Batı Anadolu’ya kadar akınlar düzenlediler. Bu arada Türkmen liderlerinden Atsız Suriye’yi ele geçirdi. Kudüs ÅŸehri Fatımîlerden alındı. MelikÅŸah, kardeÅŸi TutuÅŸ’a Suriye’nin idaresini verdi (1078).

Anadolu fatihlerinden Artuk Bey, MelikÅŸah’ın emriyle Arabistan Yarımadası’ndaki Hicaz, Yemen ve Aden’i Selçuklu topraklarına kattı.

MelikÅŸah 1087’de çıktığı sefer sonucunda Karahanlıların doÄŸu kolunu da hâkimiyeti altına aldı. Sultan MelikÅŸah henüz 38 yaşında iken zehirlenerek öldü ( 1092).

MelikÅŸah zamanında Büyük Selçuklu Devleti en geniÅŸ sınırlarına ulaÅŸmıştır. Bu sınırlar, batıda Anadolu ve Mısır’dan, doÄŸuda BalkaÅŸ ve Isık gölüne; kuzeyde Kafkaslardan güneyde Arabistan Yarımadası’na kadar uzanmaktaydı.

Büyük Selçuklu Devleti’nin Dağılışı

MelikÅŸah döneminde Selçuklu Devleti en parlak yıllarını yaÅŸamıştır. Ancak MelikÅŸah’ın ölümünden sonra geliÅŸen bazı olaylar devletin gücünü kırar. Büyük Selçukluların dağılışını hızlandıran geliÅŸmeleri şöyle sıralayabiliriz :

Haçlı Seferleri: Türklerin Anadolu’yu fethi ve Bizans’ı tehdit etmesi, Kudüs’ün Müslümanların eline geçmesi gibi sebepler, Hristiyan dünyasını ortak hareket etmeye yöneltmiÅŸti. MelikÅŸah’ın ölümüyle baÅŸlayan taht mücadelelerini fırsat bilen Hristiyanlar, haçlı seferlerini baÅŸlattılar (1096). Suriye ve Filistin’in büyük bölümü Haçlıların eline geçti.

Bâtınîlik Hareketleri: Mısır’daki Åžiî Fatımîler, Selçuklu Devleti’ni zayıflatmak ve kendi propagandalarını yapmak için adamlar yetiÅŸtiriyordu. Bu kiÅŸiler Ä°slâmiyet’le tamamen ters düşen inanışlar taşıdıklarından Bâtınî adıyla anılmışlardır. Bunlardan biri de Hasan Sabbâh’dır.

Cahil kitleler arasında taraftarını artıran bu kiÅŸi Hazar’ın güneyinde yer alan Alamut kalesini ele geçirmiÅŸ ve burayı üs olarak kullanmıştır (1090). HaÅŸhaÅŸ gibi uyuÅŸturucularla kendine baÄŸladığı fedaîler vasıtasıyla, devletin ileri gelenlerine suikastlar tertip etmiÅŸlerdir. Nitekim MelikÅŸah’ın ünlü veziri Nizamülmülk de bu fedaîler tarafından öldürülmüştür.

MelikÅŸah bu kötülük yuvasını yıkmak için Türkmen reisi Kızıl Sarıg’ı Alamut’a yollamış, fakat sultanın ölümü üzerine kuÅŸatma kaldırılmıştır. Batınîlik hareketi XIII. yüzyıl ortalarına kadar faaliyetine devam etmiÅŸtir.

İç Mücadeleler: Selçuklu Devleti’nin dağılmasında esas rol oynayan, kendi aralarındaki mücadeleler olmuÅŸtur. Taht kavgaları, baÄŸlı beyliklerin bağımsızlığını ilân ederek birbirleriyle mücadele etmeleri ve isyanlar ülkenin düzenini bozmuÅŸtur .

MelikÅŸah’ın ölümü üzerine Selçuklu tahtına oÄŸlu Berkyaruk geçmiÅŸti (1092). Fakat Suriye Selçuklu Meliki TutuÅŸ yeÄŸeninin hükümdarlığını kabul etmeyerek, taht üzerinde hak iddia etti. TutuÅŸ, Berkyaruk ile yaptığı savaşı kaybetti ve öldü (1095). Bu zafere raÄŸmen Bâtınî ve Haçlı hareketleri karşısında baÅŸarılı olamayan Berkyaruk, henüz 25 yaşında iken öldü (1104). Berkyaruk’tan sonra Selçuklu tahtına kardeÅŸi Mehmet Tapar geçti (1104-1118) . Haçlılar ve Gürcülere karşı bazı baÅŸarılar kazanıldıysa da iç mücadeleler birliÄŸin saÄŸlanmasını engelliyordu.

Mehmet Tapar’ın ölümünden sonra tahta oÄŸlu Mahmut geçmiÅŸti. MelikÅŸah’ın diÄŸer oÄŸlu Horasan Meliki Sencer kendini sultan ilân etti ve Mahmut’u himayesine aldı (1119). Böylece Sencer büyük sultan olurken, Mahmut Irak Selçuklu Sultanı olarak kalıyordu. Selçuklu baÅŸkentini Merv’e taşıyan Sultan Sencer, Büyük Selçuklu Devleti’nin son büyük hükümdarıdır. Onun zamanında devlet tekrar eski gücünü toparlamaya baÅŸlamıştır. Bu sebeple Sultan Sencer zamanı için ikinci imparatorluk devri adı verilir.

Sultan Sencer henüz Horasan meliki iken Gaznelileri ve Karahanlıları, 1121’de ise Afganistan’daki Gurlu Devleti’ni kendine baÄŸlamıştır. Ayrıca Selçuklu ülkesinin tamamında hâkimiyet kurarak birliÄŸi saÄŸlamıştı. Fakat 1141 yılında doÄŸudan gelen Kara-Hıtaylar ‘a karşı yaptığı Katavan Savaşı’nda yenilince itibarını kaybetti. Maverâünnehir Kara-Hıtayların eline geçti . Ãœlkede tekrar otorite boÅŸluÄŸu doÄŸdu. Nitekim Ä°ran asıllı memurların fazla vergi istemesi üzerine, devletin asıl unsuru olan OÄŸuzlar (Türkmenler) isyan ettiler, daha fazla toprak istediler. Sultan Sencer soydaşı olduÄŸu OÄŸuzlara esir düştü (1153). OÄŸuzlar Horasan bölgesini ellerine geçirdiler. Sultan Sencer serbest bırakıldı. Fakat bir müddet sonra öldü. Sencer’in ölümüyle Büyük Selçuklu Devleti fiilen son bulmuÅŸtur (1157).Büyük Selçuklu Devleti, Karahanlılar ve Gazneliler ile baÅŸlayan Türk-Ä°slâm devlet geleneÄŸini saÄŸlam temellere oturtan ilk büyük cihan devletidir. Daha sonra kurulan Türk devletlerine her açıdan örnek olmuÅŸlardır .

Büyük Selçuklulara Bağlı Devletler

Dandanakan Savaşı’ndan sonra yapılan kurultayda ülkenin çeÅŸitli bölgelerine hanedan üyelerinin idareci olarak gönderildiÄŸini belirtmiÅŸtik. Gönderildikleri bölgelerde, devlete baÄŸlı kalmak ÅŸartıyla kendi idaresini kuran bu kiÅŸiler, MelikÅŸah’ın ölümünden sonra (1092) bağımsızlıklarını ilân etmeye baÅŸlamışlardır. Bu dönemde ülke dörde bölünmüştür: Irak ve Horasan, Kirman, Suriye ve Anadolu.

Irak ve Horasan Selçukluları (1092-1194)

Irak ve Horasan Selçuklu Devleti’nin merkezi durumundaydı. Sultan Mehmet Tapar’dan sonra Selçuklu tahtına geçen oÄŸlu Mahmut tahta geçtiÄŸi sırada amcası Sencer Horasan meliki idi. Sencer Mahmut’u tahttan indirdi ve himayesine aldı. Mahmud, merkezi Hemedan olan Irak Selçuklu Devleti sultanlığına getirilirken, Sencer büyük sultan sıfatıyla Horasan’daki Merv’de tahta oturdu. (1119) Irak Selçukluları, Azerbaycan’dan Fars bölgesine, Horasan Selçukluları ise Maverâünnehir’den Afganistan’a kadar uzanan bölgeleri içinde barındırmaktaydı. Irak Selçuklularının son sultanı III. TuÄŸrul devrinde yönetim aslında atabeylerin eline geçmiÅŸti. Sultan TuÄŸrul’un HarezmÅŸah TekiÅŸ’e yenilmesiyle Irak Selçuklularının toprakları HarzemÅŸahlara geçti (1194).

Kirman Selçukluları ( 1092-1187)

ÇaÄŸrı Bey’in oÄŸlu Kavurd , Selçukluların Kirman kolunun başı idi. Ä°ran’ın güneyinde yer alan Kirman’dan baÅŸka Fars, Hürmüz ve Umman’ı da zapt etmiÅŸti. Birkaç kez isyan eden Kavurd Sultan MelikÅŸah tarafından boÄŸdurulmuÅŸtu. Yerine geçen oÄŸulları Selçuklulara baÄŸlı kaldılar. Bir ara Gurlular’ın hâkimiyetine giren Kirman Selçuklularına OÄŸuz BaÅŸbuÄŸu Dînar tarafından son verilmiÅŸtir (1187).

Suriye Selçukluları ( 1092-1117)

1077 yılından beri Suriye Selçuklu meliki olan TutuÅŸ, kendini sultan ilân ederek, Berkyaruk’un üzerine yürümüş, fakat yenilmiÅŸti (1095). OÄŸullarından Rıdvan Halep’te, ve Dokak Åžam’da hâkimiyetlerini ilân ettiler. Halep hakimi Rıdvan Haçlılarla mücadele etti. Bir ara sınırlarını Güney Anadolu’ya kadar geniÅŸletti. 1117’ye gelindiÄŸinde her iki bölgede de hâkimiyet, atabeylerin eline geçmiÅŸti.

Türkiye Selçukluları (1075-1308)

Türkiye Selçukluları kolu, Arslan Yabgu’nun oÄŸlu Kutalmış’ın neslindendir. Kutalmış’ın oÄŸlu Süleyman Åžah 1075’te Ä°znik’i almış ve oÄŸlu I. Kılıçarslan burada hükümdarlığını ilân etmiÅŸtir (1092). Daha sonraları Konya baÅŸkent olmuÅŸtur. Türkiye Selçukluları Ä°lhanlılar tarafından ortadan kaldırılmıştır (1308).

Atabeylikler

Ãœlke idaresini öğrenmek için çeÅŸitli bölgelere gönderilen ÅŸehzadeleri eÄŸitmek ve onlara vekillik etmekle görevlendirilen tecrübeli komutanlara atabey denilmektedir. Atabeyler Selçuklu Devleti’nin zayıfladığı zamanlarda bölgedeki gücünü ve nüfuzunu artırarak, idareyi tamamen ellerine geçirmiÅŸlerdir. Böylece atabeylik adı verilen sülâleler ortaya çıkmıştır. Büyük Selçuklular zamanında ortaya çıkan atabeylikler ÅŸunlardır:

Salgurlular (1147-1284)

OÄŸuzların Salgur (Salur) boyundan Atabey Sungur tarafından kurulmuÅŸtur. Güney Ä°ran’daki Fars bölgesinde kurulduÄŸu için Fars AtabeyliÄŸi olarak da bilinir. Merkezi Åžiraz idi. Ä°lhanlıların hâkimiyetinden sonra 1284’te sülâle sona ermiÅŸtir.

İldenizoğulları (1146-1225)

Ä°ldenizliler veya Azerbaycan AtabeyliÄŸi de denir. Kıpçak Türklerinden Åžemseddin Ä°l-deniz’in kurduÄŸu AtabeyliÄŸin merkezi Tebriz idi. Zamanla çok güçlenen ildenizliler, Azerbaycan’dan baÅŸka bütün Irak’a, Hemedan ve Ä°sfahan’a da hâkim oldular. Celâlettin HarzemÅŸah 1225’de Tebriz’i ele geçirince bu atabeylik sona ermiÅŸ oldu.

Beg-Teginoğulları (1146 -1232)

Musul Atabeyi Zengî’nin valilerinden Beg-tegin oÄŸlu Zeyneddin Ali Küçük tarafından kurulmuÅŸtur. Merkezi Erbil olup, Åžehr-i Zor, Hakkari, Sincar ve Harran atabeyliÄŸin sınırları içerisindeydi. Ãœlkeyi 44 yıl baÅŸarıyla yöneten Kök-Böri, Anadolu Selçuklularına baÄŸlıydı. Ölünce, vasiyeti gereÄŸi Erbil Abbasi halifeliÄŸine verildi (1225).

Böriler (Şam Atabeyliği) (1128-1154)

Suriye Selçukluları’nın Åžam kolu, Atabey TuÄŸtekin tarafından yönetiliyordu. OÄŸlu Tacü’l-mülk Böri babasının ölümü üzerine idareyi ele aldı. Pek güçlü olmayan bu atabeylik, Zengî Atabeyi Nureddin Mahmut tarafından ortadan kaldırıldı (1154).

Zengîler (1127-1259)

MelikÅŸah’ın Halep Valisi Ak-Sungur’un oÄŸlu Ä°madeddin Zengi’nin Musul valiliÄŸine getirilmesiyle kuruldu (1127). Haçlılara karşı verdikleri mücadelelerle öne çıkmışlardır. Ä°madeddin Zengî, Haçlılardan Urfa’yı alınca Avrupalılar II. Haçlı Seferi’ni düzenlemiÅŸlerdir (1137). Zengî’nin ölümünden sonra atabeylik Musul ve Halep olmak üzere iki kola ayrıldı (1146). Halep’teki oÄŸlu Nureddin Mahmut haçlı kontluklarına karşı baÅŸarılı mücadeleler verdi. Åžam’daki Börileri kendine baÄŸladı. Haçlılarla iÅŸ birliÄŸi yapan Mısır Fâtımî Devleti’ni ortadan kaldırdı (1171). Nureddin Mahmut ölünce atabeylik Eyyûbî ailesine intikal etti (1174). Nihayet 1259’da Ä°lhanlılar atabeyliÄŸin tamamını iÅŸgal ettiler.

(Visited 1 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 15.12.2007 tarihinde hale tarafından, Büyük Türk Tarihi | Türk Kültürü - Gelenekler ve El Sanatlarımız bölümünde paylaşılmıştır ve 4400 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Türkler\'in İslamiyeti Kabulü | Türk İslam Devletleri-3 orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki Makale[Kendini Test Et - Test Yourself] Ne Tür Bir Zekaya Sahipsiniz? Sonraki MakaleMatematikte Grafik Kullanımı | Grafik ÇeÅŸitleri - Grafik Nedir? Grafiklerin Hazırlanması - Grafiklerin Hazırlanmasında Kullanılan Yöntemler

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz