Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Türkler’de Ev Kültürü | Anadolu’da Ev Ve Ä°nsan – Marmara Evleri


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 04.02.2008 tarihinde Hale tarafından, Türk Kültürü ve Geleneklerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 5532 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Marmara Evleri


Marmara Evleri’nin özelliklerini yansıtabilen kentlerimizin başında Ä°stanbul gelir. Ä°ki büyük imparatorluÄŸun merkezi olarak kültür birikimlerini kuÅŸaktan kuÅŸaÄŸa aktarabilen Ä°stanbul, son otuz yıl içinde pek çok deÄŸerini yitirmiÅŸ olmasına karşın yine de çok az kalan örnekleriyle tarihi kimliÄŸini sürdürmektedir.(Ä°stanbul/Edirne)


Marmara ve Trakya

Bursa, Edirne ve Ä°stanbul gibi Osmanlı Devleti’nin üç baÅŸkentinin yeraldığı Marmara Bölgesi, Türkiye’nin klasikleÅŸmesi ortamını hazırlamıştır. Bu kentlerin içinde Bursa, geliÅŸim sürecindeki evrelerin en ağırlıklı bir noktasını oluÅŸturmaktadır. Batı Trakya ve Balkanlardaki oluÅŸuma örnek olan kent ise Edirne’dir. Ä°stanbul, saraylardan kasırlara, yalılardan köşklere, ayrık evlerden bitiÅŸik evlere ve giderek BeyoÄŸlu Yakası’ndaki ilk kargir apartmanlara kadar baÅŸkent olmanın saÄŸladığı olanaklarla Türk evinin geliÅŸimini doruÄŸa ulaÅŸtıran çok önemli ve özel bir kenttir.

Bursa’ya yakınlığı nedeniyle Kütahya Evleri daha çok Marmara Evleri’nin özelliklerini taşımaktadır. AhÅŸap yapı strüktürü, baÄŸdadi, sıva ve plan ÅŸemaları bakımından birbirine aşırı derecede benzeyen bu iki kent aynı yapı tarzının ortaya koyduÄŸu benzerliklere raÄŸmen detaylarında, yöresel çözümlerin getirdiÄŸi farklılıkları ortaya koyabilmektedir. Kütahya Evleri , Ege ve İç Anadolu sınırında bulunması nedeniyle kırsal kesimlerde İç Anadolu’ya , kentlerde ise Marmara Bölgesi Evlerine biraz daha yakındır.

Ä°stanbul’un yakın çevresindeki yerleÅŸmeler içinde Gebze ve Ä°zmit evlerinin klasik üslup açısından önemli yerleri vardır. 17. ve 18. yy’dan kalma bu evler, son 20 yıl öncesine kadar ayakta kalmayı baÅŸarmış olmalarına raÄŸmen bugün büyük bir bölümü yıkılmıştır. Bu evlerin arasında merkezi Orta Sofalı Konaklar bile bulunmaktaydı.

Marmara Bölgesi’nin tipik örneklerini veren Bursa kenti de son 20 yıl öncesine kadar 17. ve 18. yy. evlerini korumakta idi. Yeni imar faaliyetleri Bursa’ya büyük ölçüde zarar vermiÅŸtir. Ä°stanbul’da varolmayan erken dönem Türk Evlerine Bursa’da rastlamak mümkündür. Özellikle dış sofalı/hayatlı tipler Ä°stanbul’da çoktan varlığını yitirmiÅŸtir.

Marmara Bölgesi’nin batı kanadını oluÅŸturan TekirdaÄŸ ve Edirne büyük ve açık sofalı evler bakımından çok zengindir. Bugün artık bu iki kentte de Türk evinin klasik tipleri kalmamıştır. Açık sofalı örnekler tamamen tükenmiÅŸ, iç sofalılardan ancak son dönemlere ait bazı örnekler ayakta kalabilmiÅŸtir.


Bursa yakınlarındaki bir diÄŸer yerleÅŸme türleri kıyı kesimindeki köylerdir. Bu köylerde eskiden Rum azınlıklar yaÅŸarlardı. Arsaları yetersiz olsa bile ev estetiÄŸinden ödün vermeyen ustalar, Osmanlı yapı sanatını bu küçük köylerde de doruÄŸa çıkarmayı baÅŸarmışlardır. (ZeytinbaÄŸ – Trilye/Bursa)

Bursa evleri

Bursa, UludaÄŸ’ın eteklerindeki topografik yapısı, iklimi ve verimli topraklarıyla Ä°.Ö.7. yüzyıldan daha eskilere uzanan bir geçmiÅŸten, günümüze ulaÅŸabilmiÅŸ bir kentsel yerleÅŸmedir. Bursa tarihiyle ilgili en eski kalıntılar ise, ancak Bitinya, Roma ve Bizans dönemine tarihlendirilebilmektedir.

Bursa, verimli toprakları ve UludaÄŸ eteklerindeki yoÄŸun yeÅŸil alanlarının yanı sıra hareketli topografyasıyla, kendine özgü siluet verebilmiÅŸ bir kenttir. Tepelere kurulan camiler ve aralarındaki yerleÅŸme dokusu yeÅŸille içiçedir. Bunu saÄŸlayan arazinin yeraltı sularıdır. Evliya Çelebi bu verimli toprakların su sayesinde yeÅŸili güçlü kıldığını “Velhasıl Bursa sudan ibarettir” sözleriyle anlatmaktadır.

Bursa’yı gerçek kimliÄŸine ulaÅŸtıran Osmanlılar olmuÅŸtur. Selçuklu döneminin kültürel yoÄŸunluÄŸunun bu bölgelere varamamış olması ve Osmanlı uç beyliÄŸinin kısa sürede devlet olarak Bursa’ya ulaÅŸması bu yörelerde Türk kültürünün hızla yaygınlaÅŸması sonucunda geliÅŸmiÅŸtir. bu nedenle Anadolu – Türk evinin en eski ve en özgün örneklerini son otuz yıl öncesine kadar Bursa’da bulmak mümkündü. bursa’da günümüze ulaÅŸabilmiÅŸ evlerin büyük bir bölümü son dönemin orta ve dar gelirli ailelerine aittir. Bu nedenle küçük ve yalın örneklerdir. Çünkü varlıklı aileler son kırk yıl içinde evlerini yıkarak arsalarına imar planlarına göre apartmanlar yaptırmışlardır.

Fatih sultan Mehmet’in evi olarak bilinen Muradiye’deki evin 15. yüzyıldan çok 17.yüzyıla ait olduÄŸu ileri sürülmektedir.
Bursa evleriyle ilgili örneklemeler için Y.Mimar Hüsrev Talya’nın verdiÄŸi bilgilere göre bir deÄŸerlendirme yapılacak olursa, 15. yüzyıla tarihlendirilebilen Somuncu Baba’nın kerpiç duvarlı eviyle Uftade Tekkesi bitiÅŸiÄŸindeki 16. yüzyıl evi en eski Bursa evleridir. Muradiye’deki 17. yüzyıl eviyle birlikte üç örnek günümüze ulaÅŸabilmiÅŸtir. Ä°lk ikisinin önemli bir bölümü yıkılmış olduÄŸundan o döneme ait kesin yargıya ulaÅŸmak güçtür.

Bursa evlerinin büyük çoğunluğu 19. yüzyılın ikinci yarısıyla 20. yüzyıl başlarına tarihlendirilebilen yapılardır. 15. ve 16. yüzyıl evleri kerpiç olmasına rağmen sonları ahşap strüktürlü ve bağdadi sıvalı olmak üzere biçimlenmiştir. Asıl Bursa karakteri, ahşap malzemenin ağırlıklı olarka yapı bünyesine girmesiyle doğmuştur.

Diğer bölgelerde olduğu gibi Bursa evleri de çoğunlukla iki katlıdır. Üç katlı olan örneklere rastlanılmakta ise de sayıları azdır. En önemli kat her zaman evin en üst bölümüdür. Üç katlılarda ara kat kışlık olduğundan basık tavanlı ve küçük pencerelidir. Buradaki yaşam kışın olumsuz etkilerinden korunmak üzere geçicidir. Çünkü bahar ve yaz ayları hep en üst katta geçirilir.

19. yüzyıl öncesine kadar iklim koÅŸullarının çok sert olmadığı kesimlerde dış sofalı evlerin Anadolu’da yayılmış olduÄŸu kabul edilmektedir. Bursa evleri de 19. yüzyıl ortalarına kadar dış sofalı örneklerle geliÅŸmiÅŸtir. Ancak pencere camlarının Anadolu’da da kullanılmaya baÅŸlanmasından sonra tamamen açık olan sofaların kapatılma eÄŸilimi, soÄŸuklardan korunabilmek amacıyla yaygınlaÅŸmıştır.

En eski açık sofalı plan tiplerinde odaların sofadaki diziliş biçimlerine göre bir sınıflandırma yapılabilmektedir. I, L ve U biçiminde oluşan planlar içinde en çok kullanılan L planlarıdır. Bursa evlerinin açık sofalarının bir köşesinde çoğunlukla köşkler ve tahtlar bulunması, plan tipini L ye dönüştürmüştür. Oda sayılarının çoğalması evin yatayda büyümesini sağlamıştır. Bazen iki uçta köşe yapıldığından büyük evlerin planlanmasında U tipi tercih edilmiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dış sofa iç sofaya dönüşmüş, özellikle Kamıyarık türü Bursa evlerinin alt katı kerpiç, kerpiç dolgulu ahşap, ya da taş duvarlarla inşa edilmiştir. Üst katları ise ahşap karkas ve sık olarak yanyana dizilmiş düşey dikmelerin eğimli olması, bazen motifler oluşturması, yapı estetiğine de farklı değer kazandırmıştır.

19. yüzyıldan sonra evlerin dış yüzleri tümüyle sıvandığından cephelerin karakteri oldukça değişmiştir. Buna rağmen yine de sınavın üzerine uygulanan boyaların renkleri Bursa evlerine daha değişik özellikler kazandırmıştır.
Bursa’da 18. yüzyılın ikinci yarısına kadar Türk evinin klasikleÅŸmiÅŸ tipi ve üslubu egemen olmuÅŸtur. Daha sonra, barok üslubun etkileri Ä°stanbul’dan Bursa’ya da sıçramıştır. Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi’nin sonuna kadar her tür geliÅŸme, güçlü biçimde yansıma olanağı bulmuÅŸtur.

Bursa çevresinde topografik ve iklimsel özellikle birbirine benzemesine rağmen etnik çeşitliliğin ortaya koyduğu farklılıklar vardır. Ancak bu farklılıklar daha çok ev kullanımından kaynaklanan mekan örgütlenmesiyle ilgilidir. Etnik grupların üretim biçimi ve ilişkileri, sosyal yaşam içindeki gelenek ve görenekler, mekan kullanımını yakından ilgilendirmektedir.

Etnik farklılığın getirdiÄŸi mekan çözümleri için Bursa’nın çok yakınında ve doÄŸusunda küçük bir Türkmen köyü olan Cumalıkızık ile yine aynı çevrede Bursa’nın batısında yer alan ZeytinbaÄŸ/Trilye kıyı köyü örneklemeye alınabilir.

Cumalıkızık köyü tarımsal üretime ve hayvancılığa dayalı bir köydür. Evler tarımsal alanlar küçülmemesi için birbirine çok yakın ve küçük bahçeli tutularak sık dokulu yerleşme oluşturulmuştur. Buna karşılık küçük de olsa bahçelerdeki ağaçlar evlerin yüksekliklerini aştığından ve bahçeler çeşitli yeşilliklerle bezenmiş olduğundan doğayla içiçedir. Cumalıkızık evleri, Bursa evlerinin temel özelliklerini taşımaktadır. Plan şemaları dış ve iç sofa olarak gelişmiş ancak Bursa evleri kadar ayrıntıları özen çözümlenmemiştir. Köy ve kent evlerindeki bu temel farklılık, gerçekte tüm bölgelerde kendini belli etmektedir.

Cumalıkızık köyünün tarım ve hayvancılıkla geçimini saÄŸlaması, alt katların ahır olarak düzenlenmesini zorunlu kılmıştır. Anadolu’nun çoÄŸu köylerinde görülebilen bu çözüm hayvanları daha kolay besleyebilme ilkesinden kaynaklanmaktadır. ZeytinbaÄŸ ise, Rumlarla Türklerin birlikte yaÅŸadığı, yaÅŸayan grupların özelliklerinin evlerin tasarımına çok yönlü yansıdığı ilginç bir kıyı yerleÅŸmesidir. Rumların baÅŸlıca geçim kaynakları ipekçilik ve balıkçılıktı. ZeytinbaÄŸ bugün Rumlarla bir zamanlar birlikte yaÅŸamış ailelerin ikinci kuÅŸak devamının yaÅŸadığı küçük bir kasabadır. Artık ipekböcekçiliÄŸi yapılmamaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri ipek dokumacılığın devam etmeyiÅŸi ve pazarlama olanaklarının ortadan kalkmasıdır. YoÄŸun olarak zeytincilik yapılan yörede, Cumalıkızık’taki evlerin alt katlarındaki ahırların yerini zeytin depoları almıştır. Ä°nsan yaÅŸamına ayrılan üst katlara ise odalardan baÅŸka, ipek böcekçiliÄŸi yapılan dönemlerde kozalıklar ilave edilmiÅŸtir. Bu kozalıklar, ya odalardan birini bu iÅŸe ayırarak ya da yalnız bu amaç için ayrı bir mekan düzenlenerek oluÅŸturulmuÅŸtur. Tasarımı açısından Bursa eviyle büyük bir benzerlik göstermesine karşılık, mekan örgütlenmesi ve iÅŸlevsel açıdan oldukça farklıdır.

Bursa ve çevresinde geleneksel yaşam biçiminin bazı uzantılarına halen rastlamak mümkündür. Bursa merkezindeki avlulu hanlar yine eskisi gibi işlev görmektedir. Eski mahallelerde aileler bahara doğru evlerini boyamakta, kapı önlerini süpürmektedir. Günlük ev işlerinin sona ermesiyle öğleden sonraları kapı önlerinde komşularla sohbet ederek geçirilmektedir. Baharlarda Uludağ yolu üzerinde ya da diğer mesire yerlerinde tatil günü geziler yapılmaktadır. Dini bayramlarda komşuluk ilişkileri artmakta büyüklerin elleri öpülmektedir.

Geleneksel yaÅŸam biçiminin tümüyle devam etmesi, birçok koÅŸulun deÄŸiÅŸmesi yüzünden artık olanak dışıdır. Kente göçlerle insanlar gelmekte, yerleÅŸme sorunları doÄŸmakta, bu nedenle yoÄŸun yapılaÅŸmaya açılan Bursa’nın yerleÅŸim alanlarında tarihsel özelliklerle yüklü görkemli evler hızla tüketilmektedir.

Prof.Dr.Metin Sözen
Prof.Dr.Cengiz Eruzun

(Visited 32 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 04.02.2008 tarihinde Hale tarafından, Türk Kültürü ve Geleneklerimiz bölümünde paylaşılmıştır ve 5532 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Türkler\'de Ev Kültürü | Anadolu\'da Ev Ve İnsan - Marmara Evleri orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleMemurun Ölümü | Çehov Sonraki MakaleATATÃœRK'ün Resimleri Ve FotoÄŸrafları

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz