Bir Gece Yarısı Hikayesi Tom’un Hikayesi Bu akşam eve geldiğimde eşim akşam yemeğini servis ediyordu. Elini tuttum ve onunla konuşmam gerektiğini söyledim. Masaya oturdu ve sessizce yemeği yemeye başladı. Gözlerinde korku vardı. Bir an da kasıldım ağzımı açamıyordum ama düşüncelerimi söylemem lazımdı. Ben boşanmak istiyorum. Sinirlenmedi. Sözlerime karşılık vermedi, sadece sebebini sordu. Bir cevap veremedim
Bir Kardelen Masalı Bir varmış bir yokmuş, uzak ülkelerin birinde, dağların doruklarında güzeller güzeli Dağ Fulyası yasarmış. Baharın ilk belirtileriyle uzun kar uykusundan uyanır, güneş sıcaklığını iyice hissettirmeye başladığı günlerde tomurcuklanır, yaz boyunca da çiçekleriyle çevresine bin bir renkler saçar, kokusu ile, güzelliği ile, güzelliğinden çok o mahcup saf durusu ile herkesi kendine hayran bırakırmış.
Borçlu Olduklarımız 8211; Bir Anadolu Rumu8217;nun Anlattığı Masal Başından geçen bir olayı anlatacağımız Mehmet Ali Çetin, 1895 yılında Alaşehir8217;in Çavuşlar köyünde doğmuştur. Babası da Hacı Hasan8217;dır. Yunanlıların İzmir8217;e çıktığı tarihte Mehmet Ali yirmidört yaşında, askerliğini yapmış bir delikanlıydı. Çocukluğu köyde ve Alaşehir8217;de Rum çocuklarıyla birlikte geçtiği için biraz Rumca da öğrenmişti. Rum komşuları vardı. 15
Borçlu Olduklarımız 8211; Eşi Bulunmaz Bir Cimri Yunan ordusu 15 Mayıs 19198217;da İzmir8217;i işgal etmişti. Bu sırada Ayvalık8217;ta Türk ordusunun Yüzyetmişikinci Alay8217;ı vardı. Yüzyetmişikinci Alay8217;ın komutanı Yarbay Ali (Çetinkaya) Bey8217;di. Bu alayın erlerinin çoğu, Büyük Dünya Savaşı8217;na katılmış gazilerdi. Bu erler, askerlik görevlerini bitirdiklerinden, bikaç gün sonra terhis olup köylerine döneceklerdi. Evlerine gidecekleri için sevinçliydiler.
Borçlu Olduklarımız 8211; Gönüllü Onyediler Yunan ordusu İzmir8217;i işgal edince, düşmana karşı ilk toplu ve örgütlü direniş, Ayvalık 8211; Burhaniye 8211; Havran 8211; Edremit yöresinde başlamıştı. Yarbay Ali Bey komutasındaki Yüzyetmişikinci Alay Ayvalıkla bulunuyordu Yunan işgalcilerine karşı direnme kararı alınınca, Yüzyetmişikinci Alay da Ayvalık8217;tan çekildi. Karaağaç köyüne geldi. Karaağaç köyü, Yüzyetmişikinci Alay8217;ın karargâhı oldu. O
Borçlu Olduklarımız 8211; Yedi Şehitler Anıtı Burhaniye ilçesiyle Ayvalık ilçesi arasındaki yol üzerinde Karaağaç adlı bir köy vardır. Kurtuluş Savaşımızdan önce Karaağaç köyünde Türkler8217;le Rumlar bir arada, hiç kavgasız gürültüsüz çalışıp yaşamaktaydılar. Karaağaç köyü, denize doğru eğik bir sırt üzerinde kurulmuştur. Köy evlerinin bulunduğu arazi kuzeye doğru yükselir. Köyün üst başındaki ağaçlıklı tepede bir anıt
Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez. Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç.. Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başardılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında. Delikanlı
Çocukluğumdan Sokak Manzaraları Ömrümün ilk çeyrek zamanları. Çocukların olabildiğince şen, özgür, doğal olduğu ve buram buram toprak koktuğu zamanlar. Sokaklarda araba gürültülerinin olmadığı, her bir sokaktan şen şakrak çocuk seslerinin duyulduğu zamanlar. Rengarenk boyalarla çiçek böcek motifleri resmedilmiş ahşap at arabalarının arkasından koşarak takılan ve arabacının fark edip bağırmasıyla yere düşen çocukların dizlerinin ve dirseklerinin
DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu. Eski bir dostum olan fırıncı,8221;Biraz bekleyeceksin hocam,8221; dedi. 8220;İki-üç dakikaya kadar çıkartıyorum.8221; Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm. Eskimiş ceketinin sol yakası altında bir madalya parıldıyor ve yürürken hafifçe topallıyordu. Selam verdikten sonra, fırıncının tezgahına yaklaşarak, 8220;Ekmeklerimi alayım,8221; dedi. 8220;Benim ikizler acıkmıştır.8221;
Ocak ayının sonlarıydı. O sene, kışın en çetin olduğu zamanlardan biri yaşanıyordu. Damlardan aşağı doğru sarkan buzların boyu neredeyse bir adam boyunu buluyordu. İcra Müdürlüğü’nün arabası, buz tutan yolda bir süre ilerledikten sonra tek katlı, oldukça eski, çatısı tamamen karla kaplı bir gecekondunun önünde durdu. Arabadan önce haciz memuru, ardından da, elinde haciz dosyasıyla bayan
Chicago8217; da bir orta okulda öğrenciler Dünyanın Yedi Harikası konusunu işliyorlardı. Dersin sonunda öğretmen öğrencilerden Dünyanın 7 harikası olduğunu düşündükleri şeyleri bir liste yaparak yazmalarını istedi. Biraz anlaşmazlıklar olduysa da sonunda çoğunluk aşağıdakiler üzerinde uzlaşmaya vardı. 1. Mısırdaki Piramitler 2. Hindistandaki Tac Mahal 3. Arizonadaki Büyük Kanyon 4. Panama kanalı 5. Empire State Binası 6.
Eflatun´a iki soru sormuşlar: 8211; Birincisi; 8220;İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir? 8211; Eflatun tek tek sıralamış: 8211; 8220;Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için para öderler. Yarından endişe ederken bu günü unuturlar. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Ancak hiç
EKMEKÇİ KIZ Kırmızı Başlıklı Kız, Kibritçi Kız, Çıkrıkçı Kız gibi hikayeler var. Bu da ‘Ekmekçi Kız’ hikayesi. Farklı bir dil,farklı biçimiyle ve günümüze uyan gerçekçiliğiyle, buyurunuz. EKMEKÇİ KIZ _Sıcak Çikolatacı Kamil, karnının iyice acıkmış olmasının hissiyle ekmek almak için,gayrı ihtiyari, önünden geçerken ki görüp hatırladığı; 7215;24 saat açık,ateş kırmızısı bir renkle önünde ‘’ Odun Ekmeği’’
Erkekler Kime Kadınım Der? Bir erkeğin hayatına kim bilir kaç kadın girer ve çıkar? Hangisine sevgilim hangisine kadınım diye hitap eder acaba? İkisinin arasında ne fark var diyeceksiniz. Çok fark var. Bir erkeğin hayatına giren kadınların hepsi sevgilidir. Ama bir tanesi vardır ki ona sadece “KADINIM” diye hitap eder. Sevgilim dediği günlerini gün ettiği hoş
Fatih Sultan Mehmed8217;in Halkının İmtihanı Hazreti Fatih Sultan Mehmet istanbul8217;u fethetme plânları yapıyordu. Daha henüz 21 yaşında bulunan hükümdar, İstanbul8217;un fethine girişmeden önce, halkını imtihan etmek istemişti. Sabahın erken saatlerinde tebdili kıyafet ederek, Osmanlı8217;nın başşehri olan Edirne8217;de çarşıya çıktı. Çarşının bir tarafından girip, alış veriş yapmaya başladı. Birinci dükkâna varıp birşey aldı. İkinci bir şey
Efsaneye göre Ferhat, Persler döneminde yaşamış ünlü bir nakkaştır. Sultan Mehmene Banu’nun yeğeni Şirin için yaptırdığı köşkün süslemelerini yaparken Şirin’i görür ve birbirlerine sevdalanırlar. Ferhat, Sultan’a haber salarak Şirin’i istetir. Sultan,yeğenini vermek istemez. Ferhat’ı oyalamak için dağı delip şehre su getirmesini şart koşar. Ferhat, zekası, teknik bilgisi, bilek gücü, aşktan aldığı kuvvetle dağı deler. Mehmene
Alt katta oturan Hulusi, eşi Kamile ve iki çocukları, üst katta oturan komşuları İsmail Bey`lere misafirliğe gelmişlerdi. Biraz hoş beş ettikten sona gelen misafirler ve hane halkı hararetli bir şekilde televizyondaki 8220;Aşk İnsanı Kızartır8221; dizisini izlemeye başladılar.. Maalesef dizideki, o kötü sarışın çocuk, masum kızı gene aldatmıştı hem de kızın en yakın arkadaşıyla. 8220;Tüh boyun
Gelincik İle Dört Karga Bir gelincik varmış. Kavga etmez, kötü söz söylemez, herkesle iyi geçinirmiş. Günlerden bir gün bir tarlada giderken karşısına karga çıkmış. Karga: 8221; Benim tarlamda ne işin var? 8221; diye sormuş. Gelincik: 8221; Tarlanın çiftçinin olduğunu sanıyorum. İnsanlar bu tarlayı ekip-biçiyor. 8220; Karga: 8221; Onun orası öyle de, tarla benim bölgemde, yani
Burdan sizlere gerçek bir yaşam öyküsü anlatacağım.Sadece finalini anlatmayacağım.Sizler tahmin edin istiyorum.Eh belki doğru tahmin eden de çıkar kimbilir! Tabii sonunda ben söyleyeceğim ne olduğunu.Maksat biraz merak edin, fikir üretin işte Bu öykü güzel bir şehrimizde geçiyor.(Fazla büyük olmayan bir şehir. ) Hali vakti yerinde bir ailenin en küçük oğlu evlenme çağına gelir.Ondan önceki iki
GÖRMESİNİ BİLEN GÖZLER Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle, pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı. Ona göre; nur yüzlü ve badem gözlüydü. Bir tanecik yavrusuydu her zaman. Ama ilk okula başlayınca işler değişti. Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını, hatta çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız,