Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Türk Denizcilik Tarihi | Türk DenizciliÄŸi – Türk DenizciliÄŸi’ne Tarihsel Bir Bakış – Kabotaj Kanunu


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 20.06.2009 tarihinde Hale tarafından, Büyük Türk Tarihi | Türk Kültürü - Gelenekler ve El Sanatlarımız bölümünde paylaşılmıştır ve 1533 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Türk Denizcilik Tarihi

Türk Denizciliği


Malazgirt savaşının (1071) ardından Ege ve Marmara kıyılarına ulaÅŸan Türkler, Bizans’tan ve Ä°talyan’lardan öğrendikleri teknikle -büyük olasılıkla yerli ustalar kullanarak- gemi yapmaya baÅŸlamışlardı. Ä°zmir beyi Çaka, kurduÄŸu donanmayla Bizans’tan 1089’da Midilli’yi, 1090’da Sakız’ı aldı. Ä°znik egemeni Ebülkasım zapt ettiÄŸi Gemlik’te bir donanma inÅŸasına baÅŸladıysa da, tehlikeyi fark eden Bizans harekete geçerek, yapılmakta olan gemileri yaktı. Anadolu Selçukluları, Anadolu ticaretinin güvenliÄŸini saÄŸlamak için Karadeniz’de Sinop; Akdeniz’de Antalya ve Alanya tersanelerinde gemi inÅŸa ettiler ve donanma oluÅŸturdular.

Yavuz


Karadeniz donanması 1225’te denizaşırı bir seferi gerçekleÅŸtirerek Kırım’da Sudak’ı aldı. Anadolu Selçuklu devletinin çöküş döneminde Batı Anadolu’da kurulan Karesi, Aydın, Saruhan, MenteÅŸe beylikleri, denize doÄŸru geniÅŸlediler ve oluÅŸturdukları donanmalarla Ege adalarına ve Balkanlar’a akınlara baÅŸladılar.

Bunlar Venedik ve Ceneviz ticaretini tehdit ettikleri gibi adalardaki Latin prensleri için de tehlike oluÅŸturuyorlardı. Özellikle AydınoÄŸlu Umur Bey deniz gazalarıyla büyük ün kazandı. Öte yandan Karadeniz’de de CandaroÄŸulları’nın bir donanması bulunuyordu. Osmanlılar’ın ilk dönemlerinde Karamürsel’de, Karesi beyliÄŸinden alınan Edincik’te, Bizans’ tan alınan Ä°zmit’te küçük de olsa tersaneleri bulunuyordu. Rumeli’ye yerleÅŸtikten sonra Gelibolu’da da bir tersane oluÅŸturdular.

Gelibolu tersanesi, Rumeli’nin elde tutulması, Çanakkale boÄŸazı ve Marmara’nın savunmasında önemli rol oynadı. Osmanlılar, Batı Anadolu beyliklerini (Saruhan, Aydın, MenteÅŸe) ve CandaroÄŸulları beyliÄŸini ortadan kaldırdıktan sonra bunların tersane ve donanmalarından da yararlandılar. Stratejik anlamda bir deniz gücü oluÅŸturan Mehmet II Ä°stanbul’un fethinde donanmadan da yararlandı. Gelibolu tersanesinde yaptırdığı gemilerle önce Midilli’yi (Lesbos), ardından Sakız ve EÄŸriboz’u zapt etti. Kaptanıderya Gedik Ahmet PaÅŸa, Kefe’yi ve Kuzey Karadeniz kıyı kentlerini alarak Karadeniz’i bir iç deniz durumuna getirdi; denizaşırı bir seferle de Otranto’yu aldı. Bayezit II ve Selim l dönemlerinde geliÅŸmesini sürdüren donanma kara ordusunun Mısır harekâtını denizden destekledi. Osmanlı denizciliÄŸi asıl geliÅŸmesini Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Cezayir hükümdarı Barbaros Hayrettin PaÅŸa’nın ülkesini Osmanlı devletine baÄŸlayıp kaptanıderyalığı kabul etmesinden sonra gösterdi. Haliç’te inÅŸa edilen büyük bir donanmanın başında Akdeniz’e açılan Hayrettin PaÅŸa, ünlü amiral Andrea Doria komutasındaki Hıristiyan donanmasını Preveze önlerinde yendi. Barbaros’un öğrencileri Turgut Reis, Piyale PaÅŸa vb. Türk denizcileri Akdeniz kıyıları ve adalarında etkinliklerini sürdürdüler.

1565 baharında donanma Malta’ya büyük bir çıkarma yaptıysa da adayı zapt etmeyi baÅŸaramadı. Türkler 1570’te Kıbrıs’ı fethettiler. Hıristiyan donanması Kıbrıs’ın zaptını engelleyemediyse de Osmanlı donanmasını Ä°nebahtı’da ağır bir yenilgiye uÄŸratmayı baÅŸardı. Türk donanması bu ağır darbeden sonra sadrazam Sokullu Mehmet PaÅŸa ve yeni kaptanıderya Kılıç Ali PaÅŸa’nın çabalarıyla kısa sürede yeniden kuruldu. Öte yandan Kuzey Afrika’ da Garp ocakları’na baÄŸlı filolar Batı Akdeniz’de etkinliklerini sürdürüyorlardı.

Mısır ve Suriye’yi Memluklar’dan alan ve Akdeniz’de (özellikle DoÄŸu Akdeniz’de) egemenliklerini pekiÅŸtiren Osmanlılar Kızıldeniz’i de Portekiz tehdidinden kurtardılar. 1551’de Aden’i, 1552’de Maskat’ı ele geçirdiler. Ancak Portekizlilerin Hint denizi’ndeki egemenliÄŸine son veremediler. Murat Reis, Piri Reis ve Seydi Ali Reis’in seferleri baÅŸarısızlıkla sonuçlandı. Onları doÄŸu sularında yenen, daha güçlü gemiler, daha çok top ve daha iyi bir denizcilikti.

15. yy.’ın ikinci yarısında kudretinin doruÄŸuna ulaÅŸan Osmanlı denizciliÄŸi, Kılıç Ali PaÅŸa ile Uluç Hasan PaÅŸa’nın ölümlerinden sonra gerilemeye baÅŸladı. Bunda denizcilikten yetiÅŸmeyenlerin kaptan-ı deryalığa getirilmesinin de payı vardı. Öte yandan denizcilikte ortaya çıkan yenilikler gereÄŸince izlenmemiÅŸ, batı donanmalarının esas öğesini oluÅŸturan kalyonlara gereken önem verilmemiÅŸti. Kalyon, Osmanlı donanmasında da kullanılmakla birlikte ağırlığı kadırgalar ve öteki kürekli gemiler oluÅŸturuyordu. 17. yy. sonunda kalyonlara ağırlık verildi ve kürekli gemiler yerini kalyonlara bırakmaya baÅŸladı. Bu Osmanlı denizciliÄŸinin bir süre için canlanmasına yol açtı. Ancak, Venedik’i kendisine rakip gören ve donanmasının geliÅŸmesini ona uyduran Osmanlı devleti, öteki Avrupa devletlerinin bu alandaki geliÅŸmelerine yabancı kaldı. 1770’te Akdeniz’e çıkan bir Rus filosunun ÇeÅŸme’de bulunan Osmanlı donanmasını yakması, denizciliÄŸin çaÄŸdaÅŸ biçimde örgütlenmesi zorunluluÄŸunu ortaya çıkardı. 1773’te denizcilik için bir okul (Mühendishanei bahrii hümayun) açıldı.


Kaptanıderya Cezayirli Hasan PaÅŸa ve Küçük Hüseyin PaÅŸa, Fransız mühendis ve ustaların yardımıyla Fransız tipinde gemiler yaptırdı. Ancak bu ıslahat giriÅŸimleri yeterli olmaktan uzaktı. Türk donanması 1827’de Navarin’de, 1853’te Sinop’ta ağır kayıplar verdi. Kırım savaşı’ndan sonra yelken denizciliÄŸinin yerini buharlı makinelerle iÅŸleyen gemilere bırakması, teknolojiyi izleyemeyen Osmanlı devletini batılı devletlerden satın aldığı gemilerle donanma oluÅŸturmak durumunda bıraktı.

Abdülaziz döneminde çoÄŸu gemisi dışardan alınarak dünyanın önemli deniz güçleri arasında yer tutan Osmanlı donanması, Abdülhamit II döneminde, 1877-1878 Türk-Rus savaşı’ndan sonra Haliç’te hapsedilerek çürütüldü.

Ä°kinci meÅŸrutiyetin ilanından sonra hükümet ve 1909’da kurulan “Donanmayı Osmani Muaveneti Milliye Cemiyeti”nin çabalarıyla bir deniz gücü oluÅŸturulmaya çalışıldı. Balkan ve Birinci Dünya savaÅŸlarında elinden gelen çabayı gösteren bu donanma, KurtuluÅŸ savaşı’nda ulusal kuvvetlerin emrine geçebildiÄŸi kadarıyla yararlı hizmetler gördü.

Osmanlılar deniz ticaretine gereÄŸince önem vermediler ve bu alanı verdikleri imtiyazlarla baÅŸta Venedik ve Fransa olmak üzere öteki devletlere bıraktılar. Osmanlı devletinin ilk ticaret filosu, Ä°kinci MeÅŸrutiyet’ten az önce kuruldu. Daha sonra “Seyri sefain idaresi” adını alan bu kuruluÅŸu birer ikiÅŸer gemiye sahip özel ÅŸirketler izledi. Bunların en önemlileri Ä°stanbul içinde sefer yapan “Åžirketi Hayriye” ile “Haliç ÅŸirketi” idi.

(Visited 1 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 20.06.2009 tarihinde Hale tarafından, Büyük Türk Tarihi | Türk Kültürü - Gelenekler ve El Sanatlarımız bölümünde paylaşılmıştır ve 1533 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 7 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Türk Denizcilik Tarihi | Türk Denizciliği - Türk Denizciliği\'ne Tarihsel Bir Bakış - Kabotaj Kanunu orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleNobel Ödülü Nedir? | Nobel Ödülü Verilen Alanlar Nelerdir? Sonraki MakalePuro - Puro Kültürü | Küba Hazineleri - Ä°yi Bir Puro Nasıl Anlaşılır? Puro; Güç, BaÅŸarı, Takdir Ve Ä°nce Zevkler Ãœzerine KurulmuÅŸ Bir T..

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz