Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Tekke – Tasavvuf Edebiyatı Nazım Biçimleri: İlahi – Nefes – Deme – Nutuk – Devriye – Şathiye


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 22.03.2008 tarihinde Erkan tarafından, Türk Edebiyatı ve Edebi Kişilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 98455 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


…İlahi…
(Nazım Biçimleri)

İlahi, Allah’ı övmek, O’na dua etmek ve en büyük aşkın Allah aşkı olduğunu belirtmek amacıyla yazılmıs makamla okunan dini tasavvufi halk edebiyatı nazım şeklidir. Arapça kökenli bir kelimedir. Bir başka kullanımı da şaşma ve sitem bildiren ünlemdir.
İlahiler çok eski zamanlardan bu yana dinlerin ve inançların önemli bir parçasını oluşturmuştur. Her dinin ilahilere farklı bir bakışı vardır. Her dinin farklı ilahileri vardır. İlahiler bir dinin kutsal metinlerinin bir parçasını oluşturup, kutsi bir mahiyete sahip olabilir veya sadece o dinin inandığı Tanrı veya tanrısal mefhumları övmek için inananlar tarafından yazılmış, kutsiyeti bulunmayan metinler de olabilirler. İlahiler çoğu dinde din eğitiminin önemli bir parçasıdır. Bazı dinlerde ve inanışlarda ilahi söylemek bir tür ibadettir. Fakat, ilahi söylemek çoğu inanışta belirli ibadetlerin sadece bir parçasını oluşturur.
İlahiler tarikatlere göre değişik isimler alır. Mevlevilerde ayin, Bektaşilerde nefes, Alevilerde deme(deyiş), diğer tarikatlerde de cumhur ve ilahi adını alır.
İlahi nazım şeklinin öncüsü YUNUS EMRE’dir.Yunus Emre, şiirlerini halkın anlayabileceği sade bir dille yazmıştır.Hece ölçüsü kullanmıştır.11′li hece ölçüsünü kullanmıştır.Halkın içinden biri olduğu için halk tarafından çok sevilmiştir ve dili halkın dilidir. 1. Allah’ı övmek ve O’na yalvarmak için yazılan, Allah sevgisiyle, insan sevgisini bütünleştiren içten şiirlerdir.
2. Özel bir beste ile söylenir.
3. Hece ve vezninin 7’li, 8’li ve 11’li kalıbıyla söylenirler.
4. Dörtlüklerden oluşur. Dörtlük sayısı 3 ila 7 arasında değişir.
5. Genelde şiirin içinde şairin mahlası geçer.
6. İlahi denince akla Yunus Emre gelir. Not: İlahiler tarikatlara göre farklı isimler alır. Mevleviler’de âyin, Bektaşilerde nefes, Aleviler’de deme, Gülşeniler’de tapuğ, Halvetiler’de durak, öteki tarikatlar da hur ya da ilahi gibi. Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni

Yunus Emre


…Nefes…
(Nazım Biçimleri)

Nefes, Dini temellere bağlı aşık edebiyatı nazım şekillerinden ilahilerin Alevi-Bekteşi aşıklarınca yazılanlarına denir. Konusu genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücud, Alevi-Bektaşi ilkeleri, tarikat kurallarıyla ilgilidir. Dili sade bir Türkçe olan nefesler biçim olarak koşmaya benzer. Dörtlükler halinde hece ölçüsünün 7, 8, 11’li kalıpları ile ya da az da olsa aruzla yazılanlara rastlanmaktadır. Dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir. Fazla da olabilir. 1. Bektaşi şairlerinin yazdığı tasavvufi şiirlerdir.
2. Genellikle, nefeslerde tasavvuftaki Vahdet-i Vücud felsefesi anlatılır.
3. Bunun yanında Hz. Muhammed (A.S.M) ve Hz. Ali (R.A) için övgüler de söylenir.
4. Nazımbirimi dörtlüktür. Dörtlük sayısı 3 ila 8 arasında değişir.
5. Hece ölçüsüyle yazılırlar. Ama aruz ölçüsüyle yazılan nefesler de vardır.
6. Nefeslerde, kalenderâne ve alaycı bir üslup dikkati çeker.
7. Duygu ve düşünceleri nükteli bir şekilde ve zarafet ölçüleri içinde söylemek nefesin en belirgin özelliğidir. Hak yoluna gidenlerin
Âsâ olsam ellerine
Er pîr vasfın edenlerin
Kurban olsam dillerine.Seyrânî

…Deme…
(Nazım Biçimleri)


Halk edebiyatının “tasavvufi halk edebiyatı” ya da “tekke edebiyatı” denilen türü 12’nci yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Ama Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir. Anadolu’da 19′uncu yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla gelişen bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve Melami-Hamzavi şairler oynadı. Tekke edebiyatı şairleri, yalın bir dille, hece ölçüsüyle ya da aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla şiirler yazdılar. Tekke şiirinin genel adı, özel bestelerle okunan ve tarikatlara göre değişik isimlerle anılan ilahilerdi. Nazım birimi dörtlüktü. Ama gazel biçimde yazılmış ilahiler de vardır. Bu edebiyatın düzyazı biçimini ise evliya menkıbeleri, efsaneler, masallar, fıkralar ve tarikat büyüklerinin yaşamlarını konu alan yapıtlar oluşturur.genelde 8′li hece ölçüsü ile 4+4 kalıbıyla yazılır.telmih,tenasüp,tezat,mübalağa,gibi sanatlar sıkça kullanılır. masiva yani allah dışındakileri önemsememe söz konusudur. ilahilerin mevlidlerde bir ezgi ile söylenmesinin sebebi;hece ölçüsü,kafiye şeması ve ahenk unsurlarıdır. 1. Alevi ve Kızılbaş şairlerin kendi düşüncelerini dile getirdikleri şiirlerdir.
2. Bu şiirler Alevî tekkelerinde, tören sırasında sazla terennüm edilir.
3. Hecenin 8’li ölçüsü kullanılır.
4. 3 veya 5 dörtlükten oluşabilir.Güzel âşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi Pir Sultan Abdal Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver sen onu
Bana seni gerek seni Yunus Emre

…Nutuk…
(Nazım Biçimleri)

Nutuk, tarikata yeni giren dervişlere, tarikat derecelerini, tarikat adâbını öğretmek için söylenmiş şiirlerdir. Türkmen Alevi ve Bektaşilerinin, aşık tarzı halk edebiyatı nazım türü olan nefese verdiği isimdir. Türün en önemli temsilcisi Kaygusuz Abdal’dır. 1. Pirlerin ve mürşitlerin, tarikata yeni giren dervişlere öğüt vermek, çeşitli konularda bilgilendirmek ve tarikat derecelerini ve tarikat adabını öğretmek için söyledikleri şiirlerdir.
2. Şekil yönüyle koşmaya benzer.

Evvel tevhid sürer mürşid dilinden
Erişir canına fazl-ı Hüdâ’nın
Kurtulursam emâretin elinden
Erişir canına fazl-ı Hüdâ’nın

…Devriye…
(Nazım Biçimleri)

Devir kuramını anlatan şiirlere denir. Devir kuramı Muhammed’in “Ben nebî iken Âdem su ile çamur arasındaydı.” hadisi ile ilgilidir. Mutasavvıflara göre vücut halindeki Muhammed, yeryüzüne sonradan gelmiştir. Halbuki ruh halindeki Muhammed ezelden beri vardı. Vakti gelen ruh maddi aleme iner. Önce cemâdata (cansız varlıklara) sonra nebata (bitkilere), hayvana, insana en sonra da İnsan-ı Kamil’e geçer. Oradan da Allah’a döner ve onunla birleşir. Bu inişe nüzul, tekrar Allah’a dönüşe de huruc denir. Bu inişi ve çıkışı anlatan şiirlere devriye denir.
Lâ mekân ilinde bir nokta iken İsmi var, cismi yok yerden gelirim Daha hiçbir nesne yaratılmadan Kandilin içinde Nûr’dan gelirim.
Dört nesneden yoğrulup da yapıldım Şekillendim, fırınlara atıldım Mevla’m ruh verince ayağa kalktım Adem denen bir beşer’den gelirim.

1. Devir kuramını anlatan şiirlerdir. Devir kuramı; Hz. Muhammed’in (a.s.m) “Ben Nebi iken Âdem su ile çamur arasındaydı” hadisi ile ilgilidir. Mutasavvıflara göre vücut halindeki Hz. Muhammed (S.A.S) yeryüzün sonradan gelmiştir. Halbuki ruh hâlinde olan Hz.Muhammed(A.S.M) ezelden beri vardır. Vakti gelen ruh maddî âleme iner. Önce cansız varlıklara sonra bitkilere, hayvana, insana en sonra da insan-ı kâmile geçer. Oradan da Allah (c.c)’a döner ve onunla birleşir. Bu inişe nüzûl Allah’a dönüşe de hurûç denir. Bu inişi ve çıkışı anlatan şiirlere devriye denir.
2. Ölçü ve uyak bakımından ilahiye benzer.


Dokuz ay on gün batn-ı mâderde
Kudretten gözüme çekildi perde
Vaktim tamam olup ahir yerde
Çıkıp ten donundan cihana geldim

Hüsnî

…Şathiye…
(Nazım Biçimleri)

Dini ve tasavvufi halk şiirinde mizahi manzumelere genel olarak şathiye adı verilir. Şathiyeler, mutasavvuf şairlerce söylenmiş ya da yazılmış, tasavvufi inançları dile getiren, anlaşılması yorumlanmasına bağlı şiirlerdir. Tasavvufi konuları işleyenleri şathiyat-ı sûfiyâne adını alırlar. Şathiyelerde Allah’ın celâl sıfatının değil, cemâl sıfatının ön plana çıkarıldığı görülür. Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi-Alevi şairlerinde rastlanır. Allah ile alay eder gibi yazılmış şathiyeler küfür sayılmıştır. Ama şathiyeler asla küfür değildir.Şathiyeler biçimce komik ve alaylı olabilir ama şathiyede aranan şiirin arkasındaki düşüncedir. Anlanıp yorumlandığında çok derin anlamlara sahip oldugu görülür.Şathiye çok derin tasavvufi konular işleyen felsefi şiirlerdir.Kaygusuz Abdal şathiye yazmıştır. 1. İnançlardan teklifsizce, alaycı bir dille söz eder gibi yazılırlar.
2. Görünüşte saçma ve dini esaslara aykırı sanılan bu şiirlerin içinde ince ve derin anlamlar, yorumlandığında tasavvufla ilgili değişik konuların olduğu görülür.
3. Nefesin bir türüdür.
4. Tanrıyla konuşur gibi şakalaşırcasına yazılan şiirlerdir.
Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yersin kozumu

Kerpiç koydum kazana
Poyraz ile kaynattım
Nedir diye sorana
Bandım verdim özünü

Yunus Emre

Not: Halk edebiyatında aruz ölçüsüyle söylenen Divan, Kalender, Satranç, Selis vb. nazım örnekleri de vardır. Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…

(Visited 317 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 22.03.2008 tarihinde Erkan tarafından, Türk Edebiyatı ve Edebi Kişilikler bölümünde paylaşılmıştır ve 98455 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 3 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Tekke - Tasavvuf Edebiyatı Nazım Biçimleri: İlahi - Nefes - Deme - Nutuk - Devriye - Şathiye orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki Makale[7. Sınıf Fen Bilgisi] Maddenin Yapısı ve Atom - Periyodik Cetvel ve Açıklaması Sonraki MakaleTTNet Vitamin - Türkçe 4. 5. 6. 7. 8. Sınıflar | Ders Kitabından İçeriklere Ulaşma - Canlandırmalar - İnteraktif Etkinlikler - Adım Adım A..

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz