Tarihi Gizemler | Cennet – Zaman: Efsanevi – Mekân: Bir Olasılıkla Güney Irak

Tarihi Gizemler

Cennet

Zaman: Efsanevi
Mekân: Bir olasılıkla Güney Irak

Cennet, yeryüzünde eÅŸi bulunmayan bir yerdir, ancak kesin yerini hiçbir insanın bilmesine izin verilemez. Gelecekte bir zaman… Tanrı Cennet’in yolunu açıklayacaktır. BÄ°R HAHAM MESELÄ°

Ortasından büyük, hayat veren ırmağın aktığı Cennet’in nerede olduÄŸunu kimse öğrenememiÅŸtir. Kitabı Mukaddes’in Tekvin kitabı ;söyle der: “Ve Rab Allah ÅŸarka doÄŸru Aden’de bir bahçe dikti” (Tekvin 2:8). Bu tarifin Güney Irak’ta eskiden Sümer ve Akadlar Ãœlkesi denilen yer olduÄŸu anlamı çıkarılmaktadır. Yüzyıllar boyunca pek çok insan bu efsanevi Ä°rem bahçesini aramışsa da, asla bulunmuÅŸ deÄŸildir.

Ä°brani hikâyesinde yer alan günah ve cezalandırılma anlamından yoksun olmalarına raÄŸmen benzer efsaneler Sümerler zamanında da bilinmekteydi. Aziz Paulus’tan sonraki ilahiyatçılar Cennet’i bir yeryüzü cennetinden çok tanrısal bir ödül yeri olarak düşünmüşlerdir. (Korintoslulara II. Mektup 12:3)

Baba ve Kral olan Tanrı, Âdem ile Havva’yı gökyüzünden kutsarken, cennetin bir yeryüzü cenneti ya da Zevk Bahçesi olarak resmediliÅŸi. Küreleri içinde gezegenler göğü yeryüzünden ayırıyor.

(Solda) Bir 16. yüzyıl Ä°ran elyazmasında, bir bahçede yapılan piknik. Ä°ranlılar, “park” anlamına gelen bir kelimeden dünyaya Cennet (Paradise) fikrini vermiÅŸlerdir. (SaÄŸda) Masolino ve Masaccio tarafından 15. yüzyılda yapılmış Âdem ile Havva tablosu. Yılanın kafası, kadın başı biçiminde resmedilmiÅŸ.

Asur kralı Asurbanipal saray bahçesinde yemek yiyor. Ninive sarayındaki röliyef, İÖ 7. yüzyıl.

Mısır ve YakındoÄŸu’daki Cennet Bahçeleri

Bir Cennet bahçesi fikrinin Sami ruhunda kök salmış olmasının nedeni, herhalde insanların yaÅŸadıkları ekili alanları çevreleyen çöllere bir antitez oluÅŸturmasındandır. YakındoÄŸu’nun pek çok yerinde, direnen toprakta yiyecek bir ÅŸey yetiÅŸtirmek çok güç bir iÅŸtir. Bu çok geniÅŸ bölge her zaman büyük çeliÅŸkiler alanı olmuÅŸtur: Ä°yi sulanmış, kupkuru çöllerin ortasında sakinlerinin özenle geliÅŸtirdikleri yüksek derecede verimli vahalar vardır.

Fırat ve Dicle gibi Türkiye, Suriye ve Irak’tan geçen nehirlerin zengin vadileri ve Mısır’daki Nil vadisi çevredeki kuru ovalar ve çöllerle tam bir zıtlık oluÅŸturur. Su olmadığı takdirde ne bitki ne de hayvan ve insan yaÅŸayamaz. Ve deniz kıyılarında tatlı su ırmakları ya da kaynaklar olmadığı takdirde toprak iÅŸlenemez. YaÄŸmur yaÄŸacağı zamanlar önceden kestirilemez, sulamalı tarım ise tümüyle suya baÄŸlıdır. Nil vadisinde Firavun’un yedi yıllık bolluk ve ardından yedi yıllık kuraklık rüyası (Tekvin 41:1-4) Mısır’da Assuan Barajı’nın yapıldığı 20. yüzyıl ortalarına kadar gayet gerçekçi bir durumu yansıtmaktaydı.

Böylece bir Cennet bahçesi fikri, YakındoÄŸu’da binlerce yıldır çok deÄŸerli bir olgudur. Ä°ngilizce’deki “Eden” adı ya Akadça “ova” anlamına gelen “edinu”dan ya da “zevk” anlamına gelen Ä°brânice kökten gelmektedir ve ta ilk çaÄŸlardan beri Cennet fikriyle iliÅŸkilendirilmiÅŸtir. Ä°ngilizce’deki “Paradise” (cennet) sözcüğü önce eski Farsça’daki “apiri-da-eza”dan (park) gelmiÅŸtir. Bu kelime Ä°branice’de “pardes” ve sonra Yunanca’da “paradeisos” olmuÅŸtur.

Kitabı Mukaddes’in Yunanca çevirilerinde kelime ilk olarak Cennet için kullanılmış ama sonra Kral Hirodes’in İÖ 1. yüzyılda Eriha’da yarattığı yüzme havuzlu ve fıskiyeli, iyi sulanan, bahçeler arasındaki saray kompleksi gibi büyük bahçeler için kullanılmıştır.

Firavunlar’ın Mısır’ında kralların ve soyluların evlerini, sulanan ve meyve ve sebze yetiÅŸen bahçeler çevrelerdi. Sofralarına balık, insanların günün sıcağında kenarında serinledikleri havuzlardan gelirdi. Böyle bir bahçenin Kudüs’ü saran çifte surun arasında bulunduÄŸu Tevrat’ta yazmaktadır (Ve ÅŸehrin duvarında gedik açıldı ve bütün cenk adamları, kral bahçesinin yanında olan iki duvar arasındaki kapı yolundan geceleyin kaçtılar,- Krallar 2, 25:4) Bu bahçe, Krallar 2, 21:18’de sözü edilen Kral Uziyah’ın bahçesi olabilir. Eski YakındoÄŸu’da kral aileleri her tarafta tıpkı Asur ve Babil saraylarında olduÄŸu gibi Cennet bahçeleri yaratmışlardır.

Bazı krallar avlanmak için baÅŸka ülkelerden getirtilmiÅŸ ve özellikle yetiÅŸtirilmiÅŸ vahÅŸi hayvanlar için çok büyük parklar da kurmuÅŸlardır. Bunlardan en ünlüsü Ninive’deki sarayının röliyeflerinde de belirtildiÄŸi gibi Asurbanipal’in (İÖ 668-627) avladığı aslanlardır. Bir baÅŸka röliyefte aynı kral ile karısının saray bahçelerinin büyük aÄŸaçları arasında bir asma bahçede yemek yedikleri görülmektedir. Bir olasılıkla Sinahheriba’nın (İÖ 704-681) inÅŸa ettiÄŸi bir bahçe, baÅŸka bir Ninive röliyefinde yer almaktadır. Bu Cennet’te kralın doÄŸuda 80 kilometre ileride Zagros DaÄŸları’ndan su kemerleriyle getirttiÄŸi suyla parklar ve meyve ve sebze bahçeleri sulanmaktadır.

(Solda) Nabukadnezar’ın Babil’deki taht odasının yeniden inÅŸa edilmiÅŸ cephesi, palmiye aÄŸaçları ve diÄŸer bitkilerle, İÖ 6. yüzyıl. (SaÄŸda) 18. hanedan Mısır lahdinden Nebamun’un bahçesinde bir havuz. Havuz gölge veren aÄŸaçlarla çevrilidir.

Babil’in Asma Bahçeleri

Babil’in Asma Bahçeleri eski çaÄŸlarda bile çok ünlüydü. Bu “keyif bahçeleri” eski dünyanın yedi harikasından biriydi. Efsaneye göre bunlar Babil Kralı Nabukadnezar (İÖ 604-562) tarafından yurdunun ormanlık daÄŸlarını özleyen Med prensesi karısı Amitis için yaptırılmıştır.

Alman arkeologu Robert Koldewey, 20. yüzyılın başlarında çeşit çeşit bitkiyle örtülü bir tür teraslı ziggurat olarak düşündüğü bu yapının temellerini bulduğunu düşünmüştür. Daha yakın zamanlardaki arkeolojik araştırmalar, kral sarayının kuzeyinde bir bölgedeki çok geniş sulama kanallı terasların kral ve maiyetinin kullanımı için ağaçlar ve çiçeklerle donatılmış olabileceğini belirlemiştir.

Ä°lginç olan, bu sulak alanın Babil’in kuzeybatı köşesindeki saray duvarlarıyla kuzeydeki kent surları arasında bulunmasıdır. O zaman bir kral bahçesi için klasik yerin, tıpkı Kudüs’te olduÄŸu gibi, kentin surları arasında, saraya yakın olmuÅŸ olması akla yatkındır.

Cennet Fikri

Eski YakındoÄŸu’daki kral bahçeleri efsanevi bir düşün uygulanması olduÄŸunu akla getirmektedir. Kitabı Mukaddes’teki Aden Bahçesi, insanların dinlenme yeri olarak hayal ettikleri bir yeryüzü ya da gökyüzü cennetidir. Batı uygarlığında bu “Altın ÇaÄŸ”, “Mutlu Adalar”, “Kutsanmışların Adaları”, “Elysian Bahçeleri” ve bunlar gibi diÄŸerleriyle iliÅŸkilendirilir.

Kitabı Mukaddes’te Cennet, bir masumiyet mekânıdır ve insanların Tanrı ile bir dostmuÅŸ gibi konuÅŸabildikleri bir masumiyet çağına aittir. Ondan sonra bizler büyüdük. Bilgi AÄŸacı meyvesi durumumuzun gerçeÄŸini görmemizi saÄŸladığında tam birer insan olduk. YaÅŸamak için çalışmak zorunda olduÄŸumuzu, hastalığın ve kötülüğün, yoksulluk ile ölümün dünyaya hâkim olduÄŸunu öğrendik. Bu meselin doÄŸruluÄŸu çok derinlere iÅŸler ve doÄŸrudan insan yüreÄŸini etkiler. Ä°slamiyet’e göreyse Cennet, inananların Allah’ın iradesiyle girebileceÄŸi zevk ve mutluluk yeridir.

Günümüzde cennetin yerinin, simgesel bir mitin anlamının herhangi bir somut gerçekten güçlü olduğu ruhlarımızda bulunduğunu kabule hazırız.

Bir Mezopotamya mühür silindiri. Kutsal ağacın iki yanında oturmuş figürler: Sağda boynuzlu başlığıyla bir tanrıça. Her ikisinin ardındaki yılan Cennet Bahçesi hikâyesinin öncüsü.

Bakınız, Babil Ä°mparatorluÄŸu | Babil Kralları – Tarihçe – Din – Yazı Ve Bilim – Babil Kulesi – Babil’in Asma Bahçeleri – Hammurabi

Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 31.05.2012 tarihinde Hale tarafından, Medeniyetler ve Ãœlkeler Tarihi Ansiklopedisi bölümünde paylaşılmıştır ve 54 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Tarihi Gizemler | Cennet - Zaman: Efsanevi - Mekân: Bir Olasılıkla Güney Irak orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...