Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Pulmoner Hipertansiyon – Akciğer Yüksek Tansiyonu Nedir? | Sınıflama – Nedenleri – Belirti Ve Bulgular – Tanı – Tedavi – Önleme


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 17.05.2009 tarihinde Hale tarafından, Hastalık Tanımları, Belirtileri, Tedavileri bölümünde paylaşılmıştır ve 2520 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Pulmoner Hipertansiyon

“Pulmoner”; akciğere ait, “hipertansiyon” ise yüksek kan basıncı demektir. Normalde hipertansiyon denince aort ve dallarındaki basıncın artması anlaşılır ve aslında bunun tam adı “sistemik hipertansiyon”dur. Günlük konuşmalarda, tansiyon veya hipertansiyon denince kastedilen aslında kol atardamarlarındaki (dolayısı ile aorttaki-yani büyük dolaşım’daki) basıncın artmasıdır yani sistemik hipertansiyondur.


Bir de, vücudumuzda oksijeni dokularda kullanılmış kanı, oksijenlendirmek üzere akciğerlere getiren dolaşım sistemi vardır (küçük dolaşım). İşte akciğerlere giden damardaki (pulmoner arter) basıncın artmasına ise pulmoner hipertansiyon diyoruz. Bu duruma yol açan birçok neden vardır. Örnek olarak, akciğerin kan damarları (pulmoner arteriyoller) daralmış olabilir. Ayrıca bu durum, kanın akciğerlerde göllenmesine neden olan kalbin sol tarafına ait bir hastalık nedeniyle de ortaya çıkabilir.

Pulmoner hipertansiyon pulmoner arterlerdeki kan basıncını ölçerek teşhis edilir. Normal koşullar altında, istirahat halinde pulmoner arter sistolik (büyük) basıncı yaklaşık 14 mmHg (milimetre cıva) civarındadır. Pulmoner hipertansiyon, sistolik (büyük) kan basıncının istirahatte 25 mmHg, veya egzersiz sırasında 30 mmHg den büyük pulmoner arter basıncı olarak tanımlanır.

Sınıflama


Altta yatan nedene göre sınıflandırma yapılır:

1. Pirimer pulmoner hipertansiyon (PPH): Bilinen bir nedenin olmadığı pulmoner hipertansiyondur.

2. Sekonder pulmoner hipertansiyon (SPH): Burada pulmoner hipertansiyona yol açan tanımlanabilir bir neden vardır.

PPH nadir görülmesine rağmen, yıllık olarak 500 ila 1000 arası yeni vaka teşhis edilmektedir. Bu hastalık her yaştaki kadın, erkek ve çocukta görülebilir. Ancak en sık olarak 20-40 yaş arası kadınlarda görülür.

Yüksek kan basıncının altta yatan diğer bir durum nedeniyle ortaya çıktığı sekonder pulmoner hipertansiyon (SPH) ise , çok daha yaygındır, SPH tipik nedenleri şunlardır:

• Akciğer hastalıkları: kronik bronşit, amfizem ve astım gibi akciğer hastalıkları (kronik obstrüktif akciğer hastalıkları -KOAH-). KOAH yetişkinlerdeki SPH’un en sık nedenidir.

• Uyku apnesi (uykuda solunum durması): Bu hastalarda uyku sırasında kısa süreli solunum durmaları olur. Bunun sonucunda oksijenlenme bozulur. Eğer tedavi edilmezse pulmoner hipertansiyona yol açabilir. Ayrıca bu durum kalp damar hastalık riskini de artırmaktadır.


• Kalp hastalıkları: ASD, VSD gibi doğumsal kalp hastalıkları, mitral darlık gibi kapak hastalıkları, kalbin sol karıncığının iyi kasılmaması veya kalp kası hastalıkları (kardiyomiyopatiler) da pulmoner hipertansiyona yol açabilir.

• Sistemik bağ dokusu hastalıkları: Bu bozukluklar vücudun ana yapısını oluşturan bağ dokusundaki anormalliklerle karakterizedir. Bu tür hastalıklara örnek olarak skleroderma ve romatoid artrit verilebilir.

• Solunum kaslarını etkileyen ve böylece akciğerlerin oksijen çekme yeteneğini azaltan hastalıklar (nöromüsküler hastalıklar). Bu tür hastalıklara örnek olarak poliyomyelit, myastenia gravis ve amiyotrofik lateral skleroz verilebilir.

• Pulmoner emboli (akciğerdeki bir kan damarını tıkayan kan pıhtısı).

Eğer tedavi edilmezse pulmoner hipertansiyon ciddi kalp damar problemlerine yol açabilir.
Pulmoner hipertansiyonun tedavi edilebilirliği hastalığın nedeniyle ilgilidir. Pirimer hipertansiyon için kesin tedavi bulunmaz iken, son zamanlarda, hastaların hayat kalitesini artırmaya yönelik bir takım yaklaşımlar geliştirilmiştir. Altta yatan nedenin tedavisi ile sekonder pulmoner hipertansiyon kesin tedavi edilebilir. Her vakada, durumu olabildiğince çabuk tespit etmek, akciğerler veya kalbin sağ tarafında kalıcı hasar oluşmadan önce uygun bir tedaviye ulaşmak önemlidir.

Pulmoner arter basıncı yükseldiği zaman, kalbin sağ tarafı daralmış pulmoner arterlerden akciğerlere doğru kanı pompalamak için daha çok zorlanacaktır. Sonunda bu sürekli zorlanma kalbin büyümesine ve zayıflamasına neden olabilir. Tedavi edilmemiş pulmoner hipertansiyon, triküspid kapak yetmezliğine (kalbin sağ tarafındaki kulakçık ve karıncık arasındaki kapağın geri sızdırmasına) ve sağ kalp yetmezliğine neden olabilir.

Pulmoner Hipertansiyonda Belirti Ve Bulgular

Sistemik hipertansiyonda olduğu gibi, pulmoner hipertansiyonun da erken evrelerinde şikayetler yoktur. Ayrıca, pulmoner hipertansiyonun belirtileri, sıklıkla hastalığa yol açan altta yatan durum tarafından gizlenmiştir ve belirtiler hastadan hastaya değişme eğilimi göstermektedir:

• yorgunluk ve güçsüzlük
• baş dönmesi
• bayılma (senkop)
• nefes darlığı
• ayak bileğinde şişlik (ödem)
• deri ve dudaklarda mavi renk değişikliği (siyanoz)
• göğüs ağrısı
• öksürük (bazen kanlı)
• dolgun boyun venleri
• büyümüş karaciğer
• şişkin karın

Pulmoner hipertansiyon ile en çok doğrudan ilişkili olan belirti ve şikayetler; yorgunluk, egzersiz sonrası nefessiz kalma, egzersiz sonrası göğüs ağrısı ve bayılmadır.

Tanı

Doktor, hasta ile konuştuktan ve muayenesini yaptıktan sonra pulmoner hipertansiyon teşhisini koymada yardımcı bir takım testler isteyebilir.

Bunlar arasında:

• Arteryel kan gazı çalışması: Atardamardan alınan kanda oksijen tayini yapılır.

• Sağ kalp kateterizasyonu: kalbin sağ ventrikülüne (karıncık) ve buradan pulmoner artere kateter ilerletilmesi işlemidir. Böylece buralardaki kan akımı ve kan basıncının tam bir ölçümü elde edilebilir.

• Göğüs röntgeni: Bu görüntüleme testi doktora kalp ve akciğerlerin genel şekil, büyüklük ve yapısını inceleme imkanı tanır.

• Kalbin ve büyük damarların ekokardiyogramı: Bu test kalbin fonksiyonları ve yapısını belirlemek için ses dalgalarını kullanır. Hastanın atan kalbinin hareketli görüntüsü içinde, kalbin kalınlık, büyüklüğü ve fonksiyonunu hakkında ayrıntılı bilgi edinilir. Ayrıca kalbin dört kapağının yapısı ve hareketleri, kaçak olup olmadığı da değerlendirilir.

• Elektrokardiyogram (EKG): Kalbin elektriksel aktivitesini ölçen bir testtir. Karıncıklarda kalınlaşma olup olmadığı ve ritim bozuklukları hakkında bilgi verir.

• Akciğer perfüzyon sintigrafisi (taraması): Akciğerlerdeki kan akımı dağılımını göstermek için kullanılan bir testtir. Bu test ayrıca akciğerlerdeki herhangi bir büyük kan pıhtısını da tespit eder.

• Pulmoner anjiyogram: Akciğerlerdeki dolaşımı ölçmeye ve akciğerlerdeki pıhtıları x-ışınlarında görüntülemek için kullanılan bir testtir. İnce bir kateter pulmoner artere yerleştirilir ve içinden iyotlu bir boya enjekte edilir, böylece damarlar görünür hale getirilerek filmi çekilir.

• Akciğer fonksiyon testi: Akciğerlerin ne kadar iyi iş gördüğünü değerlendiren ve ölçen özel bir cihaza (spirometre) hastanın üflemesiyle gerçekleştirilen ağrısız bir testtir.

Pulmoner hipertansiyonlu bir hastanın akciğer grafisi. Normalde belli olmaması gereken pulmoner arter, basıncın artmasından dolayı belirginleşmiş ve dışarı doğru çıkıntı oluşturmuş durumda (kırmızı okla işaretli).

(Visited 24 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 17.05.2009 tarihinde Hale tarafından, Hastalık Tanımları, Belirtileri, Tedavileri bölümünde paylaşılmıştır ve 2520 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 4 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Pulmoner Hipertansiyon - Akciğer Yüksek Tansiyonu Nedir? | Sınıflama - Nedenleri - Belirti Ve Bulgular - Tanı - Tedavi - Önleme orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleTarihte Bugün: 11 Aralık | (1901) - İlk Masa Tenis Turnuvası İngiltere'de Düzenlendi Sonraki MakaleAgatha Christie - Doğu Ekspresinde Cinayet | Ana Fikir ve Geniş Özet

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz