Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Panik Atak | Nedir, Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 18.10.2007 tarihinde hale tarafından, Sağlık Dünyası | Alternatif Tıp | İlk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 4567 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Panik Atak

Panik atakları insanların % 3-6’sında görülürken batılı kaynaklarda panik bozukluğunun görülme sıklığı % 1-3 olarak belirtilmektedir. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporunda 12 aylık dönem esas alınarak yapılan sıklık tespitinde, panik bozukluğu ve/veya agorafobi sıklığı toplam % 1 olarak bulunmuştur; bunların hekime başvurma oranı % 34.5 olup, diğer tüm psikiyatrik hastalıklardan daha yüksektir. Panik ataklarının şiddetli ve korkutucu fiziksel semptomlarla seyretmesi hekime sık başvurmada en önemli etken gibi gözükmektedir.


Panik atak hastaları sıklıkla kalp hastası olduğunu veya kalp krizi geçirdiğini düşünerek hekime ve acil servislere giderler. Hasta, ani bir “nöbet” tanımlar. Kimi zaman bu nöbet hastaları uykularından kaldırabilir. Şikayetler başladıktan sonraki ilk 10 dakikada maksimum şiddete ulaşır; dakikalar içinde geçer, bir saatten uzun sürme olasılığı çok azdır. Nöbet esnasında hasta tipik olarak “panik” içindedir.

Acil görünümlü ya da acile başvuracak şiddette bir “nöbet” geçirdiğini ifade eden bir hastada, aşağıdaki şikayetlerden en az dördü nöbet esnasında mevcut ise, panik atağı düşünülür;

1) Çarpıntı, kalp atımlarını hissetme,
2) Terleme,
3) Titreme,
4) Nefes darlığı, boğulacağım hissi,
5) Göğüs ağrısı, göğüste sıkışma hissi,
6) Bulantı, karın ağrısı,
7) Baş dönmesi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi hissetme,
8) Derealizasyon (çevrenin yabancı gerçekdışı olduğu hissi),
9) Depersonalizasyon (vücuduna yabancı, dışında imiş gibi hissetme),
10) “Çıldıracağım” korkusu,
11) Ölüm korkusu,
12) Vücudun çeşitli yerlerinde uyuşma ve karıncalanma,
13) Üşüme, ateş basması.


The Scream -Edvard Munch

Panik atağı tetikleyen durumlar;

– Kapalı yerler (tünel, asansör, vb),
– Kalabalık yerler (alışveriş merkezleri, toplu taşım istasyonları, eğlence merkezleri vb),
– Toplum önünde zor bir görev yapma,
– Yeni veya tanıdık olmayan insanlarla yapılan toplantılar veya sosyal olaylar,
– Açık alanlar (köprü üzerinden geçme, yüksek binalar vb),
– Organik hastalıklar; ritim bozuklukları (aritmiler), kalp krizi (myokart infarktüsü), beyinin kansız kalması (serebral iskemi), tiroid bezinin fazla çalışması (tirotoksikoz), astım vb,
– Bazı ilaçların yan etkisi olarak,
– Depresyon, fobiler dahil pek çok psikiyatrik hastalık esnasında,

Panik bozukluğunun temel özelliği, çoğu kez nedensiz başlayan panik ataklarıdır. Hasta, aniden, örneğin otobüste ya da uykusunda, yukarıda sayılan pek çok şikayeti yaşar. Şikayetler, müdahaleyle ya da müdahalesiz kısa sürede geçer. Atak şiddetli ve korkunç bir deneyim olarak hatırlanır ve bireyde “ya tekrarlarsa” kaygısını ortaya çıkarır. Hasta, yaşantısını bu kaygı çerçevesinde planlamaya çalışır. Agorafobi (kapalı yer korkusu) şikayetleri de tabloya eklenirse, kişi, atak geldiğinde yalnız ya da kaçamayacağı ortamlara girmeme; tek başına sokağa çıkmama ya da evde tek başına kalamama; camide ya da sinemada çabuk çıkabileceği yerleri tercih etme gibi günlük yaşantısını ve işlevselliğini belirgin olarak kısıtlayan davranış bozuklukları gösterir.

Bu hastalar semptomlarının şiddeti nedeniyle sıklıkla hekime başvurmalarına rağmen, çoğu kez, özellikle de atak esnasında rastlanabilen kalbin hızlı çalışması (taşikardi), tansiyon yükselmesi gibi bulgular yüzünde panik bozukluğu tanısı atlanabilir. Aslında bu hastaların şikayetlerinin “psikiyatrik” olduğuna ikna edilmeleri de güçtür.

Hastalık; göğüs ağrısı, çarpıntı vb. gibi belirtilerle seyretmesine rağmen hastalığın özünde hastanın tarif ettiği yoğun sıkıntı yer almaktadır. Sıkıntı tedavi edildiğinde diğer belirtilerde yatışacaktır.


Hastaların yaşadığı “nöbet” korku ile benzerlik göstermekte ve hastalık beyindeki korku ile ilgili merkezleri, korkacak bir şey yokken kendi kendine çalışmaya başlatmakta ve şikayetler böylece ortaya çıkmaktadır. Tekrar nöbet gelirse kaygısı ile ortaya çıkan sokağa tek başına çıkmama gibi davranışlar aslında kaygıyı artırmaktan ve kuvvetlendirmekten başka bir işe yaramazlar.

Panik bozukluğu, çoğu kez, depresyon, diğer anksiyete bozuklukları, kişilik bozuklukları ve alkol ve madde bağımlılığı ile birliktelik gösterebilir.

Panik Atakta Tedavi

Atak esnasında hastanın yapması gerekenler;

Olduğu yerde kalmalı ve toplamı en fazla bir saat süren atağın geçmesini beklemelidir.
Dikkatini bulunduğu ortamdaki eşyalara vb ve sıkıntıyı kontrole yöneltmeli; fiziksel belirtilerinden uzaklaştırmaya çalışmalıdır.
Kendisine, “bu kalp krizi değil; panik atağı. Korku merkezim kendiliğinden çalışmaya başladı; yakında geçer; daha önce de geçti” gibi telkinlerde bulunmalıdır.
Aşırı derin nefes alma (hiperventilasyon) panik şikayetlerini arttırır; bu şikayeti olan hastadan “nöbet” geçene kadar bir torbaya soluması istenmelidir.
Her atak başında saate bakması ve sonlandığında ise ne kadar sürdüğünü bir yere kaydetmesi istenmelidir; saatler gibi gelen atak süresinin yalnızca dakikalar olduğunu görme sonraki ataklarda hastanın direncini arttıracaktır.
Sigara yakma, alkol alma gibi önlemlerin atağın geçmesini sağlayamayacağı gibi şiddetlendirebilecektir.

İlaç tedavisi atak sıklığı fazla olan, işlevsel kaybı yüksek olan, birlikte diğer başka bozukluklar da bulunan hastalarda düşünülür.

Bu amaçla kullanılan; benzodiyazepin’lerden Alprazolam (Xanax 0.5 ve 1 mg), SSRI’lardan Paroksetin (Seroxat veya Paxil 20 mg), Sertralin (Lustral 50 mg) geniş vaka serili araştırmalarda etkinliği kanıtlanmış olan ilaçlardır.

Bu ilaçlar bazı olgularda, tedavinin özellikle ilk haftalarında sıkıntıyı (anksiyete) arttırabilir. Bundan dolayı yarım tabletle tedaviye başlanması, yetersiz kalırsa ve tolere edilmiş ise 1-2 hafta sonra dozun tam tablete çıkılması önerilir. Olguların büyük çoğunluğunda, kısa sürede yeterli yanıt alınır.

İlaç tedavisi şikayetler kontrol altına alındıktan sonra 8-12 ay devam ettirilmelidir. Panik bozukluğunun % 30-90’ı ilaç tedavisi sonlandırıldığında nüks etmektedir. Tedavisi kesilecek hastalar yüksek nüks olasılığı hakkında uyarılmalıdır.

Prof. Dr. Atilla Soykan
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

(Visited 1 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 18.10.2007 tarihinde hale tarafından, Sağlık Dünyası | Alternatif Tıp | İlk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 4567 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Panik Atak | Nedir, Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleAtatürk Neden Büyük Sonraki MakaleKız Kulesi Efsanesi | Ovidius'un Kaydettiği Bir Aşk Hikayesi - Leandros İle Hero'nun Kız Kulesi Aşkını Anlatmadan Önce Adonis İle Afrodit..

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz