Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Osmanlı’da Verilen Ünvanlar | LALA: “Terbiyeci”. Özellikle hem sarayda, hem de tayin edildikleri sancak valiliklerinde genç şehzadeleri yetiş..


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 15.02.2008 tarihinde Sema tarafından, Büyük Osmanlı İmparatorluğu bölümünde paylaşılmıştır ve 2503 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


OSMANLI’DA VERİLEN ÜNVANLAR

ADLİ
: “Adil”. II. Bayezid, III. Mehmed ve II. Mahmud’a verilmiştir.
AĞA
: “Komutan”. Ordudaki kıdemli görevlilere, Yeniçeri ağası ve Kızlar ağası gibi saray korumalarına verilmiştir.
AHRETLİK
: “Manevi evlat”. Dürrüşehvar’a verilmiştir.
AK BAŞLI
: “Ak başlıklı”. Aktimur’a verilmiştir.
ALP
: “Kahraman asker”. Daha çok ilk dönemde kullanılmakla beraber kabilevi yapılanma sona erdiği dönemde de kullanılmaya devam edilmiştir.
AMCAZADE
: Amca çocuğu.
ARSLAN
: “Arslan veya Arslan yürekli”.
AVCI
: IV. Mehmed’e verilmiştir. Hayatındaki en önde gelen uğraşısı idi. Edirne civarında kendisini bu iptilaya kaptırmıştı.
BAHİR
: “Denizci”
BAHTİ
: “Talihli”. I. Ahmed’e verilmiş ve onun tarafından şiirlerinde maslah olarak kullanılmıştır.
BAŞ
:”Lider”, “Başkan”. Baş-Çuhadar” veya “Kapıcı-başı” gibi genellikle diğer ünvanlarla beraber kullanılmıştır.
BEDROS
: “Kurnaz”. Genel bir Ermeni adıdır ve güya II. Abdülhamid’in yüz hatları itibariyle Ermeniler’e benzediğini ima için ona verilmiştir. Wittlin’in anlattığı bir hikayeye göre, Abdülhamid’in babası I. Abdülmecid değil, Abdülhamid’in annesiyle gizli aşk hayatı yaşamayı başaran bir Ermeni’dir. Abdülhamid’in annesi Trimüjgan’ın muhtemelen Ermeni olması daha kolay anlaşılır bir açıklamadır.
BEY
: “Efendi”, “Şehzade”. Zamanla bu ünvan değerini kaybetti ve daha ziyade İngilizce’deki esquire gibi nezaket ünvanı haline geldi.
BEYCEĞİZ
: “Küçük Şehzade”
BEYLERBEYİ
: “Bölge Valisi”. Büyük eyaletlerin idarecisine verilmiştir.
BEYZADE
: “Şehzade oğlu”. Padişahların kızlarının oğullarına verilen ünvandır. İlk dönemlerdeki “Sultanzade” ünvanının yerini almıştır.
BIYIKLI
: “Sakallı”
BOŞNAK
: “Bosnalı”
CEDDÜ’L OSMAN
“Osmanlıların Babası”.Süleyman Şah’a verilmiştir.
CEMCA
: “Cemşid gibi güçlü”. Sultan için Doğu dillerinde kullanılan bir ünvan.
CİHANDAR
: “Dünyanın Efendisi”. III. Selim’e verilmiştir.
CİVAN
: “Genç”. 2138/ Mehmed’e verilmiştir.
ÇAKIRCI
: “Şahinci”
ÇAVUŞ
: “Rütbeli Er”, “Haberci”
ÇELEBİ
: “Beyefendi”. “Kibar Efendi”, “Genç Efendi”. II. Mehmed dönemine kadar padişah oğullarına verilen ünvandır. Ayrıca I. Mehmed’e de özellikle verilmiştir.
ÇELEBİ SULTAN
: “Kibar-Şehzade”. 1594 yılına kadar sancak valisi olan padişah oğullarına verilmiş olan ünvandır.
ÇUHADAR
: “Kahya”.
DAMAD-I ŞEHRİYARI
: “Padişah Damadı”. Padişahların kızlarıyla evlenenlere verilen ünvandır. Ancak bu sadece babasının saltanatı döneminde evlenen kızların kocalarına uygulanmıştır. Ayrıca aynı isimlerdeki birkaç veziri seçmek için de bu ünvan kullanılmıştır.
DAYE
: “Süt Anne”
DEFTERDAR
: “Hazineci”
DELİ
: I. Mustafa ve İbrahim’e verilmiştir.
DİVİTDAR
“Yazma kutusunu taşıyan”
DOĞANCI
: “Doğan yakalayıcısı”
DÜZME(CE)
: “Sahte”. Kendi adına çıkan isyan döneminde ve aslı konusundaki şüpheye ifade etmek üzere Mustafa’ya verilmiş ünvandır.
EBU’L FETH
: “Fethin babası”. II. Mehmed’e verilmiştir.
EFENDİ
: I. Abdülmecid döneminden itibaren padişah oğullarına verilen ünvandır. Ayrıca tarikat üyeleri arasında da bir dereceyi gösteren tabirdir.
EĞRİ
: “Eğri-büğrü”. Topal olan Cihangir’e verilmiştir.
EĞRİ FATİHİ
: III. Mehmed’e verilmiştir.
EMİR
: “İdareci”, “Şehzade”. Yarı bağımsız idareciler için kullanılmıştır. Ayrıca Selçıklulara bağımlı olduğu süre zarfında I. Osman için kullanılmıştır. 1402-1413 arasındaki Fetret Devri esnasında I. Bayezid’in oğullarından birinin açık şekilde üstün idareci olmadığını göstermek için yeniden kullanılmıştır.
EMİRÜ’L MÜ’MİNİN
: “Müslümanların İdarecisi”. Halifeye verilen isimlerden biri olup I. Selim’in Mısır seferinden sonra Osmanlı padişahlarına da verilmiştir.
ENİŞTE
: “Kızkardeşin kocası”
FAHREDDİN
: “Dinin öğüncü”. I. Osman’a verilmiştir.
FATİH
: İstanbul’u fethinden dolayı II. Mehmed’e verilmiştir.
FATİH-İ BAĞDAT
: “Bağdat’ı fetheden” IV. Murad’a verilmiştir.
FRENK
: Frank. Başlangıçta Fransa’dan gelenler için kullanılmışken oldukça genişletilerek herhangi bir Avrupa ülkesi için de kullanılmıştır.
GAZİ
: Daru’l Harbde savaşan kişilere ve Hristiyanlara karşı alınmış zaferlerdeki askerlere verilen ünvandır. Özellikle de O. Osman, Orhan, I. Murad, I. Bayezid, II. Mehmet ve IV. Murad için kullanılmıştır.
GENÇ
: II. Osman’a verilen isimdir.
GÖZDE
: Padişahın cariyeleri için kullanılmıştır.
GÜLEÇ
: “Neşeli”
GÜREŞÇİ
: Güçlü olduğu için I. Mehmed’e verilmiştir. “Güreşçi” mi “Kürüşçü” mü olduğu şeklinde bir şüphe var ise de, doğru şekli “Güreşçi” şeklindeki Padişah için kullanımıdır.
GÜVEY
: “Damad”
GÜZELCE
: “Yakışıklı”
HACE, HACİ
: “Hacı”. Hace kadınlar için, Hacı erkekler için kullanılna formudur. Mekke’de Hac görevini tamamlayan kişiye verilen ünvandır.
HADİMU’L HARAMEYNİ’Ş ŞERİFEYN
: “İki mübarek şehir olan Mekke ve Medine’nin koruyucusu”. I. Selim’e 1517’de Mekke Şerifi tarafından bu şehirlerin anahtarı gönderilmek suretiyle verilmiş bir ünvandır.
HAFIZ
: “Koruyucu”. Genişletilmek suretiyle Kur’an’ı ezbere bilen kişiye denilmiştir.
HAKANİ
: “Emperyal”
HAKANÜ’L BERREYN
VE’L BAHREYN

: “Karaların ve Denizlerin Hakanı”. Padişahın gücünün ihtişamını ifade eden ünvanlardan biridir.
HALİFE
: Son Abbasi Halifesinin 1538’de ölümüne kadar halifeliği elinde tuttuğu şeklindeki birtakım düşüncelere rağmen, 1517 yılında Halifeliğin I. Selim’e ve onun mirasçılarına geçmesi, İslam’da önemli ölçüde sert tartışmalara neden olmamıştır. Cam. Mod. Hist., 91’de: “Hilafet İslam’ın temel prensiplerinden biridir ve bütün Müslümanlar tek bir imam tarafından idare edileceklerdir. Ayrıca İmam’da Hz. Peygamber’in kabilesi olan Kureyş’ten olacaktır. 1517 yılında İmamlık, Haşimoğullarından Mehmed Ebu Cafer’in güçsüz ellerindeydi ve halifeliği Kahire Sarayı’nda sembolik olarak devam ettiriyordu. Abbasilerin en son halifesi olarak Sultan Selim lehine halifelikten feragat etti. Bu biçimsel geçiş, Kureyş kabilesine mensup olmamakla birlikte Türk sultanlarının Müslümanların idarecisi veya İmamı olmalarının temeli oldu. Halifeliğin Osmanlılara geçişi, Mekke Şerifi’nin Kabe’nin anahtarlarını Selim’e göndermesi, böylece Selim’in Mukaddes Beldeler’in koruyucusu olmasıyla halifeliğin tanınması onaylanmış oldu” der. S. Lane Po
HAN
: Kırım idarecileri için kullanılmıştır. II. Selim tarafından torunu İbrahim’e verilmiştir.
HANÇERLİ
: “Hançer taşıyan”
HANIM SULTAN
: “Prenses Hanım”. Padişahların kadın tarafından kız torunlarına verilen ünvan.
HANTAL
: “Beceriksiz”
HASEKİ SULTAN
: “Gözde Prenses”. Erkek evlat doğurmuş olan padişah gözdelerine verilen ünvan. Genellikle ilk dört veya altı anne ile sınırlanmıştır.
HASEKİ KADIN
: “Gözde Kadın”. Padişah kızlarının annelerine verilmiştir.
HATUN
: “Hanım”. İlk dönemlerde, son dönemlerdeki Valide Sultan yerine padişahın nikahlı eşlerine verilen ünvandır.
HEZARPARE
: “Bin parça”. Ölümünden sonra kendisine yapılan suikasde işaret etmek için Ahmed’e verilen ünvandır.
HÜMAYUN
: “Padişaha ait”. -Devlet kuşu, saadet anlamına gelen- “Hümay”dan alınmıştır.
HÜNKAR
: “Hükümdar” I. Murad ve II. Mehmed’e verilen ünvan.
HÜDAVENDİGAR
“Hükümdar”, “Bey”. I. Murad’a verilmiş ve daha sonra da Bursa Sancağı içinde kullanılmıştır. Yine Orhan ve II. Murad için de kullanılmıştır.
İKBAL
: “Talih”. Haremde il rütbe ilerlemesi.
İLHAMİ
: “İlham alan”. III. Selim’e verilen ünvandır.
KALAYLIKÖZ
: “Beyaz Fındık”
KANBUR
: I. Mahmud’a verilmiştir.
KANLI
: Politikasını ima için II. Abdülhamid’e verilmiştir.
KANUNUİ
: “Adil”. II. Mehmed’e ve özellikle de I. Süleyman’a verilmiştir.
KAPUDAN PAŞA
: “Amiral”. Osmanlı donanmasının başındaki kimseye verilmiştir.
KARA
: I. Osman ve birçok kişiye verilmiştir.
KEHLE-İ İKBAL
: “Talih bitti”
KETHÜDA
: “Kahya”.
KIZIL
: “Kırmızı”
KOCA
: “Büyük”.
KOZHEYCİ
:”Fındık satıcısı”
KÖSE
: “Sakalsız”
KRAL
: Sırp ünvanı.
KUL
: “Köle”.
KULOĞLU
: “Köleoğlu”
KÜRÜŞÇÜ
: “Yay gerdiren”. Bir sanatta pir kabul edildiği için I. Mehmed’e verilmiştir.
LALA
: “Terbiyeci”. Özellikle hem sarayda, hem de tayin edildikleri sancak valiliklerinde genç şehzadeleri yetiştirenlere verilen ünvandır.
Lİ/LI/LU
: “den,dan” Yer isimlerine bağlanır. Kişinin doğum yerini işaret için kullanılmıştır.
MAKBUL
: “Gözde”
MAKTUL
: “Öldürülmüş”
MEHD-İ ULYA-YI
SALTANAT

: “Büyük saltanat beşiği”. Diğer bir ismi de Valide Sultan’dır.
MEKRİ
: “Kurnaz”
MEST
: “Sarhoş”. II. Selim’e verilmiştir.
MEYVEİ
: “Meyve satan”
MIRAHOR
: “Ahırların muhafızı”. “Emir-i Ahur”dan gelmedir.
MİRZA
: “Şehzade”. İran ünvanıdır.
MUHASSIL
: “Vergi tahsildarı”
MUHSİN
: “Bağışlayıcı”
MUHTEŞEM
: Avrupalılar tarafından I. Süleyman’a verilen ünvandır. Türkler kullanmazlar.
MUID
: “Okulda düzeni sağlayan”
MUSAHİP
: “(Padişah’a hususi işlerinde) Yardım eden” ve daha geniş ifadesiyle “Gözde”.
MÜVERRİH
: “Tarihçi”
NEBİL / NEBİLE
: “Prens/Prenses”. Mısır ünvanıdır.
NAİB
: “Vekil”.
NAKKAŞ
: “Dekoratör”
NAMZET
: “Aday”. Henüz tam olarak evlenmemiş, nişanlı olan padişah kızlarına verilen ünvandır.
NİŞANCI
: “Saltanat mührünün muhafızı”.
NİŞANCI OĞLU
: “Saltanat mührü muhafızının oğlu”.
OĞUZ
: “Temiz” veya “Genç erkek”
OSMANCIK
: “Küçük Osman”. I. Osman için kullanılmıştır.
PADİŞAH
: “Hükümdar”. İran kaynaklı bir ünvandır. Sultanların çok fazla arzu ettikleri en yüksek makamdır. Herhangi bir kimse tarafından sultanla eş anlamlı olarak da kullanılabilir. Son döenmlerde Fransız Kralları için de kullanılmıştır.
PALABIYIK
: “Kavisli uzun bıyıklı”.
PARE
: “”Parça”. “Hezarpare” ve “Şekerpare”de olduğı gibi.
PEHLİVAN
: “Şampiyon”, “Güreşçi”. I. Mehmed’e verilmiştir.
REİSÜ’L-KÜTTAB
: “Katiplerin Reisi”.
RUM
: “Rumeli”. Temelde Roma ve Roma İmparatorluğu içinde kalan yerleri ifade eder. Böylece Anadolu Selçukluları, İran Selçuklularından ayrılmışlardır. Ayrıca “Rum Beylerbeyi” altında Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa eyaletlerini de temsil eder.
SAHİB-KIRAN
: “Her zaman başarılı Hükümdar”. I. Süleyman ve IV. Murad’a verilen ünvandır.
SAİBÜ’L-AŞERETİ’L – KAMİLET
: “On numarayı tamamlayan”. Onuncu sultan olduğu için I. Süleyman’a verilmiştir.
SANCAK
: “Büyük Bayrak”. “Eyalet”.
SANCAK BEYİ
: “Eyalet İdarecisi”.
SARHOŞ
: II. Selim’e verilmiştir.
SARI
: “Sarı”, “Soluk”. II. Selim’e verilmiştir.
SARIKÇI
: “Sarık yapan”
SEDEF-İ DÜRR-İ HİLAFET
: “Hilafet incisinin sedefi”. Bir diğer ünvanı da “Valide Sultan”dır.
SEMEN/SEMİZ
: “Şişman”
SERASKER
: “Ordu komutanı”.
SEYYİD
: “Peygamber soyundan gelen”
SİLAHDAR
: “Silahları muhafaza eden memur”. Sultanın hususi görevlilerinden biri.
SİPAHİ
: “Atlı asker”
SIĞIR
: II. Selim’e verilmiştir.
SOFU
: II. Bayezid’e verilen ünvandır.
SULTAN
: “Prens”. En az üç farklı kullanımı vardır. En geçerlisi, ‘devletin başı” olarak kullanımıdır. “Sultan Han Murad”da olduğu gibi “Han” ile birlikte “Şehzade”lik ifadesi anlamında da kullanılmıştır. Bu şekli genellikle padişah oğulları içindir ve özellikle de II. Mehmed döneminden sonradır. bununla beraber eğer isimden sonra kullnaılmışsa o ismin “Prenses” olduğunu ifade eder: Fatma Sultan’da olduğu gibi. Yine “Haseki” ve “Valide” kelimleri ile de birleştirilerek kullanılmıştır.
SULTANÜ’L-GUZAT
: “Gaziler sultanı”. İlk dönem ünvanıdır. I. Murad ve diğerlerine verilmiştir.
SULTANZADE
: “Prenses oğlu”. Padişah kızlarının oğullarına veya erkek torunlarına verilen ünvandır.
ŞAH-I ALEM-PENAH
: “İmparator”, “Dünyanın barınağı”. Padişahın üstünlük ünvanlarından biridir. İran menşe’lidir.
ŞAHİN
Sokullu Mehmed Paşa’ya verilmiştir.
ŞAHZADE/ŞEHZADE
: “Padişahın oğlu”. I. Mehmed ile başlayarak padişahların oğullarına verilmiştir.
ŞEHİD
: Savaşta dini uğruna ölen kişi. I. Murad ve II. Osman’a verilmiştir.
ŞEHRİ
: “Şehirli”
ŞEYH
: Edebali’ye verilmiştir.
ŞEYHÜLİSLAM
: “Müfti”. Halifenin altında olup İslam’ın başkanıdır.
ŞÜCAEDDİN
: “Dinin kahramanı”. Orhan’a verilen ünvandır.
TAVAŞİ
: “Hadım”
TAVİL
: “Uzun”. Sokullu Mehmed Paşa’ya verilmiştir.
TEKFUR
: “Kral”. Ermenice “Tagavor”dan alınmıştır.
TIRNAKÇI
: “Dolandırıcı”
TİRYAKİ
: Genellikle uyuşturucu veya sigara tiryakiliği için kullanılır.
UĞURLU
: “Şanslı”
VALİDE
: “Anne”.
VALİDE SULTAN
: “Prenses Anne”. Saltanatları döneminde padişahların annelerine verilen ünvandır. XVI. yüzyılda girmiştir.
VELİ
: II. Bayezid’e verilen ünvandır.
VELİAHT
: “Tahta geçecek şehzade”. Tahta geçecek kişi için son dönemde kullanılmıştır. Ancak 1876 Anayasası tahta çıkacak şehzadenin “en yaşlı erkek evlat” olmasını belirleyinceye ve diğer şehzadeleri reddedinceye dek uygulanamamıştır. Hatta VI. Mehmed’e “Veliahd-ı Sani” (Tahtın ikinci varisi) ünvanı verilmişti. Benzer bir makam, Kırım Hanlarından Nureddin’e de verilmiştir.
VEZİR
: “Bakan”. “Ağır sorumluluk yüklenen”.
VEZİR-İ AZAM
: “Başbakan”, “Baş vezir”. Bir diğer formu da “Sadr-ı Azam”dır.
VOYNUK
: “Bulgar savaşçısı”
VOYVODA
: “İdareci”. Moldavya ve Lehistan prensliklerinden birinin yöneticisine verilen ünvandır.
YAĞLIKÇI
: “Yağlık satan”
YAVUZ
: “Yiğit”. I. Selim’e verilmiştir.
YENİÇERİ
: “Yeni askerler.” Meşhur Yeniçeri Ocağı mensupları.
YILDIRIM
: I. Bayezid’e verilmiştir.
ZADE
: “-oğlu”. Genellikle “ın soyu” anlamında genişletilmiştir.


(Visited 1 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 15.02.2008 tarihinde Sema tarafından, Büyük Osmanlı İmparatorluğu bölümünde paylaşılmıştır ve 2503 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Osmanlı\'da Verilen Ünvanlar | LALA: \"Terbiyeci\". Özellikle hem sarayda, hem de tayin edildikleri sancak valiliklerinde genç şehzadeleri yetiştirenlere verilen ünvandır. orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleÜrün Olarak Bilimin Etkinlik Olarak Bilimle Karşılaştırılması | Etkinlik Olarak Bilim - Kuhn Ve Paradigmalar - Etkinlik Ve Ürün Bilimleri İ.. Sonraki MakaleAnadolu Medeniyetleri Müzesi - Antik Takıları | Giysi Takıları - Düğmeler Ve İğneler

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz