Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Osmanlı Saray Halıları


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 25.01.2008 tarihinde Sema tarafından, Türk Kültürü ve El Sanatlarımız bölümünde paylaşılmıştır ve 7588 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Osmanlı Saray Halıları

Türk halılarının klasik geliÅŸmesi yanında, 16. yüzyılın son yarısında bunun dışında kalan teknik ve dekor bakımından tamamen farklı bir grup görülür ki, bunlara Osmanlı Saray Halıları adı verilmektedir. 1514’te Tebriz’in, sonra 1517’de Kahire’nin de Osmanlılarca fethedilmesi Türk halı sanatında yeni teknik ve desen anlayışına yol açmıştır. Kahire tezgâhlarında yapılan ilk halılarda, 1540-1550 arasında Memlûk halılarının renk ve motifleri ile karışık örnekler görülmüş, fakat kısa zamanda Osmanlı Sarayı’ nın natüralist üslubu hâkim olmuÅŸtur. Herhangi bir geliÅŸmeye baÄŸlanmadan birden meydana çıkan halılarda saz denilen hançer yapraklar, palmet ve madalyonlar tamamıyla natüralist lale, sümbül, karanfil ve nar çiçekleri ile birleÅŸtirilerek yepyeni bir üslup yaratılmıştır. KumaÅŸ, çini, tezhip, cilt kapakları ve kalem iÅŸleri gibi Osmanlı Sanatının çeÅŸitli kollarında ortaya çıkan natüralist yaprak ve çiçek dekoru, bu halılarda da kendini gösterir. Çok ince ve zengin desenli bu lüks halılarda uçları birbirine daha yakın olduÄŸu için Iran düğümü tercih edilmiÅŸtir. Yün ve pamuktan yapılan düğümler, (metrekarede 200.000-700.000 arasında) daha sık olup, kadifeyi andıran yumuÅŸak bir tesir bırakır. Ä°pek düğüm yoktur, yalnız argaç ve arışlarda bazen ipek kullanılmıştır.



Osmanlı Saray halısı, 16. yy., New York, Metropolitan Museum of Art.

Bunlarda Iran halılarının madalyon düzeni ikinci planda kalarak, esas örnek sonsuzluğa uzanan zeminden kesilmiş bir bölümdür.

Yama gibi duran madalyonlar kaldırılsa bile, örnek bir şey kaybetmez. Madalyonsuz olarak çok daha başarılı kompozisyonlarda halılar vardır.


Osmanlı saray halılarının Ä°stanbul’dan gönderilen örneklere göre Kahire’de yapıldığı fikri, ilk defa Erdmann tarafından ileri sürülmüş ve geniÅŸ ölçüde benimsenmiÅŸtir. Fakat Kühnel, bunlardan bazılarının teknik özelliklerine göre Ä°stanbul’da veya 1474’ten beri halılarının adı geçen ipekçilik merkezi Bursa’da yapılabileceÄŸini belirtmiÅŸtir. III. Sultan Murat’ın 1585 tarihli bir fermanı bu görüşü desteklemektedir. Bunda 11 halı ustasının boyanmış yün ipliklerle Kahire’den Ä°stanbula gönderilmesi emredilmektedir. Osmanlı halıları kolayca renk tutan, çok yumuÅŸak ipek gibi bir yünden yapılmıştır ki, bu cins yün Mısır’ da bulunuyordu. Kahire’ de yapılanlarda argaç ve arışlar boyasız veya bazen sarımsı veya kırmızı yün iplikten olduÄŸu halde, Bursa’da boyalı ipekten tek veya üç iplikten bükülmüştür. Beyaz ve açık mavi renkler için pamuk kullanılmıştır. 16. yüzyıl ortasında baÅŸlayan Osmanlı Saray Seccadeleri lüks hediye olarak Avrupa’ya gönderilmiÅŸtir. Bunların Ä°stanbul, Bursa ve Edirne gibi saraya yakın çevrelerde yapıldığı düşünülebilir.


Saray halısı, 16. yy. sonu, istanbul, TİEM.

Yakın zamanda bulunan bu halı için çeÅŸitli tarihlendirmeler arasında DivriÄŸi Ulu Camii için 626 (1228/29) cami yaptıran Mengücüklüler tarafından vakfedildiÄŸi, ayrıca Memlûk Halılarından gelen bazı karakteristik motiflere bakarak son zamanlarda Para Memlûk denilen gruba 16. yüzyıl ortalarına girdiÄŸi, Anadolu Beylikleri devrinde Selçuklulardan Osmanlılar’ a geçiÅŸ (14-15. yüzyıl) halısı olabileceÄŸi, 17. yüzyıl başına kadar geç devre konulup, sonra 16. yüzyıl başına getirilmesi gibi çok deÄŸiÅŸik görüşler ileri sürülmüştür. Gördes düğümü ile yapılan bu halının, yünün özelliÄŸi, arış ve argaçların bükülmesi ve çok karakteristik kufi bordürüne bakarak, 15. yüzyıl sonunda Konya veya Sivas’ta Marco Polo’nun methettiÄŸi eski bir merkezde yapılmış olması akla yakın gelmektedir. Bir deneme olarak ele alındığı, renk ve kompozisyon bakımından pek tatmin edici görülmediÄŸinden devam ettirilmediÄŸi düşünülebilir.

Topkapı Sarayı ile BaÅŸbakanlık arÅŸivlerinde ve Ä°stanbul Belediye Kütüphanesi’nde halı ile ilgili bilgiler vardır. Osmanlı Saray teÅŸkilatı kurulduÄŸu tarihten beri halı yapıldığı ve ehl-i hiref arasında cemaâti Kaliçe bafanı hassa bulunduÄŸu bu vesikalarda kayıtlıdır. Ayrıca 16. yüzyıl sonlarına kadar hassa halı sanatkârları’nın adlarını, memleketlerini ve aldıkları yevmiyeleri gösteren defterler vardır.

TKSA 9613-1 sayılı ve 932 (1526) tarihli teftiÅŸ defterindeki ÅŸerhlerde, Fatih devrinden Hamza ve Mustafa olarak iki halı ustasının adı geçmektedir. Bunlardan Hamza, Fatih zamanında Pençik kul olarak gelmiÅŸ ve Hâssa Ehl-i Hiref teÅŸkilatına alınmış, sonra Kanuni Sultan Süleyman devrinde (1526) halıcılar cemaati’nin Kethüdası olmuÅŸtur. Mustafa ise, yine Fatih devrinde Pençik kul olarak saraya alınmış, zamanla üstad Kaliçebaflar (Halı dokuyucu) arasına girmiÅŸ olup, 932 (1526)’ daki Cemaât-i Kaliçehafan ÅŸakirdlerinden Mehmed’in babasıdır.


Memlûk halıları motifleriyle Anadolu halısı, 15. yy., sonu, İstanbul, Vakıflar Halı Müzesi.

Ä°kinci Sultan Beyazıd zamanında üstad ve ÅŸakird olarak 19 halıcıdan 5’inin adları bilinmektedir. 917 Rebiülevveli’nde (1511) Beyazıd Camii için PadiÅŸaha halı hediye ederek karşılığında 3245 akçe inam alan bu 5 kiÅŸinin adları Ä°lyas, Nasuh, Ä°skender, Ä°smail ve Hızır”dır. Bunlardan Ä°lyas seccade takdim edip, 909 Cemaziyülevvel’de (1503) hazinedar başı vasıtası ile 900 akçe, Nasuh, takdim ettiÄŸi halı karşılığı aynı yılda 2000 akçe, Ä°skender, 911 Ramazan’da (1506) halı karşılığı 1500 akçe, Ä°smail, aynı tarihte halı karşılığı 1500 akçe, Hızır, 915 Rebiyülevvel’de (1509) halı karşılığı 800 akçe almışlardır. Eflâklı olan Nasuh, 932’den (1526) az önce Kanuni zamanında ölmüş olup, NiÄŸbolu’ lu Ä°lyas ile Kosovalı Hızır ise, Kanuni hizmetinde sarayda 25 halı ustası arasında bulunmaktadır.


1001 (1592) tarihli defterlerde, III. Sultan Murad devrinden 16 halıcı cemaati vardır. Bu hassa halıcıları arasında Mısır’dan geldiÄŸi bildirilen halı ustalarının adları yoktur. Ãœstelik III. Sultan Murad devrinde hassa halıcılığının bozulmaya baÅŸladığı ve oÄŸlu III. Sultan Mehmed zamanında 1008 (1599) tarihine kadar babası’nın 16 halı sanatkârı arasına ancak 1 kiÅŸinin katıldığı görülmektedir.

Saray halı ve seccadelerinde kullanılan beyaz ve açık mavi renkli pamuk ve ipek gibi parlak bir cins yün, ancak Mısır’da yetiÅŸiyordu. Sultan Murad III.’ün Mısır’dan 11 halı ustası ile gerekli ipliklerin getirilmesi için verdiÄŸi emrinde:“Mısır Beylerbeyine hüküm ki muallim ebül Nasır ve muallim Mehmet Fuzunfve Hacı Nebi ve Mehmet MaÄŸribin ve Ali Esved ve Recep ve Ataullah ve Ali bin Muallim Ahmet Vasıl ve Ä°lmedin ve Mehmet bin Arslan nam kimesneler Ãœstâd Kaliçeciler olduÄŸu ilâm olunup, dergâh-ı muâllama huzurları lazım olmağın kaliçeye müteallik 30 kantar rengâmiz ip ile mezkûrları âlettacil dergâh-ı muâllama göndermek emir edip büyürdüm ki,… vusul buldukta tehir ve tevakkuf etmeyip mezkûrları âlet tacil südde-i saadetime gönderesin ve kaliçeye müteallik 30 kantar rengâmiz ip dahi tedarik eyleyip mezkûrlar ile maen irsal eyle-yesin. Husus-u mezbur mühimdir, ihmâl ve mesahileden ziyade hazer edesin. Divân-ı Hümayun’da vezir Ä°brahim PaÅŸa Hazretlerine teslim olunmuÅŸtur. 3 Zilkade 933 (1585 Ekim 25).” demektedir.

Burada adı geçen ustalardan Mehmet bin Arslan’ ın Türk asıllı olduÄŸu baba adından açıkça belli olmaktadır. Bu tarihten sonra halıların malzemesinde argaç ve arışlarda ipek kullanılmış, saray atölyeleri bu tarihte kurulup, ilk örnekleri yapmış olmalıdır. Bunlar saray nakkaÅŸlarının çizdiÄŸi örneklere ve diÄŸer (kumaÅŸ, kilim, çini, tezhip gibi) sanatlardaki üslup birliÄŸi’ne uymaktadır.

18. yüzyıla kadar devam eden saray halı ve seccadeleri, daha sonraları da Uşak ve Konya bölgesinde natüralist çiçek desenleriyle bozularak yaşatılmıştır.

Saray halıları masa örtüsü olarak da kullanıldığı için, buna uygun yuvarlak veya haçvari biçimlerde yapılanları da vardır. Avrupa saray’larına hediye olarak gönderilen bu halılardan memleketimizde Ä°stanbul Türk ve Ä°slam Eser’leri Müzesi’nde biri harap halde iki büyük halı ile, küçük bir seccade, Topkapı Sarayı’nda da büyükçe bir seccadeden baÅŸka örnek kalmamıştır. Türk ve Ä°slam Eserleri Müzesi’ndeki büyük halı kırmızı zeminli olup, örnekler beyaz renkli iri çift Rûmilerin meydana getirdiÄŸi dört kollu motiflerin zemin rengi koyu mavi ve yeÅŸil olarak deÄŸiÅŸik eksenler üzerinde sonsuz sıralanmasını gösteriyor. Bunların dört tarafındaki palmetler birbirine baÄŸlanarak saÄŸlam bir baklava ÅŸeması meydana getiriyor.

Son yıllarda Floransa’da Pitti Sarayı’nın deposunda keÅŸfedilen 9.95 m x 3.30 m boyun’da ÅŸahane saray halısının zemin örneÄŸi Ä°stanbul, TlEM’ de bulunan büyük halının zemin örneÄŸini yeÅŸil olarak her sırada iki defa tekrarlamaktadır. Zemin rengi her iki halıda da kırmızıdır. Bu halı 1623’te Amiral Verrazzano tarafından Duke Ferdinando II’ye takdim edilmiÅŸtir. Bu halı ilk defa Haward Gallery sergisinde 20 Mayıs 10 Temmuz 1983’te teÅŸhir edilmiÅŸ ve Donald King tarafından sergi katalogunda yayınlanmıştır. Çok iyi durumda korun’muÅŸ olan halı saray halılarının bütün ihtiÅŸamını aksettirmektedir.

Avrupa halı sanatına etki yapmış Ä°spanya ve Polonya halılarında taklit edilmiÅŸ olan bu gösteriÅŸli lüks halıların geleneÄŸi Ä°stanbul’da UÅŸak ve Ä°zmir bölgesinde günümüze kadar kaba örnekler halinde devam etmiÅŸtir. Geç devir Ä°zmir halıları adı ile tanınan bir grup halı’da da kabalaÅŸmış halde saray halılarının etkisi devam eder. ihraç limanına göre, Ä°zmir’ e baÄŸlanan bu halılar, aslında Batı Anadolu bölge’sinde (UÅŸak, Gördes) yapılmıştır.


Madalyonlu Uşak halısı, 18. yy., istanbul, TİEM.

DivriÄŸi Ulu Camii’nde bulunup, maceralı yollardan (1978’de camiden çalınan 22 halı, 1982’de Kayseri’de toprak altına saklanmış halde ele geçirilmiÅŸti.) Ä°stanbul Sultanahmet Camii Hünkâr Kasrı’nda Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce açılan Halı Müzesi’ne mal edilen bir halı, kesin bir gruba girmemekle beraber, Türk halıları içinde önemli yerini alır. Gördes düğümü ile yapılan bu halıda zemin kırmızı, örnekler mavi olup, sekizgen yıldızları birbiri’ne baÄŸlayan küçük stilize serviler ve ÅŸamdanı andıran küçük yapraklar radial olarak sır Sekizgen yıldızların meydana getirdiÄŸi kare bölüm’ler ortasında birer rozet çiçeÄŸi diyagonal sıralanmış karakteristik, örgülü kufi bordur Selçuklu halılarından gelen kanatlı yıldız motifleriyle zenginleÅŸtirilmiÅŸtir. Bu halının Kahire Ä°slam Eserleri Müzesi’nde UÅŸak halıları bordürleriyle, yakın bir benzeri, zeminden küçük bir parça halinde, diÄŸer bir benzeri de Konya Mevlana Müzesi’ndedir.

Osmanlı saray halıları tekniği ile daha önceki tarihlerde çok nadir de olsa halı yapıldığı günümüze kalabilen tek örnekten anlaşılmaktadır.

I. Sultan Ahmet zamanında ise, hassa halı’cıları son olarak Sultanahmet Camii halılarını yapmış olmalıdırlar, çünkü bundan sonra halı tezgâhlarının yerini sorguççular cemaati almıştır. Fakat Ä°stanbul’ da hassa halı tezgâhları dışında eskiden beri ve bu tarihten sonraları, özel imalathanelerde ve ev tezgâhlarında halı yapıldığına şüphe yoktur.


Osmanlı Saray halısı, 17. yy., Londra, Victoria and Albert Museum.

Eskiden beri Ä°stanbul’da Yeni Bahçe’de Halıcılar semti vardır. Burada çarşı yoktu, halılar Kapalıçarşı ile çevresindeki hanlarda satılırdı, Ä°stanbul halıları 20. yüzyıla kadar bir hayli deÄŸiÅŸiklik geçirdikten sonra, Bandırma ve Kayseri halıları, eski Ä°stanbul tipi örneklerin yerini almıştır. 19. yüzyılda kurulan Hereke fabrikasında, kuruluÅŸ tarihinde dokunan halı’ların gerçek Ä°stanbul tipi halılarla ilgisi olmadığı anlaşılıyor. 19. ve 20. yüzyılda Ä°stanbul’ da Eyüp Fes hane Müessesesi’nden baÅŸka, 20. yüzyılda Kum kapı, Topkapı, Etyemez, Ãœsküdar ve Ä°stinye’ de halı yapılmaya devam edilmiÅŸtir. Kum kapı halıları, üstün vasıfları ile şöhret kazanmış, 1959’da o zamanki gündelik gazetelerin rivayetine göre, ipek bir Kum kapı halısı, Amerika’da mübalaÄŸalı bir fiyatla, 60.000 dolara satılmıştır.

Son yıllara kadar Topkapı, Kartal ve Pendik’te halı dokunmaya devam edilmekte idi.

19. yüzyıl sonuna kadar Türk halısı geliÅŸmesine devam etmiÅŸ, 1844’te Sultan Abdülmecit tarafından Hereke’ de kurdurulan kumaÅŸ tezgâhlarına 1881’de II. Sultan Abdülhamit, 100 halı tezgâhı koydurup, çok tanınmış Hereke halılarının yapılmasını baÅŸlatmıştır. Bugün de Sümerbank idaresinde burada aynı üslupta halılar yapılmaktadır.

Ayrıca Konya, Kayseri, Sivas, KırÅŸehir bölgesi ile Batı Anadolu’nun Isparta, Fethiye, Döşeme altı, Balıkesir veya UÅŸak, Bergama, Kula, Gördes, Milas, Çanakkale, Ezine, DoÄŸu Anadolu’da Kars ve Erzurum bölgesinde eski Türk halı sanatının canlandırılması için gayret gösterilmektedir.

(Visited 23 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 25.01.2008 tarihinde Sema tarafından, Türk Kültürü ve El Sanatlarımız bölümünde paylaşılmıştır ve 7588 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Osmanlı Saray Halıları orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleGuatr - Troid Bezinin Büyümesi Nedir? | Guatrın ÇeÅŸitleri Nedir? Belirtiler Nelerdir? TeÅŸhis Ve Tedavi - Hangi Durumlarda Ameliyat Tercih Edilir.. Sonraki MakaleÇalgı Göktaşı ve Samanyolu | Günün Gökbilim Görüntüsü - 1 - 31 Mayıs 2009

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz