Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Osmanlı Musikisi | Askeri, Dini, Klasik ve Folklorik


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 07.11.2007 tarihinde Sema tarafından, Büyük Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu bölümünde paylaşılmıştır ve 11408 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları



Osmanlı mûsikîsi, Osmanlı saray veya halk müzisyenlerinin askerî, dini, klâsik ve folklorik türlerde ürettiÄŸi ve toplumun her kesiminde kullanılmış bir sanattır. Temelinde tek kiÅŸinin (ozan tarzına uygun) usullü veya usulsüz, ama mutlaka bir makam’a baÄŸlı olarak çalıp söylediÄŸi; müziÄŸin sadece ritm ve melodi unsurlarını kullanıp insan sesine ağırlık veren ve nesilden nesle aktarımı Batı müziÄŸindeki gibi nota yoluyla deÄŸil meÅŸk yoluyla saÄŸlanan bir ÅŸahsî üslup ve ifade müziÄŸidir.


Sarayın, devleti yalnız askerî ve mülkî olarak değil, aynı zamanda fikir ve sanat hayatı açısından da yöneten bir merkez oluşu, Türklerde çok eski bir gelenektir. Ülkenin en ileri fikir ve sanat adamlarını toplayan, besleyen ve barındıran hep saray olmuştur. Şiir ve hat gibi mûsikî de eğitimlerinin ayrılmaz parçası olmuş olan Osmanlı padişahları da sanatı -Selçuklu, Karahanlı, vd. ataları gibi- ırk, dil, din ve mezheb farkı gözetmeksizin koruyup desteklemişlerdir. Osmanlı mûsikîsinin, bir imparatorluk sanatı olarak, bütün Türk mûsikîsinin en fazla gelişmiş, zenginleşmiş ve incelmiş bölümü olmasının sebebi budur.


Saray Bahçesinde eÄŸlence. Ud, Çengi, Def. XVI yy. baÅŸları. I.Ahmed Albümü’nden

Osmanlı Musikisinin Eğitim Kurumları

Osmanlı mûsikîsinin, nesilden nesle aktarımın meşk yoluyla sağlandığım söylemiştik. Bu meşk, Mehterhâne, Mevlevihâne, Enderun, mûsikî esnafı loncaları ve özel meşkhâneler olmak üzere başlıca beş değişik mekanda yapılırdı ki mûsikînin toplum içinde tanınıp sevilmesini, beste ve konserlerle yaygınlaşmasını sağlayan temel eğitim ve icra kurumu niteliğindeydiler. Şimdi bu kurumları daha yakından görelim.


1. Mehterhâne

Hun’lar zamanındaki adı TuÄŸ olan ve vurmalı sazlarla nefesli sazlardan oluÅŸan askerî mızıka okulunun Fatih’ten sonra aldığı isim, Hun’lardan beri Türk savaÅŸ tekniÄŸinin vazgeçilmez unsuru olan askerî müziÄŸin amacı, çok uzaklardan duyulan ve gitgide yaklaÅŸan gök gürültüsüne benzer yabancı bir müzmin sesiyle düşmanın moralini bozup savaÅŸacak güç bırakmamak, düşmanı teslim almak suretiyle harbi en kısa zamanda bitirmek ve böylece �bir bakıma� insan kıyımını önlemektir.

Selçukluların T’abılhâne veya Nevbethâne dediÄŸi bu kurumda Hunlardan beri ikisi nefesli, dördü vurmalı altı temel çalgı yer almıştır: Ä°slamiyet ten sonra adları zurna, boru (nefir veya ÅŸahnay), çevgan, zil, davul ve kös’e çevrilen yuraÄŸ, boygur, çöken, çanÄŸ, tümrük ve küvrük. SavaÅŸta ordunun önünde giden kös, davul, nakkare, zil, çevgan, çalpara, çengi harbî, zurna ve boru gibi yüzlerce vurmalı ve nefesli çalgının çalacağı müzik, savaÅŸ, tören ve oyun (spor) amaçları için özel olarak bestelenirdi. Hünkâr PeÅŸrevi, At PeÅŸrevi, Alay/ Düzen PeÅŸrevi, Elçi PeÅŸrevi, Saat PeÅŸrevi ve Rakkas PeÅŸrevi, bu mehter havalarından bazılarının adlarıdır.

SavaÅŸlarda çalınan mehter havalarının gündelik ÅŸehir hayatındaki karşılığı, namaz vakitleri ile önemli resmî münasebetlerde vurulan nevbet ‘ti. Dinî fonksiyonunun yanı sıra bir tür askerî halk konseri niteliÄŸini de taşıyan nevbet, Osmanlılarda ilk defa Osman Bey’in huzurunda vurulmuÅŸ, Anadolu Selçuklu sultanı II. Gıyaseddin Mes’ud’un bağımsızlık fermanı ile uç beyliÄŸi alameti olarak gönderdiÄŸi berat, kaftan, tuÄŸ ve sancağın yanında davul, nakkare, boru ve zilden oluÅŸan takımın verdiÄŸi konseri Osman Bey ayakta dinlemiÅŸtir Nevbet’in resmî fonksiyonundan kaynaklanmış olabilecek bir sosyal uygulaması da, çok sayıda davul zurnanın çaldığı ağır ritimli pehlivan havaları eÅŸliÄŸinde 1361 yılından beri yapılan Kırkpınar yaÄŸlı güreÅŸleridir.

III.Ahmed zamanında mehter takımı, Levni_Topkapı Sarayi
Mehter’in büyüklüğü kat terimi ile belirtilen her bir sazın sayışına göre deÄŸiÅŸirdi: padiÅŸahların on iki katlı (her bir sazdan 12’ÅŸer adet), sadrâzamın 9, vezir ve paÅŸaların 7 katlı mehterleri vardı. Ä°cra düzeni ise savaÅŸta saf, normal zamanlarda yarımay biçimi idi. Fil veya develere bindirilmiÅŸ kocaman kösler, at veya katırlara yüklenmiÅŸ büyük ziller, davullar, nakkareler, zurnalar ve borular saflar halinde tuÄŸ (çevgan) ve sancakların (alem) önünde yürür, zenciri adı da verilen çevganîler, at kılından kurdele, zil ve çıngıraklarla süslü ritm sopalarım “Ala hey” nidalarıyla sallayarak askeri ÅŸevklendirirlerdi. Normal zamanlardaki nevbet ise, en önemlisi ikindi zamanı yapılanı olmak üzere, yarımay ÅŸeklinde dizilmiÅŸ mehteran bölüğü tarafından vurulur; davul, zurna, zil ve borucular (tabılzen, zurnazen, zilzen ve boruzen’ler) ayakta, nakkareciler yere baÄŸdaÅŸ kurarak çalar; içoÄŸlanı başçavuÅŸunun vezir veya yeniçeri aÄŸasına sunmak üzere ihtiyaç sahiplerinin dilekçelerini toplanmasıyla baÅŸlayan tören, halkanın ortasına gelen mehterbaşının elinde çevganla konseri yönetmesiyle devam eder, gülbank ve dualarla sona ererdi. Mûsikî açısından Mehterin en büyük özelliÄŸi ise, önce nefesli sazların, arkasından bütün heyetin çaldığı, yumuÅŸak veya gümbürtülü bölümlere nöbetleÅŸe yer verilen (buradan klâsik saz mûsikîsine geçmiÅŸ olup senfoni orkestralarında da kullanılan) karabatak tekniÄŸidir.

16, 17 ve 18. yy.da yetiÅŸen Bestekâr ve icracıları eliyle askerî mûsikî sanatının zirvesine ulaÅŸan mehter mûsikîsi hem savaÅŸlar, hem Osmanlı elçi veya heyetlerine eÅŸlik eden ÅŸatafatlı takımlar münasebetiyle tanındığı Avrupa’da önce ordu birliklerini, sonra da bestecileri etkilemekte gecikmedi. Daha 1683’te Viyana’ya yürüyen Jan Sobieski’nin ordusuna mehter etkisiyle perküsyonlar arttırılmış bir askerî bando eÅŸlik etmiÅŸti. Batılıların çoÄŸunlukla Yeniçeri müziÄŸi anlamına gelen terimlerle adlandırdıkları mehteri ilk uygulayan Lehler oldu (l741): Avusturya, Rusya, Prusya ve Ä°ngiltere de arkalarından geldi

Mehterhâne 1828’de II. Mahmud tarafından kapatılmış, bunun yerine III. Selim’in yakın dostu Napolyon’un emekli bando subayı Giuseppe Donizetti’ye Mızıka-i Hümâyun adlı Batı kopyası saray bando okulukurdurulmuÅŸtur.

2. Mevlevihâne

Sultan Veled tarafından kurulan ve Mevlânâ’nın tasavvufî fikirleriyle ÅŸekli yapısını (semâ’) sistemleÅŸtiren Mevlevîlik, Türkçe, Arapça, Farsça, hat, tezhib, semâ’ meÅŸki gibi derslerin yanı sıra ciddî mûsikî eÄŸitimi de veren dergâhları ve bir tür konser salonu niteliÄŸindeki semâhâneleriyle, Osmanlı mûsikîsinin geliÅŸmesinde yüzyıllar boyu büyük bir ocak görevi yapmış, Anadolu’nun en ücra ve küçük ÅŸehirlerinden baÅŸka Ä°mparatorluÄŸun Balkan ve OrtadoÄŸu eyaletlerinde de açılmış olan Mevlevîhâneler Osmanlı mûsikîsinin yayılmasında baÅŸlıca rolü oynamışlardır.


3. Enderun

I. Murad’ın Edirne’yi almasından hemen sonra 1363’te kurduÄŸu, II.Murad, Fatih ve II. Bayezid’in geliÅŸtirip mükemmel bir saray üniversitesi haline getirdiÄŸi, 1833’te II. Mahmud tarafından kapatılan saray okuludur. I. Murad zamanındaki din derslerine II. Murad ÅŸiir, mûsikî, hukuk, mantık, felsefe, geometri, coÄŸrafya ve astronomi; Fatih hat, tezhib, kaatı’ ve resim; II. Bayezid de silahşörlük, okçuluk gibi askeri spor derslerini eklediler . Bu dersleri okutacak bilginler imparatorluÄŸun içindeki ve dışındaki ülkelerden celbedilirken, Enderun’da tahsil edebilmek Ä°slam dünyasının dört bucağından gelen öğrenciler için büyük bir ÅŸeref ve imtiyaz teÅŸkil ediyordu.

Enderun mûsikî mektebi, kalburüstü Osmanlı mûsikîcilerinin sadece yetiştiği değil, ders de verdikleri bir okuldu. Yeniçeri Ocağı ile birlikte kapatılan Mehterhâne gibi. İmparatorluk sarayının bu önemli mûsikî öğretim merkezi de II. Mahmud tarafından Enderun-u Hümâyunla birlikte kapatıldı.

4. Özel Meşkhâneler

Tek veya toplu olarak hususî mahiyette mûsikî meÅŸki yapılan evler, cemiyetler veya öğrenci koroları, Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunda mûsikî hocalarının evde ders verme geleneÄŸi, saray cariyelerinin evlerine derse gönderildiÄŸi hocalarla baÅŸlamıştır. Gerek erkek, gerek kız çocukların mûsikî eÄŸitimi için Enderun’da öbür konularda olduÄŸu gibi sadece saraydan deÄŸil, dışarıdan hocalar da görevlendirilirdi. Mehterhâne ile Enderun’un (daha sonra da tekkelerin) kapatılmasından sonra bu adet zaruret halini aldı. Hem eÄŸitim, hem konser amacıyla kurulmuÅŸ olan derneklerin başında ise, 1916-1931 yılları arasında çalışan, Osmanlı mûsikîsinin ilk toplu icra plaklarını dolduran, ayrıca yurt içinde ve dışında ciddî konserler veren Dârüttalîm-i Mûsikî Cemiyeti gelir.

Sultan III.Ahmet’in ÅŸehzâdelerinin sünnet düğünü ÅŸenliklerinde, Okmeydani’ndaki eÄŸlencelerden birinde müzisyenler. Surname-i vehbî adli eserden, 18. yy

Osmanlı Mûsikîsinde Çalgılar

Mûsikî aletleri bilimi demek olan Organoloji’de çalgılar,hangi Müzik söz konusu olursa olsun, bu sanatın insanla birlikte doÄŸuÅŸundan bu yana geçirdiÄŸi merhaleler göz önüne alınarak, vurmalı çalgılar, nefesli çalgılar ve telli çalgılar sırası içinde incelenmektedir. Biz burada. Osmanlı mûsikîsinin çeÅŸitli türlerinde kullanılan çalgıları, kullanılma alanlarını birleÅŸtirerek, vurmalı-nefesli-telli (mızraplı-yaylı) sırasına göre toplu olarak sınıflandıracağız .

Vurmalı Sazlar

1) Tahtalar

Çevgân
Kaşık
Çalpara veya Çengi Çubuğu

2) Zilliler

Zil (Halile)
Mehter Zili
Hitit Sistrumu
Zilli MaÅŸa
Parmak Zili


3) Derililer

Kös
Davul
Nakkare
Kudüm
Dâire
Def
Bendir
Nevbe
Darbuka

Nefesli Sazlar

1) Dilliler

Zurna
Mey
Kaval
Tulum
Sipsi
Çifte
ArÄŸul
Düdük


2) Dilsizler

Nefir
Kaval
Ney
Girift
Miskal
Pîşe
Mû
Kara kamış
Komuz
Garmon
Hokkabaz Borusu
Mizmar

Telli Sazlar

1) Yaylılar

Iklığ
Sînekeman
Keman
Rebab
Klâsik Kemençe
Karadeniz Kemençesi
Ağaç Kemane
Yaylı Tanbur
Kabak Kemane


2)Mızraplılar

Kopuz
Kolca Kopuz
Lâvta
Çeng ( Mugni)
Tanbur
Ud
Kanun
Santur

(Visited 10 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 07.11.2007 tarihinde Sema tarafından, Büyük Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu bölümünde paylaşılmıştır ve 11408 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 1 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Osmanlı Musikisi | Askeri, Dini, Klasik ve Folklorik orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleSavarona Yatı Resimleri l Atatürk'ün Özel EÅŸyaları Sonraki MakaleKredi ve Burs BaÅŸvuruları BaÅŸlıyor

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz