Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Okulda Hiperaktivite Yönetimi | Hiperaktivite: Özdenetim Noksanlığı


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 28.11.2007 tarihinde hale tarafından, Öğretmenler ve Adayları İçin Özel Bölüm bölümünde paylaşılmıştır ve 4248 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Okulda hiperaktivite yönetimi

Özdenetimi olmayan hareketli çocukların kontrolü sanıldığı kadar zor değildir. Öncelikle çocuğun beyin fonksiyonlarının istenen şekilde olması sağlanmalıdır. Bunu sağlamanın en güzel yolu mesleki eğitimdir. Çocukların psikomotor gelişimlerini sağlayarak, özdenetimlerinin gelişmesini sağlayabiliriz. Okullar aynı zamanda çocukların mesleki eğitime yönlendirildiği kurumlar olmak zorundadır.


Çocukla anlaşma imzalayın

Bir çok araştırma hiperaktivitenin sınıf yönetimine adanmıştır. Dikkat edildiğinde ayrıca davranış ve akademik performanstaki gelişmeler fark edilmiştir. Bu teknikler belirtilen güçlenmeyi, cezalandırma ve mutabakat sağlama konularını içerir. Son olarak da, çocuk ve öğretmen, çocuğun nasıl davranması gerektiği ve dikkatinin arttırılması ile ilgili konularda yazılı bir anlaşma imzalarlar.

Önemli noktalar


Çocuğun ödevlerini yaparken gerektiğinde ara vermesine olanak tanıyın. Bu aralara diğer çocuklardan daha sık ihtiyaç duyacaktır.
Oyun saatlerini azaltma ve teneffüs iptalinden kaçının. Oyun saatleri çocuğun fazla enerjisinden kurtulması için iyi bir fırsattır.
Farklı aktivite düzeyleri gerektiren dersleri gün içine dağıtın. Müzik, beden eğitimi, resim gibi yardımcı dersleri daha çok dikkat gerektiren Türkçe, matematik gibi derslerin arasına koyun.

Video çekimi

Öz telkin. yararlı bir sınıf içi yönetimi olarak kabul edilir.
Özdenetimini sağlamak için çocuğa, davranışlarının ne kadar yararsız ve tedirgin edici olduğunu göstermek için. Video çekimleri ile bilgi vermenin çok yararlı olacağını söyleyebiliriz.

Sadece 10 dakika!

Bu çocuklarla halka şeklinde çalışma çok zordur. Dürtülerinin ve vücutça hareket etme ihtiyaçlarının çok olmasına dikkatlerini bir noktada toplama güçlüklerine rağmen, onlardan yerlerinde sessizce oturmaları, birkaç konuyu içine alan ve grup liderinin uzaktan izlediği bir grup tartışmasını on dakika izlemeleri istenir.

Sonuç olarak

Çocuğun krizlerine ilgi göstermemek, bunlara ilgisiz davranmak, onu ele alırken sakin olmak
Çocuk olumlu davranışlarda bulunduğunda, ona ilgi göstermek ve onu ödüllendirmek
Çocuğun krizlerinden ürkmemek ve ona aciz görünmemek
Çocuğun üstüne fazla düşmemek
ÇocuÄŸu sürekli “yapma” uyarısı ile kısıtlamamak, ancak belli kuralları koymak
Çocukla sabırlı ve kararlı davranmak, iyi bir iletişim kurmanın yollarını aramak
Çocuğun olumsuz davranışlarının altında yatan duyguları keşfetmek
Çocuğun dramatik oyunlarla ve taklit oyunlarıyla rahatlamasını sağlamak
Çocuğu zevk alıyorsa, su. resim ve boyama faaliyetlerine yönlendirmek, bu faaliyetlerle duygularını dışa vurmasını sağlamak. Yaptığı eserleri inceleyerek onu tanımaya çalışmak.
Çocuğu tanıyarak yönlendirmek
Çocuğa başarı alanları bulmak
Çocuğu yönlendirerek enerjisini harcamasına yardım etmek
Teke tek arkadaş ilişkileri geliştirmesine fırsat vermek olarak sıralanabilir


Hiperaktivite; özdenetim noksanlığı

Hiperaktivite, aşırı hareketlilik demektir. Bir çocuk, sadece “hareketli” olduÄŸu için “hiperaktif” damgası yiyor. Oysa “sorun”, çocuÄŸun “hareketli” oluÅŸunda deÄŸil, “amaçsız”, “sorumsuz” ve en önemlisi “özdenetimsiz” hareketinde. Yani hareketliliÄŸe deÄŸil, kontrolsuz ve bilinçsiz harekete bakmamız gerek. Burada da “özdenetim” düzeyini deÄŸerlendirmek gerek. “Hiperaktif çocuk” yerine “özdenetimsiz çocuk” demeliyiz.

“Özdenetimsizlik” ve bunun sonucu oluÅŸan “kontrolsüz / bilinçsiz hareketler”, yaramazlığın da temel dinamiklerini oluÅŸturur. Hiperaktif diye hasta olarak etiketledikleri bir çocuÄŸu, yaramaz bir çocuktan ayırt edemeyiz. Yaramazlık sempatiyle karşılanan bir ÅŸey toplumumuzda.

Kör noktalara dikkat!

ÇocuÄŸumuzun yaÅŸadığı sorunları aÅŸmasını istiyorsak, önce kendimize bakacağız. Kendimiz deÄŸiÅŸirsek, çocuÄŸumuz da deÄŸiÅŸecektir. Bunu yapabilmek için her zaman uzman yardımı/müdahalesi de gerekmez. Her ebeveyn çocuÄŸunu ve kendini bazen uzmandan bile daha iyi tanıyabilir. Ama dikkat etmeliyiz, kendi çocuÄŸumuza karşı “körleÅŸtiÄŸimiz” noktalar da olabilir.

Özdenetimini kazandırmalı

Bu deÄŸiÅŸime niyetlenen ebeveynler, bazı temel unsurlara odaklanarak yol alabilirler. OlgunlaÅŸma talepleri baÅŸta geliyor. ÇocuÄŸun yapabileceÄŸi her ÅŸeyin “kararlı” bir ÅŸekilde talep edilmesi gerekiyor. Ardından çocuÄŸun geliÅŸimini, baÅŸarılarını ve hatalarını izlemek ve çocuÄŸu baÅŸarıları için gecikmeden desteklemek, hataları için de bilgilendirmek çok önemli. Ä°letiÅŸim, her ÅŸeyden çok daha önemli. Ä°letiÅŸim konusunda en büyük ebeveyn zaafları, hem yeteri kadar zaman ayırmamaları, hem de çocuÄŸu tam olarak dinlememeleri. Dinler gibi görünüp de dinlememek, hiç dinlememekten daha kötüdür.

Tutumlara dikkat!

ÇocuÄŸuna ilgi gösteren iki ebeveyni ele alalım. Bir anne, çocuÄŸu öncelikle kendisi ihtiyaç duyduÄŸunda seviyor, okÅŸuyordur, ama diÄŸer anne, çocuÄŸun ihtiyaçlarını “hissederek” bu iliÅŸkiyi kuruyordur. Bir çocuÄŸun kendine güvenen, bağımsız bir kiÅŸilik geliÅŸtirmesini saÄŸlayan, öteki çocuÄŸun ise güvensiz, bağımlı, hırçın bir çocuk olmasına sebep olan iÅŸte bu tarz tutumlardır…

Dengeli bir eÄŸitim ÅŸart

Ebeveyn birçok şeyi çocuk yerine yaparsa, çocuk bağımlı birisi olmaya aday olur. Becerileri gelişmez.
Başıboş bırakılırsa, bu sefer de, neyi ne zaman nasıl yapması gerektiğine dair hiçbir bilgi verilmediği için, serseri mayın gibi oradan oraya savrulur.
Baskıcı bir tavırla büyütülürse, o zaman da, yanında birileri olduğunda bazı şeyleri yapar belki, ama tek başına iradesini harekete geçiremez.
Aynı zamanda huzursuzluk belirtileri de gösterir.

Bunaltıcı ilgiye son!

Ebeveynin sevecenliÄŸi de ayrıca büyük önem taşıyor. Sevgi eksikliÄŸi ya da fazlalığı deÄŸil konu. ÇoÄŸu ebeveyn şöyle diyor: Çok sevdik galiba çocuÄŸumuzu, ondan böyle oldu. Bunun adı aşırı sevgi deÄŸil; “bunaltıcı ilgi”dir aslında. ÇocuÄŸun her adımını kontrol eden bir ilgi. Bu çok tehlikeli. Çocuk “bağımsız bir kiÅŸilik” geliÅŸimine fırsat bulamıyor. HADE tanısı konmuÅŸ çocukların hemen hepsinin “özgüven” problemi vardır, kendi baÅŸlarına bir ÅŸey gerçekleÅŸtirme becerileri yoktur. Bu becerileri yoktur, çünkü buna fırsat bulamamışlardır.

EÄŸitim ÅŸart!!!

HADE teÅŸhisi konan çocuklara yakından baktığımızda, bu çocukların çoÄŸunun erkek çocuklar olduÄŸunu görüyoruz (kız erkek oranı 1’e 10 civarında). Ebeveynlerin erkek çocuk tercihi Amerika’da bile %80 dolaylarında. Erkek çocuk tercih eden ebeveyn, erkek çocuÄŸuna çok da farklı davranıyor. Genellikle şımartıyor. Ä°steklerini sürekli karşılıyor. ÇocuÄŸun sevgi ve ilgi ihtiyacını deÄŸil, oyuncak ihtiyacını -bu oyuncaklar nedense çoÄŸunlukla silah oluyor-, fazla fazla karşılıyor. Hem şımartıyor hem ihmal ediyor, hem de daha sonra erkek çocuktan çok ÅŸey bekliyor. Ama çocuÄŸun “duygusal zekasında” ciddi boÅŸluklar oluÅŸtuÄŸu için, çocuk bu beklentileri karşılayamıyor. Okula baÅŸladığında da sorunlar iyice su yüzüne çıkıyor. Aslında sorun 2-3 yaşından itibaren iÅŸaretlerini verir. Ama aile üzerinde durmaz. Bu öncelikle bir aile sorunudur ve çözümün de önce orada bulunması gerekir. EÄŸer öğretmen destek olursa, çok daha kısa sürede sonuç alınır. Ama ailenin desteÄŸi olmadan sadece iyi öğretmenle sonuç alamazsınız.

Talepkar olmalıyız

Çözüm için ebeveyn-çocuk iliÅŸkisinde “hatalara” odaklanılması gerekir.
Nedir bu hatalar:
Ebeveynin çocuğun olgunlaşmasını talep etmemesi en büyük hataların başında yer alır. Çocuğun yapabilecek durumda olduğu her şeyi ondan talep ediyor olmalıyız ebeveyn olarak. Sorumluluk bilinci, olgunlaşmanın en önemli sonucudur.
EÄŸer biz ebeveynler, çocuÄŸumuzun yerine yaparsak birçok ÅŸeyi, veya tamamen başıboÅŸ bırakırsak, ya da baskıcı bir tavırla bunları yapmasını ondan istersek, çocuk olgunlaÅŸamaz, sorumluluklarını öğrenemez, “özdenetim” geliÅŸtiremez.

Ailedeki huzursuzluk etkiler

Özdenetimsizlik, kontrolsüz ve bilinçsiz hareketler, ve yaramazlığın yanı sıra, çocuÄŸun içinde bulunduÄŸu ortamın (aile ortamının) aşırı gergin olmasına baÄŸlı olarak “huzursuzluk” ve bunun eÅŸliÄŸinde oluÅŸan “kontrolsüz hareketlilik” de ayrıca gözden kaçırılmaması gereken bir unsurdur. Parçalanmış aileler, günümüzde istisna olmaktan çıkmış durumda. Evliliklerin çoÄŸunda ise eÅŸler arasında çatışmalar eksik olmuyor. EÅŸlerin her ikisinin çoÄŸu zaman yorucu iÅŸlerde çalıştığını da göz önünde bulundurduÄŸumuzda, çocukların “huzursuzluk” yaÅŸamamaları sürpriz olacaktır. HADE (Hiper Aktivite ve Dikkat EksikliÄŸi) etiketini yemeyen çocukların çoÄŸunda da bu tür huzursuzluk iÅŸaretlerini görmek mümkün zaten. HADE etiketi yapıştırılan çocuklar, göze batan düzeyde huzursuzluk yaÅŸayan çocuklardır diyebiliriz.

(Visited 1 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 28.11.2007 tarihinde hale tarafından, Öğretmenler ve Adayları İçin Özel Bölüm bölümünde paylaşılmıştır ve 4248 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Okulda Hiperaktivite Yönetimi | Hiperaktivite: Özdenetim Noksanlığı orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleTürk Toplulukları | Musevi Türkler: Karay Türkleri - Karaimler - Etimoloji - GeçmiÅŸleri - Karay Dili - Türkiye Ve Dünyada Karaylar - Cumhurba Sonraki MakaleEk Ders Ãœcretleri Mahkemelik Oldu | Türk EÄŸitim-Sen

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz