Bilgi Bankamız 62 Kategoride, 9052 Makale ve Konu Anlatımı içermektedir. Son Güncelleme: 27.01.2020 06:06

Kanseri Önleyici Beslenme | Prof. Dr. Ahmet Aydın


İçerik Hakkında Bilgi

  • Bu içerik 16.12.2007 tarihinde hale tarafından, SaÄŸlık Dünyası | Alternatif Tıp | Ä°lk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 8182 kez okunmuştur.
    Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

İçerik ve Kategori Araçları


Kanseri Önleyici Beslenme

Kanserin başlaması veya ilerlemesinin önlenmesinde beslenme çok önemli. Bir başka ifadeyle beslenme ile kanser önlenebiliyor. İşte kanseri önleyici beslenme önerileri.


Kanser sanki bulaşıcı bir hastalık salgını gibi, sürekli artıyor… Tıptaki ilerleme kanserdeki artışı azaltmadığı gibi ilerlemesini de engelleyemiyor!. Uzmanlar kanserin ancak erken teşhisinin (mamografi, prostat spesifik antijen; PSA ve diğer tümör belirteçleri vb.) yapılabileceğini ve ilerlemesinin de ilaç, ışın ve ameliyat ile mümkün olduğunu anlatıyorlar. Bu erken teşhis çabalarının tıp sektörüne para kazandırmakta olan başarısı ile kanserin tedavi başarısı maalesef aynı paralellikte gitmemektedir. Bu çevreler rant getirmediği için kanserin erken önlenmesi adına neredeyse hiç çaba sarf etmemektedirler.

Kanser vakalarının yarısını akciÄŸer, kalın bağırsak, meme ve prostat tümörleri oluÅŸturur. Kalın bağırsak (kolon), meme ve prostat kanserlerinin %80’inde neden beslenme hatalarıdır ve rahatlıkla önlenebilirler.


Kanser nedir?

Hayatımızı sürdürebilmemiz için hücrelerimizin sürekli yenilenmesi, yani bölünüp çoğalmaları gerekir. Yaşam süresini dolduran hücreler vücuttan atılırlarken yerlerine yenileri gelir. Bu denge genlerin kontrolü altındadır. Bazı genler hücrelerin bölünüp çoğalmasını sağlarken, bazıları da aşırı hücre üremesini dizginlerler. Çocukluk çağı dışında yaşlanan hücrelerle yeni yapılanlar hemen hemen birbirine eşittir. Aşırı hücre üremesinin dizginlenememesine, yani yıkımdan çok yapım olmasına kanser denir.

Kanser oluşum mekanizmaları

Beslenme, hava kirliliği, radyasyon, sigara, çevre kirliliği, gıda katkı maddeleri ve çeşitli toksinler yaptıkları hasarla gen fonksiyonlarını bozarlar (mütasyon) ve hücreler aşırı şekilde ürerler. Hücrelerin aşırı şekilde üremesini dizginleyen genler ise aktiviteleri azaldığı ya da bu aşırılıklarla baş edemediği için kanser oluşur.

Diyetteki mutajenik (mütasyon yapan) ya da kanserojen ajanlar DNA‘ya baÄŸlanarak onu hasara uÄŸratırlar. Hasar kritik bir düzeye ulaşınca normal hücreler kanserli hücreler haline dönüşür. DNA onarım enzimleri ve diÄŸer gen koruyucu mekanizmalar 24 saat içinde hasarın %90’ını temizler. En mükemmel DNA onarım mekanizmaları insanlarda bulunur.

Her insan hücresinde günde 10,000 mütasyon olur. Eğer DNA onarım enzimleri yoksa ya da yetersiz çalışıyorlarsa bu mütasyonlar hızla kansere yol açarlar.

Hücrelerin DNA onarım kapasiteleri sınırlıdır. Bu nedenle gen koruyucu mekanizmalar son derece önemlidir.


Kanser-ölüm oranları

Kanserler organların işlevlerini bozarak yaşamımızı tehlikeye atarlar. Kanser tüm dünyada en çok ölüme neden olan iki hastalıktan biridir (diğeri koroner kalp hastalığıdır).

Tarihte kanser

Hırvatistanda M.Ö 5300 ile M.S 1850 yılları arasında yaşamış 3160 insanın (ortalama yaş 35) iskeletleri birincil kemik tümörleri ve ikincil ya da metastatik (başka organdan kemiğe sıçrayan) kemik tümörleri açısından incelenmiş ve günümüze göre son derece düşük sayıda kemik tümörü saptanmıştır. Tümör sayısı günümüzdeki ile kıyaslandığında o kadar düşüktür ki bunu sadece yaşam süresinin kısalığı ile izah etmek mümkün değildir.

Gelişmekte olan ülkelerde çok az kanser olgusu vardır. Burada yaşayan insanlar gelişmiş ülkelere göç ettiklerinde, bir-iki nesil sonra bunların akrabalarında kanser sıklığı artmaktadır. Bu durum kanserin genetik nedenlerden çok, çevresel nedenlere bağlı olduğunu ve bunların önlenebileceğini düşündürmektedir.

Kanser nedenleri

Amerika Kanser DerneÄŸi’nin bildirdiÄŸine göre 2005’te 1.3 milyon kanserli olgudan 570,280’i ölmüştür. Bunların üçte biri sigaraya, üçte biri de beslenmedeki yanlışlıklara baÄŸlıdır. Kalan üçte birin büyük bir bölümünü bilinmeyen nedenler ve diÄŸer nadir nedenler oluÅŸturmaktadır. Kanser nedenlerinde beslenme hataları %35’lik bir oran ile başı çekmektedir. Ä°kinci sırada %30 ile sigara yer alır. Kanserin diÄŸer nedenleri enfeksiyon hastalıkları (%10), mesleki hastalıklar (%4), alkol (%3), çevre kirliliÄŸi (%2), gıdalara konan katkı maddeleri (%1) ve bilinmeyenler (%15)’dir.

Kanser vakalarının yarısını akciÄŸer, kalın bağırsak, meme ve prostat tümörleri oluÅŸturur. Kalın bağırsak (kolon), meme ve prostat kanserlerinin %80’inde neden beslenme hatalarıdır ve rahatlıkla önlenebilirler.

Kanser tedavisi çok güçtür. Ayrıca trilyonlarca dolarlık büyük bir pazardır. Bu nedenle özellikle son yıllarda kanseri önleme ile ilgili halk sağlığı önlemleri son derece ihmal edilmiştir. Erken önleme tedbirlerinin yerini erken teşhis tedbirleri almıştır.

Kanserin başlaması ve/veya ilerlemesinin önlenmesi

Kanserin başlaması ve/veya ilerlemesinin önlenmesinin hemen hemen her aşamasında beslenme unsurlarının önemli bir rolü vardır.

Önleme yolları

Kanseri aktifleÅŸtirecek enzimlerin inhibisyonu
DNA’ya hasar veren serbest radikallerin temizlenmesi
Kanser zehirlerini (toksin) temizleyen (detoks) enzimlerin aktivasyonu
DNA onarım mekanizmalarının harekete geçirilmesi
DNA’ya hasar veren serbest radikallerin temizlenmesi
İltihabın (enflamasyon) azaltılması
Normal hücre ölümünün (apoptozis) gecikmesinin önlenmesi
Bağışıklığın güçlendirilmesi
Tümörün damarlanarak (anjiyogenezis) çevre organlara sıçramasının (metastaz) engellenmesi

Aşağıdaki tedbirlerle kanserlerin en az üçte ikisi önlenebilir.

• Un ve şekerden kaçınarak insülin direncini yenin.
• Hiçbir ÅŸekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren ‘light’ hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin.
• Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin. Taş devri diyetini uygulayın.
• Bol taze sebze ve meyve yiyin.
• Yeterli omega-3 alın; ayçiçeği, mısır, soya, pamuk ve margarin gibi yağları diyetinizden çıkartın. Bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağları (tereyağı, iç yağı ve kuyruk yağı) yiyin.
• Kefir, yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden (faydalı mikroplar) zengin gıdalarla beslenin.
• Özgür dolaşan hayvanların etini ve yumurtasını yiyin.
• Pastörize sütlerden mümkün olduğunca kaçının. Kutu sütü tüketmeyin. Mümkünse mandıra sütü kullanın. Süt yerine süt ürünlerini (yoğurt, peynir) tercih edin.
• Günde iki diş sarımsak ve/veya 1 baş kuru soğan tüketin.
• Günde 1-2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin
• Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz!)
• Stresten uzak durun.
• İyi uyuyun.
• Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durum.
• D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli bir şekilde güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın.
• Yeteri derecede egzersiz yapın.
• Aşırı alkol kullanmayın.
• İşlenmiş soya ürünü yemeyin.
• Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama, buharda pişirme) ile pişirin. Turbo fırınlar da kullanılabilir.
• Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi) besin kayıplarına yol açar; ayrıca kanserojen olabilirler.
• Daha çok toprak (güveç), cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin. Emaye ve çelik tencere daha sonraki tercihlerdir.
• Teflon ve alüminyumu ise kesinlikle kullanmayın.

Kaynak: Prof. Dr. Ahmet AYDIN

(Visited 17 times, 1 visits today)


Kaynak: Kadim Dostlar ™ Forum

Bu içerik 16.12.2007 tarihinde hale tarafından, SaÄŸlık Dünyası | Alternatif Tıp | Ä°lk Yardım bölümünde paylaşılmıştır ve 8182 kez okunmuştur. Bu içeriğin devamında incelemek isteyebileceğiniz 0 adet mesaj daha bulunmaktadır.

Kanseri Önleyici Beslenme | Prof. Dr. Ahmet Aydın orjinal içeriğine ulaşmak için tıklayın ...

Önceki MakaleÅžahmeran Efsanesi | Anadolu’ nun sadece sözlü halk edebiyatında deÄŸil, el sanatlarında da etkisini sürdüren bir efsanedir. Sonraki MakaleMevlânâ Celaleddin-i Rumi

Bu Makaleyle İlgili Fikirlerinizi ve Görüşlerinizi Diğer Ziyaretçilerle Paylaşabilirsiniz